- 10 Ağustos 2009
- 26.093
- 18.276
m.posta.com.tr/turkiye/haberBütün sınavlar mercek altına alındı
Askeri okullar ve polis okullarına
giriş ile Adalet Bakanlığı sınavları
başta olmak üzere, 2010-2015
döneminde yapılan tüm sınavlar
polis tarafından mercek altına
alındı. Devam eden KPSS
soruşturması kapsamında da
yaklaşık 3 bin 500 kişinin ifadesine
başvurulacak
Emniyet yetkililerinden yapılan
açıklamaya göre; geçen mart
ayında başlatılan, gözaltına alınan
62 zanlıdan 32’sinin tutuklandığı
KPSS’de usulsüzlük soruşturması
derinleştiriliyor.
Zanlıların, polise verdikleri
ifadelerin yanı sıra başta YÖK, ÖSYM,
Jandarma, Emniyet, TÜBİTAK ve
MASAK’tan gelen raporlar ve
analizler doğrultusunda,
2010-2015 döneminde
gerçekleştirilen askeri okullar ve
polis okullarına giriş, Adalet
Bakanlığı sınavları ile diğer bazı
kamu kurumlarına giriş sınavları
çok yönlü ve çok boyutlu biçimde
incelenecek. Bu kapsamda, söz
konusu dönemde sınavlara giren ve
durumu şüpheli görülen adayların
puanları, varsa önceki ya da sonraki
yıllarda katıldıkları sınavlarda
aldıkları puanlarla karşılaştırılacak.
Şüphelilerin telefon kayıtları
incelenecek, bu dönemde sınava
katılan adaylar ile 2010 KPSS
soruşturmasında usulsüzlük
yaptıkları öne sürülen kişiler
arasında herhangi bir ilişki/iletişim
olup olmadığı da araştırılacak.
EMNİYET İFADEYE ÇAĞIRACAK
Öte yandan, 2010 yılındaki KPSS’ye
yönelik soruşturma kapsamında
"şüpheli" konumunda olan 3 bin
500 kişinin yaklaşık bin 500’ünün
"doğrudan şüpheli" olduğu,
kalanlarının ise "paralel yapı" ile
bağlantılı olduğu iddia edildi.
Emniyet yetkilileri, doğrudan
şüpheli olanların yakalanması için
operasyonların süreceğini,
kalanların ise emniyet tarafından
ifadeye çağrılacağını bildirdi.
Yetkililer, son 5 yıllık dönemdeki
sınavlara yönelik incelemeler
sonucunda, 2010 yılındaki sınav
sonuçlarına benzer sonuçlarla
karşılaşılması durumunda şüpheli
sayısının ciddi oranda artacağını
kaydetti.
ŞAİBELİ SINAVLAR HAKKINDA NELER
YAPILMIŞTI?
Kamuoyunda geçmiş yıllarda
yapılan bazı kamu kurumlarının
sınavlarında "şaibe" olduğu
savunulmuş, Emniyet Genel
Müdürlüğü bünyesinde yapılan bazı
sınavlarda "paralel yapı"nın aktif
rol oynadığı, sınav sorularını bir
gece önceden "cemaat evlerinde"
kalanlar başta olmak üzere,
kendilerine yakın kişilere dağıtıldığı
öne sürülmüştü. Bu çerçevede,
2013 yılında yapılan komiser
yardımcılığı sınavında, önceden
çözülen soruların "cemaat"e yakın
kişilere verildiği, 2012’de
gerçekleştirilen misyon yardımcılığı
sınavlarında ise soru kitapçıklarının
açık olarak sınav salonuna
getirildiği iddia edilmişti.
Ayrıca söz konusu sınavlarda,
adayların nüfus cüzdanı, pasaport
veya sürücü belgesinden herhangi
birisini mutlaka bulundurması
zorunlu iken, bazı adayların sadece
polis kimliği ile sınava alındığı
savunulmuştu. Aynı zamanda, 6
Mayıs 2012’de yapılan ve bin 589
kişinin katıldığı "Avukatlar İçin Adli
Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı
Yarışma Sınavı"nda da "şaibe"
olduğu yönünde iddialar ortaya
atılmış, bunun üzerine yapılan
inceleme sonucunda bir grup
adayın sınavı geçersiz sayılmıştı.
