P
parisli
Ziyaretçi
- Konu Sahibi parisli
-
- #1
BİREYSEL GEBELİK BELİRTİLERİ
AMONERE, adet kanamalarının kesilmesi. Sadece gebeliğe bağlı olarak kesilmeyeceği gibi duygusal gerilimler, endokrin sistem hastalıkları, iklim değişikliği, anemi ( kansızlık) gibi kronik hastalıklar, gebe kalmaktan aşırı korkma ya da aşırı gebe kalma isteği gibi nedenlerde amonereye sebep olabilir.
BULANTI- KUSMA, sık olarak gebeliğin erken dönemlerinde (2-8, haftalarda) görülür. Bunun tam nedeni bilinmemekle beraber hormonal değişiklerin sebep olduğu düşünülüyor. Özellikle hcg düzeyindeki yükselme ve karbonhidrat metabolizmasındaki değişim sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Bulantılar genelde sabah görülür. Bu rahatsızlık genelde son adet tarihinden 6 hafta sonra görülür ve 8-12 hafta sonra kendiliğinden kaybolur. Eğer bu durum 14. haftaya kadar devam ederse patolojik olarak tanımlanır. Hastaneye başvurmak gereklidir.
SIK İDRARA ÇIKMA, gebeliğin erken dönemlerinde östörojen ve progesteronun etkisiyle pelvik (kadın genital bölgeyi ve leğen kemiği de içine alan bölge) bölge ve mesanede (idrar kesesi) kanlanma artar. Mesanede artan kanlanma sık idrara çıkma gereksinimini meydana getirir. Bunun yanında büyüyen rahim(uterus) mesaneye baskı yaparak kapasitesini azaltır.
Burada dipnot vermekte fayda var hanımlar. Rahimin önünde mesane, arkasında rektum (kalın barsakların anüsle sonlandığı yer desem anlarsınız inşallah) bulunur. Rahimdeki genişlemeler önde mesanenin alanını daraltır. Arkada da rektumu sıkıştırır. Bunun için doğuma gittiğinizde size lavman yapılır ki doğum kanalı mümkün olduğunca genişletilip bebek başı daha rahat bir şekilde geçebilsin diye…
Sık idrara çıkma daha çok ilk üç ay ve son üç ayda görülür. rahim gebeliğin 3. ayından sonra bulunduğu yerden biraz yukarıya doğru çekilir ve mesaneye olan baskı azalır.
GÖĞÜSLERDE DOLGUNLUK VE HASSASİYET: kaçırılmış adet kanamasından sonra ilk fiziksel değişme 4. haftada annenin göğüslerinde olan değişimlerdir. Göğüsler hassas, büyük ve erektildir. Meme ucundaki kahverengilik daha da koyulaşır. Göğüslere giden kan akımı arttığı için deri altındaki venler (mavimsi damarlar daha açıklayıcı olur sanırım) belirginleşir. 3. aydan sonra göğüsler sıkıldığında halk arasında önsüt denilen kolostrum gelir.
BEBEĞİN CANLILIĞININ İLK HİSSEDİLMESİ: genelde 16. haftada hissedilir. Anne tarafından karnında bir dalgalanma hareketi gibi hissedilir.
HALSİZLİK-YORGUNLUK: gebeliğin başlangıcında kadınların çoğunda yorgunluk ve uyku gereksiniminin arttığı gözlenir. Bu durum normal veya bir psikolojik rahatsızlığın habercisi olabilir.
DERİ RENGİNİN DEĞİŞMESİ: östrojen seviyesinin yükselmesi ile ön hipofiz bezi uyarılır ve deriye renk veren pigmentler artar. Bu hormon kadının doğal rengini etkiler ve deride koyulaşma görülür. Bu durum daha çok yüzde, alında, burun kökü ile elmacık kemiği çıkıntılarında, göğüs ucunda, karnın orta hattında ortaya çıkar. Genelde doğumdan sonra yavaş yavaş azalır. Deri renginde koyulaşma gebeliğin olmadığı zamanlarda çıkabilir. Örneğin: güneş yanığı, bazı cilt kremleri, Addison hastalığı, oral kontraseptif (doğum kontrol hapları) kullanıldığında görülür.
