Canan Karatay: "Çayın içine tereyağı koyun!"

Ben yeme icme bunlarin etken olduguna inanmiyorum artik ya stressiz hayat sur 100 yil yasarsin valla
 
Anlaşmalı olduğunu sanmam çünkü işlenmiş tereyağı almayın dükkanlardan gidin köyden hasını bulun diyor.



TIME dergisi son sayısının kapağına "Tereyağı Yiyin" yazarak yıllardır süre gelen, "Doymuş yağlar sağlıklı mıdır, zararlı mıdır?" tartışmalarına yeni bir boyut getirdi. Dergide yayınlanan makalede tereyağın ve doymuş yağların faydalarına büyük yer verildi.

Başta tereyağı olmak üzere doymuş yağların insan sağlığına zararlı olduğu yıllardır uzmanlar ve diyetisyenler tarafından kamuoyunda vurgulanan bir olgu. Bu konuyla ilgili birçok araştırma ve deney varken TIME dergisi doymuş yağlarla ilgili yeni bir araştırmayı ortaya koyarak, doymuş yağların aslında iddia edildiği gibi, başta kalp olmak üzere insan vücuduna zarar vermediğini belirtti.

Doymuş yağların insan sağlığına faydalarıyla ilgili makale yayınlayan TIME, toplumun tereyağı, kırmızı et ve süt ürünlerinde bulunan doymuş yağlardan vazgeçmesiyle son 60 yılda obezite hastalığında yaşanan artışı vurguladı. Makalede ayrıca, sadece ABD'de her yıl bir milyon insanın kalp rahatsızlıklarıyla hayatını kaybettiğine değinildi. Bunun sebebi olarak, aslında insan sağlığına faydalı olan, protein temelli doymuş yağlardan vazgeçilerek margarin, bitkisel, sıvı yağlar gibi karbonhidrat temelli alternatifler gösterilmiş. Bilimsel çalışmalara da yer veren makale, 2010 yılında yapılan Meta-analysis çalışmasında, doymuş yağların kalp rahatsızlıklarıyla ilişkilendirilmediğini belirtiyor.

Türkiye'nin tanınmış kardiyologlarından Prof. Dr. Canan Karatay'ın da tereyağı ve doymuş yağların faydalarıyla ilgili çalışmaları olmuştu. Karatay Hoca, tereyağının ve doymuş yağların faydalı olduğunu kitaplarında ve çalışmalarında bir çok kez vurgulamıştı. - NEW YORK

Kaynak: http://www.haberler.com/time-dergisi-tereyagi-yiyin-6195516-haberi/


TIME kapak yaptı: Tereyağı yiyin
24 Haziran 2014 Salı, 1419
TIME dergisinde yayımlanan makale; Prof. Dr. Canan Karatay’ın tereyağı konusundaki sözlerini onaylar nitelikte...


ABD’nin saygın dergisi TIME’ın Haziran baskısında ABD’de son 40 yıldır kronik boyutlara varan kilo problemlerini düşük yağlı diyetlerin artırdığı ve yağ tüketiminin azalmasına bağlı olarak birçok sağlık probleminin de çoğaldığı belirtiliyor. Makaleye göre, doymuş yağ tüketiminin azaltıldığı 1980 ila 2012 yılları arasında Tip 2 diyabet vakaları ülkede yüzde 166 oranında arttı. Doymuş yağ oranı düşürülen ürünlerin çoğu bugün ciddi boyutlara ulaşan obezite ve diğer hastalıkların tetikleyicisi tatlandırıcılar, yağlar ve bir takım kimyasallar gibi zararlı katkı maddeler içeriyor. Yine doymuş yağ tüketiminin azaltılmasıyla ruh hastalıkları da tesadüf olmayacak ölçüde sık rastlanır oldu. Yağlanmada, karbonhidratların yağdan daha çok rol oynadığına dikkat çekiliyor. Zira vücuda girdikten sonra glikoza dönüşen karbonhidratlar kanda yükselen şeker oranının dengelenmesi için pankreasın daha çok çalışmasına yol açıyor. Bu da glikozun yağ olarak depolanmasına yol açıyor. Aşırı çalışan pankreas birçok hastalıkta rol oynuyor.

Kardiyolog Prof. Dr. Canan Karatay, 2011 yılında yayınlanan Karatay Diyeti kitabında bilimsel referanslar eşliğinde bu konuya değinmiş ve “Tereyağı yiyin” demişti. Bu önerisiyle Türkiye’de birçok hekim tarafından eleştirilen Prof. Karatay, sağlıklı yaşamın önündeki en büyük engelin ‘doğru’ bilgi eksikliği olduğunu vurguluyor.

'BİLİNÇALTINA YERLEŞMİŞ YAĞ KORKUSUNDAN KURTULUN'

Prof. Karatay, kitaplarında yağ konusunda şu konulara dikkat çekiyor: “Doğal yağlar, ancak yağda eriyerek vücudumuza girebilen ve vücudumuz için önemli olan A, D, E, K vitaminlerinin, yiyeceklerimizle emilmesini sağlarlar. Sağlıklı yağlar (hayvansal yağlar, tereyağı, balıkyağı, zeytinyağı) yenilmediği zaman, yağda eriyen A, D, E, K vitaminlerinin (yemeklerle almış olsak bile) emilimi gerçekleşemez. Bunun sonucunda sağlığımız için büyük önemi olan bu vitaminler vücudumuzda giderek azalırlar. Bu vitaminlerin azalması da vücut direncinin bozulması ve hastalanmamızın nedenlerinden biridir.

Serbest gezinerek doğal beslenmiş hayvanların içyağı, kuyrukyağı veya tereyağı (geleneksel köy usulü yapılmış) ya da doğal yetişmiş ve ilaçlanmamış zeytinlerden elde edilen soğuk sıkım sızma zeytinyağı ve diğer soğuk sıkım tohum yağları (fındık, susam, ketentohumu vb) ise, yaşam için son derece önemli temel besin maddeleridir, bunlar sağlıklı yağ sınıfındadırlar. Bu sebeple bilinçaltına yerleşmiş yağ korkusundan kurtulmamız gerekmektedir. Bu fobiyi yenmenin en sağlam yolu bilgilenmemizden geçer, çünkü biliyoruz ki insanlar ancak bilmediği şeylerden korkar!

Sağlıklı olan ve hayatı uzatan yağlar, serbest dolaşan hayvanlardan elde edilen içyağı, kuyrukyağı, tereyağı, Omega-3 yağları, kimyasal ilaç kullanılmadan doğal yetişen zeytinlerden elde edilen soğuk sıkım ‘sızma’ zeytinyağı ve diğer soğuk sıkım doğal tohum yağlarıdır (çörekotu, ketentohumu, ayçiçeği, kabak çekirdeği, fındık, susam, üzüm çekirdeği vb)!

Sağlıksız yağlar ise trans yağlardır. Yani margarinler, rafine edilmiş tüm bitkisel yağlar (ayçiçeği, fındık, susam, mısırözü, soya, kanola, pamuk, zeytinyağı vb), fabrikasyon yiyeceklerde ya da pastane ürünlerinde kullanılan hidrojenize bitkisel yağlardır.

YAĞI ZARARLI YAPAN ETKENLER

Farkındaysanız her iki grupta da ayçiçeği, mısırözü, fındık, susam, zeytinyağı var. Yağın adı aynı ama meyvenin yetişme ve sıkma yöntemi içeriğini tamamen değiştiriyor. Tohum ya da meyve GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) olunca ve rafine yöntemiyle yüksek ısıda sıkılınca ya da hidrojenize işlemi görünce sağlıksız, ancak doğal ve soğuk sıkım ‘sızma’ olunca sağlıklı yağ oluyor! Ayrıca özellikle kızartmalarda tercih edilen rafine/rivyera yağlar, ikinci bir kez ısıl işlem görerek trans yağ oranı artıyor ve yemeği daha da sağlıksız hale getiriyor. Yemekte kullandığınız diğer malzemeler sağlıklı ve doğal olsa da, sağlıksız bir yağ her şeyi bozuyor! Bu sebeple sağlıklı yağları alırken de doğallıklarını sorgulamak gerekiyor…”
Kaynak:
http://www.haberturk.com/saglik/haber/961647-time-kapak-yapti-tereyagi-yiyin
 
