Çocuklarda şiddet

realist

Nirvana
Kayıtlı Üye
3 Aralık 2006
3.073
132
63
Benim minicik oğlum,koklamaya kıyamadığım yavrum bu yıl 1. sınıfa başladı.
Çocuk sıkılmasın diye okuldan gelince apartmanın önünde oynamasını söyledim.Güzel güzel oynarken,ağlama sesi geldi bana.Herhalde düşmüştür deyip pencereden baktım.Çevresindeki arkadaşları elinden tutmuş eve getirmeye çalışıyordu.Diğer apartmanlardan aynı yaştaki çocuğun biri boncuk fırlatan tabanca ile vurmuş oğlumu omuzundan.Çocuk ağlıyor ,omuzu mosmor.
Benim aklımda hala şiddete karşıyım sözü..
Abisi gidip çocuğun annesini uyardı.Annenin cevabı da aynı mantıksızlıkta.Ben tabancayı verdim oynasın diye ama boncuk vermedim diyor.Bre çağdışı kadın,o çocuk yerlerden bile bulabiliyor o boncuğu!.....
Özürü kabahatinden büyük diye buna derler.Ben iyi ahlaklı,insan ilişkileri güzel olan bir çocuk yetiştirmek istiyorum.Çok istemesine reğmen ben ona bir tabanca almadım hiçbir zaman..
Geçen yıl da ana sınıfında bir yıl boyunca bir kız çocuğundan dayak yiyip geldi.Ama kız problemliydi,herkese yapıyordu,herkes karşılığını veriyordu ama benimki mazlum garibim.Hani kız gibi derler ya işte öyle!...
Yani şiddeti yavruma öğretmemekle hata yaptığıma inandım.Bunu kendime itiraf etmek çok zor oldu ama hatalıyım bu konuda.
Çünkü artık Türkiye'de ben insanların şiddetten uzaklaşacaklarına inanmıyorum.Yeni gelen nesil de böyle yetişiyor çünkü.
Çocuğumun gözüne gelseydi omuzunu morartan boncuk acaba bir özürle o göz eskisi gibi olabilecek miydi?
Siz siz olun şiddeti olmasa bile şiddetten nasıl korunabileceğini öğretin lütfen çocuklarınıza!...Benim canım yanıyor bu konuda sizin canınız yanmasın bari!...
 
öncelikle çok çok geçmiş olsun
çok şükür ki çocuğunuzun başka bir tarafına başka bir şekilde bir zarar gelmemiş:nazar:

çocuklara alınan bu tür şiddet içeren oyuncaklara son derece karşıyım ben de.aileler neden bu kadar duyarsızlar bilmiyor ve anlayamıyorum ama bugüne kadar asla ama asla oğluna silah almamış bir anne olarak aylar önce burada paylaşmış olduğum bu yazıyı birkez daha hatırlatmak istedim
lütfen daha sevgi dolu ,daha bilinçli çocuklar yetiştirelim
sevgilera.s.



silahla oyun olmaz!!!!

--------------------------------------------------------------------------------

Sakarya'da, Akyazı Belediyesi'nin düzenlediği, çocukları şiddetten uzak tutmayı ve okumayı teşvik etmeyi amaçlayan 'Oyuncak silahını getir, bir kitabın olsun' kampanyası sonuç verdi. Toplam 3 bin 500 oyuncak silahın toplandığı kampanya çerçevesinde belediye, oyuncak silahlarını getiren çocuklara 6 bin kitap ulaştırdı.

Belediye ayrıca, oyuncak satan dükkanlarla da görüşerek oyuncak silah satmamalarını istedi. Oyuncakçılar da silah satışını bıraktı.

Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı, kampanyanın devam ettiğini belirterek, uzun soluklu olan projenin başarıyla yürümesinin sevindirici olduğunu söyledi.

Oyuncak satan işyerleri sahiplerinin kendilerine büyük katkı sağladığını ifade eden Yazıcı şunları kaydetti:

"Belediye ekiplerimiz oyuncakçıları dolaşarak dükkan sahiplerinin rızaları doğrultusunda oyuncak silahları satın alarak imha etti. Bu dükkanlara silah almaya gelen çocuklara verilmek üzere kitap bıraktık.

