- 31 Mart 2012
- 10.869
- 7.479
- Konu Sahibi askitotomsu
- #1
Enbiya suresi 30. ayette mealen şöyle buyurulmaktadır: “O kafirler görmediler mi ki göklerle yer bitişik idi. Biz onları ayırdık; sonra her canlı varlığı sudan yarattık. Hala inanmayacaklar mı?”
Bilimsel araştırmalara göre büyük patlama anında bütün kainat çok küçük bir hacim halinde bir arada bulunmaktaydı ve daha sonra genişleyerek büyümeye başladı. Kainat genişledikçe içindekiler birbirlerinden ayrılmaya başladılar. Bazı müfessirler bu ayetin güneş sisteminin, dünyanın ve atmosferinin oluşumuna işaret ettiğini düşünmüşlerdir.
Kur’anda kainatın yaratılması ile ilgili ayetleri açıkça mucizevi olarak nitelemek mümkündür. Örneğin, Kur’anı Kerimde yedi ayette geçen “yedi-sema” kelimesi ile büyük-patlama sonrası meydana gelen değişik evreler ya da bazı teorilerin öngördüğü ekstra boyutlara (ilginç olarak son yılların en çok çalışılan teorilerinden sicim teorisinde -string theory- yedi ekstra boyutun varlığı öngörülmektedir) işaret ediliyor olabilir.
Sonuç: Asıl yapılması gerekenin fizikçiler (özellikle uzmanlık alanı kozmoloji olanlar) ile tefsir ilimlerine vâkıf insanlardan oluşan bir heyetin, konu ile ilgili bütün ayetleri bir bütün halinde sistematik olarak ele alması ve hiçbir önyargıya sahip olmadan (Arapça gramer, kelime bilgisi ve tefsir usulü çerçevesinde) analiz edip anlamaya çalışmasıdır. Böyle bir çalışmanın Kur’an mucizesini çok daha iyi ortaya koyacağı aşikardır.
Prof. Dr. Ali Kaya-Boğaziçi Üniversitesi
Kainattaki herşeyi, gezegenleri, yıldızları, insanları, hayvanları, doğa kanunlarını Allah yaratmıştır. Rabbimiz olan Allah, bizim daha keşfetmediğimiz her şeyi zaten bilmektedir. Dilediklerini Kuran'da bize bildirmiştir. Biz sadece zamanı gelince bu bilgileri öğrenmekte ve bunların Allah'ın birer mucizesi olduğunu anlamaktayız. Kuran'ın pek çok bilimsel mucizesi vardır, sadece birkaç tanesini örnek olması için anlatacağız.
Evrenin yaratılışı
Kuran'da evrenin ortaya çıkışı şöyle açıklanır: O gökleri ve yeri yoktan var edendir... (Enam Suresi, 101)
Evren hiçbir şey yokken bundan yaklaşık olarak 14 milyar yıl önce bir patlamayla ortaya çıkmıştır. Yani evren hiçbir şey yokken birdenbire var olmuştur. Bu büyük buluşun delilleri ise, ancak geçtiğimiz yüzyılda çok modern teknolojik aletlerle elde edildi. Dolayısıyla bunun 1400 yıl önce bilinmesi mümkün değildi. Ama yukarıdaki ayette de gördüğünüz gibi, Allah bu gerçeği bize hiçbir insanın bundan haberdar olmadığı, Kuran ilk indirildiği dönemde bildirmiştir. Bu anlatım Kuran'ın bir mucizesidir ve onun Allah'ın sözü olduğunun delillerinden biridir.
