- 12 Temmuz 2006
- 35.047
- 30.493
- 61
Kış aylarında kahverenginin eşsiz tonlarıyla güzelleşen Bolu, nereye bakarsanız bakın yağlı boya tablo gibi bir görüntüye sahip. Eşsiz güzellikteki Gölcük, Bolu'nun Pamukkale'si Akkaya, elma deposu Seben, kaya evlerini gizleyen Solaklar köyüyle; renklerin dans ettiği Bolu'dayız.
Bal teknesi, goldfinger sarısı, ahşap sıcaklığı... Ne derseniz deyin, ben bu renge iyice alıştım. Sonbahar deyince herkesin aklına Yedigöller gelir ama, Bolu'da heryer aynı güzellikte.
Öyle bir göl düşünün ki, her mevsim, hergün, her saat güzel olsun. İzmir ve Bilecik'teki Gölcük'ten sonra, yine Gölcük. Ama bu kez Bolu'dan. İkinci durak, Bolu'nun Pamukkale'si Akkaya. Sonra da kaya evlerini görmeye Seben ilçesi Solaklar köyüne gideceğiz. Turumuz boyunca dağ havası iştah açıp acıktırdığı için Bolu dağında kebap yiyecek, Akkaya'da maden suyu çeşmesinde hazmettiren sudan içecek, yemek üstüne de Seben'de kokulu elmalardan alacağız. Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Kasım ayı kışkırtıcı güzelliği ve çıldırtan renkleriyle, sanki ışıklandırılmış gibi bir mekan oluşturuyor. Yani bu yolculuğa başlarken, ışıltılı ve aydınlık fotoğraflar çıkacağını biliyordum. Gölcük'e dönmeden önce bir zamanlar Bithynialılar'ın yaşadığı Bolu'nun kültür merkezi olan, Arkeoloji Müzesi salonlarında yer alan "Su Perisi" heykelini fotoğraflamayı çok istedim. Ne yazık ki 17 Eylül 1999'da çatlayan müze duvarları, eserlerin paketlenip depoya kaldırılmasına ve müzenin ziyarete kapanmasına neden olmuş. Müze görevlileri, bina önüne kurulan geçici kulübelerde görev yapmaya çalışıyorlar. Şimdilik beklemedeler. Bolu'dan Mudurnu yoluna Çepni köyüne giderken, girişte Akmina maden suyu dolum tesisleri var. Kaynaktan alınan su burada şişelenirken, suyun bir bölümü 300 metre cephesi olan travertenlere bırakılıyor. Su, seyri hoş ve Pamukkale travertenlerine benzer oluşumlar meydana getirmiş. Çevrede gezebiliyor, traverten mağaralara girebiliyor, balık pulu gibi mercan görünümlü ıslak ama kaymayan kayalarda dolaşabiliyorsunuz. Mesire yerinde bir de maden suyu çeşmesi var. Hava temiz, bölge ağaçlarla kaplı, ulaşımı kolay olan Akkaya boğazı mevkinde travertenler daha çok su alabilse, genişleme ve beyazlama daha da artacak gibi görünüyor. Bir de cafe, büfe tarzı yerler olsa... Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Bal teknesi, goldfinger sarısı, ahşap sıcaklığı... Ne derseniz deyin, ben bu renge iyice alıştım. Sonbahar deyince herkesin aklına Yedigöller gelir ama, Bolu'da heryer aynı güzellikte.
Öyle bir göl düşünün ki, her mevsim, hergün, her saat güzel olsun. İzmir ve Bilecik'teki Gölcük'ten sonra, yine Gölcük. Ama bu kez Bolu'dan. İkinci durak, Bolu'nun Pamukkale'si Akkaya. Sonra da kaya evlerini görmeye Seben ilçesi Solaklar köyüne gideceğiz. Turumuz boyunca dağ havası iştah açıp acıktırdığı için Bolu dağında kebap yiyecek, Akkaya'da maden suyu çeşmesinde hazmettiren sudan içecek, yemek üstüne de Seben'de kokulu elmalardan alacağız. Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!
Kasım ayı kışkırtıcı güzelliği ve çıldırtan renkleriyle, sanki ışıklandırılmış gibi bir mekan oluşturuyor. Yani bu yolculuğa başlarken, ışıltılı ve aydınlık fotoğraflar çıkacağını biliyordum. Gölcük'e dönmeden önce bir zamanlar Bithynialılar'ın yaşadığı Bolu'nun kültür merkezi olan, Arkeoloji Müzesi salonlarında yer alan "Su Perisi" heykelini fotoğraflamayı çok istedim. Ne yazık ki 17 Eylül 1999'da çatlayan müze duvarları, eserlerin paketlenip depoya kaldırılmasına ve müzenin ziyarete kapanmasına neden olmuş. Müze görevlileri, bina önüne kurulan geçici kulübelerde görev yapmaya çalışıyorlar. Şimdilik beklemedeler. Bolu'dan Mudurnu yoluna Çepni köyüne giderken, girişte Akmina maden suyu dolum tesisleri var. Kaynaktan alınan su burada şişelenirken, suyun bir bölümü 300 metre cephesi olan travertenlere bırakılıyor. Su, seyri hoş ve Pamukkale travertenlerine benzer oluşumlar meydana getirmiş. Çevrede gezebiliyor, traverten mağaralara girebiliyor, balık pulu gibi mercan görünümlü ıslak ama kaymayan kayalarda dolaşabiliyorsunuz. Mesire yerinde bir de maden suyu çeşmesi var. Hava temiz, bölge ağaçlarla kaplı, ulaşımı kolay olan Akkaya boğazı mevkinde travertenler daha çok su alabilse, genişleme ve beyazlama daha da artacak gibi görünüyor. Bir de cafe, büfe tarzı yerler olsa... Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!