Çanakkale Haftası İle İlgili Şiirler 2013

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.003
Çanakkale Haftası İle İlgili Şiirler

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.

Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.

Mehmet Akif ERSOY


Mehmedim Şehit Oluyor

Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor,
Mehmedim şehit oluyorda Hâkka doğru yürüyor,
Mehmedimi şehit edenler, Cehennemi boyluyor,
Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor.

Şehit Mehmedimin son sözü Allah Allah oluyor,
Elinde solmuş bir fotoğraf yüzü gül gibi soluyor,
Ey kahpeler, bu şeni dünya sizlere de kalmıyor,
Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor.

Mehmedim şehit oluyor, Cenneti görüp gülüyor,
Şehit olacağın önceden bilip, mektuplar yazıyor,
Bu analar Vatanı için, ne Mehmetler doğuruyor,
Kahpeler kahpece vuruyor Mehmet şehit oluyor.

Yusuf Önder Bahçeci

Şehit

Al kanımla dalgalansın bayrağım
Bin can verem,vatan kalsın toprağım
Vatan sağ oldukça bil ki ben sağım
Ahmet şehit,Ali şehit,ben şehit.

Dağlar bile söylüyorken türkümüz
Kaçabile bu vatandan hangimiz
Nerde düşsek orda bizim gönlümüz
Yahya şehit,Seyyit şehit,ben şehit.

Dünya gelse,vatan için,din için
Gözüm kırpmam bir can için,baş için
Derim 'Allah! muzaffer et hak için'
Resul şehit,Nebi şehit,ben şehit

Rivayet Kurban


Zafer Türküsü

Yaşamaz ölümü göze almayan
Zafer, göz yummadan koşarda gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan
Gözyaşı boşana boşana gider!

Kazanmak istersen sen de zaferi
Gürleyen sesinle doldur gökleri
Zafer dedikleri kahraman peri
Susandan kaçar da coşana gider.

Bu yolda herkes bir ey delikanlı
Diriler şerefli ölüler şanlı
Yurt için döğüşen başı dumanlı
Her zaman bu sandan, o sana gider.

Faruk nafiz ÇAMLIBEL


Oğlun şehit oldu

Alnımdan vuruldum kanım akıyor
Oğlun şehit oldu ağlama anam
Gözlerim bayrağa doğru bakıyor
Oğlun şehit oldu ağlama anam

Canım feda olsun, benden bu kadar
Yıldızlar doğarken güneşler batar
Her karış toprakta şüheda yatar
Oğlun şehit oldu ağlama anam

Teskerem yaklaştı gelecek idim
Gözünün yaşını silecek idim
Ne bileydim böyle ölecek idim
Oğlun şehit oldu ağlama anam

Kınalı kuzunu bekleme gelmez
Allah’a emanet, şehitler ölmez
Şehit olan bilir başkası bilmez
Oğlun şehit oldu ağlama anam

Babama söyleyin ağıt yakmasın
Yârim göz yaşını sakın dökmesin
Geleceğim diye yola bakmasın
Oğlun şehit oldu ağlama anam

Mikdat Bal



Çanakkale Askeri

Adına binlerce destan yazılan
Yıllar sonra bir bir anılan
Toprağına taşına yazılan
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Adım adım koşan asker
Düşmanını yenen asker
Vatanını seven asker
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Tüm dünya'ya örnek asker
Komutanıyla yürek asker
Vatan millet diyen asker
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Çanakkale geçilir mi sandın
Topuna tüfeğine mi kandın
Türk'ü yenilir mi sandın
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Al bayrakla koşan asker
Ölüm emrini alan asker
Yaralı düşmanı saran asker
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Bu destan anlatılmaz yaşanır
Bu şehitler unutulmaz anılır
Koca Seyit Bismillah der kaldırır
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Ramazan Bilgin Çelik

Mehmetçik

Esaret zincirini kanlarla kıran Mehmet,
Hürmetle eğilmede huzurunda bu millet,
Kan verdin şu toprağa ebedi şan aldın sen.

Öldünde savaşlarda yaşatmak için yurdunu,
Çoştunda savaşlarda azgın düşmanlar durdu.
Bütün dünya milleti o azgın düşmanlar ki,
Memleketi istila edeceklerdi sanki.

Düşündüler mi onlar üç kıtanın fethini,
Düşündüler mi onlar şanlı tarihini.
Çoştun da bir zamanlar atlamıştın Tuna'yı,
Ezmiştin hasımları sarmıştın Viyana'yı.

Avrupa ortasında yıllarca at oynattın,
Dillere destan olan kahramanlar yarattın.
Saçtın oralarda binbir dehşetle korku,
Sinerek düşmanların Türk geliyor diyordu.

