• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bu Unutulur Mu?

Yagmurun_kizi

Çocuklarım benim herşeyim...
Kayıtlı Üye
11 Aralık 2015
6.602
8.284
148
> Birinci Dünya Savaşı'nda Ingilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu
> askerlerden bir kismi da Mısır'ın Iskenderiye şehri yakınlarında bulunan
> Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.
>
> Kampın tam adı, 'Seydibesir Kuveysna Osmanli Useray-i Harbiye Kampı' idi.
> Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tumen'in 48. Alayı'na
> baglı Osmanlı askerleri tutuluyordu.
>
> 12Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, agır
> hakaret ve aşagılamaya maruz kaldılar.
>
> Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi...
>
> Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan, yanlış çevirileri ve
> kışkırtmaları nedeniyle, kamplarin Ingiliz komutanları, azılı Türk düşmanı
> kesilmişlerdi. Savas bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle
> ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, Ingilizler'in işine gelmiyordu.
> Cünkü, olasi yeni bir savasta, bu askerlerin yeniden karşılarına
> cıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, Ingilizlerin beyinlerine işlenmişti.
>
>
> Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü
> zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin cok uzerinde
> krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol
> maddesi nedeniyle haşlanıyorlardı. Ancak Ingiliz askerleri dipçik darbeleri
> ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarina izin vermiyorlardi. Mehmetçikler,
> bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez Ingilizler
> havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını
> suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Cünkü gözler
> yanmıştı...
>
> Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda
> etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu. Bu vahset, 25 Mayis 1921 tarihinde
> TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek,
> Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının
> gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan Ingiliz tabip, garnizon
> komutanı ve askerlerinin cezalandırılması icin TBMM'nin teşebbüse geçmesini
> istediler.
>
> Tabiiki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işide
> unutuldu gitti.
>
> Ama onlar unutmuyorlar...
>
> Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna
> sunuyorlar. En uzucu olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına
> çanak tutması...
>
>
ERMENİLER SOYKIRIM YAPILDI DIYE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYOR BİZİM TARİHİMİZDEN HABERİMİZ YOK.
 
o ermenilerinde ingilizlerinde.......... nasıl yancaklar bu insanlar cehennemde günümüz insanlarından bile lanet alıyorlar çünkü, hükümet hala ermenilerle ılımlı görüşme havaları yapsın beddua okumaktan başka bişi gelmiyo elimden onlara sorsaktarihi tarihçilere bırakın der soysuzlar
eline sağlık ana fikirde paylaşım güzel bize bilmediklerimiz ve unuttuklarımızı hatırlat
 
ben almanyada yasiyorum ermenilerle ic ice ilk önce kimin kudurdugu malum.senelerce osmanlida ayricalikli olarak yasarken hic sesleri cikmayanlar ruslarin onlara devlet sözüyle gözümüzü cikartmaya kalkmislardir.ondan sonra senelerce komsu olan ermeniler bir anda türk düsmani olup cikmislardir.buna yedigi canagi pislemek denir.bir de utanmadan cikmislar katliam diye tazminat istiyorlar.ya öldürdükleri pardon iskencelerle türlü rezilliklerle öldürdükleri ecdadimizin tazminatini kim ödeyecek.ben onlara kizmiyorum dinsiz olan insanlarin tek avuntusu paradir ya biden onlari destekleyenlere ne demeli
 
niye unutulsun canım, hepimiz ermeniyiz diye çoluk çocuk sokağa döküldükya niye unutulsun...yıllardır diplomatlarımız ingiliz ve ermeni ajanları tarafından suikaste kurban gitti, onlar birgün olsun bizim gibi sokağa döküldümü, biz niye bukadar çanakçıyız acaba, türkün soyluluğumudur bu yoksa yalakalaşıyormuyuz bilemiyorum... fransada ermeni soykırımı yoktur diyeni hapse attıracak kadar güçlü bir asimile politikasına soyunmuş bu milletcikler unutmuyor evet unutturmuyor yaptıkları zulmü bize. hatta kör gözüne çomak misali bizi dünyaya suçlu ilan ederek... yine sinirlerim bozuldu ya...
 
ehitler0st7zy4qrke4.gif

Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.

Kampın tam adı, 'Seydibesir Kuveysna Osmanli Useray-i Harbiye Kampı' idi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tumen'in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.

12Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar.

Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi...

Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kampların İngiliz komutanları, azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi. Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizler'in işine gelmiyordu. Çünkü, olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.

Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı. Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez İngilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözleri yanmıştı...

Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu. Bu vahşet, 25 Mayis 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması icin TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler.

Tabii ki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işi de unutuldu gitti.

Ama onlar unutmuyorlar...

Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına çanak tutması...