Ayrıca dükkanların camına 'Bu işyerinde oyuncak silah satılmamaktadır' uyarı yazısı astırdık.

İlçede yoğun bir duyuru yaparak çocuklara ve ailelere ulaştık. Bin kadar çocuk, oyuncak silahını belediyeye getirerek kitap alıp kampanyaya katıldı.

Oyuncakçılardan da topladığımızla birlikte 3 bin 500 adet oyuncak silahı imha ettik. Buna karşılık 6 bin kitabı çocuklara ulaştırılması için oyuncak dükkanlarına dağıttık."

Çocukların oyuncak silahtan vazgeçmeleri için ilginç afişler hazırlayarak tüm okul ve parklara astıklarını ifade eden Yazıcı, bu afişlerin çocukların dikkatini çektiğini ve oyuncak silahlarını bırakmaları konusunda teşvik ettiğini vurguladı.

'En büyük bilgi kitaptır', 'Silahla oyun olmaz, silahın oyuncağı olmaz', 'Oyuncak silahını getir bir kitabın olsun' afişleriyle çocuklara ulaştıklarını dile getiren Yazıcı, "Ülkemizde bilinçsiz silahlanmanın sonucu olarak maganda kurşunuyla çok acılar yaşandı. Aynı acıların sürmemesi için bireysel silahlanmanın önüne geçilmesi gerekiyor. Bu da ancak eğitimle olur. " diye konuştu.
 
Son düzenleme:
realist hanim cok güzel bir konuya deginmissiniz.ayrica cok gecmis olsun cocugunuz cok büyük bir tehlike atlatmis.biliyomusunuz ben cok kücük iken mahallede bir tane cocugun gözü celikcomak diye bir oyun oynarken kör oldu gözüne comak geldi.böyle oyunlar oyuncaklar cok tehlikeli ama ne yazikki para ugruna insanlarin hayati cocuklarin hayati pahasina siddet icerikli oyuncaklar üretilmekte,cizgi filmler dizi filmler sinemalar yapilmakta.bunun önüne ne yazikki gecilemiyo.siz cocugunuzu ne kadar siddetten uzak tutmaya calissanizda ne yazikki siddet geliyo onu buluyo.bende cocuklarimi siddetten uzak yetistirmeye calisiyorum ama yalan yok cocuklarima "siz baslatmayin egerki size vuran olursada karsiligini verin" diyorum.bir sekilde kendilerini savunmak zorundalar ne yazikki hayat sartlari bunu gerektiriyo.savaslar niye cikiyo hep siddet ve cikarlar yüzünden degilmi.
 
cok gecmis olsun, allah korumus...
sizi tebrik ediyorum cocugunuza o sacma oyuncaklardan yani silah almadiginiz icin....
bence siz yinede herseye ragmen en iyisini yapmissin...
fakat kendinisi korumak konusunda haklisiniz siddeti degil kendini nasil koruyabilecegini her anne ögretmeli cocuguna....
 
Geçmiş olsun.aile öğretmenler şiddetten ne kadar uzak tutmaya çalışsa da televizyonlar her daim ön plana çıkarıyor.adeta güzel gösterilmeye çalışılıyor.çocuk birinden etkilenmese de diğerinden etkileniyor.kısacası zaten şiddetle iç içe yetişen bir nesil geliyor geriden.eğer birileri dur! demezse gelecekte neler olur tahmin etmek güç değil.
 

Gecmiş olsun...

Bence siz kendinize haksızlık ediyosunuz. Şiddetten korunmayı öğretmemişiniz sizden şiddet görmemişki öğrensin cocuk:1hug:

Evet malesef şimdi cocuklara pek bir şey öğretmiyor ebeynler yada başaramıyolar.
Her istediklerini yapıolar. Eeee cocugum istedi...
Varı yoku bilmeyen insan yada cocuk bir başka şeyin yada canlının değerini bilmezki.

allah sonumuzu hayır getirsin ne diyeyim. Ama benim gelecekteki nesilden hiç umudum yok niyemi.
Paylaşmayı bilmiyolar.Hep bana diyen bencillikleri diz boyu. daha cok şey var ama bu kadar yeter herhalde.


