bırakıp da gitmeyi de bilmeli insan..

husel

er:)
Kayıtlı Üye
16 Temmuz 2007
1.849
18
46
bırakıp da gitmeyi de bilmeli insan..



Sevgiliyi bırakıp gitmeyi de bilmeli insan,tıpkı sevgi için savaşmayı bildiği gibi...''Yenildim,yenildin,yenildik...'' demeyi de bilmeli...

Belki en güzel yerinde aşkın,belki en delicesine severken,söylemeden en güzelini sözlerin ve duymadan,yaşamadan en büyüğünü sevişmelerin,kimsenin söndüremeyeceği ateşlere atıp kendini, kimsenin duyamayacağı çığlıkları ata ata yanmayı,kavulmayı da bilmeli...Ve Zümrüd-ü Anka kuşu misali,kendi küllerinden yeniden doğup,yeniden uçmayı becerebilmeli...

Mesela baharın en güzel sabahlarından birinde...Mesela sabahın en dingin saatlerinde,mesela yelkovanla akrebin birbirine eşit uzaklıkta olduğu bir zaman dilimde...Uyanmalı birden bire; aylar ,kimbilir belki de yıllar yılı yattığı derin uykularından...Fırlamalı yerinden aniden,bir hışımla,çabucak toplamalı harfleri,tıkmalı ilk bulduğu valizin içine.Kapamalı tıka basa.Bir tek noktaları birakmalı dışarda;usulca çekip çıkarken kapıyı büyük bir özenle,sakince,canını acıtmadan koymalı o noktaları paspasın altına.Koymalı ve arkasına bakmadan gitmeli....

Kendine yenilmeme adına,sevgiliyi kaybetmeme adına ''sevgi'' nin yenilmesine müsade etmemeli insan...Bencilliği,egoizmi,korkuları bırakıp bir tarafa,sevgiyle tarafsızca konuşmayı bilmeli.Sormalı;yaşayıp yaşamadığını,mutlu olup olmadığını,ne durumda olduğunu sormalı...''Ben seviyorum işte...'' diye kestirip atmamalı,''sevgimi ne kadar iyi yaşatabiliyorum acaba'' diye sormalı.Sevginin kendi kendini besleyemeyeceğini,ancak bir başka sevgiyle büyüyüp çoğalacağını unutmamalı.Ömür bitene,can bedeni terk edene kadar en az el,kol,göz kadar sevgi'ye muhtaç olduğunu unutmamalı.İyi bakmalı ona,bir doktoru,bir hastanesi,bir eczanesi olmadığının farkına varmalı!

Sevgi'nin tek başına bir hiç olduğunu kabullenmeli insan..Sevgiyi sevgi yapan şeyleri bir tarafa atmamalı.Mesela güven,mesela saygı,mesela gülmek...Dokunmak,söylemek,bakmak,sarmak,sevişmek umarsızca...Eksiksiz,gediksiz,yarımsız sevmeli, sevilecekse şayet.Beceremeyeceği işe girmemeli,''zamanla öğrenirim nasılsa'' deyip geçmemeli, deneme tahtası yapmamalı yürekleri.Ya hep,ya hiç olmalı sevgi,hayatın en büyük kumarı olmalı;kazancında mutlu olmalı,kaybında ise kurpiyerden tekrar fiş istemeyi bilmeli insan.Hayatın içinde sevginin kredisi asla bitmemeli...Ne bileyim ben,belki de bir ağaç gibi düşünmeli,köküyle,gövdesi,dalları ve yaprakları,hatta meyvesiyle...''Ağaç ağaçtır işte'' deyip geçmemeli;her daim yeşil kalması için mücadele etmeli.Görmeyi de bilmeli,izlemeli,gözlemlemeli...Ve ömrünü doldurduğu zaman,eğer artık yokolma zamanı geldiyse,kurumuş bir halde bırakmak yerine kesip atmasını da bilmeli insan.Yerine yenisini dikebilmek için,kökünden sökmeli hemde..

