çalişan Annenin çocuğu Daha özgüvenli......!

hxuxrrem 2000

SEN BU SEVGİYİ HAKETMEDİN
Kayıtlı Üye
14 Aralık 2007
5.323
31



ÇALIŞAN ANNENİN ÇOCUĞU DAHA ÖZGÜVENLİ!



Çalışan annenin çocuğu daha özgüvenli



Lois Hoffman’ın araştırmasına göre, ev hanımı anneler, çocuk üzerinde daha çok otorite kurmaya çalışıyor. Çalışan anneler ise çocuklarını bağımsız olmaya daha fazla teşvik ediyor.


Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, evli ve çocuk sahibi kadınların işlerinde tükenmişlik yaşama oranının daha düşük olduğunu belirtti.

Yeşilyaprak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kız çocuklarının büyüyünce evlenmek ve anne olmak sosyal rolüne göre yetiştirildiğini, çalışmak ve ekonomik hayata üretken olarak katılmanın da günümüzde kadına yeni roller verdiğini söyledi.

Çalışan kadınların çocuklarını ihmal ettiklerini düşünmelerinin doğru olmadığını belirten Yeşilyaprak, ’’İyi anne olanların çalışmayan kadınlar arasından çıktığını kanıtlayan hiçbir araştırma yok. Çalışan kadınlar çocuklarına karşı suçluluk duymamalı. Vicdan azabından kurtulmalı, bu hem kendilerine hem de çocuklarına karşı haksızlık olur’’ dedi. Birçok araştırmanın, çalışmanın, anneler için olumlu etkilerini ortaya koyduğunu bildiren Yeşilyaprak, şöyle konuştu:

’’İşlerinde tükenmişlik yaşayanların oranı, evli ve çocuk sahibi kadınlar arasında daha az. Araştırma sonuçları, eğer mutlu bir evliliğiniz ve gelip kucaklayacağınız çocuklarınız varsa işteki sorunları, stresleri daha kolay aşabileceğinizi söylüyor.

Lois Hoffman’ın araştırmasına göre, ev hanımı anneler, çocuk üzerinde daha çok otorite kurmaya çalışıyor. Çalışan anneler ise çocuklarını bağımsız olmaya daha fazla teşvik ediyor. Çalışan anneler çocuklarını kucaklama, öpme ve onlara sevgi sözcükleri söyleme konusunda daha olumlu davranışlar sergiliyor. Anneleri çalışan çocukların, okul başarıları diğer çocuklardan daha yüksek.’’

Yeşilyaprak, çocukların kişilik gelişimleri üzerinde annenin çalışıp çalışmamasının değil, anne ve babanın çocuk yetiştirme tutumlarının etkili olduğunu belirtti.

Annenin çocukla geçirdiği zamanın uzunluğundan çok kalitesinin önemine değinen Yeşilyaprak, çocukların anne ve babalarının işe gitmesinden değil, birlikteyken kendileriyle ilgilenilmemesinden rahatsızlık duyduklarını ifade etti.

-’’ANNELER RADARA YAKALANABİLİRLER’’-

Çalışan annelerin, çocuklarını başkalarına emanet ettikleri için duydukları suçluluk duygusunun ve vicdan azabının, annenin iş performansını ve annelik davranışlarını da etkilediğini belirten Yeşilyaprak, yüksek olmayan kaygının olumlu sonuçlar doğurduğunu söyledi. Biraz kaygının, anneleri iş dışında çocuklarına daha fazla zaman ayırmaya ve zamanı daha kaliteli kullanmaya yöneltiğine dikkati çeken Yeşilyaprak, şunları kaydetti:

’’Ancak kaygı düzeyinin yükselmesi annenin çocukla sağlıklı ilişki kurmasını engelliyor. Suçluluk duygusundan kurtulmak isteyen anne, ’aşırı iyi’ ya da ’fazla koruyucu’ davranışlar gösteriyor. Bu da çocuğun, psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkiliyor. Çocuk anneye bağlı bir yapı geliştirebiliyor. Kendi bireyselliğini oluşturamıyor ya da annenin vicdan azabını sömürebiliyor. Çocukların içinde annelerin ne hissettiğini anlayan bir radar var. Anneler dikkat etsin, radara yakalanabilirler.’’

-’’SÜPER KADIN OLMAYA ÇALIŞMAYIN’’-

Hayat bir sahne olarak düşünüldüğünde çalışan annelerin başrole talip olduğunu belirten Yeşilyaprak, ’’Toplum, başrol oyuncusundan oyunu neredeyse tek başına götürmesini bekliyor. Başrolü seçen kadın da ev kadını, iş kadını, anne ve eş olarak tüm rolleri nasıl başarıyla oynayacağını göstermek için canını dişine takmak zorunda hissediyor’’ dedi.

