- 26 Mayıs 2015
- 2.599
- 1.547
-
- Konu Sahibi icimdekibosluk
- #121
Şu an ikimizde aynı yerdeyiz. Uzun bir ayrılıktan sonra bir araya geldik (ayrılık işlerimiz gereği) ilk haftamız süperdi. Özlem vardı haliyle , heyecan vardı. Sonra yine bir konudan( giyim) aramız bozuldu. Çok kesin çizgileri var artık, önceden tamam dediklerine hiç yanaşmıyor şimdi. Ama eskisi gibi de şiddetli değil tartışmalarımız. Şu an bir iyiyiz bir mesafeliyiz. Birlikte oturup yemek yiyip tv izliyor sonra aynı yatakta uyuyoruz. 10 gündür durum böyle. Sonra konuşmaya, anlatmaya ve dinlemeye çalışıyoruz birbirimizi. Konuşuyoruz konuşuyoruz ancak çözüme ulaşamıyoruz. Bir gün dinliyorum kendimi 'seviyorum hala' diyorum, diğer günse soğuduğumu hissediyorum. Şu ramazan ayında en azından onun canını sıkmayayım diyorum. Hava sıcak, işi ağır ve oruç tutuyor; canı sıkkın olduğu için yemekten de kesildi. Üzülüyorum ve sorunları şimdilik askıya aldım gibiKonularini okudum, sen olgun uzlasmaci tarafsin ama esin duyarsiz ve sorumsuz. Hakli olarak yorulmussun. Iki secenegin var ya devam edip zamana birakacaksin belki zamanla oturur diye dusuneceksin ya da bye bye deyip yoluna bakacaksin. Karari verecek olan sensin. Yalniz kisa vadede cocuk dusunme. Yani devam ederseniz de 2 sene falan cocuk yapma.
Bu arada esin yurtdisinda sen turkiyede misin hala? Mesafe ciddi sorun o yuzden bozuk olabilir iletisim
Yorumlarınızin hemen hemen hepsini okudum. Sizin adınıza çok üzüldüm. Belki ki eşiniz seviyorsunuz, eşiniz de sizi...Sığamıyorum hiçbir yere, hayat yorgunu,evlilik yorgunuyum. Kapana sıkıştım kaldım. Önümü göremiyorum, çevreden gelecek tepkilerle mücadele etmeye gücüm yok. Boşanmak istiyorum, istiyor muyum gerçekten ? Umudum yok güzel günlerimin olacağına. 1 yıllık evliliğim yürümüyor. Çocuk yok, işim var çok şükür; ailemse kapıya koymaz. Ama onları çok çok üzeceğim,hem onları hem de eşimin ailesini. Dayanamam annemin ve babamın benim yüzümden kahrolmasına. Elim kolum bağlanıyor büyüklerimi düşündükçe. Kurtulur mu bu evlilik diye düşünüyorum. Her anım bunu düşünmekle geçiyor. Ama umudum yok , eşimle ciddi fikir ayrılıklarımız var. Yani oturup konuşamıyoruz bile, hayata bakış açımız, zevklerimiz, kültürlerimiz çok farklı. Kimine göre dayak yoksa,aldatma yoksa bir evlilik biter mi,bu olsa olsa şımarıklıktır. Ama değil işte, benim evlilik hayalim böyle değildi. Eşim beni hiç anlamıyor, psikolojik baskı uyguluyor çoğu konuda. Artık hazmedemiyorum, kendim olmak istiyorum. Onun şekil verdiği kalıba girmek istemiyorum. Bu evlilikten çok iyi bir ders edindim. Sizler de kulağınıza küpe edinin lütfen: evleneceğiniz kişi ile kültür,aile,eğitim vs konularda DENK olmaya bakın. Başlarsa aşkın,tutkunun göz boyayıcı etkisiyle bunların rayına oturacağı düşünülse de olmuyor. Aradaki farklılıklar her ortamda gün yüzüne çıkıyor. Benim eşimle siyasi görüşümüz farklı, dine yakınlığımız farklı, ailelerimizin sosyo ekonomik durumları farklı... Farklılıklar farklılıklar farklılıklar....
