Bugün 23 Nisan hep neşeyle 'dolamadı' insan


Siz neyi ispat etmeye ,neyi savunmaya çalışıyorsunuz?Yorumlarınızın tümü hükümetin avukatlığını yaptığınızı gösteriyor.Bu derece fanatiklik gerçekten çok tehlikeli,diyecek söz bulamıyorum.Ülkemizin durumu bunca ortadayken hala bahaneler üreterek durumu kurtarmaya çalışmak,kötüyü aklamaya çalışmak da ne?Bu arada,nickinizin weiss olması da herhalde tesadüf değil,weiss Almancada beyaz yani ak demektir.Allah insanın beynini bu derece sislendirmesin diyorum.
 
1999-2006 yılları arasında istihdam edilen çocuk sayısı 2 milyon 270 binden, 890 bin düzeyine düşmüştür. Diğer yandan aynı dönemde Türkiye istihdamdaki çocuk işçiliği ile mücadelede ivmesini kaybetmiştir. 1994-1999 yılları arasında istihdamdan çekilen çocuk işçi sayısı yıllık ortalamada 128 bin iken, 1999-2006 yılları arasında yıllık ortalama 74 bin olarak gerçekleşmiştir. 2006-2012 yılları ise çocuk işçiliğinde azalma eğiliminin durduğu ve özellikle tarım kesimindeki artış ile birlikte çocuk işçi sayısının tekrar arttığı bir dönem olmuştur. 2012 yılında çocuk işçi sayısı 893 bine ulaşmıştır. TÜİK istatistiklerinden yaptığımız hesaplamalara göre;

1) Çocuk Emeği Ev İçine Kaymaya Devam Etmektedir: İstihdam içinde değerlendirilmeyen ev işlerinde çalışan çocukların sayısı 1999 yılında 4 milyon 447 bin iken, 2006 yılında bu sayı 6 milyon 540 bine ulaşmıştır. 2012 yılı için ise bu rakam yaklaşık 1 milyon kişi artarak 7 milyon 503 bine yükselmiştir. Böylelikle 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların (istihdama katılan ve ev içinde çalışan) sayısı 8 milyon 397 bine ulaşmıştır. Toplamda çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999’dan bu yana % 41’den % 56’ya çıkmıştır. TÜİK Çocuk işgücü istatistiklerine göre ev işleri, hane halkı fertleri tarafından kendi evlerinde gerçekleştirilen ve ekonomik faaliyet tanımının dışında kalan faaliyetlerdir. Bu faaliyetler, hane halkı fertleri tarafından (çocuklar da dâhil olmak üzere) ücretsiz olarak gerçekleştirilen evle ilgili işleri kapsamaktadır. Hane halkı için alışveriş yapma, yemek pişirme, çamaşır yıkama, ütü yapma, küçük kardeşlere veya hanede bulunan hasta fertlere bakma, evi temizleme, hanede bulunan eşyaları onarma vb. faaliyetler bu kapsamda değerlendirilmektedir.

Bu tanımda yer alan faaliyetler arasında yer alan çocuk, yaşlı ve hasta bakım hizmetleri ile diğer faaliyetlerin aynı zamanda kadınları çalışma hayatının dışında tutan işler olduğu bilinmektedir. Devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini satılamaması Türkiye’de kadınlar için işgücüne katılım oranlarının dünyanın en alt sıralarında yer almasına neden olmaktadır. Dünya Bankası veritabanına göre Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı % 28,1 ile 183 ülke arasında 169. sıradadır. Söz konusu değer dünya ortalaması için % 51,17’dir (WB 2013).2006 yılı ile 2012 yılları arasında işgücüne katılım oranı kadınlarda % 6 puanlık bir artış kaydetmiştir (TÜİK 2013b). Bu artışın yarısını Lise altı eğitim düzeyine sahip olan kadınlar oluşturmuştur. Bu durum kriz dönemlerinde kadınların ucuz ve esnek bir işgücü olarak çalışma hayatına daha fazla katıldığı görülmektedir. Bu durum kadınların üzerindeki ev içi işlerin çocukların üzerine kalması bağlamında yorumlanabilir.

