Çocuğunuzun okul fobisi mi var?

isabel

Kuzey Ege
Yönetici
Super Moderator
Anneler Kulübü
6 Mart 2012
17.734
27.908
49
upload_article__0_0_okul-fobisi.jpg


Okul fobisi nedir?

Okul fobisi/okulu reddetme okula gitmek istemeyen çocukları tanımlayan bir terimdir. Okul çağı çocuklarında % 2-5 oranında rastlanmaktadır. Uzmanlar okul fobisi yerine daha geniş kapsamlı olan okulu reddetme terimini kullanmaktadırlar.

Çocuklar neden okulu reddederler?

Genellikle okulu reddeden öğrenciler anne-babalarıyla yakın ilişki içinde olan, endişe ve korku yaşayan çocuklardır. Öğrenciler pek çok nedenden ötürü okulla ilgili endişe duyabilirler. Bazen öğrenci servisini kullanmak, sınıfta sesli okuma yapmak, beden eğitimi dersinde giysi değiştirmek gibi okulla ilgili etkinlikler konusunda endişe yaşarlar.

Bazı çocuklar evle ilgili konular, anne-babadan ayrılık konusunda zorluk yaşarlar. Ayrılık endişesi 18-24 aylarda sık görülen bir durumdur ve bebekler anne-baba ya da bakıcı konumundaki kişilerden ayrılmak istemezler. Ağlayıp, öfke nöbeti geçirerek tepkilerini dışa vururlar. Bu dönemde olağan karşılanması gereken bu tepkiler bazen daha büyük çocuklarda da görülür.

Toplum ya da ailede yaşanan krizler (terör olayları, ölüm, yeni bir kardeşin dünyaya gelmesi, boşanma, maddi sıkıntılar, ev ve okul değişiklikler vb.) çocukların endişelenmelerine neden olabilir. Bazı çocuklar okuldayken evde kötü olayların meydana geleceğini düşünebilirler.

Okul başarısı veya sosyal ilişkiler konusunda sorunlar yaşayan çocuklar okula gitmeyi reddedebilirler. Pek çok çocuk okul ortamında aşağılanma, dışlanma, zorbalık gibi durumlarla karşılaşmaktadırlar.

Hastalık ya da ameliyat gibi nedenlerden dolayı okula uzun süre ara veren öğrenciler sınıf içi kurallar, akademik ve sosyal beklentilere uyum sağlamada zorlanabilirler. Bazı çocuklar televizyon izleyerek, oyun oynayarak eğlenceli zaman geçirdikleri için evde kalmayı tercih edebilirler.

Eğitim kademeleri arasında geçiş yapan çocuk ve ergenler (örneğin ilköğretimden liseye geçiş yapan öğrenciler) stres yaşayabilirler. Tüm bu etmenler okulu reddetmenin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Müdahale edilmediği takdirde okul reddetmenin sonuçları ne olur?

Müdahale edilmediği takdirde kronik okulu reddetme aile içinde huzursuzluğun yanı sıra akademik başarısızlık, okula uyumsuzluk, yetersiz akran ilişkilerinin ortaya çıkmasına neden olur (American Psychiatric Association, 1994). Yetişkin dönemde yüksek okul ya da iş ortamına uyum sağlayamama, panik ataklar, psikolojik ve psikiyatrik sorunlar yaşanabilir.

Anne-babalar ve öğretmenler neler yapmalı?

Okul olgunluğu çocuğun bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal anlamda okulu hazır olması demektir. Anaokulları çocukları ilköğretime hazırlayan kurumlardır. Okul öncesi eğitim kurumlarına gönderilen çocukların ilköğretim döneminde daha kolay uyum sağladıkları gözlemlenmektedir.

Okulu reddeden çocukların anne-babalarının aşırı koruyucu bir tutum sergiledikleri dikkati çekmektedir. Bu nedenle yetişkinler çocuğun güçlü yönlerini fark etmeli ve ona bu özelliklerini kullanması için destek olmalıdırlar. Anne-babanın en önemli görevlerinden biri de çocuklarına bağımsızlığa ulaşmalarında yardımcı ve yol gösterici olmaktır.

