gecikmemi mazur görün..hemen hikayemıze gelicem..15 sabahı 7.00de hastanedeydik..bizle beraber bir saat arayla doktorumun birbaşka sezeryan hastasıyla aynı anda girdik hastaneye..ben şaşkın ve korkaktım..normalde 9.30 beni alıcakkken apar topar önce siz giriyosunuz diyerek daha odama bile yerleşmeden beni giydirdiler..iyikide oyle olmuş..meger benden oncekı anne hepatıtmiş ve hıjyen rıskını drum almak ıstemedıgınden benı one almış..amelıyathane kapısına nasıl ındık anımsamıyorum..ama kapının ardından o soguk mezbahane kılıklı yerde kollarımı bağlarlarken ayetelkürsiyi mırıldanmaktan başka bişi yapamadım..gazlı bi hava ve uyku..uyandıgımda cıkıyoduk amelıyathaneden..ve elbet ağrılı bir üç saat..odama yavrumu getirdiklerinde hala şaşkın ve ürkektim..bakamadım dogru duzgun..ben amelıyattan cıkarken eşim benım ardımdan kayınvalıdem bebeğin ardından koşmuş :) bu beni cok mutlu eden bi detaydı..derken yavaş yavaş kendıme geldıgımde yaşadıgım mutlulugun emsalı yada tarıfı olamicağını anladım..cennnetle müjdelenmiştim..ve bilakis artık cennetteydim ben....satırlarımı yazarken şimdiye cok teferruatlı bır dogum hıkayesı yazmayı arzu etmiştim..ama sevgili kardeşlerim ben ağlıyorum halihazırda..cünki ne elim ne dilim anlatmaya yetmez..mevla cümlenize yaşatsın..sağlıkla büyütmeyi cümlemize nasip etsin...baktıkça mucizeme yaşamımın daha önemli bir gayesi olmiyacağını anlıyorum..ve gözyaşlarımla,kanımın her zerresiyle şükürler olsun demekten başkada bişi yapamıyorum..hepinizi sevgiyle selamlarım...ismet yılmaz çoruh un annesi umut çoruh...