ERMENİLER SOYKIRIM YAPILDI DİYE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYOR, BİZİM TARİHİMİZDEN HABERİMİZ YOK!!!
 
bunu burda okudum ilk kez kanım donduu milletçe bazı konularda ağzımızı kapalı tutmaya devam edersek korkarım bu atalarımızın kanı yerde kaldığı gibi birde bizden hesap sorulacak.allah hepimizin yardımcısı olsun
 
bütün şehitlerimizin ruhları şad olsun inş rabbim o mükemmel atalarımızın yüzü hürmetine milletimizin elinden tutsun gözyaşlarımı tutamadım bizler içincanını feda şehitlerimiz öyle çokki bazen acaba o canlara layıkmıyız die düşünüyorum
 
onlar kanlı tarihlerini maskeleyerek insanlara kahraman göstermeye çalışıyor iken atalatını, biz tertemiz geçmişimize çamur atmaya çalışanlara karşı bile sus pus olmuşuz...
ne tarihimizden haberimiz var ne bu vatan için toprağa düşmüş yiğitlerin hangi şartlarda vatanı müdafa ettiğinden...
hepiniz olmasa da bir çoğunuz annesiniz.
lütfen çocuklarınızı tarih bilinci olmadan batı özentisi olarak yetiştirmeyin
unutmayalım ki Ulu Önder bu vatanı genç nesillere emanet etti
sahip çıkalım arkadaşlar :1hug:
 
bende bunu ilk defa burda okudum ve kanım dondu.hepinize katılıyorum,ne diyelim bizi bu hallere koyanlar utansın.Allah yavrularımızın geleceğini hayır etsin.
 
hepimiz ermeniyiz diye bağıranlar neden çıkıp hepimiz mehmetçiğiz diye bağırmadılarÇok üzgünüm çoook....hrant dinkin ayakkabısındaki yama için gözyaşı dökenlerin;şehit kasım onbaşının çıplak ayaklı çocuklarını görünce vicdanları sızladımı acaba:oklava:
ondan sonrada kalkıp ismail türütün şarkısına laf ediyorlar...
kendi ülkemde "vatan satsa bir kişi, anında biter işi" demek suç oldu nerdeyse...
o düşüncede olan insanlar varsa burayı okuyan,açsınlar o koca kulaklarını iyi dinlesinler....bu ülke kanla kazanıldı,gerekirse gene kanla sulanır ama tek bir karışı bile itlere verilmez...:oklava:
 
tüm şehitlerimizi allah nur içinde yatırsın vefasızları ise cezalandırsın
 
Unutmadık asla unutmayacağız ama garip bir şekilde uyuyan bu milletten ne beklenir bilmiyorum açıkçası!!!!! Daha öncede bu konuda fazlaca konuşmuştum çünkü bu konuda yarası olanların başında geliyor Erzurum ve Doğu Anadolu halkı!!!! Soykırımın alasını yapan bu nankör millet şimdi utanmadan savaş tazminatı adı altında topraklarımızdan pay kapma çabası içinde!!!Leş kargası gibi!!!Biz sesimizi çıkarmadığımız müddetçe daha da azacaklar...Planlı olarak bir ermeni sempatisi oluşturulmaya çalışılıyor!!! Yazık...Uyuyan milletim uyandığında çok geç olacak!!!
 
Bilmiyordum canim olamaz böyle sey okuyunca kanim dondu Allahim belalarini versin:oklava:senağlamasenağlama Sehitlerimiz nur icinde yatsin......
 
göz ardı edilen korkunç gerçekler !!! ....

Yer: Azerbaycan, Hocalı 26/02/1992

Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars'ta Ağrı'da Van'da Erzurum'da da ataları oynamıştı.Onlardan duymuşlardı. Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı...Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı

:-Akçik, manç?..
(Kızmı, oğlan mı?)

-Akçik...
(Kız)

Bu cevap üzerine 'oğlan' diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı.Kan b! ürülügözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi.

-Tun şahetsar,ınger...
(Sen kazandın, yoldaş)

-Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana...
(Ben kazandım ama bu bebek nasıl beslenecek?)

-Mayrigı bedge gişdatsine.
(Annesi besleyecek elbette)

Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı:

-Mayrig yerahayin zizdur.
(Çocuğa meme ver)

Aynı dakikalarda Hocalı'nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top arayışına girmişlerdi.Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:

-Asixn ma/,çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek...
(Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın...)

Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa,başı da orta yere düşmüştü...

Ermeniler zafer naraları! atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.

Bu iki olay Hocalı'da bundan çok değil yalnızca 14 yıl önce yaşandı. Her iki olay da ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü tanıklarının anlatımlarıdır.