Çalışan annelerin, ’’süper kadın’’ olmaya, herkesi memnun etmeye ve her işi yapmaya çalışmalarının fizyolojik ve psikolojik sağlıklarını bozacağına dikkati çeken Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, kadınlara iş ve aile yaşamını dengelemek konusunda şu önerilerde bulundu:

’’Önceliklerini belirleyin ve kendinizi buna göre planlayın. Başkalarının sorumluluklarını üstlenmeyin, izin verin onlar kendi sorumluluklarını yerine getirsin. Başkalarının ’gözüne girmek’ ve ’aferin’ almak için kendinizi sıkıntıya sokmaktan vazgeçin. Gerektiğinde kendinize, eşinize, anne ve babanıza ’hayır’ diyin. En yakınlarınız ve sevdikleriniz dahi olsa başkalarının sizin yaşamınıza evinize ve yaptıklarınıza karışmasına izin vermeyin. Yanlışlarınızı ve başarısızlıklarınızı kabul edin ve bunlardan ders çıkarın. Umutsuzluğa kapıldığınızda yaşamınızdaki olumlu yönleri sıralayın. Gerek çevrenizden gerekse uzmanlardan yardım istemekten çekinmeyin.’’

ALINTI...

 
kızım 11 yaşında ama 3 yaşına kadar evdeydim son 8 yıldır inan suçluluk hissediyorum kızıma karşı..bazen çalışmamalımıydım acaba diyorum ama bu yazıyı okurken doğru karar verdiğime bir daha inanmış oldum..o kadar güzel tespitler yapmış ki gerçekten çocuğumuzla geçirilen zamanın uzunluğu değil kalitesi önemli...ben kızımı evde yalnız bırakıp işime gidiyorum ve bu yalnız kalmalar kızıma çok artılar getirdi..
kendine güveni arttı...
sorumluluk almayı ve onun üstesinden gelmeyi öğrendi..
yapması ve yapmaması gereken herşeyi şimdi kendi dahada iyi biliyor...
ve ben suçluluk duymuyorum yada en azından bir süre daha duymam belki...ama kızım bana "" anne bugün işe gitmesen ne olur ki..beraber kahvaltı yaparız,beni sen hazırlarsın okula,saçımı sen bağlarsın ""dediği zamanda suçluluğun en alasını hissediyorum ama oda biliyorki ""ben çalışan bir annenin çocuğum.."""
paylaşımın için çok teşekkür ederim..
sevgiler...
 
Çalışan kadınını çocuğu olmak.. çok farklı yaaa. bende çalışan bir annenin çocuğuydum. bizim başımızda babada yoktu. annemin her işe gideceği zaman sıktığı parfüm kokusu hala burnumda hem çok severdim hemde çok hüzünlenirdim...
daha güçlüyüz evet o yokken yemek ısıtmayı, o yokken sorun yaşandığında halletmeyi, o yokken evden korkmamayı ve daha bir çokşeyi öğrendik kardeşim ve ben....

ve öğrencilik yıllarımda dahi bir kadını çalışmazken düşünemezdim, öyle büyüdüğüm için ev hanımıolarakta kendimi düşünemezdim. ancak çocuğum olsa inanın çalışmayı hiç istemezdim.. çalışsamda böyle çok az zamana ayıracağım işim olsun isterdim....
 
Canim benim, bu yaziyi okuyunca biraz olsun rahatladim.

Su vicdan azabi yokmu, bazen öyle oluyorum bazen böyle.

Her gün kafama takmasamda, en ufak bir mizmiklikta kendi kendime derdim hep, bak iste sen bütün yoksun o yüzden cocuk mizmiz.

Ama artik cok sükür Allah´ima atlattim bir cok sikintilarimi. Kizim büyüdü artik, fakat annelik baska bir sey, her seye ragmen insanin cocugu ne kadarda büyüse yine gözünde büyümüyor iste.

Allah cocuklarimiza saglikli, huzur dolu bir ömür nasip eyler insallah.
 
Canim benim, bu yaziyi okuyunca biraz olsun rahatladim.

Su vicdan azabi yokmu, bazen öyle oluyorum bazen böyle.

Her gün kafama takmasamda, en ufak bir mizmiklikta kendi kendime derdim hep, bak iste sen bütün yoksun o yüzden cocuk mizmiz.

Ama artik cok sükür Allah´ima atlattim bir cok sikintilarimi. Kizim büyüdü artik, fakat annelik baska bir sey, her seye ragmen insanin cocugu ne kadarda büyüse yine gözünde büyümüyor iste.

Allah cocuklarimiza saglikli, huzur dolu bir ömür nasip eyler insallah.

AMİN CANIM BENİM....Şeniz
 
X