İŞTE BU, SİZİN RABBİNİZ ALLAH'TIR; HERŞEYİN YARATICISIDIR; O'NDAN BAŞKA İLAH YOKTUR. ÖYLEYSE NASIL OLUR DA ÇEVRİLİYORSUNUZ? (MÜMİN SURESİ, 62))
Evrenin genişlemesi
Evrenin patlamayla ortaya çıkışı ve hala genişlemekte olduğu günümüzde ispatlanmıştır. 14 milyar yıl önce yaratılan maddeler bu patlamanın etkisiyle hala birbirlerinden uzaklaşmaya devam etmektedirler. Yani tüm evren büyük bir patlamanın ardından genişlemeye devam etmiştir ve hala da genişlemektedir. Modern astronomi araçları ile yapılan araştırmalar sonucu bu, çok açık olarak gözlemlenmiştir. Kuran'da bir mucize olarak şöyle bildirilmiştir:Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47))
Yörüngeler
Pek çoğunuz Dünyamızın ve diğer gezegenlerin bir yörüngesi olduğunu biliyor olabilirsiniz. Aslında sadece Güneş Sistemimizdekilerin değil, evrendeki bütün gök cisimlerinin bir yörüngesi vardır. Yani hepsi kendileri için belirlenmiş olan bir yol üzerinde dolaşırlar. Bilim adamları bu bilimsel gerçeği yakın bir dönemde keşfetmişlerdir. Ancak günümüzden 1400 yıl öncesi gibi, gök cisimlerinin yörüngelerinden haberdar olunmadığı bir dönemde, Kuran'da Allah bu gerçeği bir mucize olarak şöyle bildirmiştir:Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor. (Enbiya Suresi, 33)
Dünya'nın yuvarlak oluşu
Kuran'ın gönderildiği dönemde Dünya'nın tıpkı bir tepsi gibi düz olduğu düşünülüyordu. Ama Kuran'da kullanılan kelimelerden Dünya'nın yuvarlak olduğu açık şekilde anlaşılıyordu. Bu bilginin bize haber verildiği ayet şöyledir: Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp-örtüyor... (Zümer Suresi, 5)
Bu ayetin Türkçesinde "sarıp-örtme" diye tercüme edilen kelimenin Arapçadaki tam anlamı, "bir şeyi yuvarlak bir şeyin üstüne sarmak"tır. Demek ki, gece ve gündüzün üzerine sarıldığı Dünya yuvarlaktır. Oysa Kuran'ın indirildiği dönemde Dünya'nın düz olduğunu zannediyorlardı. Kuran'da ise Dünya'nın yuvarlak olduğuna işaret edilmişti. Çünkü Allah her şeyin en doğrusunu insanlara öğretendir.
Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten deliller vardır. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı anarlar ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 190-191)
Bilimsel araştırmalara göre büyük patlama anında bütün kainat çok küçük bir hacim halinde bir arada bulunmaktaydı ve daha sonra genişleyerek büyümeye başladı. Kainat genişledikçe içindekiler birbirlerinden ayrılmaya başladılar. Bazı müfessirler bu ayetin güneş sisteminin, dünyanın ve atmosferinin oluşumuna işaret ettiğini düşünmüşlerdir.
Kur’anda kainatın yaratılması ile ilgili ayetleri açıkça mucizevi olarak nitelemek mümkündür. Örneğin, Kur’anı Kerimde yedi ayette geçen “yedi-sema” kelimesi ile büyük-patlama sonrası meydana gelen değişik evreler ya da bazı teorilerin öngördüğü ekstra boyutlara (ilginç olarak son yılların en çok çalışılan teorilerinden sicim teorisinde -string theory- yedi ekstra boyutun varlığı öngörülmektedir) işaret ediliyor olabilir.
Sonuç: Asıl yapılması gerekenin fizikçiler (özellikle uzmanlık alanı kozmoloji olanlar) ile tefsir ilimlerine vâkıf insanlardan oluşan bir heyetin, konu ile ilgili bütün ayetleri bir bütün halinde sistematik olarak ele alması ve hiçbir önyargıya sahip olmadan (Arapça gramer, kelime bilgisi ve tefsir usulü çerçevesinde) analiz edip anlamaya çalışmasıdır. Böyle bir çalışmanın Kur’an mucizesini çok daha iyi ortaya koyacağı aşikardır.
