Çikolata kisti ameliyatı

ifilove

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
8 Mayıs 2010
67
2
36
İstanbul

Dün geceden başka bir başlıkta bu soruyu sormuştum....
Üyelerden yardım eden yok belki siz yardımcı olabilirsiniz.
Şimdiden teşekkürler....
 
Dün geceden başka bir başlıkta bu soruyu sormuştum....
Üyelerden yardım eden yok belki siz yardımcı olabilirsiniz.
Şimdiden teşekkürler....

MERHABA GEÇMİŞ OLSUN. SAKİN OL ÖNCELİKLE. BAHSETTİĞİN KİST AMELİYAT EDİLME İHTİYACI OLMAYAN BİR BOYUTTA AMELİYAT DİYEN OLURSA DA İKİNCİ GÖRÜŞÜ MUTLAKA ALMALISIN. ÇİKOLATA KİSTLERİNİN ARTIK NEREDEYSE %80İ LAPOROSKOPİ İLE YAPILIYOR. TABİİ BU DURUMDA DOKTORUNUN BU CERRAHİ İŞLEMDEKİ TECRÜBESİ VE BİLGİSİ ÖN PLANA GEÇİYOR. AÇIK AMELİYAT DİYENDEN DE BU NEDENLE BİRAZ UZAK DURMAK LAZIM. VAJİNADAN BİRŞEY YAPILDIĞI YOK KORKMA BOŞUNA. AĞRI TEDAVİSİNDE DOĞUM KONTROL HAPLARININ UZUN SÜRELİ KULLANIMLARI İŞE YARAR. SADECE AMELİYAT YAPMAZSAK BİLEMEDİĞİMİZ KARIN İÇERİSİNDE KİST YAPMAYAN AMA YAPŞIKLIKLARA NEDEN OLABİLECEK ODAKLARIN VARLIĞIDIR. SANA ÇİKOLATA DÜNYASI BAŞLIKLI YAZIMI DA GÖNDERİYORUM OKUMANI İSTERİM. BANA GELİŞMELERİ YAZARSAN SEVİNİRİM. SEVGİLER.

ÇİKOLATA DÜNYASI (ENDOMETRİOZİS)