İddialar üzerine, ÖYSM’den yapılan
açıklamada, "Normal şartlar altında
zorluk derecesi yüksek sınavlarda
başarı barajını geçen aday
dağılımının, başarı barajı puanının
(70 puanın) hemen üstünde
yoğunlaşması beklenirken, 2012
sınavında bu yoğunlaşmanın 80
puan ve üzerine de yayılmış
olduğu, 65 ve altında puan alan
grubun yanında 80 ve üzeri alan
çok kalabalık bir grubun oluştuğu,
normal veri olarak kabul gören 65
ve 75 arası beklenen istatistiğin
zayıf kaldığı, 2011’de başarılı olan
iller ile 2012’de başarılı olan iller
arasında bir uyumun söz konusu
olmadığı" ifade edilmişti.
Açıklamada, "2011 yılında sınava
giren adayların bazılarının
puanlarını, 2012’de sınav daha zor
olmasına rağmen ortalama 40
puan civarında artırdıkları, sınavı ilk
50 sırada başarıyla tamamlayan
adaylardan 26 adedinin 2011
sınavında 70 baraj puanının altında
kaldıkları halde bu sınavda 85 ve
üzeri puan alarak ilk 50 dereceyi
paylaştıkları, 140 soruda 92 ve
üzerinde doğru yanıtı bulunan 357
adayın sorulara verdikleri cevaplar
üzerinde yapılan analiz neticesinde
’kritik belirleyici’ olarak tespit
edilen sorulardan bazılarında,
oluşma olasılığı çok düşük olmasına
rağmen yanlış cevap üzerinde
birleşildiği, başarılı adaylardan
bazılarının karı-koca, veya akraba
ilişkilerinin olması ve sınavı üstün
başarıyla kazanan 4 evli çiftin cevap
kağıtlarındaki tıpkılık yanında
puanlarının da birbirlerine yakın ve
yüksek puanlar olması, sınav
sonuçlarında özellikle derece
yapmış bazı adayların soru
kitapçıkları üzerinde hiçbir işlem,
yazılı muhakeme ya da karalama
yapmaksızın matematik
sorularında yüzde 100 doğru
yapmış olmaları ya da yaptıkları
karalamalarda ulaştıkları/
ulaşamadıkları sonucu değil farklı
şıkkı işaretlemiş olmalarının, 6
Mayıs 2012 tarihli Adli Yargı-
Avukat-1 sınav sonuçlarını tartışılır
hale getirdiği"ne dikkat çekilmişti.
Ayrıca
Askeri okullar ve polis okullarına
giriş ile Adalet Bakanlığı sınavları
başta olmak üzere, 2010-2015
döneminde yapılan tüm sınavlar
polis tarafından mercek altına
alındı. Devam eden KPSS
soruşturması kapsamında da
yaklaşık 3 bin 500 kişinin ifadesine
başvurulacak
Emniyet yetkililerinden yapılan
açıklamaya göre; geçen mart
ayında başlatılan, gözaltına alınan
62 zanlıdan 32’sinin tutuklandığı
KPSS’de usulsüzlük soruşturması
derinleştiriliyor.
Zanlıların, polise verdikleri
ifadelerin yanı sıra başta YÖK, ÖSYM,
Jandarma, Emniyet, TÜBİTAK ve
MASAK’tan gelen raporlar ve
analizler doğrultusunda,
2010-2015 döneminde
gerçekleştirilen askeri okullar ve
polis okullarına giriş, Adalet
Bakanlığı sınavları ile diğer bazı
kamu kurumlarına giriş sınavları
çok yönlü ve çok boyutlu biçimde
incelenecek. Bu kapsamda, söz
konusu dönemde sınavlara giren ve
durumu şüpheli görülen adayların
puanları, varsa önceki ya da sonraki
yıllarda katıldıkları sınavlarda
aldıkları puanlarla karşılaştırılacak.
Şüphelilerin telefon kayıtları
incelenecek, bu dönemde sınava
katılan adaylar ile 2010 KPSS
soruşturmasında usulsüzlük
yaptıkları öne sürülen kişiler
arasında herhangi bir ilişki/iletişim
olup olmadığı da araştırılacak.
EMNİYET İFADEYE ÇAĞIRACAK
Öte yandan, 2010 yılındaki KPSS’ye
yönelik soruşturma kapsamında
"şüpheli" konumunda olan 3 bin
500 kişinin yaklaşık bin 500’ünün
"doğrudan şüpheli" olduğu,
kalanlarının ise "paralel yapı" ile
bağlantılı olduğu iddia edildi.
Emniyet yetkilileri, doğrudan
şüpheli olanların yakalanması için
operasyonların süreceğini,
kalanların ise emniyet tarafından
ifadeye çağrılacağını bildirdi.