2) Türkiye İçin Çocuk İşçiliğinde Artış Çocuk Emeğinin En Kötü Biçimlerinde Yaşanmaktadır: Çocuk işçiliği dünyanın pek çok bölgesinde ortak bir pratik olarak görülmektedir. Çocuk işçiliğinin azaltılmasına yönelik artan çabalara rağmen henüz çocuk işçiliği ortadan kaldırılamamıştır ve çocuk işçilerin çok geniş bir kesimi hala tarım sektöründedir. Yoksulluk ve eğitim politikaları çocuk emeğinin acımasız döngüsünü besleyen unsurlardır. Dünya genelinde çocuk işçilerin % 60’ı yani 129 milyonu tarım sektöründedir. Tarım sektörü meslek hastalıkları ve iş kazaları açısından en tehlikeli sektörlerden biridir. Aynı zamanda çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinde çalışan çocukların da % 60’ı tarım sektöründedir. Bunların sayısının 70 milyon civarında olduğu hesaplanmaktadır. En kötü biçimlerde çalışan çocukların 3’te 2’si ücretsiz aile işçileridir.

Türkiye 2012 verilerine göre 2006 yılından bu yana çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin en yaygın olduğu ücretsiz aile işçisi çocuk işçilerin, toplam çocuk işçiler içerisindeki oranı % 41’den % 46’ya, sayısı ise 362 binden 413 bine yükselmiştir. Yine aynı kapsamda değerlendirilen tarım sektöründe çalışan çocukların sayısı da 73 bin kişi artış göstererek 326 binden 399 bine, toplam çocuk işçilere oran ise % 37’den % 45’e ulaşmıştır.

Tarımda çalışan çocuklar açısından asıl acı olanı ise tarımdaki istihdam artışının % 66’sının ve ücretsiz aile işçilerindeki artışın % 90’ının 6-14 yaş arası çocuklar olmasıdır. Toplamda da çocuk işçiliğinin artmasına neden olan 6-14 yaş çocuk işçilerin sayısındaki artıştır.

Dünya genelinde istihdam içindeki çocukların sayısı 264 milyondur. Bu veri 2008 yılından 42 milyon daha azdır. Çocuk işçiliği daha sınırlı bir tanımdır. 2012 yılında 168 million 5-17 yaş arasında çocuk işçi bulunmaktadır. Söz konusu rakan 4 yılda 215 milyondan 168 milyona gerilemiştir. Diğer ülkeler kategorisinde yer alan ülkeler haricinde çocuk işçiliği gerilemiştir. Ülkelere göre gelir düzeyi arttıkça çocuk işçiliği azalmaktadır.

3) HEM OKU HEM ÇALIŞ:4+4+4
Okula devam ederken çalışan çocukların sayısı 2006-2012 yılları arasında % 64 oranında artarak, 272 binden 445 bine yükselmiş durumda. Okuyan çocukların 2006 yılında % 2’si ekonomik bir faaliyette çalışırken 2012 yılında bu oran % 3’e ulaştı. Bu çocuklar arasında ev işlerinde çalışanların oranı da % 43’den % 50 seviyesine yükseldi. Okula devam etmeyen çocukların sayısı 2 milyon 314 binden, 1 milyon 297 bine gerilerken, okula gitmeyen çocuklar arasında ekonomik faaliyetlerde çalışanların oranı % 27’den % 35’e yükseldi. Buna karşın ev işlerinde çalışan çocukların sayısı bu kategoride % 44’den % 39’a geriledi.

4) İŞ CİNAYETLERİ

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2013 yılında yaşamını yitiren 1235 işçinin 59’u çocuk işçidir (18’i 14 yaş ve altı, 41’i 15-17 yaş arası). Bu da yüzde 4,7 oranına tekabül ediyor. Yaş verilerine ulaşılamayan 144 işçi de oranlama içinde düşünüldüğünde 2013 yılında ölen işçilerin yüzde 5,4’ü çocuk işçilerden oluşuyor. Yani can veren her 20 işçiden birisi yoksulluktan dolayı çalışan çocuk işçilerdir (İSİG 2014). Çocuk işçiler güvencesiz işçi havuzunun önemli bir kaynağıdır ve çocuk işçi cinayetleri oranının artacağı da aşikârdır.

5) SORUN YAPISAL
Çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik ortaya konulan çabalara rağmen yeterli bir sonuç alınamamasının arkasında, emek piyasasının esnekleşmesi ve kuralsızlaşmanın yaygınlaşması gelmektedir. Kimi sayısal verilerden hareket ederek Türkiye gerçekliğinin sadece olumlu yanı kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır. Halbuki verilerin yüzeyini kazıdığınızda gerçeklik tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmaktadır.

Sonuç olarak 2012 yılında yasalaşan 4+4+4 yasası ile zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş aralığına çekilmiştir. Bu durumda ortaokulun bitiş yaşı aynı zamanda çocuk işçiliğinin yaygınlaşma yaşını fiilen 13’e düşürmüştür. Yine esneklik başlığı altında evden ve uzaktan çalışmayı yasal hale getirme çabası ev içinde çalışan 8 milyon çocuğu doğrudan ilgilendirmektedir.

