Bülent Ecevit Siirleri

Lereenim

Onur Üyesi
Pro Üye
17 Ağustos 2006
4.404
1.951
Adam Gibi Adam Olmak







Çeviri: Bülent Ecevit – Bütün Dünya







çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse

sen aklı başında kalabilirsen eğer

herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır

hem kendine güvenebilirsen eğer



bekleyebilirsen usanmadan

yalanla karşılık vermezsen yalana

kendini evliya sanmadan

kin tutmayabilirsen kin tutana



düşlere kapılmadan düş kurabilir

yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer

ne kazandım diye sevinir

ne yıkıldım diye yerinir

ikisine de önem vermeyebilirsen eğer



söylediğin doğruyu ve gerçeği büken düzenbaz

kandırabilir diye safları dert edinmezsen

ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz ve

yeniden koyulabilirsen işe



döküp ortaya varını yoğunu

bir yazı turada yitirsen bile

yitirdiklerini dolamaksızın diline

baştan tutabilirsen yolunu



yüreğine, sinirine “dayan” diyecek

direncinden başka şeyin kalmasa da

herkesin bırakıp gittiği noktaya

sen dayanabilirsen tek başına



herkesle düşüp kalkıp yine de erdemli kalabilirsen

unutmayabilirsen halkı krallarla gezsen de

dost da düşman da incitemezse seni

ne küçümser ne de büyültürsen çevreni



her saatin her dakikasına

emeğini katarsan alın terine

hakçasına bölüşürsen vicdanındaki adaleti

her şeyiyle dünya önüne serilir

korktuğun yerde el öpmez

hükümran olduğun yerde ezmezsen

oğlum adam oldun demektir

üstelik adam gibi bir adam
 
YAPAMADIĞIMI

akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi
soyunmak vardı derdinden evrenin
bir entari serinliğini giyinmek
kendi derdini tespih gibi çekmek elinde

yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü
karşında polisiye roman okumak vardı
sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz
sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak

oturmağa konuklar gelmesi bazen
çevresinde bir masanın kaygısız
sıcacık konularda bir demli çay gibi
bilmedik komşularla konuşmak

dünyamızla uyuşmak vardı
oyunda sonunu görmeden oynamak
sevinebilmek kazandığına
yitirdiğine yerinebilmek

düşünmiyebilmek yoruldukça düşünmekten
kamaştıkça örtebilmek gözlerini
düşlerde bile ışıktan sakınarak kendini
uyayabilmek vardı vaktinde rahat

Bülent Ecevit
 
YARIN

birşeyler olacak yarın
duruşundan belli
kırdaki atların
bulutların koşuşundan belli
kazışından köstebeklerin toprağı

karıncaların telâşından belli
birşeyler olacak yarın
belki bir tomurcuk
belki bir ağacın düşen yaprağı
belki de bir çocuk

pek o kadar göremesek de uzağı
kuşların uçuşundan belli
birşeyler olacak yarın
öbürgünden önemsiz
yarından önemli

Bülent Ecevit



YARGI

öldürenle katiliz çalanla hırsız
tümümüz sanığız tümümüz savcı
tümümüz suçlu tümümüz yargıç

kimi aklar kimi suçlarız
kimi bağışlar kimi asarız
kendimizi başkasında

hergün bıçak saplı
birinin arkasında
vurulan da biziz vuran da

Bülent Ecevit







TÜRK-YUNAN ŞİİRİ

sıla derdine düşünce anlarsın
yunanlıyla kardeş olduğunu
bir rum şarkısı duyunca gör
gurbet elde istanbul çocuğunu

türkçenin ferah gönlünce küfretmişiz
olmuşuz kanlı bıçaklı
yine de bir sevgidir içimizde
böyle barış günlerinde saklı

bir soyun kanı olmasın varsın
damarlarımızda akan kan
içimizde şu deli rüzgâr
bir havadan

