- 1 Şubat 2011
- 5.043
- 3.765
- Konu Sahibi TwoPrincess
- #1
"Anne olmak ne demektir"
Sizin için ne demektir bilmem ama, benim için anne olmak demek;
Gencecik yaşta, henüz kendimi bile tanımadan içimde kıpırdanan bir canlıyı hissetmek,
Onu heyecanla beklemek, her kıpırdanışını, dışarıdan belli olan minicik yumru ayaklarını sevmek,
Yürürken, çamaşır yıkarken, yerleri silerken kıpırdanışları yavaşlayınca “Canıııım, o da yorulmuş.” diye düşünmek,
Bu kadar titizlenip bir şey olacak diye korkarken zamanın hareketli parçası “leydi bamp” ile dayanamayıp dans etmek,
Dokuzuncu ayda doğuma hazırlık için temizlik yaparken buzdolabının arkasını örümcek kaplamış diye yıkayıp, sonra da su içmek için kapağını tutunca çarpılarak yere "güüm" diye oturduğum zaman kıpırdanışları kesilince, karı koca birbirimize sarılarak bir saate yakın ağlamak ve sonra ilk kıpırdanışı ile sevinerek karşılıklı göz yaşlarımızın içinde kahkahalarla gülmek,
Doğmak için nazlanıp ağırdan alınca doktoru “Çok sancılandım.” diye kandırıp doğuma girmek,
“Dört kilo iki yüz elli gram tosuncuk doğurdum.” diye böbürlenmek,
Babasının o zamanlar otomobilimiz olmadığı için mobilet motorun sırtında bütün İzmir’i dolaşarak tüm tanıdık ve akrabalarına “Oğlum oldu” diye haber vermesi,
İlk gece saat 02.30 a kadar ağlayınca anneme sanki başka seçeneğim varmış gibi “Anne ne ağlayıp duruyor bu! Böyle yaparsa ben istemem bunu.” demem,
Dokuz aylıkken işim olduğunda içim sızlayarak bıraktığım annemden akşam almaya gittiğim zaman ne yaptığını sorduğumda, “Akşama kadar bir dolabın içine girip elindeki emziği sallayarak “loril loril” diye şarkı söyledi.” denmesi....
Alıntı...
Ben şuan burdayım ve nice 9'ları hep beraber görelim inşallah...
Evet hanımlar hep beraber burdan devam etmeye bebişlerimizin her anını paylaşmaya güzel dostluklar kurmaya, yargılamadan kırılmadan eleştiriye buyrun sizde bu güzel topiğimize misafir olun, tanışalım kaynaşalım....
Eki Görüntüle 644348
Eki Görüntüle 644349
Sizin için ne demektir bilmem ama, benim için anne olmak demek;
Gencecik yaşta, henüz kendimi bile tanımadan içimde kıpırdanan bir canlıyı hissetmek,
Onu heyecanla beklemek, her kıpırdanışını, dışarıdan belli olan minicik yumru ayaklarını sevmek,
Yürürken, çamaşır yıkarken, yerleri silerken kıpırdanışları yavaşlayınca “Canıııım, o da yorulmuş.” diye düşünmek,
Bu kadar titizlenip bir şey olacak diye korkarken zamanın hareketli parçası “leydi bamp” ile dayanamayıp dans etmek,
Dokuzuncu ayda doğuma hazırlık için temizlik yaparken buzdolabının arkasını örümcek kaplamış diye yıkayıp, sonra da su içmek için kapağını tutunca çarpılarak yere "güüm" diye oturduğum zaman kıpırdanışları kesilince, karı koca birbirimize sarılarak bir saate yakın ağlamak ve sonra ilk kıpırdanışı ile sevinerek karşılıklı göz yaşlarımızın içinde kahkahalarla gülmek,
Doğmak için nazlanıp ağırdan alınca doktoru “Çok sancılandım.” diye kandırıp doğuma girmek,
“Dört kilo iki yüz elli gram tosuncuk doğurdum.” diye böbürlenmek,
Babasının o zamanlar otomobilimiz olmadığı için mobilet motorun sırtında bütün İzmir’i dolaşarak tüm tanıdık ve akrabalarına “Oğlum oldu” diye haber vermesi,
İlk gece saat 02.30 a kadar ağlayınca anneme sanki başka seçeneğim varmış gibi “Anne ne ağlayıp duruyor bu! Böyle yaparsa ben istemem bunu.” demem,
Dokuz aylıkken işim olduğunda içim sızlayarak bıraktığım annemden akşam almaya gittiğim zaman ne yaptığını sorduğumda, “Akşama kadar bir dolabın içine girip elindeki emziği sallayarak “loril loril” diye şarkı söyledi.” denmesi....
Alıntı...
Ben şuan burdayım ve nice 9'ları hep beraber görelim inşallah...
Evet hanımlar hep beraber burdan devam etmeye bebişlerimizin her anını paylaşmaya güzel dostluklar kurmaya, yargılamadan kırılmadan eleştiriye buyrun sizde bu güzel topiğimize misafir olun, tanışalım kaynaşalım....
Eki Görüntüle 644348
Eki Görüntüle 644349
Son düzenleme: