Vücuttaki sağlıklı hücreleri korumak için “melanositler” yani deriye rengini veren hücreler esas hücrelerimizin etrafında bir çeper oluşturarak onları korumak için çoğalırlar ve biz brozlaşırız. Yani bronzlaşmak sağlıksız bir durum olarak algılanmalıdır.
Uzun süreli güneş altında kalmakla artan kalıcı bronzluk ve ardından uzun yıllar güneş hasarı ile artık derinin bronzlaşarak hücreleri koruyamayacak hale gelip; deriyi kalınlaştırarak hücreleri korumaya çalışması ile kanser öncülü lezyonların oluşmaya başlar.
CİLDİNİZE KAKAO, HAVUÇ, ZEYTİNYAĞI SÜRMEYİN
Hızlı bronzlaşmak için bazen; kakao yağı, havuç yağı, kola, zeytinyağı ürünler kullanan hanımlar ileriki yıllarda ciltlerinin erken yaşlanması, kalıcı lekelenmeler ve hatta deri kanseri risklerini artırarak kötü bir fatura ile karşılaşabilirler.
CİLDE GÖSTERİLEN ÖZEN SAÇLARA DA GÖSTERİLMELİ
Güneş ışınları ve havuzdaki klor saçlarda da yıpranma, kuruma, çatlama ve kırıklara neden olabilir. Havuz ya da denizden çıktıktan sonra duş alarak saçlarımız ve derimiz arındırılmalıdır. Güneş altında dolaşırken de şapka kullanmak saçlarımızın zarar görmesini önler.
GÜNEŞ YANIKLARINA DOĞRU MÜDAHALE ÖNEMLİ
Güneş yanıklarında halen yanan bölgeye yoğurt ya da diş macunu sürmek gibi ilkel yöntemlere başvurulabiliyor. Bunlar yanığı çok daha kötüleştirebileceği için uygulanmaması gereken yöntemlerdir. Yanlış olan bir başka davranış da yanan yere doğrudan buz uygulamaktır. Buz yanığı artıracağı için buzu bir havlu ya da tülbente sararak uygulamakta fayda vardır. Yanık oluşan bölgeye soğuk su uygulamak tedavinin esasını oluşturur. Bol su içmek ve gölgede istirahat etmek gerekir.
HAVUÇ TÜKETMEK BRONZLAŞMAYA YARDIMCI
Havuçta bulunan karoten melanositlerin çoğalmasını hızlandırır. Güneş ışınlarının çok dik gelmediği saatlerde güneşlenip havuç yemek ya da havuç suyu içmek cilde istenen görünümün kazandırılmasına yardımcı olabilir.
BOL SU İÇMEYİ İHMAL ETMEYİN
Cildimiz önemli bir toksin atma yoludur. Vücudumuz yabancı maddelerle, zararlı atıklarla dolduğunda diğer boşaltım kanalları zorlanır ve vücudumuz bu atıkları cildimiz yoluyla, ter ile dışarı atmaya çalışır.
Bu durum da ciltte çeşitli hastalıkların baş göstermesine neden olabilir. Yaşla birlikte deri giderek nem oranını ve esnekliğini kaybeder. Bunu çok ucuz ve çok sağlıklı bir şekilde çözecek tek şey bol su içmektir. Bol su içmekle derinin hem nem oranı artar hem de su yolu ile çok sayıda toksin atılarak cildimiz parlak, diri ve genç kalır.
Günde an az iki litre su içerek hücreleri temizlemek, dolgunlaştırmak ve kırışıklıkları azaltmak mümkündür. Kahve, çay ve meyve suyu gibi farklı sıvı gıdalar tüketmek ise cildin su ihtiyacını karşılamaz.
TAZE BİR CİLT İÇİN TAZE SEBZE MEYVE
Canlı ve ışıltılı görünümlü bir cilt için bol miktarda çiğ meyve, sebze ve bunların sularını tüketmek gerekir. Çünkü bu besinler pişirildiklerinde zarar görür ve faydalı özelliklerini kaybeder. Bu besinlerin içerdiği yüksek miktarda sıvı da vücuda alınan suyu destekler.
Çiğ sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu bir beslenme düzeni; cildi korur, yeniler, esnekliğini sağlar ve sağlıklı bir ışıltı verir. Kabuklu çiğ yemişler ve tohumları tüketmek de son derece faydalıdır. Unutmamak gerekir ki; bunlar ısıya duyarlıdır ve pişirildiklerinde hücrelere fayda sağlayacak pek çok özelliklerini kaybederlerkaydirigubbakcemile5