Tabii ki ilk buluşmada tokalaştık, el ele tutuştuk ilerleyen zamanlarda. Dostlorıyla tanıştığımda da hep tokalaştım. Hiç bunu sorun etmemişti. Aynı şekilde kıyafetlerimi de tayt dışında laf etmedi. Sarışın olmamı bile istedi, yakışmayacağını bile bile sarı röfle yaptırdım birkaç ay sonra eski rengine döndüm. Bu kadar bana aykırı olduğunu bilseydim devam etmezdim sanırım.Yorumlarınızin hemen hemen hepsini okudum. Sizin adınıza çok üzüldüm. Belki ki eşiniz seviyorsunuz, eşiniz de sizi...
Benim eşimde tıpkı sizin anlattığınız gibi, burda çok tuhaf YOBAZ, GERİ KAFALI gibi kelimeler duydum, üzüldüm açıkçası. Eşinizin söyledikleri tamamen dinin gerektirdikleri. Her ne kadar devir değişti çağdaş olduk desekte, Allah in emirleri ve kitabı değişmiyor. 1500 yil oncede boyleydi simdi de boyle bunu unutmamalı. Ve evlilikte karı kocanın birbiri üzerinde hakları vardır. Emin olun bunlar hayatı zorlaştıracak ama ahireti yani ebedi mekanı kolaylaştıracak şeylerdir.
Benim anlamadigim konu su... evlenmeden once nasil fark etmediniz. Ornegin siz daha yeni tanistiginizda esiniz sizinle tokalasti mi. Yada nisanliyken bir arkadas ortamina girdiginizde esiniz arkadaslariniz ile tokalasiyor muydu?
Düşünüyorum ben dini nikahımi kıyana kadar hiç tokalasmadik bile. Daha biz sevgiliye bile boynumun açıldığında falan hep kibarca hatırlatıldı ve ben senin Manto giymeni çok isterim derdi. Bu durum benim hoşuma gidiyordu. Çünkü eşim dinini çok güzel yaşayan biri ve ben onu örnek almak istedim. Ilk birlikte gidip Manto aldık o günden sonra keyifle gidiyorum. Bir rekat namazını kaçırmazdi, ben kalmadığı zaman hadi sende kıl ben seninle cennete gitmek istiyorum derdi. Bunlar fark edilmeyecek seyler degil. Zorlama ile yapılacak seyler hiç değil. Neden nisanlandiniz neden bir tanışma süreci yaşadınız hiç mi Kadin erkek haklarından konuşmadeniz, hiç mi sosyal çevreden gündemden ilişkilerden konuşmadiniz. Eşinizin düşüncelerini nasıl fark etmediniz. Eşiniz kendi ile ayni görüşte biri ile evleneli ydi. Bu durumda ya esiniz sizi kandirdi yada siz herseyi gormezden geldiniz. Üzülerek söylüyorum Evliliğinizde büyük bir hata var.
Eşiniz size karşı dürüst olmamış. Sizi sindirebilecegini düşünmüş olmalı. Nasıl olsa ilerde yapar diyeTabii ki ilk buluşmada tokalaştık, el ele tutuştuk ilerleyen zamanlarda. Dostlorıyla tanıştığımda da hep tokalaştım. Hiç bunu sorun etmemişti. Aynı şekilde kıyafetlerimi de tayt dışında laf etmedi. Sarışın olmamı bile istedi, yakışmayacağını bile bile sarı röfle yaptırdım birkaç ay sonra eski rengine döndüm. Bu kadar bana aykırı olduğunu bilseydim devam etmezdim sanırım.