Önrünüz boyunca hamur işine, pastaya böreğe yükleniyorsunuz, kilo alıyorsunuz. Sonra bunları bırakınca doğal olarak kilo veriyorsunuz. Sonra karatay çok başarılı diyorsunuz. Her şeyi dozunda tüketirseniz zaten kilo probleminiz de sağlık probleminiz de olmaz.
 
Aynen. Geçmiş gün yardım amaçlı gittiğim bir hatun gününde kilo anlamında bayağı ağırtop olan teyzeler, ağızlarını doldura doldura, Karatay lahmacun yerken yakalanıp fotoğraflanmış diye kahkahalar atarak dalga geçiyorlardı üstelik önlerinde kocaman bir tabaktan, bol şekerli, yapay mayalı, beyaz unlu, margarinli hamur işi ve tatlıları yutarken. Dedim ki Karatay'ın ilk kitabına baktınız mı? Orada zaten lahmacunu abartmamak kaydıyla yiyebilirsiniz yazıyor. Sanırım içlerini rahatlatmaya çalışıyorlar bu şekilde davranarak zira o tabaktakileri yemeye tam gaz devam...
 

Az biraz daha kucuk bi taş ataydin kafama sep Hakli misin ? Haklisin Ama bazi hastaliklar iste tetikleyici oluyor.3 sene oncesine kadar hadi biraz spora abanayim kazulet gibi boya 65 kilo olayim diye kasarken bu lanet pko belasiyla hafif kilolu sinifina girdim.Simdi tirmala dur vericem diye
 

Hastalığı olanlar hariç diye belirtmeliydim haklısın. Ama çevremde gördüklerim pek hasta insanlar değil. Sofralar donatıyorlar fotoğrafları sosyal medyada paylaşıyorlar sonra yemiyorum da ama kilo alıyorum ya da karatay diyetiyle kilo verdim diyorlar. Yemesen zaten vercen kadın...
Bi arkadaşım evleneli dört bes ay oldu, kendi 10 kilo falan aldı, tığ gibi kocası basketbol topu yutmuş gibi göbek yaptı. Evlilik bize yaradı diyorlar. Ulan her haftasonu börekli poğaçalı kahvaltı fotoları paylaşıyorsunuz, evlilik değil börek yaradı dicem diyemiyorum.
 
Ayni toprak zaten bizimkiler. Hey gidi hic hastaligi da yoktu yasliliga bagli olum demisti doktor. Allah rahmet eylesin
 


Aklima bu karikatur geldi bahsedince :)
 
 
Tereyagindan baska yag yemeyen dedem gecen yil 105 yasinda rahmetli oldu. Ona gore tevellut daha eskiydi hatta 110 yasinda oldugunu iddia ederdi. Dogal tereyağının zararı olacağını düşünmüyorum ben de.
Karatay'ı çok takip etmiyorum, arada söylediklerine denk geliyorum ama anladığım kadarıyla yedikleriniz doğal olsun diyor, ki çok doğru, mesela tereyağa dikkat çekmiş şimdi, sanayi işi tereyağından bahsetmiyor, köylerde yapılan hakiki tereyağına vurgu yapıyor, kırmızı etle alakalı bir açıklaması da vardı galiba, yağlarıyla alın yiyin demişti, yaylada doğal beslenen, güneş gören hayvanlardan bahsediyor onda da.
Eskiler neden hem sağlıklı hemde kilo problemi yaşamazmış çünkü herşey doğalmış.
Allah rahmet eylesin dedene, benim dedemde ölene kadar Eti yağlı yedi, zeytinyağ, tereyağ yerdi, ne kalp, ne şeker, ne tansiyon hastası olmadı.
 