Prof. Dr. Ali Kaya-Boğaziçi Üniversitesi
Kainattaki herşeyi, gezegenleri, yıldızları, insanları, hayvanları, doğa kanunlarını Allah yaratmıştır. Rabbimiz olan Allah, bizim daha keşfetmediğimiz her şeyi zaten bilmektedir. Dilediklerini Kuran'da bize bildirmiştir. Biz sadece zamanı gelince bu bilgileri öğrenmekte ve bunların Allah'ın birer mucizesi olduğunu anlamaktayız. Kuran'ın pek çok bilimsel mucizesi vardır, sadece birkaç tanesini örnek olması için anlatacağız.
Evrenin yaratılışı
Kuran'da evrenin ortaya çıkışı şöyle açıklanır: O gökleri ve yeri yoktan var edendir... (Enam Suresi, 101)
Evren hiçbir şey yokken bundan yaklaşık olarak 14 milyar yıl önce bir patlamayla ortaya çıkmıştır. Yani evren hiçbir şey yokken birdenbire var olmuştur. Bu büyük buluşun delilleri ise, ancak geçtiğimiz yüzyılda çok modern teknolojik aletlerle elde edildi. Dolayısıyla bunun 1400 yıl önce bilinmesi mümkün değildi. Ama yukarıdaki ayette de gördüğünüz gibi, Allah bu gerçeği bize hiçbir insanın bundan haberdar olmadığı, Kuran ilk indirildiği dönemde bildirmiştir. Bu anlatım Kuran'ın bir mucizesidir ve onun Allah'ın sözü olduğunun delillerinden biridir.
İŞTE BU, SİZİN RABBİNİZ ALLAH'TIR; HERŞEYİN YARATICISIDIR; O'NDAN BAŞKA İLAH YOKTUR. ÖYLEYSE NASIL OLUR DA ÇEVRİLİYORSUNUZ? (MÜMİN SURESİ, 62))
Evrenin genişlemesi
Evrenin patlamayla ortaya çıkışı ve hala genişlemekte olduğu günümüzde ispatlanmıştır. 14 milyar yıl önce yaratılan maddeler bu patlamanın etkisiyle hala birbirlerinden uzaklaşmaya devam etmektedirler. Yani tüm evren büyük bir patlamanın ardından genişlemeye devam etmiştir ve hala da genişlemektedir. Modern astronomi araçları ile yapılan araştırmalar sonucu bu, çok açık olarak gözlemlenmiştir. Kuran'da bir mucize olarak şöyle bildirilmiştir:Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47))
Yörüngeler
Pek çoğunuz Dünyamızın ve diğer gezegenlerin bir yörüngesi olduğunu biliyor olabilirsiniz. Aslında sadece Güneş Sistemimizdekilerin değil, evrendeki bütün gök cisimlerinin bir yörüngesi vardır. Yani hepsi kendileri için belirlenmiş olan bir yol üzerinde dolaşırlar. Bilim adamları bu bilimsel gerçeği yakın bir dönemde keşfetmişlerdir. Ancak günümüzden 1400 yıl öncesi gibi, gök cisimlerinin yörüngelerinden haberdar olunmadığı bir dönemde, Kuran'da Allah bu gerçeği bir mucize olarak şöyle bildirmiştir:Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor. (Enbiya Suresi, 33)
Dünya'nın yuvarlak oluşu
Kuran'ın gönderildiği dönemde Dünya'nın tıpkı bir tepsi gibi düz olduğu düşünülüyordu. Ama Kuran'da kullanılan kelimelerden Dünya'nın yuvarlak olduğu açık şekilde anlaşılıyordu. Bu bilginin bize haber verildiği ayet şöyledir: Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp-örtüyor... (Zümer Suresi, 5)
Bu ayetin Türkçesinde "sarıp-örtme" diye tercüme edilen kelimenin Arapçadaki tam anlamı, "bir şeyi yuvarlak bir şeyin üstüne sarmak"tır. Demek ki, gece ve gündüzün üzerine sarıldığı Dünya yuvarlaktır. Oysa Kuran'ın indirildiği dönemde Dünya'nın düz olduğunu zannediyorlardı. Kuran'da ise Dünya'nın yuvarlak olduğuna işaret edilmişti. Çünkü Allah her şeyin en doğrusunu insanlara öğretendir.
Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten deliller vardır. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı anarlar ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 190-191)
Son düzenleme: