• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bolu'ya iki havalimanı yapılacak

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.296
42.837
898
Bolu'ya iki havalimanı yapılacak
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakan Yardımcısı Yüksel Coşkunyürek, Bolu merkeze stol tipi ve Abant Tabiat Parkı mevkisine ise küçük uçakların inerek park yapabileceği 2 havalimanı projesi üzerinde çalıştıklarını bildirdi.
Sitene Ekle
Coşkunyürek, Bakanlığının bünyesinde faaliyet gösteren Karayolları Genel Müdürlüğü'nünBolu ve ilçelerinde yaptığı çalışmaları yerinde inceledi.

Daha sonra Bolu Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Türker Ateş'i ziyaret eden Coşkunyürek, yönetim kurulu üyeleriyle bir araya geldi.

Burada yaptığı konuşmada, bakanlık olarak 14 yıldır yoğun bir şekilde ulaştırma alanında sürdürdükleri faaliyetlerini devam ettirmeyi ve onlara yenilerini eklemeyi planladıklarını anlatan Coşkunyürek, "Bizler ekibimiz ve arkadaşlarımızla beraber bunun için gayret edip çalışıyoruz. Bizler işin altyapısını, geleceği olan çalışmaları zenginleştirecek yollarımızı, ağlarımızı, lojistik merkezlerimizi kurduğumuz zaman ticarete de sanayiye de büyük katkı vereceğimiz inancındayız. Çünkü ulaştırma sektörünün en önemli katkısı insanları bir yerden bir yere nakil olarak götürüyor ama asıl önemlisi ticari olarak sosyal olarak turizm olarak kültürel olarak insanları ve toplumu kaynaştıran ve onları birleştiren bir yol ağından oluşuyor." diye konuştu.

Türkiye’de son 14 yılda yol konusunda ciddi mesafeler alındığını belirten Coşkunyürek, bunun yanı sıra hem demiryolu hem de havayolu alanlarında Türkiye'nin beklentilerinde üzerinde büyük hedeflere doğru adım adım ilerlediklerini ifade ederek bunun göğüs kabartan bir iş olduğunu söyledi.

Konuşmasında Almanya’da gerçekleşen bir toplantıda 36 tane ülkenin ulaştırma bakanlarıyla bir arada bulunduğunu anlatan Coşkunyürek, "Orada o 36 ülkenin bakanları ile yaptığımız toplantılarda bizim ulaştırma alanında yaptığımız çalışmaların gündeme gelmiş olması konuşulması benim göğsümü kabarttı. Bizim projelerimizi soruyorlar merakla takip ediyorlar. Bu, şunu gösteriyor. Türkiye’de son 14 yılda ulaştırma alanında yapılamaz denilen birçok eserin ortaya konması ve sonuçlanması hem ülke olarak bizim özgüvenimizi artırdı. Hem çalışmalarımızı daha da zenginleştirdi. Hem yerli imalatçı olan sanayicilerimizi iş adamlarımızı müteahhitlerimizi desteklemiş olduk bu arada hem de göğsümüzü kabartan bir şekilde bunları dünya ile paylaşma imkanı bulduk." ifadelerini kullandı.

Bakanlığının Bolu projeleri hakkında da bilgiler veren, Bolu'nun ticaret ve sanayisine en büyük katkıyı verecek proje olarak gördükleri demiryolu çalışmalarını anlatan Coşkunyürek, "Bolu’yu ilgilendiren en önemli konulardan bir tanesi ticaretimizi ve geleceğimizi ilgilendirdiği için demiryolu çalışmaları. Hem Türkiye'nin ikinci en büyük ticari liman projesi olan Filyos projesi kapsamında lojistik merkez olarak bu hattın kullanılması hem de ilimizi demiryolu ağı ile diğer bölgelere bağlama açısından da çalışmalarımıza start verdik." değerlendirmesini yaptı.

