- 8 Haziran 2009
- 14.782
- 11.186
- 823
Boşuna 'Açılışı da yapacağım' dememiş
Melis Alphan
07/03/2014
Meslek odalarının açtığı dava sonucu 17 Şubatta Başbakanlık binasının yapıldığı Atatürk Orman Çiftliğinin düşürülen tarihi SİT statüsü iade edilmişti.
Böylece Başbakanlık binasının inşaatının durması bekleniyordu.
Bir yandan da Başbakan, mahkeme kararına rağmen Açılışı da yapacağım demişti.
Boşuna değilmiş.
Ortaya çıktı ki, davanın böyle sonuçlanacağını tahmin eden, bakanlıkların bürokratlarından oluşan Koruma Yüksek Kurulu Başbakanlık binasının kılıfını hazırlamış.
16 Ocakta yapılan toplantıda imzasını attıkları ilke kararı davanın sonuçlandığı günün hemen ertesinde, 18 Şubatta Resmi Gazetede yayımlandı.
Bu, ülkedeki tüm tarihi sit alanlarında kamu hizmet binalarının önünü açan bir ilke kararı.
Sırf AOÇdeki Başbakanlık binasını kurtarmak için alınmış bir karar olduğu ortada.
Ve aslına bakarsanız bu ilke kararı, Başbakanlık binasını kurtarmak için Türkiyedeki tüm tarihi sit alanlarını da tehlikeye atıyor.
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu ilke kararıyla ilgili şunları söylüyor:
Mahkeme 17 Şubat tarihinde tarihi sit kararını Başbakanlık binasının olduğu alan için tekrar yürürlüğe sokmuştu. Mahkeme kararının hemen ertesi günü, yani 18 Şubat tarihinde Resmi Gazetede Yüksek Koruma Kurulu kararı çıktı. Fakat mahkemenin tarihi sit statüsünün iade kararı bize geç ulaştığı için biz bu düzenlemeyi kestiremedik. Şimdi anlam kazandı. Yani hükümet, mahkeme kararını içeriden öğrenip gerekli çalışmayı hemen yapmış. Bu durunda tarihi sit alanlarına her türlü kamu binası sınırsızca yapılabilir. Yani, sırf AOÇye Başkanlık Sarayı yapılabilsin diye tüm tarihi sit alanlarımızda sınırsız bina ve tesis yapılaşmasının önü açılmış. Yüksek Koruma Kurulu ise bakanlıkların bürokratlarından oluşuyor. Yani bilim insanlarından değil. Rant politikalarının meşrulaştırılması bu bakanlık bürokratlarınca yapılıyor.
Melis Alphan
07/03/2014
Meslek odalarının açtığı dava sonucu 17 Şubatta Başbakanlık binasının yapıldığı Atatürk Orman Çiftliğinin düşürülen tarihi SİT statüsü iade edilmişti.
Böylece Başbakanlık binasının inşaatının durması bekleniyordu.
Bir yandan da Başbakan, mahkeme kararına rağmen Açılışı da yapacağım demişti.
Boşuna değilmiş.
Ortaya çıktı ki, davanın böyle sonuçlanacağını tahmin eden, bakanlıkların bürokratlarından oluşan Koruma Yüksek Kurulu Başbakanlık binasının kılıfını hazırlamış.
16 Ocakta yapılan toplantıda imzasını attıkları ilke kararı davanın sonuçlandığı günün hemen ertesinde, 18 Şubatta Resmi Gazetede yayımlandı.
Bu, ülkedeki tüm tarihi sit alanlarında kamu hizmet binalarının önünü açan bir ilke kararı.
Sırf AOÇdeki Başbakanlık binasını kurtarmak için alınmış bir karar olduğu ortada.
Ve aslına bakarsanız bu ilke kararı, Başbakanlık binasını kurtarmak için Türkiyedeki tüm tarihi sit alanlarını da tehlikeye atıyor.
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu ilke kararıyla ilgili şunları söylüyor:
Mahkeme 17 Şubat tarihinde tarihi sit kararını Başbakanlık binasının olduğu alan için tekrar yürürlüğe sokmuştu. Mahkeme kararının hemen ertesi günü, yani 18 Şubat tarihinde Resmi Gazetede Yüksek Koruma Kurulu kararı çıktı. Fakat mahkemenin tarihi sit statüsünün iade kararı bize geç ulaştığı için biz bu düzenlemeyi kestiremedik. Şimdi anlam kazandı. Yani hükümet, mahkeme kararını içeriden öğrenip gerekli çalışmayı hemen yapmış. Bu durunda tarihi sit alanlarına her türlü kamu binası sınırsızca yapılabilir. Yani, sırf AOÇye Başkanlık Sarayı yapılabilsin diye tüm tarihi sit alanlarımızda sınırsız bina ve tesis yapılaşmasının önü açılmış. Yüksek Koruma Kurulu ise bakanlıkların bürokratlarından oluşuyor. Yani bilim insanlarından değil. Rant politikalarının meşrulaştırılması bu bakanlık bürokratlarınca yapılıyor.