Bugün Deniz Gezmiş'in doğum günü

_MedceziR_

«DirenTürkiye»
Kayıtlı Üye
15 Ekim 2010
16.931
12.191
298
İzmir
[h=2]


25 yaşında idam edilen Deniz Gezmiş'in bugün doğum günü. Deniz Gezmiş hayatta olsaydı bugün 67. yaşında olacaktı. Deniz Gezmiş; arkadaşları Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte 25 yaşındayken 6 Mayıs 1972'de idam edilmişti.[/h]

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25904439.asp




İyi ki doğmuşsun Denizim...İyi ki fikirlerini, mücadeleni bu vatana ve bizlere emanet olarak bırakmışsın...
Selam olsun Denizlere, selam olsun yoldaşlara..Ruhları şad, mekanları cennet olsun..



 
Son düzenleyen: Moderatör:
Nurlar içinde yat Deniz'im.
Bize adam nasıl olunur gösterdiğin için, aldığımız nefesde seninde payın olduğu için, o güzel yüreğin ve cesaretin için binlerce kez teşekkürler. Tüm dualarım seninle profesyonel devrimci....
 
Deniz'i astıran hakim vardı. Ölmeden önce yediği yemek soluk borusuna kaçtı. Aksırdı, tıksırdı öyle öldü. Cenazeye toplasan on kişi katıldı. Namazı kıldıran imam utandı. Deniz'in babası Cemil Gezmiş ise başı dik yaşadı. Şöyle demişti bir söyleşisinde: "Biz itibarın iadesini istemiyoruz. Çünkü yok olan bir itibar söz konusu değildir." Cemil.. Bir baba. Deniz.. Bir evlat. Paraları saklamadılar, itibarlarını sakladılar.
İster sansürle, ister yasa çıkar, ister tutuklat, ister hapse at. Bizim babalar ve bizim çocuklar.. Paralarını değil, onurlarını saklarlar.

İyi ki doğdun Deniz..
 
Mare Nostrum

En uzun koşuysa elbet Türkiye'de de Devrim,
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk... aşk olsun!


Can Yücel


 
Ben babamin ilk Denizleri, Mahirleri anlattigini çok iyi hatirliyorum.
Ilk daragacindan üç fidan okudugumda hünür hüngür agladigimi çok iyi hatirliyorum.
Bazen düsünüyorum, Denizler savasti fakat hiç bir yarari olmadi diye.
Bu ölümler beni o kadar hüzüne boguyorki artik karamsarmaya basladim.
Denizler, Mahirler, Ali Ismailer,.. liste hep uzuyor ve sanki her dafasinda daha bir hirçin hükümet ile karsi karsiya geliyoruz.

Bilmiyorum. Deniz ölmeseydi bu kadar halk kahramni olmazdi ama en azindan çoçugunu kaybetmemis anne baba olurdu
diye düsünüyorum. Iyi mi düsünüyorum, kötümü düsünüyorum bilmiyorum.

Sanirim bu son olaylarin hüzünüde var üzerimde. Gençler öldu, ses kayitlar çikti, ve halk halen akpyi tutuyor.
Buna karsi daha ne yapilabilir? Artik o ölümlerin bosa gittiklerinden dolayi üzülüyorum.
Deniz Gezmisin avukati, o asilirken yanindaydi ve adam aylardir uyuyamadi. Simdide nice anne baba, Berkinin anne babasi
aylardir uyuamiyor, neyin ugruna artik düsünüyorum?
 


Günlerce denizlerde gezdim
ama hiçbir mağara yakın değil denize
hiçbirisi deniz değil

Sadece paylaşmaya değer bir deniz var
hepsi mutluluk
hepsi deniz!
hepsi gezmiş!