Coşkunyrek, Arifiye-İsmetpaşa demiryolu hattının Bolu'dan geçeceğini belirterek, şöyle devam etti:

"Şu anda proje etüt çalışmasına doğru adım atıyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde sondajlar başlayacak. Hangi güzergahtan nasıl geçeceğimiz konusunda. Arifiye-İsmetpaşa arasında bir demiryolu hattı olacak. Yine Bolu merkezden bir ayrımla da Zonguldak’a bağlanan bir hattımız olacak. Böylece Bolu’yu hem Karadeniz’e, Hem de Karadeniz’den Ankara’ya doğru bağlantı noktasında biz bir lojistik üst olmak için çalışma sergiliyoruz. Bu hayali bir proje değil. İnşallah 2023 vizyonuna bunu biz yetiştirmeyi umut ediyoruz."

Bolu ve Abant'a havalimanı yapılacak

Öte yandan Bolu'da havalimanı yapımı adına bazı çalışmalar yaptıklarını dile getiren Yüksel Coşkunyürek, "Bolu'muza düşündüğümüz stol tipi bir havalimanını sayın başbakanımız talimat buyurmuştu. İnşallah onu da Bolu'muza kazandırmayı düşünüyoruz. Şu anda hem Altyapı Genel Müdürlüğü, hem Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, hem de Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğünden arkadaşlarımız iki defa geldiler Bolu’ya incelemelerini yaptılar. Bir iki yer tespiti yapılmış ama biz 'daha iyi bir şekilde çalışın' dedik. Önümüzdeki günlerde belediyemizle de irtibata geçecekler." ifadelerini kullandı.

Herkesin kullanabileceği stol tipi bir havalimanını Bolu’ya kazandırmanın en büyük arzularından bir tanesi olduğunu vurgulayan Coşkunyürek, şunları kaydetti:

"Yine hava parkı olarak kullanabileceğimiz Abant üzerindeki karayollarına ait bir yerimizi de hava trafiği için orada bir pist yapıp özelikle küçük uçakların inip kalkabileceği veya park edilebileceği bir yer de planlarımız dahilinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Tabii ki bunlar şu anda ham çalışmalar olduğu için tarih ve zaman veremiyoruz ama bunlar için önümüzdeki günlerde daha net ifadeler kullanmış olacağız. Bakanlık olarak Bolu merkezde yapacağımız stol tipi havalimanı ile Abant'ta yapacağımız ve küçük uçakların ineceği hava park alanı ile Bolu'muza 2 tane havalimanı yapmayı planlıyoruz."

Coşkunyürek, ziyaretinin ardından Mudurnu ve göynük ilçelerinde yapımı devam eden yol çalışmalarını incelemek için ilden ayrıldı.

http://www.milliyet.com.tr/bolu-ya-iki-havalimani-yapilacak-ekonomi-2265780/
 
Son düzenleme:
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakan Yardımcısı Yüksel Coşkunyürek, Bolu merkeze stol tipi ve Abant Tabiat Parkı mevkisine ise küçük uçakların inerek park yapabileceği 2 havalimanı projesi üzerinde çalıştıklarını bildirdi.
Sitene Ekle
Coşkunyürek, Bakanlığının bünyesinde faaliyet gösteren Karayolları Genel Müdürlüğü'nünBolu ve ilçelerinde yaptığı çalışmaları yerinde inceledi.

29 yaşındaki N.D., her zamanki gibi yine tez hocası Doç. M.D.'nin evinde kaldı. Üniversiteyi sarsan cinsel saldırı iddiası Sabah 08.00'e kadar çalışan N.D., evin salonunda uyudu. Bu sırada, Doç. M.D.'nin eşi çocuğunu okula götürmek üzere evden çıktı. Eşi ve çocuğunun ayrılmasından sonra Doç. M.D., saat 09.00'da N.D.'yi uyandırdı.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Daha sonra evden çıkan genç kadın, 14 Haziran'da Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek suç duyurusunda bulundu. Savcılık soruşturma başlattı. N.D., Doç. Dr. M. D. hakkında rekörlüğe de dilekçe ile başvurarak şikayette bulundu. Rektörlük tarafından M.D. hakkında ceza ve disiplin soruşturması başlatıldığı bildirildi.

