• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Can 'da özür olmaz

PrensesPeri

yepyeni bir yaşam :)
Kayıtlı Üye
23 Mayıs 2007
8.601
583
723
39
Eskişehir
“Herkes senede bir iki gün de olsa görme ve işitme duygularından mahrum kalsa ne olur?” diye sorarım. O zaman insanlar sahip oldukları şeylere daha çok değer verirlerdi herhalde. Belki sessizlikte seslerin insana verdiği zevki daha iyi takdir ederlerdi.

Bazen tanıdıklarıma çevrelerinde neler gördüklerini soruyorum. Geçenlerde ormanda uzun bir gezintiden dönen arkadaşıma neler gördüğünü sormuştum. Bana verdiği cevap şu oldu:

“Görülecek önemli bir şey yoktu…”

Ormanda bir saat dolaşmak ve bu süre içinde kayda değer bir şey görememek acaba mümkün olabilir mi? Ben kör olmama rağmen, sadece dokunma duyum sayesinde çok şey hissediyorum. Bir yaprağa dokunduğum zaman onun şeklini anlıyorum. Baharda tabiatın kış uykusundan uyandığının ilk işareti olan bir gonca bulmak için parmaklarımı dalların üstünde gezdiriyorum. Bazen elimi yavaşça bir ağaca dayadığım zaman, bu ağacın bir dalında öten kuşun nasıl titrediğini hisseder gibi oluyorum.

O esnada hissettiğim tüm bu şeyleri görebilmeyi bütün kalbimle arzu ediyorum. Sadece dokunma duyum bana bu kadar zevk verdiğine göre, bu güzellikleri bir de görebilseydim kim bilir neler hissederdim! "
( Hellen Keller )

Hellen Keller 1880 – 1968 yılları arasında yaşamış Amerikalı bir pedagogdur. Onu diğer pedagoglardan farklı kılan şey neredeyse doğuştan diyebileceğimiz kör, sağır ve dilsiz olmasıydı.

On dokuz aylıkken geçirdiği ateşli bir hastalık sonucu görme, işitme ve konuşma yeteneğini yitirmişti. Çevresindekileri anlamaktan ve onlar tarafından anlaşılmaktan yoksun karanlık, sessiz bir dünyanın içinde kalmıştı. Keller’ in hayatı, yedi yaşındayken yaşamına giren bir öğretmenle değişti. Kendisi de bugün yaptıklarıyla bir efsane olan öğretmen Anne Mansfield Sullivan, Keller’ in yaşamının dönüm noktasıydı. Bu iki insan iletişim kurmanın güzelliği ile hayatlarına bambaşka anlamlar katmakla kalmadı birlikte hayatı yeniden keşfettiler. Bayan Anne Sullivan ümit etme ve uzağı görebilme yeteneğine sahip büyük bir insandı sabrı ve sevgisiyle bu küçücük çocuğa karanlıktan aydınlığa giden yolda rehberlik yaptı.

Peki neler yaptı Helen Keller? Neler yapmadı ki? Çoğumuzun yapamadığı, başaramadığı şeyleri göremediği duyamadığı ve konuşamadığı halde başardı. Kanoyla, yelkenliyle gezintiye çıkan, yüzen, satranç oynayan, bisiklete binen, tiyatroya, müzeye giden, parmaklarının ucuyla dünyayı keşfeden, Latince, Almanca, Fransızca, İngilizce, Rusça okuyup konuşabilen, duymadığı halde sesine yön ve güç vererek konuşmayı beceren bir insandı.

Helen Keller, azmin ve zaferin abidesidir. O, insan beyninin gücünün de canlı bir örneği.
Yaşamının ilk ondokuz ayında zihninde yer etmiş tek bir sözcükten, “su” sözcüğünden yola çıkarak başardığı he şey, beynin, kullanıldığı takdirde ne olağanüstü kapasitesi olduğunu gösteren bir mucizenin ifadesi.

Bakan körler, işiten sağırlar ve konuşan dilsizlerle dolu olan bir dünyada o gören bir kör, duyan bir sağır ve kendini ifade edebilen bir dilsizdi. Azmiyle, yaptıklarıyla ve yarattıklarıyla milyonlarca insan için esin kaynağı ve başarı örneği oldu…

03 / 12 / 2010 Özürlüler Günüydü ... Unutmayalım ; Can 'da özür olmaz ...


alıntıdır..
 
Back