Ne yazık ki 26 Şubat 1992 günü binlerce Azeri türlü yöntemlerle vahşice katledilmiştir. Ajanslar,katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken, arşı titreten ağır bir vahşet yaşanan Hocalı halkından geri kalanlar ise çaresizlik içinde kıvranıyordu.

Türkiye'de büyük bir dehşet uyandıran katliama ilişkin ilk görüntüler ise TRT aracılığı ile duyurulmuştu. Bütün olanları batılı gazeteciler, özellikle de New York Times belgeledi.

26 Şubat'ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile Hankendi'nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366'ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı'ya saldırarak tarihin en vahşî katliamlarından birini yaptılar.

26 Şubat! gecesi Rus motorize alayının tanklarından açılan top ve roket saldırıları ile Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış dünya ile ilişkisi de tamamen kesildi.

Savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok insanımızı vahşîce katlettiler. ermenilerin işgal ettikleri Hocalı'da dehşet verici olaylar yaşandı.

Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler,

Sağ olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî deneylere tâbi tutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bıraktılar.

Hızar ve testereler ile diri diri insanların kol ve bacaklarını kestiler.

Genç kızların önce saçlarını,sonra da kafa derilerini yüzdüler.

Babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşunlara dizdiler.

Kesik kafaları sepetlere doldurdular.

Peki neydi bu düşmanlık?

Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye'nin 12 ili yer almaktayken, Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağı'nın resmi varken, Ermenistan Millî Marşı'nda 'Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün,öldürün' denmekteyken, başkaca bir neden aramaya zaten gerek yok sanırım.

Dağlık Karabağ Bölgesi'nde bulunan Hocalı'ya, eski Sovyet İttifakı Silahlı kuvvetleri'ne ait 366.Alay'ın desteği ile Ermeni Sılahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırılar sonucu 613 Azerbaycan Türk'ünün hayatını kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok çok üstünde olduğu bilinmektedir.

56 hamile kadın karnı yarılmış durumda bulunmuştur.

Bu alçak saldırıda 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin alınmış,geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış ancak bu olayın tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır.

Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı.!

Fakat katliam sonrası Hocalı'ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı'da katliam bölgesini gezen Fransız gazeteci Jean-Yves Junet'nin gördükleri karşısında söyledikleri, katliamın boyutunu da anlatıyordu:

'Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim,ama Hocalı'daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz' Peki 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti; Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden başkası değildi. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996'da Ermenistan Başbakanı oldu.

Karabağ'da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna,'Hocalı Katlia! mı' baş sorumlusu olan azılı terörist Robert Koçaryan oturdu.

Ermeniler Türk hamile kadınlarına tecavüz edip karnını hamile olduğu halde taş ile doldurup öldürmüşler ve küçük Türk kızlarına tecavüz edip öldürmüşlerdi.

Ülkemizde sadece 1 ermeni öldürüldü diye yürüyüş yaptılar ve o kadar araştırdılar ama hiç bir insan kalkıp ta bu masum insanlara işkence edilip öldürüldükleri için yürüyüş yapmadı…………..

Yazıklar olsun ……


(ALINTIDIR)


bu topic gözümden kaçmış gurbaam(gündelik hayatın getirdiği sorumluluklarda malum:1closedeyes:onalarıda ihmal etmiyeyim derken bazı konuları kaçırıyorum işte)hayatım bu nu okumuştum biliyorum...ben de daha yakın tarihli vukuatlarından birini yukarıda verdim,bunu bloğuma koymuştum ama ordan iyi veya kötü yorum almadı...sanırım görülmedi...o yüzden buraay ekledim umarım bir sakıncası yoktur....demek istediğim şu;sene 92 yani topu topu sadece 15 yıl öncesine ait bu olaylar:kızgın:ve biz bunları bile dünyanın gözüne sokamıyoruz!!!pes yani bu kadar da olmaz...bunları yapanlar bizmiydik ....yoksa bizi soykırımla suçlayan ermenilermi????bu kadar pişkinlikte inanın mide bulandırıyor:oklava:ben ırkçı bir milliyetçi değilim....ama milliyetçiyim insanımı ve vatanımı çok seviyor değer veriyorum...bunun içindirki tüm diğer ülkelerin sınırlarına saygılıyım...yani kimsenin bir karış toprağında asla gözüm yok....ama kimseninde benim vatan toprağımda gözü olmasın:oklava:oyarlar o gözleri,uzanan o eler kırılır gerekirse...işte beni çıldırtan bu haksızlık ve taraflı tutumlar....hakkımızı savununcada barbar,ırkçı ve medeniyetsiz oluyoruz....pehhhhh!!!!:mymeka:
 
Back
X