İŞTE TACİZE UĞRAYAN N.D.'NİN İFADESİNDEKİ KORKUNÇ ANLAR

Yüksek lisans öğrencisi N.D.'nin ifadesi;

Danışmanım Doç. Dr. M.D lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerini gerek ders çalışmak gerek tez çalışması için zaman sınırlaması olmadan evine çağırmaktadır. Aynı şekilde ben de tez çalışmamı yapabilmek adına evlerine çağrılmaktaydım.

Üniversitede tez çalışmama ilişkin sürecimle ilgilenmediği, ancak evlerine gittiğimde etkin çalışabildiğimiz için bu duruma mecbur bırakıldım.

Okulda olması gereken dersi işlemek için veya ders çalışmak, tez planlamak, sunum yapmak gibi farklı sebeplerle evine çağırdığı öğrenciler arasında E.A, E.P., N.Y., H.Y., Ö.D., S.B., B.K., S.Y., Ç.D., M.Ç. adlı kişiler bulunmaktadır.

Ayrıca geç saate kadar çalıştıktan sonra evlerinde kalmaya ısrar ettikleri öğrenciler arasında F.E. , U.K. , E.Ö. ve ben bulunmaktayım.

Bu davetleri ismi geçen şahıs gerek telefonla bildirerek gerekse Facebook ağı üzerinden paylaşarak yapmaktadır.

Son olayda, beni 12.06.2016 tarihinde tez çalışması için tekrar evine çağırdı. Bu tarihte ismi geçen şahsın evine gittim.

Evde danışmanımın eşi ve aynı zamanda hocam olan Doç. Dr. E.D, 20’li yaşlardaki erkek yeğeni ve hocaların küçük çocukları vardı.

Sabah saat 05.00’te danışmanımın eşi uyumaya giderken, danışmanım küçük çocuğunu sabah okula eşinin götürmesini istedi. O günün akşamından ertesi gün (Pazartesi sabahı) sabah saat 7.00’ye kadar danışmanım ile çalıştık. Sonrasında ben sabah 8.00 gibi salonda uyudum.

Planımız sabah 10.00 civarında okula gitmekti. Okula gittiğimde Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tez savunmam için gün alacaktım.

Saat 09.00 gibi danışmanım bana seslenerek beni uyandırdı. Ben uyanarak hemen dişlerimi fırçaladım. Danışmanımın eşi, çocuğu ve yeğeni evden çıkmıştı.

Danışmanıma kızlarının odasında üstümü değiştireceğimi söyleyerek odaya girdim ve üstümü değiştirmeye başladım.

Danışmanım birden odaya girdi ve benim üstümde sadece sütyenim vardı. Ben yanlışlıkla odaya girdiğini düşünerek tekrar giyindiğimi söyledim, ancak onun beni izlemeye başladığını gördüm ve bana “bir şey olmaz biraz izleyim, sen devam et” dedi.

Ben tekrar “hocam, giyiniyorum, çıkın” dedim, ancak buna rağmen bana ”merak ediyorum, devam et, devam et” dedi. Ben de tekrar “odadan çıkın” dedim ve böylelikle odadan çıktı.

Tam olarak kapanmayan odanın kapısının arkasında durarak kapıyı tutup hızlıca giyindim ve şok geçirdim. Kapıyı açtığımda karşımda kendisini gördüm, bana ”konuşalım” dedi, ben de “sizi dinliyorum hocam” dedim.

O an benden özür dileyeceğini sanıyordum. Tam bu sırada hemen yan tarafta olan kendi odalarına kolumdan tutmak sureti ile hızlıca çekip beni kendi yataklarına attı ve tuttuğu kolumun tarafında yarısı vücuduma yarısı yatağa gelecek şekilde üzerime çıktı ve beni hareketsiz bıraktı.
Beni yatağa atıp üzerime çıktığı andan itibaren tek eliyle beni tutup tek eliyle de göbeğim ve kalçamı okşamaya başladı. Olayın etkisinden donakaldım.