Bosanacak kadar kafanda bitirsen bu kadarini yapamazsin. Bence uzlasmaya calisin bi sure. Kiyafet baskisina bir sey diyemeyecegim bu tur baskilarda karsi tarafa ne kadar taviz verirsen o kadar ister. Yani bugun uzun kollu giy der yarin giyersin sonra tesetture gir basini ort der vs. tek tarafli taviz tavizi dogurur. O konularda "ben boyleyim beni boyle kabul edeceksin" cizgisi daha dogru olabilir. Ama mesela facebookta siyaset kasma diyor buna ok denilebilir oradan yapacagin 2 paylasimla kimseye bir sey katmiyosun sonucta getirisi yok. Yani bazi seylerde taviz bazi seylerde durus. Bosanmak iyi bir sey degil. Bir suru gonul kirginligi, toplum baskisi, yeni insanlara karsi cesaretsizlik, onlarin ailesinin sana bakisi, her insanin sorunlu olmasi vs. yani insan tek yasayamiyor gonul kendine es ariyor e her erkek ayri sorunlars sahip. Ortada aldatma, siddet, kotu aliskanliklar, maddi sorumsuzluklar, sevginin tamamen bitmesi gibi anormal sorunlar yoksa baliklama atlamamak lazim.Şu an ikimizde aynı yerdeyiz. Uzun bir ayrılıktan sonra bir araya geldik (ayrılık işlerimiz gereği) ilk haftamız süperdi. Özlem vardı haliyle , heyecan vardı. Sonra yine bir konudan( giyim) aramız bozuldu. Çok kesin çizgileri var artık, önceden tamam dediklerine hiç yanaşmıyor şimdi. Ama eskisi gibi de şiddetli değil tartışmalarımız. Şu an bir iyiyiz bir mesafeliyiz. Birlikte oturup yemek yiyip tv izliyor sonra aynı yatakta uyuyoruz. 10 gündür durum böyle. Sonra konuşmaya, anlatmaya ve dinlemeye çalışıyoruz birbirimizi. Konuşuyoruz konuşuyoruz ancak çözüme ulaşamıyoruz. Bir gün dinliyorum kendimi 'seviyorum hala' diyorum, diğer günse soğuduğumu hissediyorum. Şu ramazan ayında en azından onun canını sıkmayayım diyorum. Hava sıcak, işi ağır ve oruç tutuyor; canı sıkkın olduğu için yemekten de kesildi. Üzülüyorum ve sorunları şimdilik askıya aldım gibi
Yok saymak iyi bi taktik olmus kiyafette. Yani kavga da tepki sekli. O giyme dedikce giyecegim dedikce etki tepki devam etmis. Yok sayinca bi sure sonra tesirsiz kalan sozleri etmemeye baslamis. Mantiklikaç yıllık evlisiniz bilmiyorum ama bu sorunlar zamanla aşılıyor. Biz de öyle oldu. Aile yapılarımız aynı anlattığınız gibi, birbirindne farklı ha öyle çok da farklı değil ama ailesi mutahasıp bir aile eşim de öyle. ilk zamanlar istekleri bana çok makul geliyordu çünkü gözüm kördü seviyordum seviliyordum ne de olsa o biraz fedakarlık yapacaktı biraz da ben. ama git gide kıyafet konusunda yaptığı kısıtlamalar beni sıkmaya başladı ve kıyafetime laf ettiğinde ben de cevaqp verdim ve kavga ettik. Bu hep böyle gitti. Sonra ben farklı bir yol izlemeye karar verdim. O kıyafetime laf söyledikçe ben hiç sesimi çıkarmıyordum ve giymeye devam ediyordum. En son kesicem o daracık pantalonu dedi. Ona da sesimi çıkarmadım. sonra ne mi oldu. Hiç bol pantalonum yok hepsi zipçik gibi :) bluzlarım kolsuz, eteklerim diz kapağımda :) yani ben böyle aştım. ama hala bazı şeyler de var hassas olduğu. onları çoğu zaman yapıyorum ama yapmadıklarım da oluyor. Bunları aştık ama benim aşamadığım başka birşey var. Ben çok hassas ve duygulu bir insanım. Eşim ise kaba. onun sevgisini ifade etme şekli bana hiç uygun değil. Ben ne kadar sevilmek, el üstünde tutulmak istiyorsam o sözleiryle bunun tam tersini yapıyor ve bunu bilerek değil espiri mahiyetinde yapıyor ya da söylediği şey onun için çok normal oluyor ama benim için kırıcı oluyor. ama ben bunu kaldıramıyorum. Ya çok alınganım, ya da çok yıprandım. Bilmiyorum. Şen şakrak, hayattan zevka lan, herşeyi anlayışla karşılayan ve beni benim istediğim gibi seven bii eş istiyorum, çok mu şey istiyorum? :)
Iyi de sizin iliskinizde ikiniz de muhafazakarsiniz, yani sen zaten dindarsin kocan da keza. Kocan baski da yapmamis kendi gonlunden geceni soylemis illa giyeceksin dememis sen mutlulukla giymissin zaten dindar oldugun icin. Konu sahibiyle esi arasinda boyle bi fikir uyumu yok ve esi baskici bi adamYorumlarınızin hemen hemen hepsini okudum. Sizin adınıza çok üzüldüm. Belki ki eşiniz seviyorsunuz, eşiniz de sizi...
