Sığamıyorum hiçbir yere, hayat yorgunu,evlilik yorgunuyum. Kapana sıkıştım kaldım. Önümü göremiyorum, çevreden gelecek tepkilerle mücadele etmeye gücüm yok. Boşanmak istiyorum, istiyor muyum gerçekten ? Umudum yok güzel günlerimin olacağına. 1 yıllık evliliğim yürümüyor. Çocuk yok, işim var çok şükür; ailemse kapıya koymaz. Ama onları çok çok üzeceğim,hem onları hem de eşimin ailesini. Dayanamam annemin ve babamın benim yüzümden kahrolmasına. Elim kolum bağlanıyor büyüklerimi düşündükçe. Kurtulur mu bu evlilik diye düşünüyorum. Her anım bunu düşünmekle geçiyor. Ama umudum yok , eşimle ciddi fikir ayrılıklarımız var. Yani oturup konuşamıyoruz bile, hayata bakış açımız, zevklerimiz, kültürlerimiz çok farklı. Kimine göre dayak yoksa,aldatma yoksa bir evlilik biter mi,bu olsa olsa şımarıklıktır. Ama değil işte, benim evlilik hayalim böyle değildi. Eşim beni hiç anlamıyor, psikolojik baskı uyguluyor çoğu konuda. Artık hazmedemiyorum, kendim olmak istiyorum. Onun şekil verdiği kalıba girmek istemiyorum. Bu evlilikten çok iyi bir ders edindim. Sizler de kulağınıza küpe edinin lütfen: evleneceğiniz kişi ile kültür,aile,eğitim vs konularda DENK olmaya bakın. Başlarsa aşkın,tutkunun göz boyayıcı etkisiyle bunların rayına oturacağı düşünülse de olmuyor. Aradaki farklılıklar her ortamda gün yüzüne çıkıyor. Benim eşimle siyasi görüşümüz farklı, dine yakınlığımız farklı, ailelerimizin sosyo ekonomik durumları farklı... Farklılıklar farklılıklar farklılıklar....