Kendisine “hocam, ne yapıyorsunuz, yapmayın,” dedim. O da bana “merak etme, canını yakmayacağım, sakin ol” dedi. O sırada bacağımla tekme atabildim, böylelikle oradan kalkabildim. Bağıracağımı söyledim, kendisi de bana tekrar “sakin ol” dedi ve afalladı.

O anda ben salona kaçabildim, korkudan titriyordum, yanıma gelip elini uzattı ve bana “bir şey olmadı, unut gitsin” dedi. Ben de “bana sakın dokunmayın” dedim.

Kendisi salondaki koltuğa oturdu, bana “çok abarttın, bu kadar tepki vermesiydin, bir kerecik dokunsam ne olur, sadece dokunacaktım, bu noktaya getirecek bir şey yoktu“ dedi.

Ben de ona “bunu nasıl yaptınız“ dedim. O da bana “ne yaptım ki, yapmak isteseydim, bugüne kadar yapardım, sen burada uyurken senin üzerini örtüyorum, sana dokunuyorum, senin ruhun bile duymuyor, bu işi yapsam senin haberin olmaz” dedi.

Ben ağlamaya başladım, hala olayın etkisindeydim ve ne yapacağımı bilmiyordum. Ağladığımı görünce “şu an yanlış yaptığımı görüyorum, pişmanım, bunu nasıl yaptım” dedi. Ben de daha fazla ağlamaya başladım ve ona “siz bunu nasıl yaptınız, siz güvendiğimiz bir insandınız, baba figürü olarak gördüğüm bir insandınız, bunu nasıl yapabildiniz” dedim.

Tekrar bana “istediğine anlatabilirsin, istediğini yapabilirsin, ben de bu süreçte istediğin her şeyi yaparım” dedi.

Bunun üzerine hiç cevap vermeden evden kaçtım. Evden çıktığımda ne yapacağımı bilmiyordum. Benimle birlikte yüksek lisans dersleri alan arkadaşlarımı aradım.

Ertesi gün Kocaeli Cumhuriyet Baş Savcılığına suç duyurusunda bulundum. 15.06.2016 tarihinde AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsüne şikayetimi bildirdim. 16.06.2016 tarihinde AİBÜ Rektörlüğüne şikayette bulundum. Türk Psikologlar Derneği’de bu konuda çalışma yürütmektedir.
http://www.milliyet.com.tr/bolu-ya-iki-havalimani-yapilacak-ekonomi-2265780/
Haber hava limanından başlamış tacizci doç tan çıkmış :KK64:
Bu arada umarım Abant mevkiine yapılmaz öyle bir şey çünkü tabiat parkı, her ne kadar oteller de olsa orada bence altında elit müşteriye hizmet etme derdi var..
Orada baya ağaç katledilir öyle bir durumda..
 
Haber hava limanından başlamış tacizci doç tan çıkmış :KK64:
Bu arada umarım Abant mevkiine yapılmaz öyle bir şey çünkü tabiat parkı, her ne kadar oteller de olsa orada bence altında elit müşteriye hizmet etme derdi var..
Orada baya ağaç katledilir öyle bir durumda..


çünkü ben bolu haberlerini karıştırmışım yanlışlıkla:KK70::KK70::KK70::KK70::KK70:
 
boluda hava limanına ne gerek var anlamadım, umarım en azından abanta yapılacaklar yapılmaz, zaten zenginlere eğlence sanırım küçük uçaklar için abanta iki tane diyor, millet özel uçağıyla gelsin mangalını yaksın gitsin:KK53::KK53::KK53:
 
Bir elinizi surmediginiz, yemyesil kalmayi basaran Abantim vardi onunda canina okuyun helal olsun..

Canım zaten Abant'ın anasını Araplar ağlatmış çoktan. Hem pisler gittikleri yeri mafediyorlar hem de Arap turistler yüzünden tüm oteller, restoranlar fiyatlarını uçurmuş durumda. Yerli turist avucunu yalıyor. Bulunduğum muhite de arap turist akını var ve 2 büyük otel Araplar geliyor diye bir fincan Türk kahvesini 40 liraya veriyor. Havuz ücretleri ohaa dedirtiyor. İşte o havaalanı da Arap turistçiklerimiz için yapılıyor. Her şey rant olmuş ülkemde ve Türk işadamı da rant için herşeye eyvallah deme derdinde. Arap turistten bire 10 alıyor.

Yani Abant çoktan bizden gitti Arapların oldu bile. Özellikle Karadeniz, Marmara'da çok yer de onların eline geçti geçecek. Biz uzaktan el sallayacağız.
 
Canım zaten Abant'ın anasını Araplar ağlatmış çoktan. Hem pisler gittikleri yeri mafediyorlar hem de Arap turistler yüzünden tüm oteller, restoranlar fiyatlarını uçurmuş durumda. Yerli turist avucunu yalıyor. Bulunduğum muhite de arap turist akını var ve 2 büyük otel Araplar geliyor diye bir fincan Türk kahvesini 40 liraya veriyor. Havuz ücretleri ohaa dedirtiyor. İşte o havaalanı da Arap turistçiklerimiz için yapılıyor. Her şey rant olmuş ülkemde ve Türk işadamı da rant için herşeye eyvallah deme derdinde. Arap turistten bire 10 alıyor.

Yani Abant çoktan bizden gitti Arapların oldu bile. Özellikle Karadeniz, Marmara'da çok yer de onların eline geçti geçecek. Biz uzaktan el sallayacağız.

üzülerek katılıyorum buna.. ben hemen her sene giderdim Abanta, resmen benim için nefes alma yeriydi orası ta ki ciddi bir arap baskınına kadar.. o kadar rezil ettiler ki, göl kenarında ki lokanta 8 olmadan kapatmaya başladı ki orası neredeyse sabaha kadar açıktı.. açık büfeleri, çay içilen salonları rezil ettikleri için bir kısmı sadece Türklere açık hale geldi.. çok gürültülüler, çok pisler ve misafir değil ev sahibi muamelesi yapıyorlar.. gerçekten 2 senedir gitmiyorum nasıl özlediğimi anlatamam.. ama gitmek de istemiyorum sinir krizi geçiriyorum çünkü.. bir de havalimanı yapılırsa gör sen eğlenceyi.. şu ülkede sevdiğim tek yer de gidecek..
 
üzülerek katılıyorum buna.. ben hemen her sene giderdim Abanta, resmen benim için nefes alma yeriydi orası ta ki ciddi bir arap baskınına kadar.. o kadar rezil ettiler ki, göl kenarında ki lokanta 8 olmadan kapatmaya başladı ki orası neredeyse sabaha kadar açıktı.. açık büfeleri, çay içilen salonları rezil ettikleri için bir kısmı sadece Türklere açık hale geldi.. çok gürültülüler, çok pisler ve misafir değil ev sahibi muamelesi yapıyorlar.. gerçekten 2 senedir gitmiyorum nasıl özlediğimi anlatamam.. ama gitmek de istemiyorum sinir krizi geçiriyorum çünkü.. bir de havalimanı yapılırsa gör sen eğlenceyi.. şu ülkede sevdiğim tek yer de gidecek..

Tüm Karadeniz aynı durumdaymış. Oteller, piknik alanları. Tuvaletler leş halde girilecek gibi değilmiş. Onlarla aynı yerde oturunca gürültülü konuşmalarından zevk alınmıyor zaten, Kocaeline'de geliyorlar. Özellikle yeşili bol olan yerlerdeler. Onlar için yeşil alan, göl tatil demek. Ben Karadeniz'i, Abant gibi yerleri severim ama sırf bunlar yüzünden Akdeniz'e, Ege'ye gidicem, bi oralara gitmiyorlar çok fazla. Geçen yaz Şile'den geçerken bir otel restoranı var, yemek yiyelim dedik. Önceden de gitmiştik. Fiyatlkarı bi gördüm, resmen 3 katına çıkmış. Kıytırık bir köfte tabağı normalde 12-15 lira iken 45 olmuş. Çay 10 lira. Sonra baktım etraf Arap kaynıyor dedim kalk kalk, burası bizi bozar.

İşte başımıza bu gelecek hep, kendi ülkemizde misafir olacağız... :/
 
Back