Bu ölümler beni o kadar hüzüne boguyorki artik karamsarmaya basladim.
Denizler, Mahirler, Ali Ismailer,.. liste hep uzuyor ve sanki her dafasinda daha bir hirçin hükümet ile karsi karsiya geliyoruz.
Bilmiyorum. Deniz ölmeseydi bu kadar halk kahramni olmazdi ama en azindan çoçugunu kaybetmemis anne baba olurdu
diye düsünüyorum. Iyi mi düsünüyorum, kötümü düsünüyorum bilmiyorum.
boyle dusunme bence, elbette anne, baba, evlat hatta hicbiri olmasa dahi can olarak dusundugumuzde karamsarlıga kapılıyoruz.
insanların yine de tum bunlara ragmen oy vermesini elestiriyorsun fakat deniz gezmisin idamı oylanırken suleyman demirelde destek vermisti ama sonra cumhurbaskanı oldu. yani tarih tekerrurlerle dolu.
fakat bunu engellemenin yolu korkup evlerimizde uslu uslu oturmak degil, ne ugruna savastılar ise bunu devam ettirebilmek, pablo neruda'nın bugdayın turkusu'ndeki gibi, "yeniden öümlerden dogabilmek" ...
bu arada uzuntunu belki arttıracak ama arkasından can yucelin dedigi gibi "acımak degil bu ama aşk olsun" diyebilmek adına son mektubunu paylasıyorum:
"merkez cezaevi 6.5.1972
baba,
mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış
bulunuyorum. ben ne kadar üzülmeyin dersem
yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle
karşılamanı istiyorum. insanlar doğar, büyür,
yaşar, ölürler. önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı
süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben
erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden
evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında
tereddüt etmemişlerdir. benim de tereddüte düşmeyeceğimden
şüphen olmasın. oğlun ölüm karşısında aciz ve
çaresiz kalmış değildir. o bu yola bilerek girdi ve sonunun
da bu olduğunu biliyordu. seninle düşüncelerimiz
ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. sadece
senin değil, türkiye'de yaşayan kürt ve türk halklarının da
anlayacağına inanıyorum. cenazem için avukatlarıma
gerekli talimatı verdim. ayrıca savcıya da
bildireceğim. ankara'da 1969'da ölen arkadaşım taylan
özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. onun için
cenazemi istanbul'a götürmeye kalkma. annemi teselli
etmek sana düşüyor. kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum.
kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı
olmasını istiyorum. bilimle uğraşsın ve unutmasın
ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.
son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı
belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi
devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.
oğlun deniz gezmiş"
ışıklar içinde yatsın...