DİŞ ETLERİNDE HASSASİYET: hormonal değişiklikler sebep olur. Diş eti iltihabı, tartar oluşumu artar. Ağızda ph’sı aside kaydığı için aside dayanıklı bakterilerin üremesi diş çürüklerine sebep olur. Diş etleri yumuşaktır ve kanamaya yatkındır. Bu değişimler doğumdan sonra kaybolur.
VAJİNAL AKINTI: gebelikte östrojen hormonun artması ile birlikte rahim ağzında da sıvı artışı olur. Bu beyazımsı, kokusuz, kaşıntısız bir sıvıdır. Gebeliğin sonuna doğru ped koyacak kadar fazlalaşır. Yalnız bu sıvının rahim ağzı iltihabından ayırt edilmesi gerekir. Aksi takdirde doğum sonu iyileşme süresini uzatabilir. Yaraların kapanma süresi uzayabilir.
KARINDA BÜYÜME (ABDOMENİN GENİŞLEMESİ): özellikle 14. haftadan sonra büyür. Ancak gebelik dışında obesite, karın içinde kitle, asit nedeniylede karında genişleme söz konusu olabilir.
KİLO ARTIŞI: gebelikte kadınların kilosu gebelik öncesi ağırlıklarının % 25’i kadar artar. belirgin kilo artışı son aylarda daha fazla olur.
KONSTİPASYON (KABIZLIK): gebelikte artan progesteron hormonunun düz kasları gevşetici etkisi ile barsak hareketleri azalmıştır. Bunun yanında büyüyen rahimin (uterus), barsaklar üzerine baskı yapması da barsak hareketlerini yavaşlatır.
UMARIM ANLAŞILIR YAZMIŞIMDIR. AMACIM KADINLARIMIZIN DAHA BİLGİLİ OLMASINA KATKIDA BULUNMAK.
ELLE YAZDIĞIM İÇİN YAZIM VE DİLBİLGİSİ HATALARIMI LÜTFEN AFFEDİN.
( Lisanslı biri olarak hatalar için özür dileme gereği hissettim.)
ARKADAŞLAR BU YAZIMI BİLGİSAYARINIZA KAYIT ETMENİZİ TAVSİYE EDERİM.. HATTA KENDİNİZ SAĞLIK BİLGİLERİNİDE İÇEREN BİR DOSYA OLUŞTURUNUZ.
Sevgilerle Parisli…..
AMONERE, adet kanamalarının kesilmesi. Sadece gebeliğe bağlı olarak kesilmeyeceği gibi duygusal gerilimler, endokrin sistem hastalıkları, iklim değişikliği, anemi ( kansızlık) gibi kronik hastalıklar, gebe kalmaktan aşırı korkma ya da aşırı gebe kalma isteği gibi nedenlerde amonereye sebep olabilir.
BULANTI- KUSMA, sık olarak gebeliğin erken dönemlerinde (2-8, haftalarda) görülür. Bunun tam nedeni bilinmemekle beraber hormonal değişiklerin sebep olduğu düşünülüyor. Özellikle hcg düzeyindeki yükselme ve karbonhidrat metabolizmasındaki değişim sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Bulantılar genelde sabah görülür. Bu rahatsızlık genelde son adet tarihinden 6 hafta sonra görülür ve 8-12 hafta sonra kendiliğinden kaybolur. Eğer bu durum 14. haftaya kadar devam ederse patolojik olarak tanımlanır. Hastaneye başvurmak gereklidir.
SIK İDRARA ÇIKMA, gebeliğin erken dönemlerinde östörojen ve progesteronun etkisiyle pelvik (kadın genital bölgeyi ve leğen kemiği de içine alan bölge) bölge ve mesanede (idrar kesesi) kanlanma artar. Mesanede artan kanlanma sık idrara çıkma gereksinimini meydana getirir. Bunun yanında büyüyen rahim(uterus) mesaneye baskı yaparak kapasitesini azaltır.
Burada dipnot vermekte fayda var hanımlar. Rahimin önünde mesane, arkasında rektum (kalın barsakların anüsle sonlandığı yer desem anlarsınız inşallah) bulunur. Rahimdeki genişlemeler önde mesanenin alanını daraltır. Arkada da rektumu sıkıştırır. Bunun için doğuma gittiğinizde size lavman yapılır ki doğum kanalı mümkün olduğunca genişletilip bebek başı daha rahat bir şekilde geçebilsin diye…
Sık idrara çıkma daha çok ilk üç ay ve son üç ayda görülür. rahim gebeliğin 3. ayından sonra bulunduğu yerden biraz yukarıya doğru çekilir ve mesaneye olan baskı azalır.