Bu kez adı kadar tatlı olmayan bir hastalıktan “endometriozis”ten bahsedeceğim sizlere. Hatta can sıkıcı bir hastlık demek daha doğru olsa gerek. Nedir bu hastalık, kimlerde görülür, nasıl tanınır, nelere neden olur, nasıl tedavi edilir...?
Kadınların her ay farklı duygularla karşıladıkları adet kanamalarında vücut dışına attıkları dokunun adı endometriumdur. Bu doku normal işleyişte rahim içini döşer ve hormonların ahenkli dansı ile yeterli kalınlığa ulaşır. Ayın yumurtası doğru zamanda şanslı ve becerikli sperm hücresi ile buluşursa diye endometrium dokusu bıkmadan usanmadan her ay misfiri için hazırlığını yapar. Eğer gebelik gerçekleşirse rahim içinde gebelik sonuna kadar onu misafir eder. Ama bu buluşma belli zaman diliminde gerçekleşemez ise endometrium dokusu yaptığı bu hazırlığın boşuna olduğuna karar verir ve evini terk eder. Yani adet kanamsı başlar. Geride kalan doku ise bir sonraki ay için bıkmadan usanmadan tekrar hazırlıklara başlar. Menopoz adındaki süreç başlayana kadar endometrium dokusu çalışır, çalışır, çalışır...
Nasıl olduğu hakkında türlü söylentiler olmasıyla birlikte bu akıllı uslu doku bazen olmaması gereken yerlere gider. İşte o zaman bir hastalık adını alır; “endometriozis”. Sıklıkla üreme organlarıyla komşuluk halindedir. Yani tüplerde, yumurtalıklarda, rahimi tutan bağlarda, arkasındaki çukurda, karın duvarını örten zarın üstünde yerleşir. Ama başını alıp gittiği de olur, göbek deliğinden, burun içine kadar en olmadık yerlerden çıkıverir. Her ay rahim içindeyken nasıl hormonlardan etkilenip kalınlaşıp uygun ortamı bulamayınca kanıyorsa davetsiz gidip yerleştiği yerlerde de aynı huyundan vazgeçmez ve minik kanamalar yapar. Bu kanamalar karın içindeyken gözle görülür kanamalar değildir. Ve de çok küçük dokular olduğundan kimseyi kan kaybından öldürmez. Ama etrafında yarattığı yapışıklıklar nedeniyle zaman içinde ağrılar yapmaya başlar. Çünkü kanama dışında salgıladığı başka maddeler de bu ağrıların şiddetlenmesine neden olur. Kanamalar gözle görülmez dedim ama rapor edilmiş durumlar vardır ki her ay adet kanaması olduğunda burun kanaması olmasının nedeni olarak burun muozasında endometiotik odaklar bulunmuş kadınlar da yok değildir ya da göbek deliğinden, cildin altından vs. Bunlar hikayeyi renklendiren, sık rastlanmayan durumlardır. Yol açtığı ağrılar genelde adet dönemlerinde daha yoğundur. Öyle zamanlar olur ki adet kanamaları kadınların korkulu rüyası haline gelebilir. İşinden gücünden, günlük yaşantısından alıkoyar, hastane acillerinde sonlanan günler haline gelebilir. Dismenore denen ağrılı adet görmenin altından çok zaman bu hastalık çıkabilir. Ağrılar tüm zamanlara da yayılabilir, özellikle cinsel birliktelik anlarında kadın tarafından yoğun bir şekilde hissedilebilir. Bunun adı da disparinüdür ve çiftin hayatını güzelleştiren cinsellikten kadının köşe bucak kaçmasına neden olabilir. Bazen de hiç bir şikayete neden olmaz yapılan ultrason muayenesi sırasında yumurtalıkta bir kist olarak sahne alır. Bunun adı endometriomadır, namı diğer çikolata kistidir. Bu kistin boyutu ve sayısı neden olabileceği hasar ve yapılacak tedavide belirleyicidir. Adının neden bu kadar baştan çıkarıcı olduğuna gelince, hemen söyleyeyim ki tadıyla bir alakası yok. Bu kistlerin içeriği tıpkı akışkan çikolata gibidir, süregelen kanamalar ve salgıladıkları diğer maddeler sonucunda böyle bir içerik kazanırlar. Yumurtalıklarda yer kaplayıcı, yıkıcı kistlerdir ve malesef tedavi sonrası tekrarlayabilmektedirler. Yumurtalıkların zamanından önce faaliyetlerini yitirmelerine neden olabilirler ve bu da özellikle çocuk isteyen kadınlar için oldukça can sıkıcı sonuçlar yaratır. İnfertilite (çocuk sahibi olamama) nedeniyle doktora başvuran çiftlerde endometriozis hastalığı belirgin olarak yüksektir. Sadece yumurtalık hasarı değil, tüplerin hareketlerini bozarak ya da rahim içindeki kendi orjini olan dokunun faaliyetlerini olumsuz etkileyerek infertiliteye neden olabilir.
Bu hastalığın aktivitesini belirlemekte ve tedavi sonrasındaki takibinde kanda CA125 denilen bir belirteç kullanılabilir. Bu belirteç aslında yumurtalık kanseri için ortaya çıkmış ama endometriozis hastalığında da ılımlı olarak yükseldiği tespit edildikten sonra kullanılmaya başlanmıştır. Bu nedenle doktorunuz sizden az önce bahsettiğim durumlardan dolayı muayene sonunda CA125 isterse “kanser mi oldum?” ya da “bu hastalık kansere mi değişiyor?” diye gereksiz korkulara kapılmayın. Gerçek tanısının patolojiyle (doku tanısıyla) konulduğu bu hastalık ancak yumurtalıklardaki çikolata kisti görüntüsündeki tipik izler nedeniyle kolaylıkla tanınır.
Tedavisi neden olduğu durumlara göre yapılır. Yani hastanın şikayetleri ve beklentileri tedavide belirleyicidir. Kolay tarafından başlarsak söze ilaç tedavisi daha çok ağrıları olan, çocuk istemi ön planda olmayan ve yumurtalıklarda belirgin kistleri olmayan hastalara önerilebilir. Bu tedavilerin ana prensibinde; hormonal değişimlerin endometrium dokusunu üzmeden, kanatmadan dengede kalmasını sağlamak vardır. İlk satırlarda bahsettiğim iki durumda bu dalgalanma olmaz; gebelik ya da menapoz. Öyleyse tedavilerde bu iki durumdan birini taklit eder olmalıdır. Elbette beraberinde de taklit ettiği durumların sıkıntılarını getirebilir, ateş basmaları, terlemeler, kuruluk, libido azalması gibi. Bunları da ayrıca düzeltecek ilaçların tedaviye eklenmesi gerekmektedir. Kesintisiz kullanılan doğum kontrol hapları ya da depo formda iğneler kullanıldıkları süre boyunca endometriozis hastalığını baskı altında tutmaktadır. İlaç tedavileri kısa süreli çözümler sunarken cerrahi tedaviler hastalığın tekrarlayıcı yapısını gözardı ettiğimizde kesin tedaviler olarak nitelendirilir. Hastalığın şiddetiyle paralel olarak yapılan cerrahi işlemin zorluğu artar. Günümüzde endoskopik cerrahi tekniklerinin gelişmesi ve bu ameliyatı yapabilecek cerrahların tecrübelerinin artışıyla ameliyatlar korkulu rüya olmaktan çıkmıştır. İyi merkezlerde laparoskopik ameliyatlarla sadece hastalıklı dokunun vücuttan uzaklaştırılması sağlanmakta ve geride kalan yumurtalık dokusunun faaliyetlerine devam etmesi sağlanmaktadır. Çünkü bu hastalık genç yaş kadınlarının sorunudur ve çoğu hasta doğurganlık yaşınının içindedir. Çocuk sahibi olmak isteyen ve bu hastalığa sahip kadınların biraz önce anlattığım durumlardan ötürü kendi yaş grubundaki diğer kadınlara göre biraz daha hızlı karalar alıp uygulamaları gerekmektedir. Tüp bebek tedavilerinde özel bir yer tutan endometriozis hastalığının kendisi çikolata tadında olmasa da eminim sonucunda dünyaya gelen bebekler aileleri için çikolatadan bin kat tatlı olmakta.

Op. Dr. Aytun AKTAN
 

Harikasınız.... Çok teşekkürler....
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…