Valla ben hiçbir zaman 3 çeşit yemek yapmadim ama saglikli beslenelim şeysinden değil tamamen tembelligimden
 
Valla ben hiçbir zaman 3 çeşit yemek yapmadim ama saglikli beslenelim şeysinden değil tamamen tembelligimden
bizde de tek çeşit pişer, çok nadir 2 çeşit, misafirim varsa birkaç çeşit yemek olur.
Bizde yenmiyor çünkü, yıllardır tek çeşide alıştığımızdan çok karıştırırsak bulantı yapıyor, birde zaten makbulü sofradan doymadan kalkmak, mideyi yoruyoruz aşırı yiyince, yenilenleri sindirebilmek için tüm vücudumuz büyük bir efor harcıyor.
 

Ben de bunu söylüyorum yıllardır. Tek çeşit pişirin diyorum. Bizim hatunlar da pilavından zeytinyağlısına her akşam sofraya beş çeşit koymayı marifet sanıyorlar.
Bizde tek çeşit genellikle sebze yemeği olur. Ama her şeyden yiyoruz, yemeye çalışıyoruz. Makarna da yapıyorum pilav da ama o da tek çeşit, nadiren yanına tavuk ya da köfte yaparım. Makarna kepekli, pilav da bulgur olur. Pirinç pilavını en son ne zaman pişirdiğimi hatırlamıyorum. Pirinci sadece sarma yaparken kullanıyorum.
Kış mevsiminde her gün çorba yapmaya çalışıyorum. Onu da genelde akşam yemeği ile değil öğlen ya da gece acıkınca falan yiyoruz.
İki-üç çeşit yapsam artıyor zaten, iki kişiyiz tüketemiyoruz ki.
 

Aynen, bizde de makarna pilav yapılmışsa yanına destekleyici birşey olur, tavuk, köfte vb gibi, onun dışında kışın çorba bizde de çok pişer, hergün farklı bir sebze çorbası olur, ne bulursa çorbaya katanlardanım rengi görüntüsü tuhaf ama besleyici ve sağlıklı çorbalarım meşhurdur
Beyaz pirinç kullanıyorum, kullanmıyorum dersem yalan olur ama pilav makarna dahil yaptığım herşeyde zeytinyağı kullanıyorum, kullanılan yağında önemli olduğunu düşünenlerdenim, bizde kahvaltı dahil margarin kullanılmaz, katı yağ kullanacaksak tereyağ kullanıyoruz.
Meyve sebze canavarıyız, biz 3 kişi olmamıza rağmen 2-3 çeşit bitmez, birde bide yap koca tencere yemek 3 gün ye olmuyor, günlük tencerelerim oyuncak gibidir, birer tabaklık, tek öğünlük minik tencerelerden, her yemek bir öğünlük yapılır ve biter.
 

Sen kesin benim ruh ikizimsin mune. Benim çorbalar da çok renklidir, bi avuç ondan az bişey bundan diye diye yaparım.
Margarin bizim eve de girmez. Makarnayı pilavı tereyağıyla yapıyorum genelde. Zeytinyağını daha çok sulu yemeklerde kullanıyorum. Fındık yağı alırdım eskiden, sonra baktım o da fındık yağı değilmiş. Kafışım bitkisel yağ yazmışlar köşesine minnacık, kullanmıyorum artık.
Aynen benim tencereler de minnak minnak. Büyük tencerem yok benim zaten, misafir gelince annemden tencere alıyorum
 
aslında evlendikten sonra daha saglıklı besleniyor insan bekarken ay kabak yemem ay kereviz yemem evlendikten sonra bugunun yemegini buldum kabak deyip bal gibide yiyorum.. tereyagınıda gidip koyden almak lazım marketten alıyoruzda pek bi etkisi yoktur sanırım
 
Bizim evde tek çeşit yemek olsa net olay çıkar. 3 4 çeşit oluyor genelde. Ve genelde hepsi bitiyor obur muyuz ne?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…