Çocuk işçiliği, yoksulluk ve güvencesizlik zemininde yükselen istihdam stratejilerinin yapısal olarak ürettiği bir sonuç olarak görülmelidir. Dolayısıyla çocuk işçiliği ile mücadele bu strateji ile mücadeleden geçmektedir.
http://www.disk.org.tr/2014/04/disk-ar-cocuk-isci-sayisi-dunya-genelinde-azalirken-turkiyede-artti/
 
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD),
Türkiye’de erken yaşta evlilikler yıllar içinde giderek azalmasına rağmen son dört yılda resmi rakamlara yansıyan çocuk gelin sayısının 181.000’i aştığı görülmektedir. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre 2008-2012 yılları arasında 18 Yaşının Altında Evlenenlerin sayısı ve cinsiyete göre dağılımı şöyledir:

http://www.tukd.org.tr/haber258.asp
 
Son düzenleme:
Bunlar nerde yaşıyorlar merak ettim ben valla ya. Benim evim istanbul bayrampaşada. Sabah okula giden çocuklara bakınca içim parçalanıyor.

Fatih'te de durum farkli degil. Sabahlari yuruyuse gidiyorum. Kadinlarin cogu ya terlik ya da gunluk ayakkabilariyla geliyor. Yakiniyorlar ayaklarimiz agriyo diye.Spor ayakkabi giyin diyince oyle marka degil pazardan 30 liraya alacaklari ayakkabiyi bile alacak durumda degiliz diyolar. Ay icinde fazladan harcanacak bi kuruslari yok. Ama cok superiz dansmarue sen o cocuklari gorunce kapat gozlerini olur mu ?
 

Canım Fatihte de oturdum yıllarca evlenince buraya taşındım ben. Belediyenin ücretsiz yaptığı sabah yürüyüşünden bahsediyorsan karşılaşmışız olabiliriz :)

Evet durum bu ne yazık ki. Fatih zengin bir muhittir değil mi. Akıllarda hep öyle kalmıştır. Kardeşim orada hırakişerifte okuyordu. Yani bildiğin Fatihin göbeği. KEnar köşede kalmış okullardan değil. Eskinin en güzel okullarındanmış. Zaten Fatihte oturan profil de yıldan yıla değişmiyor mu? Her neyse şu an hem o okulun hali hem de çocukların hali perperişan ya. Sınıflar 50-60 kişi. Okul pislik içinde. Her yerden ağır bir koku geliyor.

Yahu kendi amcamın kızına gideyim o kadar uzağa gitmeme gerek yok. Amcamın kızı sigortasız ve asgari ücretle çalışıyor kocası da aynı. Anca kira fatura ödüyorlar. Bir de 5 yaşında bir çocukları var. Hayatında ilk defa akıllı telefonla bende oynadı bu kız. Önce saatlerce bakakaldı oyunları açınca şok oldu. Annesi ağladı yemin ediyorum. Bu insanlar çocukları hasta olunca doktora gitmeye korkuyorlar para giderse diye. Hadi ben ikna ettim acilde para alınmayacağına sigortasz çalışıyorlar çünkü. SOnra gidip ilaçlarını alamamışlar.
 
Dort yildir burdayim ve uc aydir yuruyorum. Sanmiyorum karsilasmamisizdir:)

Fatihin belli bir kesimin de para cooookkkk.Caddede etiketine bakmaya korktugum kiyafetleri ucer beser alacak gucte insan cok. Ama gercekten fakir bir semt burasi hatta varos tabir edilen yerlerden. Okullar icler acisi simdiden dusunuyorum kizim icin okul durumunu.

Biz cok sukur kotu durumda degiliz maddi olarak Ve yine cok sukur bu etrafimizda olan yoksullugu gormemizi engellemiyor. Ne guzel ki bu memlekettin insani komsun acken tok yatmayi benimsemis. Sadece burada komsularinin yardimiyla ancak gecinen onlarca aile var.
 


Savunma değil artık bizler gibi her an nelerle karşılaştıgımızdan bi haber ve uzaktan sallamak oluyor onunki.Varsan baksan senede bir izne geliyordur gördüğü 4 hafta bişey Türkiyeyi.Burda istatistik çıkartıyor işte.
Yok yani böyle bir konuyu bile övünç meselesine getirecek az daha kassa...Çocuk istismarı konusunu bile hükümeti övecek duruma getirmiş.Tavsiyem ciddiye almayın.
 

Bu çocukların ihtiyacı olan işkence görüp tecavüze uğradıkları hapishaneler değil,sevgi ,saygı ve güveni öğrenebilecekleri bir sosyal hizmetler kurumudur.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…