 
Bana katıldığınız için teşekkürler ama inanınhala umudum yok.Bu dünya var olduğu sürece şiddeti yer tüzünden silemeyeceğiz.Ama ben yine de vicdanım rahat olsun diye hala şiddete hayır diyeceğim!..Ve çocuğuma asla almayacağım bu tabancayı.
Sevgili Talin ne güzel yazmışsın.Ben bu yazıyı öneri olarak tam de seçim zamanı yaklaşmışken belediyemize sunayım.Belki bir faydası dokunur da birkaç çocuk şiddetten uzaklaşır!....
 
çoçuklarda şiddeti cevrelerinden-tv-internet-aile gibi kurum ve yayın organlarından öğreniyor ne yazık ki.annenin çoçugun şiddet davranışını dolaylı maskelemeside çok yanlış.sokaktaki yada evdeki çoçuk ne yazık ki şiddete fazlasıyla mailli.bunu toplumsal bir sorun olarak algılayıp devletinde ciddi bir şekilde eğilmesi lazım.yayaınlanan dizi-flim-çizgi flimlerin içeriklerinin gözden geçirilmesi ve yayın saatlerininin geç saatte alınmasıda lazım
anne ve babalar silah-tabanca gibi şiddeti direk destekleyen oyuncaklar yerine çoçuklarına paylaşım araçları alabilirler.mesela lastik top.oynamak için genelde paylaşım gerekir...aslında uzun ve ciddi bir konu burda açıklamaya zaman yetmez...
 
Bana katıldığınız için teşekkürler ama inanınhala umudum yok.Bu dünya var olduğu sürece şiddeti yer tüzünden silemeyeceğiz.Ama ben yine de vicdanım rahat olsun diye hala şiddete hayır diyeceğim!..Ve çocuğuma asla almayacağım bu tabancayı.
Sevgili Talin ne güzel yazmışsın.Ben bu yazıyı öneri olarak tam de seçim zamanı yaklaşmışken belediyemize sunayım.Belki bir faydası dokunur da birkaç çocuk şiddetten uzaklaşır!....

ne kadar güzel bir fikir
hepimiz aslında bu fikri sunsak belediyelerimize
tam da bugün mustafa sarıgül'le yani şişli belediye başkanıyla tanışacakken acaba söylesem mi diyorum:1rolleyes:
belki hepimizin sayesinde en azından silahın oyuncağı yasaklanır da çocukların o küçücük ellerinde silahları gördüğümüzde iç çekmeyiz bizler dea.s.
 
"Okul öncesi dönemi olarak adlandırılan 3-6 yaş arası, çocukluğun en renkli ve hareketli dönemlerinden biridir. Bu dönemde çocuk konuşkan, meraklı, öğrenmeye hevesli, girişken, daha sosyal ve sevimlidir. Bu yaştaki çocuklarda yaşayarak öğrenmenin, deneme ve yanılmanın belirgin olduğunu görülür. Çocuk her şeye bakar, her şeyle ilgilenir, sorular sorar. Dil gelişimi hızlı ve dilin kullanımı daha iyidir, hikayeler anlatır veya hikayeler uydurabilirler. Kendisine uygun olsun ya da olmasın her şeyi denemek isteyebilirler. Oyun oynamak, koşmak, zıplamak, atlamak gibi bedensel aktivitelerden çok hoşlanır, bisiklete binebilir, tırmanabilirler. Bu dönemde çocuklarda rekabet-yarışma duygusu ortaya çıkar. Yaşıtları veya biraz daha büyük çocuklarla aralarında rekabet davranışları, kıskançlıklar görülür. Anne-babanın beğenisini, takdirini kazanmak ve sevgisini görmek çok önemlidir. “Beğendin mi?” “Güzel olmuş mu?” “Anne beni seviyor musun?” gibi sorularla sıklıkla karşılaşılabilinir.Unutmayın, çocuğunuz gördüğünü uygular“Ben” kavramının ortaya çıktığı ilk yıllarda çocuklarda negatif tutum ve davranışlara sıklıkla rastlanabilir. Çocuk, kendisi giyinmek, yemek yemek koşmak ve oynamak ister, engellendiğin de aşırı tepki, öfke, ağlama, tepinme, vurma, tekmeleme, istediği yapılmadığında eşyalara ya da kendine zarar verme gibi tepkisel saldırgan davranışlar gösterebilir. Okul öncesi dönemde büyüme ve gelişmeyle birlikte bağımsızlığın artması, çocukların kendi bedenlerini tanımaları, özellikle erkek çocuklarının bedensel güçlerini fark etmeleri, bunu kullanmalarına neden olur. Anne-baba, çocuk tepindiğinde onunla konuşmak, sorunu anlamak ve sakin olmak yerine, bağırıyor, çekiştiriyor hatta vuruyor ve sonunda da istediğini yapmasına izin veriyorsa çok değil, iki-üç kez bunu denemişse olumsuz davranışı öğrenmiş ve saldırgan davranış pekişmiş olur. Çocuklar çok iyi gözlem yapar, hissederler ve öğrenme konusunda da bizden daha hızlıdır.

Çocuk öğrenmesinde deneme-yanılma yoluyla öğrenme kadar önemli olan diğer bir unsur da, “taklit”dir. Eğer ondan topu fırlatması isteniyorsa o, bardağı veya oyuncağı da fırlatabilir. Özellikle çocuklar, anne-babalarının, yaşıtlarının, öğretmenlerinin davranışlarını sıklıkla taklit eder. Çocuğun gördüğü tutum ve davranışı uygulaması, beklenen bir durumdur. Kavramlar büyüme ve gelişme dönemiyle birlikte zamanla oluşacak, olgunluk kazanacaktır. Yetişkinler, gerek anlatarak, gerekse göstererek olumlu davranışı öğretecekler ve bir davranışın şekillenmesinde, benimsenmesinde model olacaklardır.

Çocuğunuza öfkesini kontrol etmesini öğretin
Öfke, doğuştan varolan bir duygu olarak kabul edilir. Bebek davranışlarında emzirme geciktiğinde öfke tepkileri (ağlama, memeyi almama, meme başını ısırma) görülebilir. Öfke ve saldırganlık, engellenme durumunda ortaya çıkar ve engellenme sürekli hale geldiğinde -iç ihtiyaçlar karşılanmadığında, emme ihtiyacı, sevgi ihtiyacı, öğrenme ihtiyacı, oyun ihtiyacı- pekişerek bir davranış biçimine dönüşebilir.

Anne-baba tutumları, çocuğun davranışlarında psiko-sosyal gelişiminde önemli rol oynar. Olumsuz anne-baba tutumları içinde; reddedici, sürekli eleştirici, kayıtsız, otoriter, baskıcı, dengesiz, tutarsız, aşırı koruyucu, gevşek ve mükemmeliyetçi tutumları sayabilir. Çocukların olumlu davranışlar geliştirmelerinde ılımlı, dengeli, sorun çözücü, kabul edici, anlayışlı, paylaşımcı, hoş görülü, ancak sınır ve kural koyan anne-baba-öğretmen tutumları önemli rol oynar. Öfke duygusu ve saldırganlığın doğuştan geldiği ve içgüdüsel olduğu kabul görmekle birlikte, çocuklara olumlu davranışlar kazandırılarak öfkeyi kontrol etmesi, saldırgan davranışı durdurması gösterilerek, anlatılarak ve rol modeli olarak öğretilebilir. En ufak bir sorun karşısında bağıran, eşyaları fırlatan, kıran, vuran anne veya babaya sahip bir çocuğun örnek alacağı ve öğreneceği davranışla sorunlar karşısında sakin, güvenli, çözüme yönelik davranan anne-babaya sahip çocuğun örnek alacağı ve öğreneceği davranış birbirinden çok farklı ve taban tabana zıt olacaktır.

