Çağırdığında gelmiyor mu?
Bırak gelmesin…
Böylesi daha iyi. Onu yokluğunda sevmeye devam et ve bekle. Bekle ki, yüreğini özlemlerin en büyüğü doldursun, bir ateş sarsın her yanını. Böyle ateşler içinde yanarken bile yalnız onu düşün, yaşama gücün onunla artsın. Farz et ki yanında; avuçlarının serinliği ellerinin sıcaklığına karışıyor. Gözlerinde eriyor gözlerin. Sana istediğin, beklediğin en güzel şeyleri söylüyor. Seni sevdiğini, sensiz edemediğini. inanacak mısın? Hayır değil mi? Çünkü seni sevmediğini ve sevemeyeceğini biliyorsun. Birbiriniz için yaratılmamışsınız. Apayrı dünyalarınız…
O hep yalan söylüyor sana. Sen nasıl yıllarca aramış ve bulmuşsan; O da bir başkasını arıyor. Belki yarın bulacak belki de, hiç bulamayacak.
Ne değişir? Sen değilsin onun aradığı. Boşuna aldatma kendini. Gülüşlerinden, bakışlarından ya da, gelişi güzel söylediği şeylerden başka başka manalar çıkarmaya çalışma. Bu gelen o değil diyorum, anlasana… O hiç gelmeyecek sana. Daha çok bekleyeceksin. Sevmek biraz ümit etmektir, hayal kurmaktır. Bir gün geleceğine inanıyor musun? Onunla avut kendini. Ama düşün, hiç gelmeyeceğini anladığın anda, yıkılısında büyük olacak. O zaman kendini anne yalnızlığının kollarına atacak, ağlayacaksın. Seni teselli etmeye yalnızlığın da gücü yetmeyecek artik. İster istemez ölümü düşüneceksin. Fakat ölüm bile seni istemeyecek, kabul etmeyecek. Çeşitli sebepler yaşamanı gerekli kılıyorsa; nasıl ölebilirsin?
Görüyorsun ya, ona bir an için de olsa seni kaybetmenin acısını tattıramayacaksın. Çaresizliğin bu kadar derin iste!… O bir gün yanılıp sana gelse bile; sadece şekil olarak gelecek. Onu hep bir başkasıyla paylaşmak zorunda kalacaksın. Vücudu senle olacak, ruhu başkasıyla. Hiçbir zaman onun bütününe sahip olamayacaksın. Aranızda hep bir perde bulunacak. Kara, kapkara bir perde. Değil yırtmaya, onu bir parça olsun aralamaya bile gücün yetmeyecek. İkiniz ayrı ayrı oyunlarınızı oynamaya devam edeceksiniz. O senden habersiz, sen ondan habersiz… Söyle, kupkuru beraberliğin bir tadı var mi? Bu ruhsuz kavuşma hüzünden ve iç kırıklığından başka ne getirdi sana? Öyleyse bırak hiç gelmesin. Böylesi daha iyi. O senin özlemlerin içinde güzel. Gelirse büyü bozulacak. Karşında onu değil, bir başkasını bulacaksın. Sana en uzak haliyle en yakin olacak bir başkası! Bulduğunu sanma, yanılıyorsun.
Onu aramaya devam et. En iyisi aramak…
Bırak gelmesin…
Böylesi daha iyi. Onu yokluğunda sevmeye devam et ve bekle. Bekle ki, yüreğini özlemlerin en büyüğü doldursun, bir ateş sarsın her yanını. Böyle ateşler içinde yanarken bile yalnız onu düşün, yaşama gücün onunla artsın. Farz et ki yanında; avuçlarının serinliği ellerinin sıcaklığına karışıyor. Gözlerinde eriyor gözlerin. Sana istediğin, beklediğin en güzel şeyleri söylüyor. Seni sevdiğini, sensiz edemediğini. inanacak mısın? Hayır değil mi? Çünkü seni sevmediğini ve sevemeyeceğini biliyorsun. Birbiriniz için yaratılmamışsınız. Apayrı dünyalarınız…
O hep yalan söylüyor sana. Sen nasıl yıllarca aramış ve bulmuşsan; O da bir başkasını arıyor. Belki yarın bulacak belki de, hiç bulamayacak.
Ne değişir? Sen değilsin onun aradığı. Boşuna aldatma kendini. Gülüşlerinden, bakışlarından ya da, gelişi güzel söylediği şeylerden başka başka manalar çıkarmaya çalışma. Bu gelen o değil diyorum, anlasana… O hiç gelmeyecek sana. Daha çok bekleyeceksin. Sevmek biraz ümit etmektir, hayal kurmaktır. Bir gün geleceğine inanıyor musun? Onunla avut kendini. Ama düşün, hiç gelmeyeceğini anladığın anda, yıkılısında büyük olacak. O zaman kendini anne yalnızlığının kollarına atacak, ağlayacaksın. Seni teselli etmeye yalnızlığın da gücü yetmeyecek artik. İster istemez ölümü düşüneceksin. Fakat ölüm bile seni istemeyecek, kabul etmeyecek. Çeşitli sebepler yaşamanı gerekli kılıyorsa; nasıl ölebilirsin?
Görüyorsun ya, ona bir an için de olsa seni kaybetmenin acısını tattıramayacaksın. Çaresizliğin bu kadar derin iste!… O bir gün yanılıp sana gelse bile; sadece şekil olarak gelecek. Onu hep bir başkasıyla paylaşmak zorunda kalacaksın. Vücudu senle olacak, ruhu başkasıyla. Hiçbir zaman onun bütününe sahip olamayacaksın. Aranızda hep bir perde bulunacak. Kara, kapkara bir perde. Değil yırtmaya, onu bir parça olsun aralamaya bile gücün yetmeyecek. İkiniz ayrı ayrı oyunlarınızı oynamaya devam edeceksiniz. O senden habersiz, sen ondan habersiz… Söyle, kupkuru beraberliğin bir tadı var mi? Bu ruhsuz kavuşma hüzünden ve iç kırıklığından başka ne getirdi sana? Öyleyse bırak hiç gelmesin. Böylesi daha iyi. O senin özlemlerin içinde güzel. Gelirse büyü bozulacak. Karşında onu değil, bir başkasını bulacaksın. Sana en uzak haliyle en yakin olacak bir başkası! Bulduğunu sanma, yanılıyorsun.
Onu aramaya devam et. En iyisi aramak…