Unutulmuştu demek o istila günleri,
Tarihe nam saldığı Türk'ün şanlı günleri.
Hatırladın sen o şerefli anları,
Çanakkale önünde boğarak düşmanları.

Çarpışarak orada bulmak için hakkını,
Durdurdun imanınla,çoşup gelen akını.
Bir kere daha geçti şanlı tarihe ismin,
Sen bizim kalbimizde ölmez ve ebedisin.
 
18 Mart Çanakkale Şiirleri
18 Mart Çanakkale Şiiri

18 Mart Çanakkale Savaşı Şiirleri

18 Mart

Bu gün 18 mart
Her kez savaşta
Her yerde bomba
Çanakkale geçilmez

Her kez bomba taşıyor
Her kez öldü
Ne oldu bu dünya
Çanakkale geçilmez

18 mart çanakkale

18 mart Çanakkale
doğdu insanlar Çanakkalede
Çanakkalede doğanlar
Çok şanslı bir insanlar

18 mart Çanakkale
Oldü Askerler Çanakkalede
Çanakkalede ölenler
Çok şanslı insalar

çanakkalede doganlar
çanakkalede ölenler
çanakkalede yaşıyanlar
çok şanslı bir insanlar

ÇANAKKALEDE SAVAŞ VAR

Uyanın millet.
Çanakkalede savaş var.
Askerlerimizin kanların içinde nasıl can çekiştiğini
görün millet.
Ama Atatürk bundan vazgeçmedi.
Ve düşmanı yendi.
Ve bu güzel yurdu bizlere verdi.

Çanakkale

Ç anakkale geçilmez dediler, geçilmedi!
A nalar ağladı, oğullar savaştı.
N e olursa olsun dediler, cepheye gittiler;
A nalar ağladı, oğullar savaştı.
K ürdü,Türk'ü lazı çerkezi,
K imi harbiyeli, kimi liseli.
A ğası da var, çiftçiside,
L a İlahe İllallah! diyerek savaştı hepsi,
E n sonunda kazandılar bu büyük zaferi!

ŞEHİTLERİN KANLARI

Çanakkale savaşı,
Şehitlerin kanları,
Bitmez tükenmez acı,
Yaşandı ülkemizde.

Çanakkale boğazı,
Kan ile doldu taştı.
Şehitlerin kanları,
Her tarafa yayıldı.

Sevinmeyin ey düşmanlar!
Çanakkale geçilemez.
Türkiyenin umudu,
İçimiz imanla dolu.

Çanakkale şavaşı,
Tüm dünyaca tanındı,
Şehitlerin kanları,
Toprakları suladı.

Anladılar düşmanlar,
Zafer türklerindir,
İnemez göklerden bayrak,
İstikbal türklerdedir!!!

Zafer Türküsü

Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!

Kazanmak istersen sen de zaferi,
Gürleyen sesinle doldur gökleri,
Zafer dedikleri kahraman peri,
Susandan kaçar da coşana gider.

Bu yolda herkes bir, ey delikanlı,
Diriler şerefli, ölüler şanlı!
Yurt için dövüşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider.

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

Çanakkale Şehitleri

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.

Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.

Mehmet Akif ERSOY

18 Mart Çanakkale

Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,

Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.

Ali Osman Yılmaz

Bir 18 Mart

Günüydü Ben O Savaşa
Gidim Anna Herkes Kan
İçindeydi Atam Emir Veriyordu
Askerlere Ya Ölünceye Kadar Savaşacaksın

Yada Gidiceksin Diye Atam
Başladı Savaşmaya
Şöyle Bir Baktı Arkasına
Askerler Vatan Sana Canım Feda

Diyerek Başlıyordu Savaşa
Çoluk Çocuk Demden Cephane
Taşıyordu Millet Ve Cephaneye
Cepe Taşıyan İnsanlarımızdan Yarısından


18 Mart ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

18 mart bugün burada yazıldı çanakkale destanı
çanakkale kurtuldu biz kurtulduk sadece biz değil halk kurtuldu
askerler öldü
mezarlar çoğaldı
çanakkale büyüdü türkiye büyüdü
şehitlerimiz bakıyor bize yukarıdan biz olmalıydık şimdi halkı kurtarmaya
daha çok çalışmalı dünyayı kurtarmalı
çocukları okutmalı
bebeklere bakmalı
diyor bize yukarıdan
biz türk milleti bu dünyada yaşamalı.

