- 11 Mart 2012
- 30.291
- 60.025
- 36
-
- Konu Sahibi EnHarbiKiz
- #1
Evet o sizin en değerliniz, evet dünyada bir insana duyulan en derin ve gerçek sevgi evlat sevgisi... Ama bu sevgiyi ifade ederken ebeveynlerin düştüğü ciddi hatalar bulunmakta.
Çocukların ruh sağlığı ve cinsel kimliklerini göz önüne alarak bu hatalardan uzak durmalıyız.
Psikoloji kuramlarına baktığınızda çocuk kimlik oluşumunda anne babayı model alır. Cinsel kimlik ve yetişkin hayatı boyunca sürdüreceği karşı cins ilişkisini de ebeveynlerinin kurduğu “karı koca”ilişkisi ve kendisinin karşı cins ebeveynle kurduğu ilişkiyi baz alarak oluşturacaktır.
Karı koca olduğunuzu çocuğunuza hissettirin!
Çocuk büyürken sağlıklı, dengeli ve aidiyete dayanan bir karı-koca figürü görmediğinde; sağlıklı bir referansı olmadığı için sağlıklı ilişkiler kurup sürdürmede diğerlerine göre daha çok zorlanacaktır ve çarpık, dengesiz, bağımlı ya da bağlanma problemli ilişkilere girmeye yatkın olacaktır.
Bu nedenle; birbirinize sarılın, dokunun, birlikte uyuyun, birbiriniz öpün. Bu sevgi ve ait olma mesajlarını samimi, tutarlı ve dozunda verin ki çocuğunuzun kafası karışmasın.
Çocuğun yanında tartışmayın. Anne babasının ayrılmasından korkan çocuklar hayata ve kendilerine güvenmekte daha çok zorlanırlar.
Çocuğunuza “Aşkım,sevgilim” demeyin!
O daha bir çocuk olabilir, hem cins ebeveyniyle de çok mutlu olabilir ama bilimsel bir gerçek var ki çocuk 0-6 yaşta karşı cins ebeveyne yoğun bir ilgi duyar. Uzak ve ters davransa bile bu böyledir. İlgisini gizli sürdürecektir.
Bu ilgi yetişkinlikteki aşktan çok farklıdır, kendini karşı cins gözünden tanıma, benlik oluşturma, ileride karşı cinsle yürüteceği ilişki konusunda adeta prova yapmaya benzer.
Örneğin bir kız çocuk babası tarafından ne kadar sevilir ve onaylanırsa, eşini seçerken de bu kriterlere önem verecektir.
Tam tersi çok sevdiği halde babası tarafından onaylanmayan ve yakın ilgi görmeyen bir kız çocuğu bu durumu içselleştirip normal kabul edecek, böylece uzak davranan erkekler benliğine yabancı gelmeyecektir.
Peki, çocuğumuza neden aşkım demeyelim?
Çocuğunuz size (yukarıda bahsedilen tarzda) aşık olsa bile bu ebeveyn-çocuk çerçevesinde güven içerisinde sürdürülmesi gereken bir yoğun sevgidir.
Sizin aşkınız eşiniz olmalıdır, eğer eşinizden boşanmışsanız çok daha dikkat etmeniz gerekir çünkü çocuğunuz ona aşkım dediğinizde eski eşinizin yerini aldığını düşünebilir.
Çocuğunuzu çocuğunuz olarak görüp sevdiğiniz gibi, bunu onun da bu şekilde algılamasını sağlamanız gerekir. Eğer sizden gördüğünün aşk olduğunu kodlarsa, ileride de kendinden yaşça çok büyük kişiler tarafından sevilme ihtiyacı duyabilir.
Çocuğunuzu sadece yanaklarından öpün!
Minik masum bir dudak öpücüğü mü? Olmaz
Sadece annesiyle/babasıyla mı? Olmaz
Çocuğunuz sizin her şeyiniz ve en önemliniz bundan hiç şüphe yok. Ama onun cinsel kimliğini doğru oluşturması, ileride cinsel tacizden korunması için dudaktan öpmenin çok sakıncalı olduğunu unutmayın.
Çocuğunuzun dudağını sadece sizin öpebiliyor olmanız, onun dudağını öpmenizi gerektirmiyor. Çocuklar için önemli olan sevgidir, dokunmadır, ses tonudur, ifadelerdir. Onlar dudaklarından öpülmeye ihtiyaç duymazlar.
Çocuğunuzla uyumayın!
Eşiniz içeride siz de çocukla yatak odasında mı yatıyorsunuz? Hem evliliğiniz hem de çocuğunuzun ruh sağlığı tehlikede demektir.
Özerkliğini hissedebilmesi için çocuğun doğumdan itibaren ayrı yatakta ve mümkün olan en kısa zamanda kendi odasında yatması gereklidir. Gece korkarak uyandığı anda hemen yanına koşun yeter. Çocuğun ebeveynlere ait yatakta yatarken, eşlerin ayrı yatması çarpık bir rol model olacaktır.
Şimdiye kadar bu hataları yaptık bundan sonra hasar kalır mı derseniz...
Çocuk gelişiminde her zaman görüldüğü gibi hatalar mevcuttur, önemli olan hatayı fark edip değişime başlamaktır. Çocuğunuza uygun davranmaya başladığınızda çok kısa sürede yeni sistem yerleşecektir.
Çünkü, çocuklar yeniliklere, özellikle kendileri için iyi olana çok ama çok çabuk adapte olurlar.
