- 16 Ağustos 2010
- 293.025
- 602.886
- 43
Saçınızdan yağmur gibi kepek dökülüyorsa, kirpiğiniz ve kaşlarınız kepekten beyazlıyor, burnunuz ve göbeğiniz kızarıyorsa, ‘aman canım kepektir, alerjidir’ deyip geçmeyin! Çünkü nedeni seboreik dermatit denilen egzama olabilir!
Özellikle erkeklerde daha çok görülen seboreik dermatit; metropol yaşamının, tükenmeyen hırsın, yoğun çalışmanın ve stresin bize bir armağanı! Düzenli tedavi edilmediğinde hayatı çekilmez hale getiriyor ve depresyona sokabilir.
Seboreik dermatit basit bir egzama hastalığı olsa da kronik bir rahatsızlık olduğu için psikososyal sorunlara neden olabiliyor. Yaşam kalitesine darbe vuruyor, anksiyete ve depresyona zemin hazırlayabiliyor. Hastalığın kronik olması, tedavinin süreklilik gerektirmesi, kesin bir tedavi yönteminin olmaması hastaların morallerini bozabiliyor. Bu nedenle; hastaların medikal tedavinin yanında psikolojik destek de alması, hem hastaların yaşam kalitesini artırmayı hem de tedavide daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir.
ALINTIDIR..
Özellikle erkeklerde daha çok görülen seboreik dermatit; metropol yaşamının, tükenmeyen hırsın, yoğun çalışmanın ve stresin bize bir armağanı! Düzenli tedavi edilmediğinde hayatı çekilmez hale getiriyor ve depresyona sokabilir.
- Tedavi edilebilir bir deri hastalığı olan seboreik dermatit, bir çeşit yağlı egzama olarak da tanımlanabilir. Aşırı yağlanmayla birlikte kepeklenme ve kaşıntıyla seyreden ve yağ bezi sayısının en çok bulunduğu alanlarda meydana gelen iltihaplanmaya seboreik dermatit denir.
- Seboreik dermatit, günümüzde özellikle erkekler arasında çok sık karşılaştığımız, özellikle megapol yaşamının, hırsın, yoğun çalışmanın ve stresin desteklediği, görüntü olarak kişileri sosyal ortamlarda olumsuz etkileyen bir egzamadır.
- Seboreik dermatit, kepek ve konak farklı hastalıklardır. Kepeklenmede, saçlı deride yaygın, iltihap ve kızarıklık olmadan ince kepeklenme görülür. Konak, baş derisinde kızarıklık olmaksızın gelişen, deriye yapışık sert kepeklenmedir ve daha çok yeni doğanlarda görülmektedir.
- Seboreik dermatitte ise; kepekle beraber, saçlı deri, yüz ve gövdede iltihaplı, kızarık alanlar ve kabuklanma oluşur. Hem kızarıklık, hem yağlanma, hem kepeklenme ve hem de kaşıntı vardır. Seboreik dermatit, yüz bölgesinde özellikle kaşlarda, kirpiklerde, burun kenarı ve kulak arkasında görülür. Vücutta ise göğüs ön yüzünde, sırtta ve hatta göbek deliğinde ortaya çıkabilir. Hastalığın bölgesel şiddeti ve yoğunluğu her hastada farklıdır.
- Her yaşta görülebilir; en çok 3 farklı yaş grubunda rastlanır. Bebeklikte, orta yaşlarda ve yaşlılarda görülür. Diğer yaş gruplarında seboreik dermatit görüldüğünde, tedavi edilsin veya edilmesin tekrarlar ve kaybolur.
- Seboreik dermatit daha çok yağlı ciltli ve yağlı saçlı insanlarda görülür. Akne ve sedef hastalığı olan kişilerde de rastlanır. Kişiye özgüdür, bulaşmaz, ailesel geçiş öyküsü vardır.
- Seboreik dermatitin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Seboreik dermatite zemin hazırlayan durum, bu bölgelerde deride hücre atılımının hızlanmasıdır. Normal bir saçlı deride yaklaşık 3 bin 700 hücre dökülürken, kepekte 25 bin, seboreik egzamada ise 76 bin hücre dökülme vardır.
