- 2 Kasım 2006
- 90
- 0
- Konu Sahibi rabiayuksel
- #1
Bulut geçerken yağmıyor!.
Ormanları, gölleri, kuşları, börtü böceği ve tarlaları yok eden
beyaz kağıtlar kimlerin elinde?!
Bakan-ın kör gözüne imza attığı beyaz kâğıtlar cayır cayır yanıyor!
Kül izi bile bırakmayan kâğıtlar uçuşuyor kuşların kanatsızlığında!
Maden köyü Türkiye'de doğaya Bakan katliamı !.
Maden Ocakları'nın adresi şimdilerde Bursa …
Bulutları bile isyan ettiriyor…
Köylüler diyor ki, ‘bulutlar geçerken yağmadan gidiyor'
Bulutsuzluk günleri geliyor...
Bulutları da küstürdük.
Küresel sıcaklık derken, küresel pencerelerde bir yaban ot bile olamayacağız!...
Bulutlar göç ediyor !
Bursa'nın son yeşil yaprakları olarak kalan ormanlık alanları, Ki; tarlaları da yok edecek olan 250 firma maden arama ruhsatı almış.
Benim merak ettiğim, ruhsatın altındaki imzalar!
Zira Ankara'ya gidip Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na başvuran neredeyse herkes ‘maden arama' adı altında ruhsat alıyor ve bu ruhsatla gelip doğanın en güzel yerlerine taş ocağı açıyor.
Ormanlık alanlar yok ediliyor, tepeler kaldırılıyor, en güzel yerlerde, ay yüzeyini andıran krater çukurlar açılıyor.
Ormanlık alanlardaki köylüler tehlikenin farkında isyan ediyorlar. Umarım inatla direnirler, seslerini haykırırlar!
Medyanın sessizliği ise can sıkıyor!
Ovalarına ‘Termik santral kurulmasın' diye bağıran o çarşaflı köy kadınları caddelere yatmışlardı. Sonra... Susturuldular…
Tarımsal alanın ortasına kurulan ve arkasına George W. Bush'u alan Cargill'i unutmamak gerek...
Sivil toplum örgütleri sivil- elbiselerinden soyunsunlar artık. Yoksa toprak yanık kokacak...
İznik gölü ise gözyaşını akıtacak. Göz pınarları kururken!.
Balıklar ağlıyor!.
Zeytinlikler, şeftalilikler, elmalıklar, güller…
Çok yakında dağların ve ormanların yeşilliğini değil; Taş ocaklarının ormana yaptığı tahribatı göreceğiz.
Maden arama ruhsatı alan, gelip taş ocağı açıyor. Taşları kırıyor, döküyor ve ve onlara yeni şekiller veriyor. Doğanın şeklini bozarak!!!
Sayfiye, Şevketiye, Badırga, Kayapa... Köylerde bulutsuzluk başlıyor!...
SİT ilan edilen Uluabat Gölü tehdit altında, Nilüfer yani lotus çiçeği bile sürgün edilebilir bulutsuzluğa!
Göl yamacında bulunan Kayapa'da taş ocakları doğayı delik deşik ederken, şimdi de bulunduğu bölgede uğurböceği gibi kalan Demirtaş beldesi madencinin cebine giriyor!.
Bir dönem Rumların yaşadığı bu köylerdeki köylüler ne diyor?
"Rumlar birkaç evi yaktılar, kendilerinden bir şey bırakmamak için... Oysa ormanları yok ediyor bakanlar."
Bir köylü diyor ki;
"Bir dal kestiğimizde dünya ceza alıyoruz. Ama onlar ormanlarımızı, tarlalarımızı yok ediyorlar."
Dalı kestiren soğuk hava.Ya taşı-toprağı yok eden? Neden!
Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Genel Başkanı Adnan Önürmen ve yönetim kurulu üyeleri, Kayapa sırtlarındaki ormanlık alanların taş ocaklarına isyan ediyor.
Kentin üst kesimlerinden rahatlıkla görülebilen, Çevre Yolu'ndan geçenlerin de ‘İşte Bursa'nın yeşilliği' diyerek imrendikleri alanlara, maden arama adı altında taş ocağı açma ruhsatı veriliyor. 250 çukur...
Bölge 24 yıl önce yandığı için Orman Bakanlığı yeniden ağaçlandırmış. Dikilen fıstık çamları şimdi 13 yaşında. Orman Bölge Müdürlüğü bütçesinin önemli bölümünü her yıl bu bölge için harcıyor.'
Bölge halkının yararlandığı fıstık çamları ocakbaşında yanacak! Çatır çatır..
Osmangazi'nin sınırları içindeki İsmetiye'de kalan 100 hektarlık orman alanıyla, hemen yanında Yıldırım'a bağlı Kazıklı sınırları içindeki 93 hektar ile Demirtaş Barajı su toplama havzasına kefen giydiriyorlar.
Yaban hayvanlarının barındıkları bu bölgeler madenci kılıklı adamlar tarafından yaşanmaz hale getiriliyor.