Çanakkale Askeri

Adına binlerce destan yazılan
Yıllar sonra bir bir anılan
Toprağına taşına yazılan
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Adım adım koşan asker
Düşmanını yenen asker
Vatanını seven asker
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Tüm dünya'ya örnek asker
Komutanıyla yürek asker
Vatan millet diyen asker
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Çanakkale geçilir mi sandın
Topuna tüfeğine mi kandın
Türk'ü yenilir mi sandın
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Al bayrakla koşan asker
Ölüm emrini alan asker
Yaralı düşmanı saran asker
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale

Bu destan anlatılmaz yaşanır
Bu şehitler unutulmaz anılır
Koca Seyit Bismillah der kaldırır
Çanakkale mi şehit,şehit mi Çanakkale


Çanakkale Anısına

Cümle alem bilsin bunu
Her yer bize Çanakkale
Gelmişti milletin sonu
Her yer bize Çanakkale

Vatan Bayrak Namus bize
Getirdik düşmanı dize
Görev verdik geline kıza
Her yer bize Çanakkale

Resul bize yardım etti
Nice evlat şehit gitti
Düşman senin işin bitti
Her yer bize Çanakkale

Anadolu şaha kalktı
Irmaklar hep kan aktı
Biz vurdukça düşman baktı
Her yer bize Çanakkale

Orada kurtardık yurdu
Nice askeri denize sürdü
Şehit oldu lazı, kürdü
Her yer bize Çanakkale

Daha küçüktü yaşları
Anası boyamış saçları
Bize yetmedi güçleri
Her yer bize Çanakkale

Akpınar’ım yetti artık
Çanakkale bitti artık
Kahpe düşman gitti artık
Her yer bize Çanakkale


Çanakkale Geçilmez

Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen
Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren
Vatan toprağı için can ile serden geçen
Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken

Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını
Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını
Komayacağız yerde şehitlerin kanını
Korku bilmez bu millet artıracak şanını

Mehmedoğlu Seyyid'in mermiyi kaldırışı
Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı
Anlayacak kafirler bucağı ve karışı
Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı

Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab!
Anzak, Hindu, İngiliz... Hepsi harab ve bitab
Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab
Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab

Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir
Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir
Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir
'Çanakkale Geçilmez' bu da açık gerçektir

Çanakkalede otuzbin şehit

Çanakkalede otuzbin şehit,
Hepsi bir birbirinden yiğit,
Bundan sonrasını tarihler yazar,
Çanakkale de analar ağlar.

Derdim derdim garip halim,
Kanı içmiş dağlar sanki düşmanım,
Ne analar ne bacılar,
Çanakkalede zaferler yatar.

Düşman pusu atmış çanakkale yollarına,
Yol vermiyor dağlar nice yiğit aslanlara,
Yol vermesen küserim yara,
Deli gönlüm gitmek ister şanıyla.

Mermiler yağıyordu yağmur gibi yiğitlerimizin üstüne,
Ay yıldızlı bir bayrak dalgalanıyordu gök yüzünde,
Mekanınız cennet olsun ebediyetde,
Çanakkalede şehitler yatar diz dize.


Çanakkale Denince

Denizlerde dalga oldu
Gülyarim eller soldu
Çanakkale denince
Gözlerim sel oldu

Denizlerde dalga olur
Dalga kıyıda bulunur
Düşmanlar belasını
Çanakkalede bulur

Zaman çabuk geçince
Çanakkale içinde
Omuzundaki tüfekle
Asker bakar denize


ÇANAKKALE

1915'de kurtuldu çanakkale
atatürk gitti kurtuldu çanakkale
bu güzel yurdu kurtardı çanakkale
istiklali kazandı çanakkale

bir değil bin şehit var burada
bağımsızlığı bekleyen bin şehit
çanakkaleyi kurtardı
yunanlılara düşman oldu
bu güzel çanakkale

çanakkale korkmadı
bayrağına sarıldı
bu vatanı kurtardı
teşekkürler çanakkale

Çanakkale

Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar.
Her karış torağında bin,şehit bir mezar.
Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Sen rahat uyu ey şanlı şehit.
Gölgesinde gölgelen al bayrağın.
Hangi kem göz sana edebilir nazar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Yedi cihana yeter yazdığın destan.
Gök kubbe ay,yıldız sana verir selam.
Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez.
Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez.
Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Şefik Aydemir

EY KAHRAMAN TÜRK ORDUSU

Çanakkale için akan kanlar
Denizdeki dalgalara vurmuş
Türk ordusunun zaferi
Esir milletlere bir umut olmuş
Ey Kahraman Türk Ordusu


Yurdun dörtbir yanından
Toplanmış asker
Bir istiklal uğruna
Canlarını feda etmiş
Çanakkale yolunda
Ey Kahraman Türk Ordusu

FATMA NUR GEDİK

Çanakkale geçilmez

Kim geçebilir ki!?
Bu iman,bu gönül zenginliğiyle,
Geçebilir ki kim!?

Geçilmez Çanakkale,
Bu vatan sevdasıyla,
Kim geçebilir ki!?
Gönülde zenginlik var.

Bir dakika bekle,
Düşün biraz.
Kaç bin asker,
Can verdi senin 1 dakikan için

Bu canlar feda olsyn!
Vatanını sevip sayana!
Sonuna kadar feda,
Sevip sayana!

Çanakkale Destanım
Çanakkale şanımsın,
En büyük destanımsın.
Binlerce Mehmetçiğe,
Bağrında kabristanımsın.

Çanakkale şerefim,
Binlerce neferlerim.
Dalgalanır rüzgarıyla,
Bayrağım nefeslerinin.

Gökyüzünden hilal düştü,
Al olmuş ten üzerine.
Yıldız kopardı melekler,
Sundular şehitlerime.

Ay yıldız kucaklaştı,
Kanlarımızla bayraklaştı.
Çanakkale geçilemedi,
Şehitlerimle destanlaştı.

Erdinç Sert

ÇANAKKALE DİYARINDA

Denize takılan kilit
Dünyayı kaldıran yiğit
Alaylar var toptan şehit
Çanakkale diyarında

Kahraman şehit cavuşlar
Şehitliğe uçan kuşlar
Savaşta yeni buluşlar
Çanakkale diyarında

Çanakkale Şavaşı

Bir şavaş vardı Çanakkale'de
Şehit kan verdi göz göre göre!
Yaş 5-65 demedi,
Şehit etti Türkiye'yi!

Gazisi var şehidi,
Canını verdi bu vatana!
Gerçek bir imanla,
Kazandı bu savaşı.

Yenilgiye düştü karşı taraf,
Silah bol,iman az.
Vatan sevgisi yoktu,
Gönülde büyük eksik var.

ÇANAKKALE

Çanakkale özeldir ,
Ayna gibi güzeldir.
Ne kadar şehit verdik,
Ama yine biz kazandık.
Kaderimizde olurmuydu ulaşmak bu güzel ülkeye,
Karadenizden esti geldi .
Adı Mustafa Kemal idi,
Layık mıyız şimdi biz bu güzel ülkeye.
Ey atam rahat uyu,izindeyiz.


Zafer Türküsü

Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!

Kazanmak istersen sen de zaferi,
Gürleyen sesinle doldur gökleri,
Zafer dedikleri kahraman peri,
Susandan kaçar da coşana gider.

Bu yolda herkes bir, ey delikanlı,
Diriler şerefli, ölüler şanlı!
Yurt için dövüşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider.

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL


Çanakkale ile Atam

Atam senin sayende herşey oldu,
Sana minnettarız Atam
Çanakkale savaşında
Düşmanları yenip
Vatanı milleti kurtardın Atam
O,düşüncelerine,fikrine,
Sevgine,saygına,
Cesaretine,yeteneğine,
Hayranım Atam
 
Çanakkale Savaşları, yüzyılımızın en büyük savaşlarından birisidir. Birinci Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazını geçip İstanbul’u almak istiyorlardı. Osmanlı ordusu, İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı Çanakkale Boğazı’nda aylar süren bir dizi deniz ve kara savaşı yapmıştır. 300.000 askerimizin şehit olduğu bu savaşlar sonucunda, düşman donanmaları ağır kayıplar vererek geri çekilmişlerdir. Çanakkale Savaşlarının denizle ilgili bölümü, 18 Mart 1915 tarihinde, düşman gemilerinin geri çekilmeleriyle sonuçlanmıştır. Bu nedenle, her 18 Mart gününde, Çanakkale Savaşlarını anmaktayız.

Çanakkale Boğazını geçmek isteyen İngiliz ve Fransız gemileri, 3 Kasım 1914 de boğazın iki yakasındaki birliklerimize ateş açtılar. Birliklerimizin karşı ateşi ile geri çekilmek zorunda kaldılar. 19 Şubat 1915 de düşman donanması kesin hücuma başladı. Osmanlı Ordusunun karşı ateşi ile, tekrar geri çekildiler. 18 Mart 1915 de İngiliz ve Fransızlar 16 harp gemisi ile büyük bir hücum daha başlattı. Üç gemisi sulara gömülen düşman donanması, tekrar geri çekilmek zorunda kaldı.