Yetkililer, son 5 yıllık dönemdeki
sınavlara yönelik incelemeler
sonucunda, 2010 yılındaki sınav
sonuçlarına benzer sonuçlarla
karşılaşılması durumunda şüpheli
sayısının ciddi oranda artacağını
kaydetti.
ŞAİBELİ SINAVLAR HAKKINDA NELER
YAPILMIŞTI?
Kamuoyunda geçmiş yıllarda
yapılan bazı kamu kurumlarının
sınavlarında "şaibe" olduğu
savunulmuş, Emniyet Genel
Müdürlüğü bünyesinde yapılan bazı
sınavlarda "paralel yapı"nın aktif
rol oynadığı, sınav sorularını bir
gece önceden "cemaat evlerinde"
kalanlar başta olmak üzere,
kendilerine yakın kişilere dağıtıldığı
öne sürülmüştü. Bu çerçevede,
2013 yılında yapılan komiser
yardımcılığı sınavında, önceden
çözülen soruların "cemaat"e yakın
kişilere verildiği, 2012’de
gerçekleştirilen misyon yardımcılığı
sınavlarında ise soru kitapçıklarının
açık olarak sınav salonuna
getirildiği iddia edilmişti.
Ayrıca söz konusu sınavlarda,
adayların nüfus cüzdanı, pasaport
veya sürücü belgesinden herhangi
birisini mutlaka bulundurması
zorunlu iken, bazı adayların sadece
polis kimliği ile sınava alındığı
savunulmuştu. Aynı zamanda, 6
Mayıs 2012’de yapılan ve bin 589
kişinin katıldığı "Avukatlar İçin Adli
Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı
Yarışma Sınavı"nda da "şaibe"
olduğu yönünde iddialar ortaya
atılmış, bunun üzerine yapılan
inceleme sonucunda bir grup
adayın sınavı geçersiz sayılmıştı.
İddialar üzerine, ÖYSM’den yapılan
açıklamada, "Normal şartlar altında
zorluk derecesi yüksek sınavlarda
başarı barajını geçen aday
dağılımının, başarı barajı puanının
(70 puanın) hemen üstünde
yoğunlaşması beklenirken, 2012
sınavında bu yoğunlaşmanın 80
puan ve üzerine de yayılmış
olduğu, 65 ve altında puan alan
grubun yanında 80 ve üzeri alan
çok kalabalık bir grubun oluştuğu,
normal veri olarak kabul gören 65
ve 75 arası beklenen istatistiğin
zayıf kaldığı, 2011’de başarılı olan
iller ile 2012’de başarılı olan iller
arasında bir uyumun söz konusu
olmadığı" ifade edilmişti.
Açıklamada, "2011 yılında sınava
giren adayların bazılarının
puanlarını, 2012’de sınav daha zor
olmasına rağmen ortalama 40
puan civarında artırdıkları, sınavı ilk
50 sırada başarıyla tamamlayan
adaylardan 26 adedinin 2011
sınavında 70 baraj puanının altında
kaldıkları halde bu sınavda 85 ve
üzeri puan alarak ilk 50 dereceyi
paylaştıkları, 140 soruda 92 ve
üzerinde doğru yanıtı bulunan 357
adayın sorulara verdikleri cevaplar
üzerinde yapılan analiz neticesinde
’kritik belirleyici’ olarak tespit
edilen sorulardan bazılarında,
oluşma olasılığı çok düşük olmasına
rağmen yanlış cevap üzerinde
birleşildiği, başarılı adaylardan
bazılarının karı-koca, veya akraba
ilişkilerinin olması ve sınavı üstün
başarıyla kazanan 4 evli çiftin cevap
kağıtlarındaki tıpkılık yanında
puanlarının da birbirlerine yakın ve
yüksek puanlar olması, sınav
sonuçlarında özellikle derece
yapmış bazı adayların soru
kitapçıkları üzerinde hiçbir işlem,
yazılı muhakeme ya da karalama
yapmaksızın matematik
sorularında yüzde 100 doğru
yapmış olmaları ya da yaptıkları
karalamalarda ulaştıkları/
ulaşamadıkları sonucu değil farklı
şıkkı işaretlemiş olmalarının, 6
Mayıs 2012 tarihli Adli Yargı-
Avukat-1 sınav sonuçlarını tartışılır
hale getirdiği"ne dikkat çekilmişti.
Ayrıca