• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

‘Casus var’ diye ağlaşan bir devlet

AngryPenguin

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2012
5.278
1.437
248
Adı üstünde.
Senin çok gizli bilgilerini toplayacak, süper mahrem toplantılarına dalacak,
duyulmaması gereken konuşmalarına kulak uzatacak, ortamlarını dinleyecek, en sır
dolu bilgilerini yayacak, acayip gizemli planlarını deşifre edecek, seni gafil avlayacak,
“Girilemez” dediğin odana girecek, sağır odanı bülbül gibi şakıyan oda yapacak.
*
Casus.
Adı üstünde.
Casusluk yapacak.
*
Casusluk yapan casusa...
“Abi sen niye casusluk yapıyorsun ki? Niye bu işlere girişiyorsun ki?” demek ile fırıncıya “Sen niye ekmek yapıyorsun ki?” demek arasında hiç fark yoktur.
*
Devletin en mahrem bilgileri bir casusluk faaliyeti kapsamında ortalığa döküldüğünde
parmaklar, öncelikle casuslara değil, görevi “casusluk faaliyetlerini önlemek” olan
kişilere çevrilir.

Denir ki:
“Babalar, siz bu işi hiç kıvıramıyorsun, bu kaçıncı yahu!”
*
Parmakların ikinci çevrileceği kişiler, devleti yöneten kişilerdir.
Onlara da şöyle şeyler söylenir:
- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: Devletin en mahrem bilgilerinin konuşulduğu
toplantıyı, komşu teyzelerin altın gününü dinlemekten daha kolay hale getirebildiniz?
- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: Telefon dinlemelerinin ayyuka çıktığı ve tam da
bu nedenle süper müteyakkız olmanız gereken bir dönemde, en mahrem toplantınız
bile dalga geçilir gibi dinlenebildi?
- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: Bu casusluğu yapanlara dair tek bir somut kanıt
ortaya koyamayıp “Paralel de paralel” dışında bir şey diyemediniz, diyemiyorsunuz?
- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: “Bu bir savaş ilanıdır” dediniz, ancak kimin savaş
ilan ettiğine dair tek bir somut olgu ortaya koyamadınız ve düşmanını bile tam olarak
bilemeyenler konumuna düştünüz?

Devlet, bir casusluk olayıyla karşılaştığında...
Bu türden faaliyetleri önlemekle görevli olanlar ve devleti yönetenler, “Casus var,
casus var” diye ortalığı velveleye vermezler.
“Ben casusluğu önleyemiyorum, önleyebilen gelsin” derler.

Sam Amca’ya serbest İsmail Amca’ya yasak
YOUTUBE’u dünyada susturabiliyor musun? Hayır.
YouTube’u Fransa’da yasaklayabiliyor musun? Hayır.
Amerika’da? Hayır. Etiyopya’da? Hayır. Afganistan’da? Hayır. İsveç’te? Hayır.
Asya, Avrupa, Afrika... Bütün kıtalarda serbest...
*
Peki nerede yasaklayabiliyorsun?
Türkiye’de.
Sadece Türkiye’de.
Yani YouTube’da yayınlanan her şeyi dünya görebiliyor, bir tek Türkiye göremiyor.
*
Şöyle de ifade edebiliriz:
Türkiye Cumhuriyeti devletinin mahrem bilgilerini Amerikalı Sam Amcalar çatır çatır
dinleyebiliyor ama Türkiyeli İsmail Amcalar dinleyemiyor.
*
Bir şey soracağım:
Devekuşu dediğimiz hayvancık, kafasını ne yapardı?

Gemi hutbesi
CUMA namazında hutbeyi dinledik.
*
Hutbede geminin dibini delmeye çalışanlardan falan söz edildi. “Geminin dibini
deldirmeyelim” dendi.
Bazıları bu tavsiyeyi “Hükümet yanlısı propaganda” olarak algılamış.
*
Bense hutbede geçen şu sözlerin altını çizdim:
“Hürriyet, Allah’tan başkasına boyun eğmemek, O’ndan gayrisine teslim olmamak
anlamına gelir.”
Ben de “tek adamlığa başkaldırı” anlamına gelen bu cümleyi, “hükümet karşıtı
propaganda” olarak algıladım.