- Seboreik dermatit hastalığını önlemek ya da tamamen yok etmek mümkün olmayabilir. Zaman zaman nüksler ve alevlenmeler görülebilir. Tedavideki başarının anahtarı; düzenli kontroller ve verilen ilaçların aksatılmadan kullanılmasıdır.
- Seboreik dermatitte, şampuanlar ya da ilaçlarla birlikte şampuanlar kullanılır. Ketokonazole, selenium sulfide, katran, zinc pyrithione, salisilik asit içeren tıbbi (medikal) şampuanlar faydalıdır.
- Medikal şampuanlar hastalığın şiddetli döneminde her duşta kullanılmalıdırlar. Hastalığın şiddeti hafifleyince medikal şampuanlar, medikal olmayan şampuanlarla dönüşümlü haftada bir veya iki kullanılmalıdırlar. Seboreik dermatitili hastalar 1-2 günde bir yıkanmalıdır.
- Çok şiddetli vakalarda, kortizonlu losyon ve kremler kısa süreli kullanılabilir. Yoğun kabuklanmada katran, sülfür ve salisilik asit içeren karışımlar faydalı olacaktır. Sülfür, salisilik asit ve zinc pyrithione (çinko) içeren toniklerin, banyodan sonra kullanımları tedaviye destek sağlayabilir.
- Seboreik dermatit sorunu olan bebeklerde, 8-12 ay arasındakilere herhangi bir tedavi yapılmadan iyileşir. Bunun sebebi, doğumdan önce anneden çocuğa geçen hormonların yavaş yavaş kaybolması olabilir. Bebek şampuanları yarar sağlayabilir. Bazı bebeklerde seboreik dermatit sadece bez kullanılan yerlerde gelişebiliyor. Bu durumda bebeğin kullandığı bezi değiştirmek işe yarayabilir.
- Seboreik dermatit hastalığının nedeni tam olarak bilinmesi de bazı etkenlerin hastalığı tetiklediği düşünülüyor. Duygusal durum değişiklikleri, sıkıntı, stres, yorgunluk, uykusuzluk, yoğun çalışma temposu ve mayalı içecekler (bira-şarap) şikayetlerin artmasına neden olabiliyor.
- Bağışıklık sistemi, atmosferik koşullar seboreik dermatiti etkiler. Soğuk havalarda alevlenmeler olabilir.Yaz aylarında özellikle tatillerde seboreik dermatitin azaldığı, hatta kaybolduğu bilinmektedir.
- Başka bir etken de Pityrosporum ovale dediğimiz derimizde zaten var olan bir mantar türüdür. Seboreik dermatitli hastalarda, Pityrosporum ovale normalde bulunduğundan daha yüksek sayıdadır.
- Genetik bir egzama türü olanSeboreik dermatit hastalığının erişkinlere yönelik tedavisinde iki ana hedef var. Bunlar; lezyonların ortaya çıkmasını kolaylaştıran sebum yani yağ üretimini dengelemek ve Pityrosporum mantarının birikimini baskılamaktır.
- Bu nedenle özellikle hastalığı tetikleyen yorgunluk, uykusuzluk, stres gibi etkenlerden kaçınmaya özen gösterilmeli. Mümkün olduğunca hijyene önem verilmeli. Terlemekten kaçınmalı, şikayetleri artırabileceğinden sıkı ve sıcak tutan giysilerden uzak durulmalı. Ayrıca hastalığın etkilediği bölgeleri sıkça yıkamak da şikayetlerin azalmasına katkı sağlayabilir.
Seboreik dermatit basit bir egzama hastalığı olsa da kronik bir rahatsızlık olduğu için psikososyal sorunlara neden olabiliyor. Yaşam kalitesine darbe vuruyor, anksiyete ve depresyona zemin hazırlayabiliyor. Hastalığın kronik olması, tedavinin süreklilik gerektirmesi, kesin bir tedavi yönteminin olmaması hastaların morallerini bozabiliyor. Bu nedenle; hastaların medikal tedavinin yanında psikolojik destek de alması, hem hastaların yaşam kalitesini artırmayı hem de tedavide daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir.
ALINTIDIR..