Çanakkale boğazını gemilerle geçemeyeceklerini anlayan düşmanlarımız, topraklarımıza karadan girmeyi denediler. İngiliz, Fransız, Avustralya, Yeni Zelanda ve diğer bazı sömürge ülkelere ait askerler, 25 Nisan 1915 günü karadan çıkarma yapmaya başladılar. Kara savaşları, 9 Ocak 1916 tarihinde son düşman birlikleri de geri çekilene kadar devam etmiştir. 6-7 Ağustos 1915 gecesi Anafartalar’a yapılan çıkarma harekatını, Mustafa Kemal komutasındaki birliğimiz durdurmuştur. 25 Nisan 1915 ve 9 Ocak 1916 tarihleri arasında, yaklaşık sekiz ay boyunca şiddetli kara savaşları olmuştur.

Sevgili Arkadaşlar Çanakkale Savaşları, Türk tarihinin belki de en önemli savaşıdır. Daha geniş ve ayrıntılı bilgi sahibi olmak için kaynakları mutlaka okumanızı öneriyoruz. Bugün özgür olarak yaşadığımız bu topraklara çok kolay sahip olmadığımızın bilinmesi gerekir.

18 Mart günü, 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümüdür. Bugün, 2002 yılından itibaren, Şehitler Günü olarak kabul edilmiştir.

Şehit Allah yolunda canını feda eden, dinini, vatanını, bayrağını savunurken ölen, haksız yere öldürülen Müslüman’dır. Şehitlik, Allah katında peygamberlikten sonra en yüksek mertebedir. Şehitler, Allah’ın sevgili kullarıdır. Cennet’te onlar için sonsuz nimetler hazırlanmıştır. Arapça, Tanık” anlamına gelen şehit, inançlarını yadsımamak uğruna, Allah’a ya da kutsal saydığı değerlere tanıklık etmek ülküsüyle can veren kişidir. Kur’an, Allah yolunda öldürülenlerin, Allah’ın bağışını ve merhametini kazandıklarını bildirir.

Kutsal vatan topraklarını canları pahasına koruyarak şehitlik onuruna erişen aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.

Bugün, 18 Mart Şehitler Günü, aynı zamanda “Çanakkale Zaferi”nin …. Yıldönümü.

Çanakkale Zaferi, dünya tarihinde bir dönüm noktası olmuş, tarihin akışı üzerinde Türk Ulusu, belirleyici bir rol oynamıştır.

Millet olma bilincinin tohumlarının atılarak, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasına zemin hazırlayan, bir prestij ve azmin mücadelesidir.

Çanakkale Muharebeleri, 1. Dünya Savaşı’nın en önemli ve hassas bölümünü teşkil eder.

Çanakkale Savaşı, ordumuzu zafere taşıyan Mustafa Kemal gerçeğini ortaya çıkarmış, milletimiz, 500 bin evladını bu savaşta şehit vermiştir.

Mukaddes vatan toprakları için, canlarını seve seve vererek; bir ulusun kaderini değiştiren, vatanımızı, istiklalimizi, sarsılmaz imanları, eşsiz cesaretlerine borçlu olduğumuz, aziz şehitlerimiz, dünyada eşi benzeri olmayan bir destan yazmıştır.

Çanakkale Zaferi’nin, özellikle genç nesillere iyi anlatılması, ecdadımıza ve şehitlerimize bir borcumuz olduğu gibi, geleceğimizin de teminatıdır.

Bu konuda, Şehit Ailelerimizin ve Muharip Gaziler Derneğimizin, çok önemli bir sorumluluğu üstlendiklerini görüyoruz.

Şehit Ailelerimiz, yaşadığımız pek çok sıkıntılı dönemde ortaya koydukları, sağduyulu ve kararlı tutumla, milletimizin vicdanı haline gelmiştir.

Gazilerimiz, toplumumuzun milli hafızasını oluşturmaktadır.

Milletimiz, ne zaman kendini darda hissederse, gazilerimizi dinlemesi, gazilerimizin ve şehitlerimizin vatan sevgisi çizgisine dönmesi, yeniden dirilmesi için yeterli olacaktır.

Çanakkale Savaşı ortaya koymuştur ki, her ne sebeple olursa olsun savaş; büyük bir yıkımı, insanlık onurunun ayaklar altına alınmasını ifade eder.

Türk Milleti, kendi şehitlerine gösterdiği özeni ve ilgiyi, bu savaşta ölen yabancı askerlere de göstererek, insanlığın yere düşen onurunu da ayağa kaldırmıştır.

İnsanlık, geçmişin hatalarından gerekli dersleri çıkararak, dünyanın çeşitli bölgelerinde süren çatışmaları sonlandırmalıdır.

İnsanların hiçbir ayırım gözetmeden ve gelecek kaygısı duymadan; huzur, sevgi ve kardeşlik içinde bir arada yaşayacakları, barış dolu bir dünyanın temelleri atılmalıdır.

Çanakkale Zaferi’nin 90. Yıldönümünde,

Büyük Önder Atatürk’ü,

Çanakkale Şehitlerimizi ve bugüne dek vermiş olduğumuz tüm aziz şehitlerimizi,

Şehitler Günü münasebetiyle, bir kez daha saygı ve şükranla anıyor, yüce Allah’tan rahmet diliyorum.


Çanakkale’ye Selam Yola Devam

Mart ayının 18’i geldi mi, içimizi farklı duygular kaplar. Biraz buruk, biraz iftihar dolu, biraz hüzünlü ama bir o kadar da gururla dolu duygular hakim olur bize. Zira, insanlığın kıyamete kadar dönüp dönüp bakacağı, bakıp da ders alacağı, tarihe unutulmaz bir not düşülmüştür Çanakkale’de. Biz hiçbir zaman bir kutlunun tesbitleri içinde, ne tarihte olup biten büyük hadise ve örnek şahısları anlatıp, destanlaştırıp sadece bununla avunacağız ne de onları hafife alma basitliğine düşeceğiz. Daima tarihin şeref levhalarına –ki, takdir-i ilâhî, ecdadının yapıp ettikleri ile iftihar edebilecek, tarihi okuyup anlatırken yüzü kızarmayacak, yeryüzünde nadide milletlerden biri olduğumuza inanıyorum- ibretle bakacağız. Onlardan ders alacağız ve istikbale yürüyeceğiz.

Bugün, tarihin tozlu raflarından çıkarılıp insanlığın önüne serilen bir çok döküman, Çanakkale’de akıl almaz hadiselerden bahsediyor. Şimdilerde bunlar hakkında bir sürü kitap ve makaleler yazılarak o günlere bir ışık tutulmaya çalışılıyor. Bu hususta samimi gayretleri olan herkesi manen alkışlıyor ve onlara çok müteşekkir olduğumu arz etmek istiyorum.

Bizim, işin bundan sonrası adına gerekli şeyi yapıp yapmadığımız hususunda ise, çok iç açıcı şeyler söylenemez zannediyorum. Çanakkale savaşları, kendi kulvarında dünyanın en büyük olaylarında birisidir. Yokluk, varlığı.. iman, küfrü.. tevazu ve mahviyet, kuru gururu.. perişan etmiştir. Mevzuya böyle yaklaşıldığında Çanakkale’den çıkarılabilecek pek çok ders vardır. Bunlardan bazıları şunlar olabilir: Herşeyden evvel, Çanakkale’nin savaş yolu ile geçilemiyeceği bütün dünya tarafından görülmüş ve kabul edilmiştir. O dönemin süper güçleri, İngiliz ve Fransız orduları, onların isimlendirmesi ile “yenilmez armada” olarak bilinen orduları dahi yenilebilirmiş, bütün dünya bunu gördü. Tarihin hemen her döneminde dünyanın dört bir tarafında problem çıkaran, baş ağrıtan, adeta çıban başı durumundaki İngiltere, tarihindeki en büyük hezimet ve asker kayıbıyla büyük bir prestij kaybına uğradı. Çanakkale geçilemeyince I. Dünya harbi uzamıştır. Sıcak denizlere inme, yıkılan Osmanlı pastasından pay alma ümidiyle İttifak Devletlerinin safında savaşa katılan Çarlık Rusyası, Çanakkale’den geçip kendisine ulaşacak İttifak kuvvetlerinin yardımını elde edemediği için, içindeki iç karışıklıkların üstesinden gelememiş ve Bolşevik ihtilaline sahne olmuştur. Doğusundaki son karakolunda kardeşlerinin ölüm kalım mücadelesine seyirci kalan âlem-i İslam, Türk ordusunun muzafferiyetiyle bayram yapmıştır... Tarihin felsefesini yapanlar daha pek çok netice ve ders çıkarabilirler.

Burada alınacak mühim derslerden birisi de, inanan insanın en zor şartlarda bile Rabbisinin inayetiyle, aşılmaz gibi görülen dağların aşılabileceğine, geçilmez gibi görülen deryaların geçilebileceğine, bükülmez gibi görülen bileklerin bükülebileceğine katiyyen iman etmesi gerektiğidir. Kur’an, içinde Hz. Dâvûd’un da bulunduğu Tâlût’un ordusunun başından geçenleri anlatır. Onlar Câlût’un dev orduları karşısında pek az bir kuvvetle savaşmışlar ve galip gelmişlerdir. Böyle büyük bir imtihanla karşı karşıya kaldıklarında ise, Rabbilerinden niyazları sabır olmuş ve nice az ve zayıf kavimlerin güçlü ve kalabalık kavimlere Allah’ın izni ile galebe çaldığını dile getirmişlerdir. (Bakara, 2/249) Bazı kaynaklarda bu az sayıdaki inanmışların 313, yani Ashab-ı Bedir sayısınca, karşı tarafın ise 60 binden fazla olduğu söylenmiştir. Belki Çanakkale, insan sayısıyla kıyas yapıldığında değil ama artık teknolojinin savaştığı o harpte tam böyle bir kıyaslamaya uygun düşecektir. Zira, bir tarafta tam teçhizatlı, çağın en modern ve zengin silahlarına sahip düşman kuvvetleri, öbür tarafta sınırlı sayıda silahı ve cephanesi olan, silahlarının teknolojik seviyesi de çok geri olan bir ordu. Yani Çanakkale, bu yönüyle de bir Bedir, bir Tâlût-Câlût mücadelesi gibidir.

Bir diğer nokta, Hakk namına canın malın bir keseye konup takdim edildiği yerdir Çanakkale. Yeri geldiğinde, inanan herkesin her şeyini O’nun yolunda nasıl seve seve verebildiğinin gösterildiği yerdir Çanakkale. Kutlu Nebî’nin ifadeleri içinde, ancak Allah’ın yolunda ölenler şehid olacaktır ve Mehmetçik de bunu peylemeyi murad eder. Evet, şehidlik büyük bir mertebe, ulvî bir makamdır. Her inançlı kimse bunu talep eder. Ancak, şehidliği bahşeden Mevlâ’dır. Yâni, bu makam dînî bir makamdır. Sırf O’nun rızası için mücadele edildiğinde elde edilebilecek bir makamdır. O halde kimsenin “o şehittir” demesiyle olunmayan, kimsenin tekelinde olmayan bir ünvandır. İşte bu sebeple, Mehmetçik, her şeyini sadece O’nun rızası için O’nun yoluna sermiştir Çanakkale’de. Bu da vatan evladında, ötelere ve şehadete ne denlü bir iştiyak olduğunu gösterir.

Bir başka mevzu da şudur ki, Çanakkale’de en zor şartlarda bile mürüvveti elden bırakmayan bir Mehmetçik vardır. Yani, düşmanı eline geçirdiği, her türlü eza ve cefayı uygulayabileceği halde bunu yapmayıp, bir misafir muamelesi sergileyen Anadolu kahramanları vardır. Şimdi, benzer durumda karşı tarafın ne mel’anetler yaptığını, ne insanlık dışı eza ve cefalara girdiğini anlatarak sizin kin ve nefretinizi galeyana getirmek istemem. Ama biz bu idik, onlar da o.

Unutulmamalı ki, o gün Çanakkale’yi silahla geçemeyen düşman kısa bir zaman sonra siyaset entrikaları ile İstanbul’a girmiştir Bir cephede 250 binden fazla şehid vererek sokmadığımız düşman, daha sonra her nasılsa elini kolunu sallaya sallaya boğaza girip toplarını saraya çevirerek küstahça meydan okumuştur?

Bütün bu olup bitenlerden sonra nazarlarımızı mazinin derinliklerinden bugüne çevirelim. Asıl yapmamız gereken de budur. Tarihi okuyup günümüzü yorumlama, günümüzü yaşama.. ama daha az hata, daha az kayıp ve daha çok kazançla. Tarihteki entrikalar kılıf değiştirerek, neslimizin önüne tekrar tuzak olarak kurulmuş durumda. Hadiselere bu açıdan bakınca, şunu demek çok yanlış olmasa gerek: Bugün düşman dünkünden daha azim ve daha cesimdir. Ancak, içimizde ve dost suretindedir.

Başlar üstündeki bir millet, işlene işlene ne hale gelmiştir. Her gün birbirini öldüren, yaralayan, kavga eden insanların zuhur ettiği.. ırz ve namusun payimal olduğu.. haramların helal addedildiği ve işlenirken artık yüzlerin hiç kızarmadığı.. yalanın, aldatmanın, rüşvet ve ihtikârın yayıldığı bir toplum haline nasıl geldik? İnsanların ne evinde ne sokaklarda emniyet içinde olamadığı.. hırsızlık ve anarşinin hakim olduğu bir cemiyet nasıl oluştu? Köşe taşlarında sadaka yuvaları olan caddelerde bugün güpe gündüz elindeki çantası çalınan insanların feryatları duyuluyor. 600 seneden fazla hüküm süren bir devlette, kayıtlarında şahitlerle tesbit edilip cezası verilen bir tek zina vakası varken, belki altı asırda işlenen bu tür suçlar bir haftada bir metropolde işleniyor. Bazıları da bundan utanmak şöyle dursun iftihar ediyor. Merd-i Kıptî şecaat arzederken sirkatin söylüyor. Ne oluyor insanlara, ne oluyor inananlara...