O sesle neden miting yaptı?
KISIK sesle mitinge çıkılır.
Böylelikle...
“İşte inanmışlık ve adanmışlık budur, sesini kaybetsen bile yılmadan mitingden
mitinge koşturursun” dedirtmiş olursun.
*
Ama Başbakan’ınki “kısık ses” denilerek geçiştirilebilecek bir durum değil.
Ses incelmiş de incelmiş, çok tuhaf bir hal almış.
*
Hangi uzmana sorulursa sorulsun alınacak cevap bellidir:
Bu sesle mitinge çıkılmaz.
Özellikle hitabeti ve ses tonuyla kitleleri etkileyen bir liderin seçimin son günlerinde
bu sesle meydanlara çıkması imaj açısından asla tercih edilecek bir durum değil.
Peki neden çıktı?
Çünkü Van’a ve Diyarbakır’a gitmesi gerekiyordu. Eğer bu iki şehre gitmeseydi, “Bu iki
şehri BDP’ye bıraktı, bunlar aralarında anlaştılar” denilecekti. Kimse “ses kısıklığı” gerekçesine inanmayacaktı.
O da tercihini yaptı:
“Böyle bir dedikoduya prim yaptıracağıma imajımdan olurum” dedi ve iki şehre de gitti.

Herkesin ‘olası senaryosu’ kendine
DİYORLAR ki:
“Biz o toplantıda Süleyman Şah Türbesi ile ilgili olası senaryoları konuştuk.”
*
“Ben bu cümleyi bir yerlerden hatırlıyorum” dedim.
Ve sonunda hatırladım:
Orgeneral Çetin Doğan ve askerler, içinde cami bombalama falan konularının geçtiği
plan seminerini nasıl savunuyordu:
“Türkiye’ye yönelik bir saldırı halinde olası senaryoları ele aldık.”
*
Askerlerin gizli bir toplantıda ele aldığı olası senaryoların dinlenip yayılmasını hiç
mesele etmeyenler, devlet yetkililerinin gizli bir toplantıda ele aldığı olası
senaryoların dinlenip yayılmasına ateş püskürüyorlar.
Ya da şöyle özetleyelim:
Senaryo gereği cami bombalamaya lanet edenler, senaryo gereği türbe bombalamaya
ses bile etmiyorlar.
Olan bitenin bir yönü de budur.

Bir tür Kemalist oldular

KEMALİSTLERİ hangi yönlerden eleştiriyorlarsa...
Şimdi aynısını kendileri yapıyorlar:
*
- “Üç yanımız denizlerle, dört yanımız düşmanla çevrili” diyorlar.
- Aykırı giden herkese “vatan haini” damgasını “şak” diye vuruyorlar.
- İtirazı olanlara “Bavulunu topla” diyorlar.
- “Devletin beka sorunu” vurgusunu dillerinden düşürmüyorlar.
- Güvenlikçi politikalara abanıyorlar.
- “Devletin gazetecisi” kavramını yeniden diriltiyorlar.
- Partilerinden ayrılanlara “Satıldı o satıldı” diyorlar.
- “Küresel oyun” nitelemesini pek seviyorlar.
- “Vatansızlar” diye manşet atıp hedef gösteriyorlar.
*
Bir ara “Biz sizi yanlış tanımışız abiler, ablalar” diyerek Kemalistlerden özür dileseler bari
AHMET HAKAN
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/26105711.asp
 
Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış misali :ssz:

Abi fırıncıya neden ekmek yapıyorsun denmez tabii , doğal olanı yaptığı için cezası da yoktur ama casusa casusluk yaptığı için ceza uygulanır . Bu tür yazıların sonunda hırsızın hiç mi suçu yok yahu diyor insan istemsiz olarak ?

Böyle bir ihanete ( neye ihanet denilecekse , T.C vatandaşı olduklarını varsayarak vatana ) ortak olanlara '' eeee casus tabii ki yapacak '' mı diyecektik ?

Savaş casusluğu cumhuriyetin ilk yıllarında idama götürüyordu insanları , şimdi '' eee casus bırakınız yapsınlar , sen korumakla mükellefsin '' mi diyeceğiz sadece ?

Koruyamamak elbette açıktır , eksiktir , hatadır ... Bu artı hanesine geçecek bir özellik tabii ki değildir . Ve elbette paralel yapı , pensilvanya işaretlerinden öte , beklenen ; ifşadır . Güçlü bir istihbaratın varsa ortaya isim isim koyarsın , koymalısın , koyacaksın . Beklenti bu .

Bir de duysaydı sesimi bir sorum olacaktı Ahmet Hakana ?

Soruların tek taraflı olması matah bir şeyden bahsediyormuş hissi verse de , aslında madolyonu çevirmeye cesareti olanlar için fos sorulardır .Misal ;

Senaryo gereği cami bombalamaya lanet edenler, senaryo gereği türbe bombalamaya
ses bile etmiyorlar.

Demiş ya ;

Senaryo gereği cami bombalamaya alkış tutanlar , senaryo gereği türbe bombalamaya ateş püskürüyor ... diye sorulduğunda ilk sorunun hiç bir değeri kalmıyor bence :42:
 
Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış misali :ssz:

Abi fırıncıya neden ekmek yapıyorsun denmez tabii , doğal olanı yaptığı için cezası da yoktur ama casusa casusluk yaptığı için ceza uygulanır . Bu tür yazıların sonunda hırsızın hiç mi suçu yok yahu diyor insan istemsiz olarak ?

Böyle bir ihanete ( neye ihanet denilecekse , T.C vatandaşı olduklarını varsayarak vatana ) ortak olanlara '' eeee casus tabii ki yapacak '' mı diyecektik ?

Savaş casusluğu cumhuriyetin ilk yıllarında idama götürüyordu insanları , şimdi '' eee casus bırakınız yapsınlar , sen korumakla mükellefsin '' mi diyeceğiz sadece ?

Koruyamamak elbette açıktır , eksiktir , hatadır ... Bu artı hanesine geçecek bir özellik tabii ki değildir . Ve elbette paralel yapı , pensilvanya işaretlerinden öte , beklenen ; ifşadır . Güçlü bir istihbaratın varsa ortaya isim isim koyarsın , koymalısın , koyacaksın . Beklenti bu .

Bir de duysaydı sesimi bir sorum olacaktı Ahmet Hakana ?

Soruların tek taraflı olması matah bir şeyden bahsediyormuş hissi verse de , aslında madolyonu çevirmeye cesareti olanlar için fos sorulardır .Misal ;



Demiş ya ;

Senaryo gereği cami bombalamaya alkış tutanlar , senaryo gereği türbe bombalamaya ateş püskürüyor ... diye sorulduğunda ilk sorunun hiç bir değeri kalmıyor bence :42:

Şimdi bu adamlar casus ve devletin sırlarını açığa çıkartıyor, üstüne T.C Başbakan'ına ve bakanlarına bile kumpas(?) kuruyorlar ....
Bu adamlar bu gücü nerden buldular diye sormamalımıyız?
Emniyeti, Adliye'yi nasıl ele geçirdiler mesela? Kim göz yumdu? Karşılığında kendilerin çıkarı neydi ?
Bizler bu adamlar sınavlarda kopya çekiyor, kendi adamlarını alıyor diye basbas bağırırken kabul etmeyen AKP değil miydi?
Neden o zamanlar bu işe el atılmadı?
Çünkü cemaate kendi işlerini gördürüyorlardı..
Kimin hakkı yenmiş, kimler mağdur edilmiş kimin umurundaydı?
Hep söyledik biz " keser döner sap döner gün gelir hesap döner" diye.
Ve çokta beklemeden hesap döndü .
O korunan, kilit noktalara yerleştirilen adamlar şimdi de hükümetin aleyhinde çalışıyor.
Mağdur kim burda???
Herkes olabilir ama hükümette değil mağdur olan cemaatte .
Neyseki 10 senedir hükümet aynı, yoksa hemen bir önceki hükümet soktu bunları içimize diyecekler...

Cami bombalama meselesiyle türbe meselesini karşılaştırmak bile komik olur, zira bir tanesinin delili bilgisayar kaydı iken bugünkü birebir Mit başkanının ağzından duyduğumuz bir şey değil mi.:34:
 
Şimdi bu adamlar casus ve devletin sırlarını açığa çıkartıyor, üstüne T.C Başbakan'ına ve bakanlarına bile kumpas(?) kuruyorlar ....
Bu adamlar bu gücü nerden buldular diye sormamalımıyız?
Emniyeti, Adliye'yi nasıl ele geçirdiler mesela? Kim göz yumdu? Karşılığında kendilerin çıkarı neydi ?
Bizler bu adamlar sınavlarda kopya çekiyor, kendi adamlarını alıyor diye basbas bağırırken kabul etmeyen AKP değil miydi?
Neden o zamanlar bu işe el atılmadı?
Çünkü cemaate kendi işlerini gördürüyorlardı..
Kimin hakkı yenmiş, kimler mağdur edilmiş kimin umurundaydı?
Hep söyledik biz " keser döner sap döner gün gelir hesap döner" diye.
Ve çokta beklemeden hesap döndü .
O korunan, kilit noktalara yerleştirilen adamlar şimdi de hükümetin aleyhinde çalışıyor.
Mağdur kim burda???
Herkes olabilir ama hükümette değil mağdur olan cemaatte .
Neyseki 10 senedir hükümet aynı, yoksa hemen bir önceki hükümet soktu bunları içimize diyecekler...

Cami bombalama meselesiyle türbe meselesini karşılaştırmak bile komik olur, zira bir tanesinin delili bilgisayar kaydı iken bugünkü birebir Mit başkanının ağzından duyduğumuz bir şey değil mi.:34:

Altına imzamı atarım:46:
 
Şimdi bu adamlar casus ve devletin sırlarını açığa çıkartıyor, üstüne T.C Başbakan'ına ve bakanlarına bile kumpas(?) kuruyorlar ....
Bu adamlar bu gücü nerden buldular diye sormamalımıyız?
Emniyeti, Adliye'yi nasıl ele geçirdiler mesela? Kim göz yumdu? Karşılığında kendilerin çıkarı neydi ?
Bizler bu adamlar sınavlarda kopya çekiyor, kendi adamlarını alıyor diye basbas bağırırken kabul etmeyen AKP değil miydi?
Neden o zamanlar bu işe el atılmadı?
Çünkü cemaate kendi işlerini gördürüyorlardı..
Kimin hakkı yenmiş, kimler mağdur edilmiş kimin umurundaydı?
Hep söyledik biz " keser döner sap döner gün gelir hesap döner" diye.
Ve çokta beklemeden hesap döndü .
O korunan, kilit noktalara yerleştirilen adamlar şimdi de hükümetin aleyhinde çalışıyor.
Mağdur kim burda???
Herkes olabilir ama hükümette değil mağdur olan cemaatte .
Neyseki 10 senedir hükümet aynı, yoksa hemen bir önceki hükümet soktu bunları içimize diyecekler...

Cami bombalama meselesiyle türbe meselesini karşılaştırmak bile komik olur, zira bir tanesinin delili bilgisayar kaydı iken bugünkü birebir Mit başkanının ağzından duyduğumuz bir şey değil mi.:34:

Beğenemedim :46:........
 
Casusluğun suç olmadığını zaten hiç kimse söylemiyor, söyleyemez de. Amaaa eğer daha 17 aralık olayındaki dinlemeler yeniyken tekrar bir dinleme olayı da hükümetin güvenlik zafiyeti değil midir ya da şöyle sıralım aynı şey chp ye yapılsaydı şu anda iktidar chp olsaydı ne derlerdi hükümet daha kendini casuskara karşı koruyamıyor, kendi binaları dinleniyor hiçbir önlen yok bunlar mı yöntecek diye ki Kemal Kılıçdaroğluna her hareketinde bu ithamlar çok yapıldı. Kaldı ki Deniz Baykal'da dinlendi onun kayıtları çıktığında ve "özel hayat" dendiğinde ki bence de özel hayattır çünkü onun biriyle ilişki onu bağlar onu ve ailesini kararı halk verir zaten. Amaa sen çıkp meydan da ne özeli genel bunlar genel dersen herkese duyurmak ifşa etmek istersen şimdide dinlendik edebiyatı yapamazsın o zaman kim bu kayıtları tutanlar demedin neden üzerine gitmedin derler.