Maden gözlü bakanın imzası... Doğa katliamı…
Köylünün sesi cılız... Bulut yağmadan geçiyor…
Kravatlı katiller mutlaka hesap vermeli...
vkayir@gmail.com
www.24haber.com
Ormanları, gölleri, kuşları, börtü böceği ve tarlaları yok eden
beyaz kağıtlar kimlerin elinde?!
Bakan-ın kör gözüne imza attığı beyaz kâğıtlar cayır cayır yanıyor!
Kül izi bile bırakmayan kâğıtlar uçuşuyor kuşların kanatsızlığında!
Maden köyü Türkiye'de doğaya Bakan katliamı !.
Maden Ocakları'nın adresi şimdilerde Bursa …
Bulutları bile isyan ettiriyor…
Köylüler diyor ki, ‘bulutlar geçerken yağmadan gidiyor'
Bulutsuzluk günleri geliyor...
Bulutları da küstürdük.
Küresel sıcaklık derken, küresel pencerelerde bir yaban ot bile olamayacağız!...
Bulutlar göç ediyor !
Bursa'nın son yeşil yaprakları olarak kalan ormanlık alanları, Ki; tarlaları da yok edecek olan 250 firma maden arama ruhsatı almış.
Benim merak ettiğim, ruhsatın altındaki imzalar!
Zira Ankara'ya gidip Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na başvuran neredeyse herkes ‘maden arama' adı altında ruhsat alıyor ve bu ruhsatla gelip doğanın en güzel yerlerine taş ocağı açıyor.
Ormanlık alanlar yok ediliyor, tepeler kaldırılıyor, en güzel yerlerde, ay yüzeyini andıran krater çukurlar açılıyor.
Ormanlık alanlardaki köylüler tehlikenin farkında isyan ediyorlar. Umarım inatla direnirler, seslerini haykırırlar!
Medyanın sessizliği ise can sıkıyor!
Ovalarına ‘Termik santral kurulmasın' diye bağıran o çarşaflı köy kadınları caddelere yatmışlardı. Sonra... Susturuldular…
Tarımsal alanın ortasına kurulan ve arkasına George W. Bush'u alan Cargill'i unutmamak gerek...
Sivil toplum örgütleri sivil- elbiselerinden soyunsunlar artık. Yoksa toprak yanık kokacak...
İznik gölü ise gözyaşını akıtacak. Göz pınarları kururken!.
Balıklar ağlıyor!.
Zeytinlikler, şeftalilikler, elmalıklar, güller…
Çok yakında dağların ve ormanların yeşilliğini değil; Taş ocaklarının ormana yaptığı tahribatı göreceğiz.
Maden arama ruhsatı alan, gelip taş ocağı açıyor. Taşları kırıyor, döküyor ve ve onlara yeni şekiller veriyor. Doğanın şeklini bozarak!!!
Sayfiye, Şevketiye, Badırga, Kayapa... Köylerde bulutsuzluk başlıyor!...
SİT ilan edilen Uluabat Gölü tehdit altında, Nilüfer yani lotus çiçeği bile sürgün edilebilir bulutsuzluğa!
Göl yamacında bulunan Kayapa'da taş ocakları doğayı delik deşik ederken, şimdi de bulunduğu bölgede uğurböceği gibi kalan Demirtaş beldesi madencinin cebine giriyor!.
Bir dönem Rumların yaşadığı bu köylerdeki köylüler ne diyor?
"Rumlar birkaç evi yaktılar, kendilerinden bir şey bırakmamak için... Oysa ormanları yok ediyor bakanlar."
Bir köylü diyor ki;
"Bir dal kestiğimizde dünya ceza alıyoruz. Ama onlar ormanlarımızı, tarlalarımızı yok ediyorlar."
Dalı kestiren soğuk hava.Ya taşı-toprağı yok eden? Neden!
Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Genel Başkanı Adnan Önürmen ve yönetim kurulu üyeleri, Kayapa sırtlarındaki ormanlık alanların taş ocaklarına isyan ediyor.
Kentin üst kesimlerinden rahatlıkla görülebilen, Çevre Yolu'ndan geçenlerin de ‘İşte Bursa'nın yeşilliği' diyerek imrendikleri alanlara, maden arama adı altında taş ocağı açma ruhsatı veriliyor. 250 çukur...
Bölge 24 yıl önce yandığı için Orman Bakanlığı yeniden ağaçlandırmış. Dikilen fıstık çamları şimdi 13 yaşında. Orman Bölge Müdürlüğü bütçesinin önemli bölümünü her yıl bu bölge için harcıyor.'
Bölge halkının yararlandığı fıstık çamları ocakbaşında yanacak! Çatır çatır..
Osmangazi'nin sınırları içindeki İsmetiye'de kalan 100 hektarlık orman alanıyla, hemen yanında Yıldırım'a bağlı Kazıklı sınırları içindeki 93 hektar ile Demirtaş Barajı su toplama havzasına kefen giydiriyorlar.
Yaban hayvanlarının barındıkları bu bölgeler madenci kılıklı adamlar tarafından yaşanmaz hale getiriliyor.
Maden gözlü bakanın imzası... Doğa katliamı…
Köylünün sesi cılız... Bulut yağmadan geçiyor…
Kravatlı katiller mutlaka hesap vermeli...
vkayir@gmail.com
www.24haber.com