• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Can Boğazdan Çıkıyor! (Gıda Terörü)

sey_ren

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
30 Ocak 2013
2.749
47
118
Adana
tkcs3.jpg



“Türkiye’de “hiç yemedim” diyen, bir büyük domuz götürmüştür. “

Pediatri profesörü bir hocamın sözüydü bu. Mamüllerinde domuz ürünü kullandığını tespit ettiği pastaneleri, gıda işletmelerini, dava açıp kapattıran da o hocamdı. Dini hassasiyetleri olmadığını söylemesine rağmen, domuz konusunda çoğu müslümandan daha fazla hassasiyet göstermesinin sebebini sormuştuk, anlatmıştı uzun uzun… Cahide ablanın ricası üzerine bu konuyu bir kez de ben anlatmak istedim.

Gıda sektörü bütün ahlaksızlığıyla, her gün bizim ve çocuklarımızın bedenine tecavüz ediyor. Biliyorsunuz, hazır yoğurtlarda, hazır dondurmalarda, pastanelerde, jölelerde, kremalarda, market ürünlerinin bir çoğunda “kıvam artırıcılar” adıyla domuz mamülleri kullanılıyor. Artık ‘neyin içinde var, neyin içinde yok’, net olarak bilmek neredeyse imkânsız. Haliyle bunları kullanan adamlara “kullanıyor musunuz” diye sorup, doğru yanıt vereceklerine güvenmek de mümkün değil. Tadı bozuk, kendi bozuk olmasına rağmen; uzun süre hiç ekşimeyen, çürümeyen, küflenmeyen, kıvamından dahi bir şey kaybetmeyen yiyeceklerimiz var artık. Peki, bu nasıl oluyor?Cevap: Kıvam artırıcılar, katkı maddeleri… Nedir onlar diye sorsak, “E” ile başlayan anlamayacağımız ve nereden/nasıl elde edildikleri bilinmeyen sayılar işitiyoruz.

İnsan yiyip içtikleriyle, büyür, yaşar, inşa olur. Yiyeceklerimizin sıhhati, bizim hem beden hem de ruh sıhhatimizin belirleyicilerindendir. Yaratılanlar içinde, bize helal olanların sayısını bir düşünün. Milyonlarca çeşit helal nimetin yanında, tek domuzun haram kılınmasının sebebini hiç merak ettiniz mi? Pislik içinde yaşadığı için gibi açıklamaları mutlaka duymuşsunuzdur, köyde bulunmuşluğunuz varsa, yediğimiz birçok hayvanın bir şekilde kendi pisliğine bulaşarak yaşadığını bilirsiniz. Peki, diğer hayvanlar değil de domuz neden haram?

Kardeşlerim, domuz genetik olarak insana en yakın hayvandır. Organ nakli tartışmalarında, domuzdan alınan kalp kapakçıklarının insana nakledilebildiğini de duymuşsunuzdur. Bu genetik yakınlık sebebiyle tıp alanında domuzlar üzerinde çok araştırma yapılıyor.İmmun hastalıkların, otoimmun hastalıkların (Multipl Skleroz, Romatoid Artrit, Behçet, Lupus, Sjögren, Ankilozan Spondilit vs.) ve kanserlerin en önemli sebeplerinden biri yiyip içtiğimiz ürünler. Bu tür hastalıklar batı toplumunun hastalıklarıdır. Bizde görülme oranları eskiden çok düşüktü, artık her geçen gün artıyor. Vücudumuz kendinden olmayan, maddelere karşı antikor üretir. Domuz kaynaklı yağlara, proteinlere karşı da üretiyor, ancak genetik yapımızın benzerliği sebebiyle, ürettiğimiz antikorlar domuzla bizim hücrelerimizi karıştırıyor ve kendi bedenimize saldırmaya başlıyor. Sonuç: Otoimmun hastalık. Başka bir mekanizmayla da bu ürünler, genetik yapımızda değişikliklere neden olarak, kanserlere sebep oluyor.

tkctb.jpg


Domuzun etkisi sadece bedene değil, haramlara karşı hassasiyetini kaybetmenin neticesinde ruhumuz da hastalanıyor. “İnsan eliyle yeryüzünde düzen bozuldu” sözünü hatırlayın, biz bu bozgunu önce çocuklarımızın bedeninde, ruhunda yapıyoruz. Bu tür hazır gıdalardan uzaklaşılmadığı sürece,yoğurdumuzu, pastamızı, dondurmamızı kendimiz yapmadığımız sürece de bu bozgun ve tecavüz, kendi rızamızla devam edecek. Bozulmayan yoğurttan, akıcı kıvamda duran, buzlanmayan dondurmadan, İslami usullere göre hazırlanmayan şarküteri ürünlerinden ve böyle örneklerden Allah rızası için uzak durmak takvadandır. Çocuklarımızın canı bize emanet ve imtihanken onları bu gıdalardan korumak her ailenin vazifesidir. Kolayımıza geldiğinden araştırmadığımız hatta bile bile yediğimiz haramlardan ne varsa, emanete ihanet demek…