Öfke, öğrenilmiş davranışa dönüşünce
İçgüdüsel olan bir duygu ve tepki bu noktada öğrenilmiş şiddete kolaylıkla dönüşebilir. Hangi davranışlar öğrenilmiş şiddet olarak tanımlanabilir? İki çocuk oynarken oyuncağı paylaşamama nedeniyle birbirlerini itmeleri, oyuncak kırılınca birinin diğerinin elini acıtması içgüdüsel saldırganlık olarak nitelendirilebilir. Ancak çocuk her defasında oyuncağı almak için vurma, itme, diğer çocuğun canını acıtma, ısırma, saç çekme, bağırma, tekmeleme davranışı gösteriyorsa buna öğrenilmiş saldırganlık-şiddet diyebiliriz. Saldırganlığın güçlenmesi çocuğun kendisine ve çevresine zarar vermesiyle sonuçlanır. Bir çocuğun hareketli olması, bazen yaramazlıklar yapması ya da ağlaması, oyuncağını kırması, arkadaşını itmesi onun saldırgan çocuk olduğu anlamına gelmez. Çocuğu saldırgan olarak tanımlamak için, bu davranışın sık sık tekrarlanıyor olması ve zarar verme amacı taşıyor olması gerekir. Yani saldırgan-şiddete yönelik davranışta zarar verme niyeti önemlidir.

Şiddet eğiliminin nedenleri;
• Çocuğa aile içinde, çevrede veya okulda sözel ve fiziksel şiddet uygulanması
• Evde veya çevresinde saldırgan davranışlarda bulunan bir modelin olması
• Çocuğun sürekli baskı ve kısıtlamayla karşı karşıya kalması
• Konulan sınırlar ve kuralların yeterince anlatılmaması
• Çocuğa evde ya da okulda çift mesaj verilmesi (Tutarlı, dengeli davranışı öğrenememesi)
• İlgi ve sevgi eksikliği
• Çocuğun anne-babasıyla sağlıklı özdeşim kuramaması
• Organik bir rahatsızlık
• Bedensel veya zihinsel engele sahip olma
• Çocuğun daha önce gösterdiği saldırgan davranışların ödüllendirilmiş olması
• Aşırı disiplin
• Televizyonda ya da bilgisayar programlarındaki şiddet içeren yayınlar

Şiddet eğilimine karşı anne-babalara öneriler;
• Ev ve okul ortamında kesinlikle sözel ve fiziksel şiddetten kaçınmalı
• Saldırgan davranışlar konuşulmalı, sonuçlarının neler olabileceği anlatılmalı, aynı durumla karşılaşsa neler hissedeceği üzerinde durulmalı
• Çocuğa duygu ve düşüncelerini anlatma olanağı ve sabrı gösterilmeli
• İki çocuk arasında oyun esnasında olabilecek tepkisel davranışlarda, taraf tutulmamalı daha iyi, olumlu ve paylaşımcı nasıl oynayacakları konusunda yardımcı olmalı
• Saldırgan davranış karşısında davranış durdurulmalı asla ödül niteliği taşıyan tavizler verilmemeli
• Saldırgan davranışın altında yatan temel nedenlerin neler olabileceği araştırılmalı
• Yargılayıcı, mükemmeliyetçi tutumdan kaçınılmalı
• Saldırgan çocuklar sporla ilgili faaliyetlere; okul takımı, yüzme, halk oyunları, kültürel etkinlikler, drama, satranç, gezi, fotoğrafçılık gibi etkinliklere yönlendirilmeli
• Saldırganlık eğilim olan çocuklara evde ve okulda yapabileceği yaşına uygun görev ve sorumluluklar verilmeli
• Saldırganlık sonunda eşyaya verdiği zararı harçlıklarını biriktirerek karşılaması teşvik edilmeli
• Çocuğun sorununu ve öfkesini saldırgan davranışlara başvurmadan ifade etmesi teşvik edilmeli bunu yaptığında sözel ve duygusal olarak takdir edilmeli
• Çocuğun olumsuz ya da saldırgan davranışlarından sonra özür dilemesi sağlanmalı, özellikle bunun için rol modeli olmalı ve özür dilediğinde takdir edilmeli
• Çocuğun olumsuz duygularını, öfkesini resim yaparak ifade etmesi sağlanmalı, resimleri anlattırılmalı
• Çocuğun saldırgan davranışlarında yetişkinlere düşen en önemli görev sakin olunmalı, yol gösterilmeli, model olunmalı, en önemlisi sevgi dilini, sözel ve bedensel olarak mutlaka kullanılmalı, olumlu davranışı takdir ve teşvik edilmeli
"

yazı başka bir siteden alıntıdır
 
X