Benim eşimde tıpkı sizin anlattığınız gibi, burda çok tuhaf YOBAZ, GERİ KAFALI gibi kelimeler duydum, üzüldüm açıkçası. Eşinizin söyledikleri tamamen dinin gerektirdikleri. Her ne kadar devir değişti çağdaş olduk desekte, Allah in emirleri ve kitabı değişmiyor. 1500 yil oncede boyleydi simdi de boyle bunu unutmamalı. Ve evlilikte karı kocanın birbiri üzerinde hakları vardır. Emin olun bunlar hayatı zorlaştıracak ama ahireti yani ebedi mekanı kolaylaştıracak şeylerdir.
Benim anlamadigim konu su... evlenmeden once nasil fark etmediniz. Ornegin siz daha yeni tanistiginizda esiniz sizinle tokalasti mi. Yada nisanliyken bir arkadas ortamina girdiginizde esiniz arkadaslariniz ile tokalasiyor muydu?
Düşünüyorum ben dini nikahımi kıyana kadar hiç tokalasmadik bile. Daha biz sevgiliye bile boynumun açıldığında falan hep kibarca hatırlatıldı ve ben senin Manto giymeni çok isterim derdi. Bu durum benim hoşuma gidiyordu. Çünkü eşim dinini çok güzel yaşayan biri ve ben onu örnek almak istedim. Ilk birlikte gidip Manto aldık o günden sonra keyifle gidiyorum. Bir rekat namazını kaçırmazdi, ben kalmadığı zaman hadi sende kıl ben seninle cennete gitmek istiyorum derdi. Bunlar fark edilmeyecek seyler degil. Zorlama ile yapılacak seyler hiç değil. Neden nisanlandiniz neden bir tanışma süreci yaşadınız hiç mi Kadin erkek haklarından konuşmadeniz, hiç mi sosyal çevreden gündemden ilişkilerden konuşmadiniz. Eşinizin düşüncelerini nasıl fark etmediniz. Eşiniz kendi ile ayni görüşte biri ile evleneli ydi. Bu durumda ya esiniz sizi kandirdi yada siz herseyi gormezden geldiniz. Üzülerek söylüyorum Evliliğinizde büyük bir hata var.
Hayır hayır bizdeki farklılıklar bu kadar derin değil, benim ailem de oruç tutar,annem namaz kılar sadece başı açıktır. Fark şu ki benim ailem her şeyi dinin emirlerine göre yapmaz, bizleri daha rahat yetiştirmişlerdir. Ancak eşimin ailesinde belirli bir yaşa gelmiş kızının başını kapatması beklenir (kapatmıyorsa kişi, söylenir telkinlerde bulunulur olmuyorsa vazgeçilir. Ancak imalar devam eder) yine eşimin ailesinde kuaförün kadın olması şarttır, kadın hastalıklarında kadın doktor öncelikle tercih edilir, bir kızın normal erkek arkadaşı olamazzz HAŞA ne demekkkk. Gibi gibi gibi. İzledikleri tv kanalları, sohbet konuları dahi hep dini çerçevede.
Yahu bana diyor ki ' benim bazı arkadaşlarım aşırı muhafazakar, bazıları da çok rahat. Evli olanlar da var bekar olanlar da. Arkadaşlarının durumuna zihniyetine göre giyinecekmişim.' Aynen bunu dedi . Nevrim döndü. O ne demek yaa dedim. Muhafazakarın yanında farklı, rahatın yanında farklı bekarın yanında farklı mı giyinicem dedim.