Göksu Telmaç. Uzman Klinik Psikolog
demek ıstemıyorum ama kendıme engele olamıyorum resmen hayatımın aşkı. aşığım delisi divanesiyim
yai kendi doğurdugum bir insan yavrusu varken bunca yıl baskasının dogurdugu ınsana aşkım demişim harcamışım resmen kelimeyi
Başkasının doğurduğu sayesinde o aşka sahipsin sebeb olana aşık olun ona da kurbannyai kendi doğurdugum bir insan yavrusu varken bunca yıl baskasının dogurdugu ınsana aşkım demişim harcamışım resmen kelimeyi
aaaaaamaaaaaaaaaaa anne sevgi gibi bi şey yok, aşkim kım ne derse desın . anne askı gıbı bı şey yokBaşkasının doğurduğu sayesinde o aşka sahipsin sebeb olana aşık olun ona da kurbann
siz öyle yaparsınız artıkBaşkasının doğurduğu sayesinde o aşka sahipsin sebeb olana aşık olun ona da kurbann
merheba , bu konuy katılıyorum, tecrubemden dogru, çocuklarım ve kocam hep aşkım dıyorum. bı gün oğlum beni duydu babasına aşkım dedi, bana boyle yaptı: babama aşkım dedin ?????????????siz öyle yaparsınız artık
doğru. aslında benimde anne olmadan önce yapanlara gıcık oldugum bişeydi. ama engel olamıyorum kendime.soylemıcem dıyorum ama cıkıyo agzımdan cok sevıyorum asıgım yaaamerheba , bu konuy katılıyorum, tecrubemden dogru, çocuklarım ve kocam hep aşkım dıyorum. bı gün oğlum beni duydu babasına aşkım dedi, bana boyle yaptı: babama aşkım dedin ?????????????. fark ettim ki. yırt yapmam lazım kı çocuklar kafaı karırışmasın
evet aynen. kolay olmuyor bırakmak eskı alışkanlıklardoğru. aslında benimde anne olmadan önce yapanlara gıcık oldugum bişeydi. ama engel olamıyorum kendime.soylemıcem dıyorum ama cıkıyo agzımdan cok sevıyorum asıgım yaaa
Sebep olan Allah'tan başkası değildir ki hanımefendi. Anneyle baba aracıdır sadece. Hem de niye elin adamına kurban olalım :) ben çocuğuma bile "sana kurban olurum" demem. "Seni Yaradana" derim ancaBaşkasının doğurduğu sayesinde o aşka sahipsin sebeb olana aşık olun ona da kurbann
Çocuk gelişimi konusunda çok farklı araştırmalar, çok fazla farklı tavsiye ve görüşler var. Ben de yazılanların bir kısmına elbette katılıyorum ama bu kadar azami dikkat etmeye lüzum görmedim hiç. Evet çocuğu dudaktan öpmek hem psikolojik açıdan hem de sağlık açısından bence de hatalı. Ama arada bir ağzımdan kaçıp aşkım diyorsam da öyle aman aman bir tehlike olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Zira aşk sadece karşı tarafa duyulan bir his olmayıp anlamı basite indirgenemeyecek kadar derin ve kuvvetli bir histir bence. Çocuğuna aşk duymayan bir anne olmayı tahayyül edemem bile ben Çocuklarımız da bu kelimenin anlamını doğru şekilde öğrenerek büyüdükleri bir yuvada yaşarken bu tarz bir kavram kargaşası yaşamayacaklardır diye düşünüyorum... Ayrı yatak mevzusuna gelince; okuduğum birçok Türkçe ve yabancı makalede de çocuğun 2 yaşına kadar anneyle temas ederek uyumasının hiçbir sakıncası olmadığı, ve hatta güvende, huzurlu hissetmesinde çok büyük bir etken olduğu yazıyor. Tabii tam tersine de çok fazla rastladım. Bence burada esas olan çocuğun hangi şartlarda yaşadığı, neye ihtiyaç duyduğu ve bu yaklaşımlardan hangisinden ne şekilde etkilendiğidir. Ve bu kesinlikle çocuktan çocuğa çok farkediyor. Ben çocuğumu yanına yatarak, sarılarak vs uyutup, uyanıp anne diye ağlayana kadar kendi yatağında yatırıyorum. Bazen sabaha kadar uyuyor bazen de gece 3-4 gibi uyanıp anne diye ağlıyor. O zaman tekrar yanıma alıyorum. Onunla uyumak bana da huzur veriyor. Ve anne şefkatine ihtiyaç duyduğu bir anda onu katı kuralları çiğnememek adına yalnız yatırmak zorunda hissetmedim hiç. Nihayetinde bir gün ben istesem de o kapısını kilitleyip odasında yalnız kalmak isteyecek Ve ekstrem bir durum söz konusu olmadığı halde sırf annesi babası aşkım diye konuştuğu yahut yanında uyuttuğu için psikolojik sorunlar yaşayan, kişilik bozukluğu vs oluşan bir vaka olduğuna da hiçbir araştırmada kitapta vs rastlamadım. ( Burada anne ve babanın çocuklarıyla "sağlıklı" ilişkiler kurduğu durumları kastediyorum elbette.) Bence çocuğunu doya doya öpüp sarmalı insan; ve içinden nasıl geliyorsa "bir rutine dönüştürmemelk kaydıyla" o şekilde hitap etmeli. Neticede ben eşime de bebeğim diye hitap ediyorum kimi zaman; çocuğun bu durumda da kargaşa yaşaması olası o halde... Bu kadar fazla hassasiyeti şahsi fikrim olarak gereksiz buluyorum. Hanımlardan birinin de dediği gibi insanın kendi doğurduğuna karşı duyduğu kadar büyük bir aşkı yaradan dışında başka birine duyması imkansız olsa gerek