Biz insanlar ne garipiz

**SU**

çocukta yaparım kariyerde
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
643
9
48
Günün pskolojisiyle, içimizde ki duygularla bazen karmakarışık oluruz...Bir cümleyle coşar aynı cümleyle yine tepki bile verebiliriz...
Hepimiz gel_gitlere inananlardanız, ancak bazen biraz garip ve komik de olabiliyoruz...

Bazen bir sözümüz havada kalıp anlaşılmazken, bazen bir söz ile çok kişinin yarasını kanatıyoruz...
Hani kelime kanattır kelime busedir sözü gibi...

Düşünceler ve kelimelerin yüklediği anlamların önemi ?
Onca savaşlar varken; sevgiye yaktığımız ağıtlar, mutluluklar, acılar göz yaşlarımız...

make love not war der gibi(AŞK VAR SAVAŞ YOK)...

Elimizden gelen aşktır sevmektir ve biliriz ki sevmekle güzellikler
çoğalacak, yeşerecek...Maneviyatımız güç kazanacak ve tuttuğumuz el kadar uzun yolları katedeceğiz...
Yeri geldiğinde yolda kalanlara, devam edemeyenlere üzüleceğiz ve işte o an garipleşiriz ya zaten...Birlikte yürüyemediğimizi görmek canımızı acıtır ve o acıyla ve psikolojiyle duygularımızın ifadesinde garipleşiriz...Anlam veremeyiz çünkü...

İnsanoğlunun çözemeyiz karmaşalarını, oysa ki hepimizdeki amaç aynı değilmidir?
Sabah uyanıp bir amaç için koşuşturmak ve aynı amaçla geceye varabilmek?
Bir dilim ekmek, bir yudum su için değilmidir bu koşuşturma ve bilmezmiyiz bir dilimin zor kazanıldığını, biliriz elbet...
Biliriz de bilmezlikten geliriz...Duyarsız ve kayıtsız kalırız hatta daha da ileri giderek o an mutlu bile oluruz, o can çekişirken...

Hepimiz yurdun insanları olarak tanısakta, tanımasak ta maneviyatımızı yitirdiğimiz şu günlerde birbirimizden ne kadar uzaklaştık diye düşünüyorum...
Sabahları işe ya da okula giderken sokaklarda ki simalar yabancı değildir...O gergin suratların ve yüz ifadelerinin, göz temaslarında hep aynı anlamlar vardır...Günün yorgunluğu, stres ve motive zorluğu ...

O anlarda içimden hep <<GÜNAYDIN! YURDUN İNSANLARI, GÜN AYDIN OLSUN>> demek geçer...

Ve hep insanlara uzattığım ellerin havada kalması korkusuyla, boğazdaki yumruyla kalırım...Ve o korkunun devam etmesi paslanmış engel zincirlerine takılmasıyla da ağırlaşırım...
En yakınımdakilere sevgimin son damlasına kadar çekinmeden sunarken bir adım ilerimde ki sevgimden nasibini alamaz...Ne acı bir durum...Bir adım diyorum...Oysa ki bir adım...

Bir dilenci gördüğümüzde belki de cebimizdeki son kuruşu veririz(başımın, gözümün sadakası olsun adına)...iki dua almak için...Bizi bir şeylerden korusun diye...Evettt doğru korusun!

Daha biraz önce bir yaşlı yolda zor yürüyordu ve biz elimizi esirgemiştik...Bir çocuk açlıktan simit çalmıştı ve yetişememiştik, karnını doyurmaya...Üst komşumuz tek yaşıyordu ve biz hiç görmemiştik, yalnızlığını...

Trafik kazasında yaralanan insanın başında topluca duruyor ve insan yaralıyken nasıl görünüyor diye seyrediyorduk...
Arkamızda bıraktığımız sevgilinin göz yaşına aldırmadan bir de zevk alırcasınaydı mutluluğumuz...ders vermiştik ya ona da...
Son günlerde çevremizin cenazelerinden bile kaçmıştık, zordu çünkü baş sağlığı dilemek öyle çok ölen var ki şu sıralar hangisine yetişeceksin?..
Onlar öle dursun belki de bizler gerçek duygularımızın asıl öldüğünü görmüyoruzdur...

Görebilseydik zaten bir fatihamız olurdu kendimize...

Komşu da yangın çıksa, dumandan boğulsak bile ruh gibiyizdir...Ülke yansa ne çıkar der gibi...
Biz sadaka vermeye devam edelim...Ülkemiz insanları yardım etmeyi
öyle çok severiz ki, kendi açlığımızı ve kayıplarımızı hiç görmeksizin...

Ve altın harflerle baş sağlığı dilekleri formalitelerine takılmışızdır hep...

Ya geride kalanlar?Ve hiç düşünülemeyen bir avuç insan...İçim yanıyor, kelimeler kifayetsiz bir de anlatabilsem....
 
X