Anaokuluna ilk kez giden çocuğun ailesi ayrılık sahnesini kısa tutmalı, onu sevdiğini söyleyip okulda mutlu ve güvende olduğunu belirtmeli ve gün sonunda onu gelip alacaklarını belirtmelidir.

Yeni bir eğitim kurumuna başlayan çocuğa okul açılmadan ortamı tanıtmak; okul bina, bahçe ve sınıfını göstermek, mümkünse sınıf/branş öğretmenleri ve arkadaşlarıyla tanışmasının sağlamak uyum sağlamasını kolaylaştırabilir.

Özellikle lise döneminde okul seçiminde çocuğun görüşü alınmalı, ilgi ve yetenekleri göz önünde bulundurulmalıdır. Okul açılmadan önce yapılan alışverişlerde çocuğun da bulunması, gerekli malzemelerin alınmasında öğrenciye seçim yapma hakkının tanınması onun süreç içinde etkin olarak yer almasına neden olacaktır.

Aile öğrenmenin ve okulun önemli olduğunu çocuğa belirtmelidir. Okulun açılış törenine aile bireylerinin de katılması çocuğu rahatlatabilir.

Öğrenci baş ve karın ağrısı, mide bulantısı gibi fiziksel rahatsızlıklar nedeniyle okula gitmeyi reddediyorsa, öncelikle çocuk hastalıkları uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Eğer okula gitmesini engelleyen tıbbi bir rahatsızlık yoksa çocuk okula devam etmelidir. Semptomların fiziksel bir rahatsızlık yerine okuldan kaçınmaya bağlı olduğunu gösteren bazı işaretler şunlardır: semptomların sıklıkla okul günlerinde ortaya çıkması, hafta sonları ya da tatil dönemlerinde görülmemesi gibi.

Anne-baba sabırlı davranmalı, anlayış göstererek çocukla konuşmalı ve okula gitmeyi neden reddettiğini araştırmalıdır. Öğrenci sınav endişesi, arkadaşlarının kendisiyle alay etmesi gibi belirgin bir sorundan söz ediyorsa aile ivedilikle öğretmen ve okul psikoloğu ile konuşarak sorunu çözebilmek için birlikte uygun bir plan geliştirmelidir.

Diğer akılcı çözümler örneğin anneden kopmakta zorlanan bir çocuğun diğer aile bireyleri tarafından okula götürülmesi, ya da evde kalmak isteyen çocuğun televizyon izleme, oyun oynama gibi etkinliklerden uzak tutularak, okula gitmenin evde kalmaya göre daha eğlenceli hale getirilmesidir.

Ancak çocuk aşırı derecede sıkıntılıysa, okula gitmesi için zorlanması gerekiyorsa, aile içinde stres yaratan bir durum varsa veya okula gitmeyi reddetmek alışkanlığa dönüşmüşse anne-baba, öğretmen, okulda görev yapan psikolojik danışman/uzman pedagogdan yardım almalıdır.

Öğretmenler destekleyici, sevgi dolu, etkin olarak düzenlenmiş sınıf ortamı yaratarak, ailesinden ayrılmayı istemeyen çocuğu kapıda karşılayarak, küçük çocuklar için çıkartma ve diğer pekiştireçler kullanarak, daha büyük çocukların ise müdahale planına katılmalarını sağlayarak sorunun çözümüne katkıda bulunabilirler.

Aile, okul ve uzman işbirliği içinde çalışarak okulu reddetmenin nedenleri araştırılmalı, uygun müdahale planı geliştirilmelidir.

Acil müdahalede başarı sağlamanın anahtarı şudur: Davranış ne kadar uzun süreli olursa, tedavi de o kadar zordur.

Tedavi programı okulu reddetmenin nedenlerine göre düzenlenir. Farklı sağaltım yaklaşımları arasında çocuğa sakinleşmesi için yardımcı olmak, sorunlarla başa çıkma ve sosyalleşme becerileri kazandırmak, aile sorunlarının çözümünde katkıda bulunmak gibi müdahaleler bulunmaktadır.