Olası savaş ihtimaline karşı önlemler yok senaryolar filan bunları da geçiniz artık. Eğer Suriye saldırırsa, sınırları ihkak ederse ne yapıcaz, askerlerimizi nasıl konuşlandırıcaz, sınırımıza koruma önlemi olarak ne alıcaz deselerdi o zaman olası davaş ihtimalleri ve olasılıklar konuşuluyormuş der dinlemeler üzerinden gidebilirdik ama Suriye'nin bizimle ilgili hiçbir davaş tehdidi zaten yok, uçaklarını düşürdük yine yok sözlü tehdid bile yok çünkü en ufak bir bahanenin Türkiye için yeterli olacağını onlarda biliyorlar. Peki böyle bir ihtimal bilr yokken neyin planları yapılıyor.
 
Şimdi bu adamlar casus ve devletin sırlarını açığa çıkartıyor, üstüne T.C Başbakan'ına ve bakanlarına bile kumpas(?) kuruyorlar ....
Bu adamlar bu gücü nerden buldular diye sormamalımıyız?
Emniyeti, Adliye'yi nasıl ele geçirdiler mesela? Kim göz yumdu? Karşılığında kendilerin çıkarı neydi ?
Bizler bu adamlar sınavlarda kopya çekiyor, kendi adamlarını alıyor diye basbas bağırırken kabul etmeyen AKP değil miydi?
Neden o zamanlar bu işe el atılmadı?
Çünkü cemaate kendi işlerini gördürüyorlardı..
Kimin hakkı yenmiş, kimler mağdur edilmiş kimin umurundaydı?
Hep söyledik biz " keser döner sap döner gün gelir hesap döner" diye.
Ve çokta beklemeden hesap döndü .
O korunan, kilit noktalara yerleştirilen adamlar şimdi de hükümetin aleyhinde çalışıyor.
Mağdur kim burda???
Herkes olabilir ama hükümette değil mağdur olan cemaatte .
Neyseki 10 senedir hükümet aynı, yoksa hemen bir önceki hükümet soktu bunları içimize diyecekler...

Cami bombalama meselesiyle türbe meselesini karşılaştırmak bile komik olur, zira bir tanesinin delili bilgisayar kaydı iken bugünkü birebir Mit başkanının ağzından duyduğumuz bir şey değil mi.:34:

Hay ağzına sağlık ... Bak Ahmet Hakan o işgal ettiği makamı boşuna işgal ediyor , keşke bu yazdıklarınla gelse idi daha elle tutulur olurdu parkon .

Benim cevabım Ahmet Hakana idi , cemaat - Akp ilişkisini yorumlayarak konuyu uzatmamıştım .

Evet , gel kardeşim beraber sırtımızı sıvazlaya sıvazlaya ve güçlerimizden voltranı oluştura oluştura iş birliği yapalım diyen onlardı .

Ben bunu hiç bir yorumumda inkar etmediğim gibi yanlış olduğunu da defalarca dile getirdim , o sebeple '' eeee aus buna ne diyeceksin ? '' gibi sormuşsun sevgili parkon ama benim rotam belli , yanlışa yanlış .

Biraz önce başka konu da yazdım , takke düştü kel göründü diye .

İşte ama senin bu saydığın hiç bir kim soktu , neden soktu davası , bugün cemaat gücünün ülkeyi soktuğu kaosu aklamaz . Ayrıca tartışılır ama yaşanan süreçte eğer iddia edildiği gibi parmakları varsa bu yapılan savaş casusluğunu aklamaz . Benim derdim bu .

Türbe / cami mukayesesini Ahmet Hakan üstat yapmış , bende ona kendi dilinden cevap verdim .

Sunduğu önerme çok saçma idi , bende al sana ters önerme dedim . Önemli olan hangisinin daha kanıtlı olduğu değil , önemli olan verilen tepkilerin kimin yaptığına göre ne kadar değiştiği ?
 
Back