Hasan Duzgun


 

boyle dusunme bence, elbette anne, baba, evlat hatta hicbiri olmasa dahi can olarak dusundugumuzde karamsarlıga kapılıyoruz.
insanların yine de tum bunlara ragmen oy vermesini elestiriyorsun fakat deniz gezmisin idamı oylanırken suleyman demirelde destek vermisti ama sonra cumhurbaskanı oldu. yani tarih tekerrurlerle dolu.
fakat bunu engellemenin yolu korkup evlerimizde uslu uslu oturmak degil, ne ugruna savastılar ise bunu devam ettirebilmek, pablo neruda'nın bugdayın turkusu'ndeki gibi, "yeniden öümlerden dogabilmek" ...

bu arada uzuntunu belki arttıracak ama arkasından can yucelin dedigi gibi "acımak degil bu ama aşk olsun" diyebilmek adına son mektubunu paylasıyorum:

"merkez cezaevi 6.5.1972

baba,

mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış
bulunuyorum. ben ne kadar üzülmeyin dersem
yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle
karşılamanı istiyorum. insanlar doğar, büyür,
yaşar, ölürler. önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı
süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben
erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden
evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında
tereddüt etmemişlerdir. benim de tereddüte düşmeyeceğimden
şüphen olmasın. oğlun ölüm karşısında aciz ve
çaresiz kalmış değildir. o bu yola bilerek girdi ve sonunun
da bu olduğunu biliyordu. seninle düşüncelerimiz
ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. sadece
senin değil, türkiye'de yaşayan kürt ve türk halklarının da
anlayacağına inanıyorum. cenazem için avukatlarıma
gerekli talimatı verdim. ayrıca savcıya da
bildireceğim. ankara'da 1969'da ölen arkadaşım taylan
özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. onun için
cenazemi istanbul'a götürmeye kalkma. annemi teselli
etmek sana düşüyor. kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum.
kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı
olmasını istiyorum. bilimle uğraşsın ve unutmasın
ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.
son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı
belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi
devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.

oğlun deniz gezmiş"

ışıklar içinde yatsın...
 
Son düzenleme:

Ah athe, her seferinde bu mektup beni kahrediyor...
Kucucuktum ilk okudugumda, koca kadin oldum hala ayni...

Birebir katiliyorum, bir ideoloji icin savastilar, devam ettirmek aslinda en guzel tesekkur...
Sadece deniz gezmis de degil, binlerce insan, iskenceler, faili mechul olumler...
Bu toplum kiyimda sindirmek icin yapildi, kismen basardilar da...
Mina Urgan kanli 1 mayisi anlatirken, evlere siginmak istediklerinde acilmayan kapilari anlatmisti...
O zaman demistim gercekten korkmusuz...
Hala ayni...
Venezuela'da ki olaylari gormussunuzdur, hikaye hep ayni, polislere, diger emekcilere dostca yaklasan eylemciler...
Ibret-i alem olsun diye hukumetin canina kiydigi gencecik insanlar...
Aslinda zaman ve mekan degisse bile sonuclar ne yazik ki degismiyor...
Ali Ismail Korkmaz da, Mahir Cayan da, Deniz Gezmis de, Huseyin Inan da, Abdullah Comert de, Ethem Sarisuluk de, Yusuf Aslan da, farkli zamanlarda ayni sey icin mucadele verdiler, ayni sey icin can verdiler...
Sinip oturmak ekmege yag surmek, hala dusunmek, sorgulamak, sokaklara cikmak lazim...
 



Her o mektubu okudugumda kötü oluyorum, bogazim dügümleniyor, yutamiyorum bile. O babanin o mektubu okudgunda kendisini nasil hisetmistir, düsünmek bile istemiyorum.

Ben 16-17 yasinda daha çok senin gibi düsünüyordum, daha savasçiydim, duvarlarim hep che guevara, fidel castro posterleriyle doluydu.
Simdi ise artik politikin ne kadar pis bir oyun oldugunu görüyorum. Hiç degilse denizin zamaninda halkta hükümetin kötü oldugunu biliyordu.
Simdi ise halk sanki hipnoz altinda hükümetin kötü olduguna bir türlü inanmiyor.

Babamin dedigi gibi "her gün yeni kaset çiksa ne yazar, sonuçta hiç kimse gerçek olduguna inanmiyor" Ve dogru söylüyor. Bu sitede bile insanlar halen "adam gibi adam recep erdogan" diyebiliyor ya. Inan artik umutsuzlastim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…