GÖĞÜSLERDE DOLGUNLUK VE HASSASİYET: kaçırılmış adet kanamasından sonra ilk fiziksel değişme 4. haftada annenin göğüslerinde olan değişimlerdir. Göğüsler hassas, büyük ve erektildir. Meme ucundaki kahverengilik daha da koyulaşır. Göğüslere giden kan akımı arttığı için deri altındaki venler (mavimsi damarlar daha açıklayıcı olur sanırım) belirginleşir. 3. aydan sonra göğüsler sıkıldığında halk arasında önsüt denilen kolostrum gelir.
BEBEĞİN CANLILIĞININ İLK HİSSEDİLMESİ: genelde 16. haftada hissedilir. Anne tarafından karnında bir dalgalanma hareketi gibi hissedilir.
HALSİZLİK-YORGUNLUK: gebeliğin başlangıcında kadınların çoğunda yorgunluk ve uyku gereksiniminin arttığı gözlenir. Bu durum normal veya bir psikolojik rahatsızlığın habercisi olabilir.
DERİ RENGİNİN DEĞİŞMESİ: östrojen seviyesinin yükselmesi ile ön hipofiz bezi uyarılır ve deriye renk veren pigmentler artar. Bu hormon kadının doğal rengini etkiler ve deride koyulaşma görülür. Bu durum daha çok yüzde, alında, burun kökü ile elmacık kemiği çıkıntılarında, göğüs ucunda, karnın orta hattında ortaya çıkar. Genelde doğumdan sonra yavaş yavaş azalır. Deri renginde koyulaşma gebeliğin olmadığı zamanlarda çıkabilir. Örneğin: güneş yanığı, bazı cilt kremleri, Addison hastalığı, oral kontraseptif (doğum kontrol hapları) kullanıldığında görülür.
DİŞ ETLERİNDE HASSASİYET: hormonal değişiklikler sebep olur. Diş eti iltihabı, tartar oluşumu artar. Ağızda ph’sı aside kaydığı için aside dayanıklı bakterilerin üremesi diş çürüklerine sebep olur. Diş etleri yumuşaktır ve kanamaya yatkındır. Bu değişimler doğumdan sonra kaybolur.
VAJİNAL AKINTI: gebelikte östrojen hormonun artması ile birlikte rahim ağzında da sıvı artışı olur. Bu beyazımsı, kokusuz, kaşıntısız bir sıvıdır. Gebeliğin sonuna doğru ped koyacak kadar fazlalaşır. Yalnız bu sıvının rahim ağzı iltihabından ayırt edilmesi gerekir. Aksi takdirde doğum sonu iyileşme süresini uzatabilir. Yaraların kapanma süresi uzayabilir.
KARINDA BÜYÜME (ABDOMENİN GENİŞLEMESİ): özellikle 14. haftadan sonra büyür. Ancak gebelik dışında obesite, karın içinde kitle, asit nedeniylede karında genişleme söz konusu olabilir.
KİLO ARTIŞI: gebelikte kadınların kilosu gebelik öncesi ağırlıklarının % 25’i kadar artar. belirgin kilo artışı son aylarda daha fazla olur.
KONSTİPASYON (KABIZLIK): gebelikte artan progesteron hormonunun düz kasları gevşetici etkisi ile barsak hareketleri azalmıştır. Bunun yanında büyüyen rahimin (uterus), barsaklar üzerine baskı yapması da barsak hareketlerini yavaşlatır.
UMARIM ANLAŞILIR YAZMIŞIMDIR. AMACIM KADINLARIMIZIN DAHA BİLGİLİ OLMASINA KATKIDA BULUNMAK.
ELLE YAZDIĞIM İÇİN YAZIM VE DİLBİLGİSİ HATALARIMI LÜTFEN AFFEDİN.
( Lisanslı biri olarak hatalar için özür dileme gereği hissettim.)
ARKADAŞLAR BU YAZIMI BİLGİSAYARINIZA KAYIT ETMENİZİ TAVSİYE EDERİM.. HATTA KENDİNİZ SAĞLIK BİLGİLERİNİDE İÇEREN BİR DOSYA OLUŞTURUNUZ.
Sevgilerle Parisli…..