Bu yağmurla cömert
bu güneşle sıcak
gönlümüzden bahar dolusu kopan
iyilikler kucak kucak

bu sudan bu tattandır ikimizde de günah
bütün içkiler gibi zararı kadar leziz
bir iklimin meyvasından sızdırılmış
bir içkidir kötülüklerimiz

aramızda bir mavi büyü
bir sıcak deniz
kıyılarında birbirinden güzel
iki milletiz

bizimle dirilecek bir gün
Ege'nin altın çağı
yanıp yarının ateşinden
eskinin ocağı

önce bir kahkaha çalınır kulağına
sonra rum şiveli türkçeler
o Boğaz'dan söz eder
sen rakıyı hatırlarsın

Yunanlıyla kardeş olduğunu
sıla derdine düşünce anlarsın

Bülent Ecevit
 
ALLAH RAHMET EYLESİN:a015:
BENİM İÇİN BÜLENT ECEVİT SİYASETİN TEK DÜRÜST İNASIDIR
 
YAPAMADIĞIMIZ

-Rahşan'a-

akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi
soyunmak vardı derdinden evrenin
bir entari serinliğini giyinmek
kendi derdini tespih gibi çekmek elinde

yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü
karşında polisiye roman okumak vardı
sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz
sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak

oturmağa konuklar gelmesi bazen
çevresinde bir masanın kaygısız
sıcacık konularda bir demli çay gibi
bilmedik komşularla konuşmak

dünyamızla uyuşmak vardı
oyunda sonunu görmeden oynamak
sevinebilmek kazandığına
yitirdiğine yerinebilmek

düşünmiyebilmek yoruldukça düşünmekten
kamaştıkça örtebilmek gözlerini
düşlerde bile ışıktan sakınarak kendini
uyayabilmek vardı vaktinde rahat

Bülent Ecevit
 

Mağara


mağaranın duvarına
hayvanları taştan oydum
kükrediler karanlıkta
türkülerle karşı koydum
karanlıktı mağara
ışığı taştan oydum
üşüyordum
bir de güneş koydum
aşk oydum mağaranın duvarına
aşk oydum
ağrıdı taşlar
yarıldı mağara
ben doğdum..

1970


Bülent Ecevit
 

Yasa


Elmalarda diş izi
senindir bu dişlem
yapıldı hanene
gereken işlem

melekler de tanık
suçlusun
iş bu yasa hükmünce
sen bir insanoğlusun

insanoğlu


MADDE BİR
dünyaya gelmelidir

MADDE İKİ
sevmeli sevilmeli
dünyayı cennetin
kendisi bilmelidir

MADDE ÜÇ
yaşama sevgisinin
kökleri gönlünde
insanoğlu günün birinde
ölmelidir

dönmelidir dudaklarına
buruk bir elmanın tadı

(DÖRDÜNCÜ MADDE OKUNAMADI)

iş bu yasayı
kim yürütür bilinmez
bilinmeyen ellere
karşı gelinmez

1954

Bülent Ecevit
 
TAKA

takalar geçiyor allı yeşilli
takalar geçiyor dümenleri lazlı
takalar geçiyor en nazlı
yelkenlilerden de güzel

güvenli sularda işsiz dönenen
gezi yelkenlilerinden çok duyarak denizi
takalar geçiyor enginlere
yamalı göğsünü gere gere

takalar geçiyor yükle yürekle
takalar geçiyor emekle dolu
günlük güneşlik kıyılardan kopmuş
denizlerde anadolu

kıyılar kadın olmuş
açılır gider erkeği
takalar takalar
toprağın denizde çarpan yüreği
:nazar:

Bir zamanlar Doğan Canku bu şiiri bestelemişti kaydirigubbakcemile2şarkıyı bilen bir çok insan bu şiirin Bülent Ecevit'e ait olduğunu bilmez :nazar: Allah rahmet eylesin....:çok üzgünüm:
 
X