Çocuklarımız derken, bahsetmek istediğim bir konu da obezite. Hastaneye sürekli kilolarından ötürü koşamayan, hareket edemeyen, rahat nefes alamayan, 10-11 yaşında olmasına rağmen 90 yaşında birinin kalbine, damarlarına sahip, kalp krizi geçiren çocuklar geliyor. Hepimizi kahrediyor bu durum. Allah’ın yeryüzündeki halifeleri olsunlar diye, her biri ‘bir cihan parçası’ olarak yaratılan, bize emanet edilen çocuklarımızı 10 yılda bu hale getiren nedir? ‘Abur cubur’diye sevimli bir kelimeyle andığımız bu gıdalarda ne var ki, çocuklarımız bu hale düşüyor?

Çikolataların çikolata olmadığını biliyor muydunuz? İçeriklerini bir okuyun lütfen, hemen hepsinin kakao oranı %15-20i geçmiyor, kalan %80 lerini ne idüğü belirsiz çerçöp oluşturuyor.

Şekerli vanilindiye bildiğimiz pasta malzemeleri, vanilyalı ürünlerin hemen hepsi, bisküviler, dondurmalar, kremalarhani… Vanilya değil. Bizim vücudumuz doğal olarak morfin benzeri bir madde salgılar, yaşamın devamı için gereklidir bu madde. Vanilin denen madde ise bizim vücudumuzda üretilen bu maddenin reseptörlerine bağlanarak, morfin benzeri etki oluşturuyor. Bir düşünün, her gün yemeden duramadığınız hazır gıdalar var mı? Bırakamadığınız? Bilin ki kalorisi çok yüksek olan o sağlıksız gıdalara siz ve çocuklarınız, uyuşturucu bağımlıları gibi bağımlısınız.

tkcts.jpg


Kola gibi gazlı içecekler, fastfood sektörünün en büyük silahı. Yemeğin yanında gazlı bir içecek içerseniz, gazla dolduğu için mideniz hızlı boşalır, tokluk hissi oluşmaz, doyduğunuzu fark etmezsiniz, ne kadar yediğinizi anlamazsınız. Yanında kolayla sunulan o menülerin içerdiği katkı maddeleri, kullanılan yağlar da fastfood bağımlılığınızı başlatır. Aradan 2-3 saat geçmeden, tekrar acıkır, bir hamburger-kola menüsü daha almak isteği taşırsınız. Sonuçta sizi ve çocuğunuzu bu gıdalara bağımlı yaparlar. Evde bir çorba kaynatacak, köfte yoğurup, pişirecek vakti olmayan kadınlar da sistemin gönüllü anneleriolarak kullanılır.


Çocuklar üzerinden yürütülen bu gıda terörü, sizi ve çocuklarınızı obez yapar. Sonra sistem şişmanlar için kıyafetler hazırlatır, satar. Hemen ardından size “çok şişman” olduğunuzu söyleyip, diyet yapmayı önerir, diyet sektörünü harekete geçirir. Yağsız, tuzsuz, lezzetsiz, sağlıksız diyet ürünlerini fahiş fiyatla evinize sokar. Ne oldukları belirsiz bu ürünlerin çoğu kilo vermenizden ziyade, kişisel olarak azap çekmeniz içindir. Diyet kitaplarını, spor aletlerini, zayıflama haplarını da almanız gerekir. Tabi arada, obeziteden, diyabetten, kanserden ölmezseniz, paranızın son damlasına kadar sizi sömürürler.

Ne olur, evinize bu ürünleri sokmayın, çocuklarınıza yedirmeyin. birçok ev yapımı tarif var, onlara başvurun, çocuklarınızı seviyorsanız, onlar için alternatifleri sizler üretin ki başkaları onların canına-ruhuna tecavüz etmesin, sağlıklarına kastetmesin. Marketlerdekilerde gözleri kalmasın istiyorsanız, evinizde kendi ellerinizle yapın. İçinde margarin kullanılmamış, katkı maddesi görmemiş, ev kurabiyesi, bütün bisküvilerden, çikolatalardan sağlıklıdır. GDO lu gıdalardan uzak durun, genetiğiyle oynanmış her ürün bir bozgundur. Her zaman kaçınmak ne ölçüde mümkün olur, bu bizlere bağlı ama unutmayalım “sakınanlar ancak korunanlardır.”

