- 16 Ağustos 2010
- 293.150
- 603.129
- 43
Bahar alerjisi deyip geçmeyin!
Havaların ısınması, baharın gelmesi çok güzel ama bir de hasta eden şu polenler olmasa! saman nezlesi ve alerjik astımın bahar aylarında çocuklarda en sık görülen alerji türleri olduğuna dikkat çeken, Medicana Beylikdüzü Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. İlhan Hatipoğlu, anne babaları uyardı: Alerjik Astım tedavi edilmezse ileride kronik tıkayıcı (obstruktif) akciğer hastalığına yol açabilir!
Bahar aylarında çocuklarda görülen en yaygın alerji türleri hangileri?
Genelde halk arasında saman nezlesi olarak bilinen, havaların ısınması ile birlikte polen alerjilerine bağlı olarak ortaya çıkan alerjik rinit sık görülüyor. Bir de alerjik astıma sık rastlanıyor.
Bu tür alerjilere neler neden oluyor ve nasıl bir tedavi uygulanıyor?
Öncelikle gereken tedbirleri mutlaka almak gerekiyor. Özellikle saman nezlesinde burun mukozasının enfeksiyon dışı etkenlere bağlı olarak iltihaplanması söz konusu ve bunu tetikleyen bazı faktörler var. Baharla birlikte polenler, küf mantarları, sigara dumanı, ev tozları gibi… Hastalık genelde burunda kaşıntı, hapşırma, tıkanıklık, akıntı, gözlerde kızarma ve sulanma gibi bulgularla kendini gösteriyor.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta şu; burun alerjileri genelde çift taraflı olur yani her iki burunda da akıntı olur. Hastalar bize düzelmeyen bir grip şikayetiyle gelirler. Ama eğer semptomlar tek taraflı ise başka hastalıkları da düşünmek gerekir. Mesela çocuk burun mukozasına herhangi bir yabancı cisim sokmuş olabilir. Bu da aynı belirtilerle karşımıza çıkabiliyor. Geniz eti büyümesi olabilir, üzüm salkımı şeklinde büyümeler olabilir. Bunlar da aynı bulguları taklit edebilir. Tüm bunlar tek taraflı burun tıkanıklığı yapabilir. Bu yüzden şikayetin tek mi yoksa çift taraflı mı olduğu önemli. Burada ailenin anlattığı öykü, çok iyi bir fiziksel muayene ve iyi bir gözlemle teşhis koyulur. Alerjik astımda özellikle genetik unsurlar da çok önemli. İlaç tedavileri ve ilaç dışı tedaviler var. İlaç dışı tedavide genelde gerekli çevresel önlemleri almak yeterli oluyor.
Eğer bahar aylarında polenlerle birlikte hasta dışarı çıkamayacak durumdaysa polenlerin olduğu ortamlarda bulunmamalı. Mümkünse kapılar, camlar açılmamalı. Burnun altına vazelin ya da rahatlatıcı bazı kremler sürülebilir. Bunlar polenlerin burun mukozasına girmesini engeller. Ama hayat kalitesini olumsuz etkiliyorsa yani inatçı burun tıkanıklığı, sürekli burunda kaşıntı hissi, hapşırık, gözlerde sulanma gibi rahatsızlıklar baş edilemeyecek boyuttaysa ilaç tedavisini düşünmek gerekir.
Öncesinde alınabilecek önlemler var mı?
Bu tip alerjik rahatsızlıkların toplumda görülme sıklığı yaklaşık yüzde 15-20 civarında. Eğer genetik yatkınlık da varsa bu oran daha da artıyor. Örneğin Türkiye’deki çocukların yüzde 50’sinde ev tozu alerjisi olduğunu düşünürsek, gerekli tedbirleri almak gerekiyor. Çocuğun odasındaki halıları kaldırmak, yün eşya ve tüylü oyuncaklar bulundurmamak, hijyen kurallarına uymak, çarşafların 60 derecenin üzerinde kaynatılması gibi tedbirler çok önemli. Bunlar ev tozu akarlarının yayılmasını önler, dolayısıyla çocuğun şikayetlerini de ortadan kaldırır.
Alerjik astım tehlikeli midir?
Saman nezlesine göre biraz daha ağır bir tablodur. Burada aile öyküsünü ve çocuğun şikayetini iyi dinlemek gerekir. Çocukta eğer geceleri ve sabahları öksürük atakları, göğüste sıkışma hissi, nefes darlığı varsa, bir hava açlığı yaşıyor ve genellikle ilaçları aldıktan sonra rahatlıyorsa, annede veya babada bir alerjik astım öyküsü varsa tanıyı koyarken alerjik astımı düşünmek gerekir. Sadece annede alerjik astım varsa çocukta görülme sıklığı yüzde 35-40’tır. Eğer hem annede hem de babada varsa bu oran yüzde 70’lere yükselir.
Çocuklarda genellikle viral enfeksiyonlar astım atağını tetikliyor ama özellikle sigara dumanı yani pasif sigara içiciliği alerjik astımda çok ciddi bir risk faktörü. Bu durumu ortadan kaldırmadığımız sürece çocukların iyileşmesi çok zor. Aileler çocukların yanında içmediklerini söyleseler de bir şey değişmiyor, çocuk yine pasif sigara içiciliğine maruz kalıyor. Bronşlarda tıkanıklık başlıyor. Aynı şekilde parfüm kokusu, ev tozu akarları, küf mantarları da başlı başına alerjik astımı tetikleyen faktörler… O yüzden çevresel tedbirleri mutlaka almamız lazım. Alerjik astımda iki önemli faktör var: Genetik ve çevresel faktörler. Genetiğimizi değiştiremiyoruz ama çevresel faktörlere çok dikkat etmek gerekir.
Bunların dışında beslenme de çok önemli. Kesinlikle doğal beslenmemiz lazım. Omega 3 eksikliği, katkı içeren ve fast-food ağırlıklı gıdaların fazla tüketimi sonucu obezite ile birlikte alerjik astımda da büyük artış gözlemleniyor. Bebek mamaları bunu tetikleyebilir, bebeklerin ilk altı ay mutlaka anne sütüyle beslenmesi gerekiyor. Çocuklarımızı olabildiğince doğal ve katkısız gıdalarla beslemeliyiz. Ama çocukların alerjik astımı erişkin astımı gibi değil, genellikle 5,5-6 yaşına kadar sonlanır. İleri yaşlara çok fazla uzamaz.
Zamanında tedavi edilmeyen alerjik astım ya da saman nezlesi başka ciddi hastalıklara yol açabiliyor mu?
Kesinlikle. Alerjik rinit tedavi edilmezse sinüzit, kulak iltihapları, sık tekrarlanan boğaz enfeksiyonlarına yol açabilir. Yine alerjik astım tedavi edilmezse ileride kronik tıkayıcı(obstruktif) akciğer hastalığı gibi çok ciddi hastalıklara neden olabilir.
Astım Krizlerini Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
– Sigara dumanı çocuklarda alerjik astımı tetikleyen çok ciddi bir risk faktörü.
– Çocuğun odasındaki halıları kaldırmak, yün eşya ve tüylü oyuncaklar bulundurmamak,
hijyen kurallarına uymak, çarşafların 60 derecenin üzerinde kaynatılması gibi tedbirler
çok önemli.
Kaynak:doktor amcam