Bunu anlayamam işte. E be adam sen madem böyle bir kadınla evli kalamazsın. Senin karın böyle giyinmemeli. O zaman niye evleniyoaun?Evlenmeden önce ne çok konuşurduk otsa ki,hiç susmazdık. Giyimime hiç karışmazdı bazı şeylere oluru yoktu ( tayt gibi) nişanlandıktan sonra yavaş yavaş gösterdi kendini,evlendikten sonra da hızlı bir şekilde . Şimdi giyindiğim çoğu şeyi kabul etmiyor,kaldı ki ben çalışan bir kadınım. Her gün pantolon gömlek giyinemem
Canim senin suan cektiklerin benim gecmiste evliligimde cektiklerimin aynisi hata benim fazlasi var.25 yili askin evliligim surecinde birtakim seyler degissede hala problemler devam ediyor.Hicbir fikrimiz ayni degil ve olmadida bugune kadar esimleOna göre, flört dönemindeyken ben böyle değilmişim. Daha sevecen, daha naşf, erkek gibi sürekli siyasetten konuşmuyormuşum zamanında. İyi de hiç hiç değil. Evet,daha sevecendim çünkü bu kadar hırpalanmamış,yaralanmamıştım. Deli gibi seviyordum. İlk aşkımdı. Zamanla yaralar oluştu, eski sıcaklığımı kaybetsem de hep sevdim. Kaldı ki kıyafetlerim konusunda evlendikten sonra aşırıya kaçmadım. Onun istemediği şeylerin bazısını çıkardım hayatımdan. Ama başkarda ' bu giydiğin güElmiş' dediği şeyleri şimdi istemeyen o. Nişanım evde oldu ve dekoltesiz olmayan sıradan bir elbise giyindim. O elbiseyi yzun uğraşlardan sonra buldum. Çünkü abiye olmasın istiyordum, mini olmasın, göğüs/sırt açıklığı olmasın istiyordum. Vee nihayet buldum. Sadece kolu kısa idi kalın askılı,diz hizasında bir elbise. Nişan için çok sıradandı belki. Ama burnumdan getirdi o elbiseyi
Konunuzu okudum.
Boşan diyenler olmuş ama ben ortada evliliği bitirecek bir durum göremedim. Ha "ben sevmiyorum, artık aşık değilim, bu hareketlerini çekemem" diyorsanız o ayrı fakat arada hala sevgi varsa bitirmeyin bana göre.
Aslında daha başta bir evlilik yapmamanız gerekirdi belki ama artık olan olmuş. Boşanırsanız mutlu olacağınızı düşünüyor musunuz? Ya da boşanıp onun bu davranışlarından kurtulunca derin bir "ohh" çekecek misiniz gerçekten? lütfen kendinize bunları sorun ve ona göre bir yol düşünün.
Ben de çok rahat büyüdüm. Hatta özel günlerde şarap masaları kurulan, enişteler teyzeler toplanıp alkollu film partileri yaptığımız bir ailen geliyorum :) istediğim zaman da arkadaşımda kaldım, eve geçte geldim. Ailemin bana güveni tamdı ve hiç kısıtlanmadım. Sonra bir gün aşık oldum. İlk aşkımdı. Adam benim tam tersim. Ona göre taytı, mini eteği geçtim topuklu ayakkabı dahi aşırılıktı. Tayyip Erdoğan gibi "topuklu ayakkabıları giymiş, makyaj yapmış gelmiş benim türbanlı bacımı eziyor işyerinde" diye yakınabilen biriydi.
Şimdi gülüyorum ama başlarda çok yadırgamıştım, sinir oluyordum hatta. Çok absurd bir düşünce yapısı vardı. Bir kadın okul biter bitmez evlenmeliydi ona göre, kızının erkek arkadaşı asla olamazdı (bu arada kızı falan yok hayali konuşuyor beyefendi), eğer olursa odaya kapatırmış. Kadınlar hakkında "el kadar etek giyiyorlar, adap yok" vs derdi ay daha neler neler. böyle manyak bir tip. ben de aşık oldum buna. Ama tabi açığım taytla geziyorum, saçlar röfleli.
Fakat zamanla onun ne kadar güzel bi yüreği olduğunu, nasıl yardımsever ve duygusal olduğunu farkettim. Ha sevgilim falan da değildi bu arada. Ben zamanla kendi kendime dine merak sardım. Bu adam neden bu kadar seviyor diye. Araştırdım, ettim. O seviyor diye, daha da severek okudum. Şuan nerde, ne yapıyor onu bile bilmiyorum. Hiç bir şekilde iletişimimiz yok, olamaz da. Fakat onun hayatımdan çıkması beni dinden soğutmadı. Hatta kapandım. Kendi isteğimle. Çok şükür. Bana vesile oldu belkide farkında bile olmadan :) iyiki de oldu. Ben özümü buldum.
Diyeceğim o ki, keşke birbirinizi anlamaya çalışsanız. Ya da birbirinizin değer verdiği, önemsediği şeyleri birbiriniz hatrına anlamaya çalışsanız. Evli değilim, fakat evlilik öyle kolay bitebilen bir şey olmamalı bana göre. Lütfen bir daha düşünün.
Sevgiler