İman za’fı, eğitimsizlik, nefse zebun olma, kötü emellere alet olma mıdır.. ve neticesi darmadağınık bir portre çizen toplum denebilir mi? (Herşeye rağmen etrafa nurlar saçan bir zümrenin varlığı ne kadar ümitbahş etse de, bu gerçekler ister istemez ürkütüyor ben müminim diyeni...) Oysa, başımıza açılan oyunlar belli, çareleri de bellidir. Kısaca;

1. İmtihan: Zaruret (fakirlik)
Çaresi: Çalışarak fakirliği yenmek. Maddi güçlerimizi birleştirerek büyümek. Teknolojiyi üretme ve pazarlama yollarına gitmek.

2. İmtihan: Cehalet
Çaresi: Eğitim seferberliği ile genç-yaşlı, kadın-erkek, her yaşta eğitimi teşvik etmek. Heryeri bir mektep haline getirmek. Teşvik ve tebriklerle öğrenmeyi cazip hale getirmek. Herkesi faydalı bilginin meftunu haline getirmek.

3. İmtihan: Tefrika (ayırımcılık)
Çaresi: Hakikî uhuvveti elde etmekle tam bir tesanüde sahip olmak. Yavuz Cennetmekânın ifadeleri içinde:

“İhtilâf u tefrîka endişesi,
Hatta kûşe-i kabrimde dahî bî-karâr eyler beni,
İttihatken savlet-i a’dayı def’a çaremiz,
İttihad etmezse millet, dâğidâr eyler beni.” fehvasınca ihtilafları bırakıp, ittifak etmek.

4. İmtihan: Dış güçlerin baskısı
Çaresi: Dış güçlerle seviyeli ilişkiler içine girmek, dışardaki diyasporamızı aktif kullanmak, dışa bağımlılığı minimuma indirmek, sağlam bir iç ve dış istihbarata sahip olmak ve Abdulhamid siyaseti uygulamak.

5. İmtihan: Disiplinsizlik
Çaresi: Vakit tanzimi ile hayatı programlamak –ki, namaz vakitleri bu iş için en uygun metottur. Okullarda küçük yaşta hayatı programlı yaşamanın önemi ve yollarını aşılamak. Herkesi bir şeylerle meşgul etmek. Yani, hedefler ve yollar göstermek.

Bütün bunları aşma yine Bedir ve Çanakkale mücadelesini verenlerin ruhunu taşıma, onların aşk u şevk ve heyecanına sahip olmakla mümkün olacaktır. Mevlam lutfeylesin...

Ali Ünsal
Ruhları şad olsun.
 
Çanakkale Savaşı nasıl başladı nasıl son buldu nasıl gelişti kısaca bu konu hakkında bilgiler...

19.Yüzyıl sonunda Almanya, güçlü bir devlet olarak dünyanın dengesini altüst etmişti. İngiltere ve Fransa bu durumdan çok rahatsızdı. Çünkü Almanya her geçen gün dünya üzerinde kuvvetleniyordu. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa yakınlaşmaya , çıkar dostluğu yapmaya başladılar.

1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla İtilaf devletleri bu isteklerini gerçekleştirme fırsatının doğduğuna inandılar. Bu inançla İngiltere ve Fransa işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada’dan Boğaz’ın ağzına doğru yaklaştılar. Buradan istihkamlarımıza doğru ateş açtılar, İngilizler Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarını, Fransızlar da Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyalarını havantopu ile dövdüler.

Almanya ve Rusya arasında kalan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ise barındırdığı Islavlar nedeniyle Rusya’nın karşısındaydı.

Almanya, Rusya ve Avusturya-Macaristan arasındaki bu çekişmede Avusturya - Macaristan tarafında olunca devletlerarası kutuplaşmalar başladı. İşte bu sıralarda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahdı Saraybosna ziyareti sırasında Sırp ajanlar tarafından öldürünce , Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Temmuz ayında Sırbistan’a savaş ilan etti.

Böylece insanlık tarihinin en kanlı savaşlarından biri olan Birinci Dünya Savaşı başlamış oldu.

Çanakkale Savaşı Nasıl Kazanılmıştır

1914-1918 tarihleri arasında devam eden Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya ve Avusturya; İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya’ya karşı savaştı. Osmanlı Devleti de Almanya ve Avusturya’nın yanında katıldı. Bu durum itilaf devletlerinin hoşuna gitmedi. İngiltere, Fransa, İtalya (itilaf devletleri) birlikte savaştıkları Rusya’ya yardım etmek istiyorlardı. Diğer bir amaçları da dünyanın en önemli suyolu olan Çanakkale ve İstanbul boğazlarını elde etmekti.
 
X