Hastanede kim “kanser” kelimesini duysa korkuyor ama asıl olarak obezite bu çağın en büyük hastalığı. Doktorlar olarak kanserlerin birçoğunu tedavi edebiliyoruz, birçok hastalığın iyileşme imkânı var bugün. Ama obezite karşısında çaresiziz. İrade insana verilmiş en büyük nimet, iradenizi devredışı bırakmalarına izin vermeyin. Bağımlılık ve sarhoşluk yapan her şey sıhhatinize zararlıdır. Bilinçli ve duyarlı bir insan bu oyuna gelmez kardeşim. Peygamberimizin sünnetini hatırlayalım, sahabenin sofralarına bakalım. Doymadan kalkmak, midemizin üçte birinin su, üçte birinin hava, üçte birinin yemek için olduğunu hatırlayalım. Helal dairesi bize yeterlidir. Allah’a emanet olun.

Dr. Ayşe Ebrar


ALINTIDIR-Cahide Sultan Blog
 
Son düzenleme:
Bu yaziyi gercekten bir doktor mu yazmis? Bazi yerler ilginc. Kakao ile, vanilya ile ilgili pek bir fikrim yok, ancak domuz ile, kola ile ilgili iddialari bana biraz sacma geldi. Tamam, kola hic de saglikli bir icecek degil, orasinda hemfikirim, ancak fastfood ile yanyana koyuldugunda o hamburgerler, ne idugu belli olmayan yaglarla kizartilmis patates kizartmalarinin yaninda sucu yanlizca kolaya atmak pek insafsizca olmus. Cocuklugumdan beri her yemekte su yerine kola ictim, bunla ovunmuyorum elbet, kotu bir aliskanlik, ancak bu yuzden ne yemek aliskanliklarim degisti ne de obez oldum. Yabancilarda obezitenin cok olusu ozellikle fastfood aliskanliginin yayginligidir. Oyle ki yasadigim yerde bir cok evde hergun ev yemegi olmaz. Disarda yemek cok buyuk bir aliskanlik. Zaten ev kadini olup evde oturan da calisan kadina oranla nisbeten cok az sayida, onlar da ogle yemeklerinde genellikle fast food yiyorlar, hatta cogu aksam yemeklerini de oyle gecistiriyor. Bu da kalp hastaliklari, seker hastaliklari ve eklem hastaliklarinin birinci sebebi.
Domuz etinin haramligina gelince, benim bildigim ve daha mantikli buldugum sebep Islamiyetten once Araplarin domuzu cokca tuketmeleri, ancak col ortaminda etleri kavurup kuplerle toprak altinda uzun zaman sakladiklarindan, domuz etinin ise diger etler gibi olmayip cok kisa surede bozulan bir et turu olmasindan oturu yenildiginde cesitli hastaliklara sebep olmasidir. Yoksa pis hayvan ise tavuk da b.k bulsa gagalar, herseyi yer, ancak haram degildir. Domuzeti hala da oyledir, buzdolabinda bile 3-4 gunden fazla tutulmamasi saglik verilir. Insan vucudundaki antikorlarin domuz yenildiginde domuz hucresi insan hucresine benzedigi icin hem domuza, hem de vucudun bagisiklik sistemi tarafindan insan hucresi ile karistirilip insanin kendi hucresine saldirma olayi acikcasi bana ucuk geldi. Vucudun ogutme sistemi agizda baslar, midede devam eder. Hic bir hucre (yenilen domuzun hucreleri dahil) midenin o yogun asitli ortamindan hic bozulmadan ayni sekilde bagirsaklara gecip ordan da kana, en son olarak da kas hucrelerine gecerek yazida bahsedilen bu bagisiklik hastaliklarina sebep olamaz. Amerika ve Avrupa dahil bu konularda devamli arastirmalar yapan ulkeler bu otoimmun hastaliklarinin tam olarak sebebini aciklayamamis, ancak yazar hanim bir makalede isi cozmus. Garip... Vucut insan hucresine benziyor diye domuzun hucresine saldirirken insanin da hucresine saldirip bu otoimmun hastaliklarina sebep olsa idi bugun kimsye kalp nakli, bobrek nakli vb. yapilamazdi. Maazallah insan bobregi domuzdan daha cok insan hucresine benzedigi icin nakledilen insanin vucudu yanlislikla (vucut hucreler benziyor diye karistiriyordu ve kendi hucrelerine de saldiriyordu ya) diger butun hucrelerine saldirip oldururdu onu...:52:
 
Back