aha, bir tane daha varmış. konunuzu okurken "ya ben bu hissettiklerimi de mi yazmıştım" dedim içimden; o derece aynı hislerle sınanıyoruz. vazgeçilmek koyuyor herhalde. ben de kesin kararlı idim "ay yeter bu ne ya ben bu hakaretleri duyacak ne yapıyorum sanki" falan diye kızıp bitmesinin en "mantıklı" karar olacağını düşünüyordum. şimdi ise su bir ayda 7 kilo vermiş olmayı, yatakta dönünce onun orada olacağını sanmayı, akşama ne yemek yapsam diye düşünürken kendimi bulunca ulan ne yemeği diye ağlamayı falan atlatmaya çalışıyorum. boşanmak mantıklı bir karar ama kesinlikle duygusal bir karar değil. bir arkadaşa daha yazdım burada; avukat arkadasımın dediğine göre" boşanmak psikolojik, hukuksal ve sosyal olarak çok zordur. bir çok kişi evliliğini mevcut sorunlarla devam ettirmeyi boşanmaya tercih edip boşanmaktan vazgeçer"miş. ki ben daha 2 aylık evliydim. ÇARESİ DERDİNDEN ZOR denilen şey gerçekten bu. bazen bakıyorum kendime, saçım başım kaşım gözüm boyum posum aklım duygularım huyum suyum işim gücüm yerinde. bu saatten sonra diyorum, bu kadar sevdiğim adam bunların farkında olmamışsa, kim farkedecek de değer verecek? aynı yaştayız bu arada sizinle. bir de işin mahkeme karakol durumları var. oaralara gidince avukat sorunca polis sorunca "he ben de boşanmak istiyorum" şeklinde bir tavra bürünüp, arabaya binince "istemiyorum arkadaş, istemiyorum" diye ağlama krizleri... kaç gecedir rüyamda görüyorum kendisini, annesini. google 'a "rüyada şeytan görmek" diye arattırdım annesini görünce, sonra dedim ki hem annesinin ne olduğunu biliyorsun ne üzülüyorsun! yok arkadaş üzülüyorum işte evdeki pijamasında kokusu var hala, ben ne yapayım. ben böyle mi hayal ettim, böyle mi olsun istedim.