Bilmeli ki birer hikaye aslında ''Leyla ile Mecnun'',bilmeli ki aslında hiç yoktu ''Ferhat ile Şirin''...Birileri yazmış vakti zamanında,biz de okumuşuz işte,hepsi bu kadar...Bilmeli ki parmak izi gibidir sevgi;kimsenin ki kimseye benzemez.Kendi gibi sevmeyi öğrenmelidir insan,kendi gibi sevmelidir.Okuduğu,duyduğu,gördüğü gibi değil,yaşadığı gibi sevmelidir ve sevdiği gibi yaşamalı.Kim demiş sevginin kuralları var diye?Rengi,kokusu,sıfatı?Yok öyle birşey,olmamalı,oldurmamalı...Kim demiş aşkın rengi kırmızıdır diye?Bana ne kalıplardan,banane onun bunun yaşadıklarından? Ya da kim demiş,''sevmek acı çekmektir,ağlamaktır,yok olmaktır'' diye?Şartanmak değil midir bu,beyni adapte etmek,zorunlu bir inandırmak değil midir?Hadi be oradan;onlar yanlış biliyor!!!''Sevmek gülmektir'',''sevmek sevinmektir'',''sevmek mutluluktur'',''sevmek yaşamaktır'',''sevmek var olmak,var etmektir'',''sevmek her şeydir!''...Her renktir sevgi,her kokudur,her yudum su,her düşen damladır.Hayatın en büyük gerçeğidir sevgi,olmazsa olmazıdır,yaşanmazsa ölümün kendisidir...

Denemeli insan;tüm gücüyle,tüm enerjisiyle, korkmadan,yılmadan,inanarak denemeli...Gecesine,gündüzüne,yemeğine,bedenine,kanına,nefesine katarak denemeli.Mesela parasından çok olmalı sevgi,malından mülkünden,hatta ve hatta hayallerinden bile daha çok olmalı hayatında.Hücrelerinde hissetmeli.Ayrılmazı,olmazsa olmazı olmalı,her daim yanında taşımalı.Gereken her yerde tereddütsüz çıkartıp kullanmalı...Saklamamalı,''şimdi zamanı değil'' deyip kaçmamalı,''yarınlar da bakarım,bugün zamanı değil'' deyip,ertelememeli;yarının asla gelmeyeceği ihtimalini unutmamalı...Bulunca sımsıkı sarılmalı,kelepçeyi takıp yüreğine,alıp götürmeli;direnmeye ve direnmesine asla müsade edilmemeli,etmemeli.İinsan kendi kendine haksızlık etmemeli,bunun faturasının çok ağır çıkacağını ve kolay kolay ödenemeyeceğini bilmeli...

Yaşamak,ama severek ve sevilerek yaşamak...Renklerin,kokuların,şehirlerin,ülkelerin,canlı cansız herşeyin birden bire nasıl boyut değiştirip,nereden nereye gittiğini gözlemek...Saliseler içinde hayatın farklı bir boyutuna geçip,aldığın nefesin ciğerlerinde bıraktığı lezzetin farkına varmak....Yağmura,kara,tipiye;güneşe,denize,kuma,ve hatta havaya yüklediği anlamı kavramak...Gücüyle gücüne güç katmak,varlığıyla yeniden doğuşu tadını çıkarmak...Ruhunun ruhunda olduğu her dakikanın keyfini sürmeli insan.Gidip gidip aynaya bakmalı;gözlerindeki parıltıyı görmek için.Bağıra bağıra şarkı söylemeli;sevginin sesine kattığı tınıyı yakalamak için.Elini dudaklarında gezdirmeli ara ara;mutluğunun yarattığı gülümsemenin yüzüne nasıl yayıldığını hissetmek için.Ve kalbine dokunmalı;atımlarının nasıl değiştiğini farketmek için.Tadını çıkarmalı insanların ona ''senin neyin var,çok mutlusun?'' diye sormalarının...En muzip gülüşüyle dikip gözünü gözlerine,''seviyorumm'' diyebilmeli insan kasıla kasıla,şımara şımara...

Ama 3 gün ama 5 yıl..Belki 1 sene,belki 10;gittiği yere kadar işte,gidebildiği yere kadar...Tarih vermeden,ama gün gelip bitebileceğinin farkında olarak.Acıyı sevince,sevinci sevgiye,hayali gerçeğe,gerçeği yaşama,yaşamı insana karıştıra karıştıra sevgiyi yaşatmalı.Ve bir gün uyanıp-ama bedenindeyken eli sevgilinin,ama ruhu yanıbaşında uyurken-anladıysa ki sevgi çok yorgun,sevgi kırgın,sevgi tükenmiş,ürkmüş,saklanmış bir köşeye ağlıyor;işte o anda hemen kalkıp yerinden,tutup elinden kurtarmalı sevgiyi, sevgilinin elinden ..Kuruyup yok olmasına,bedenden,ruhtan,kandan candan silinmesine müsade etmeden;hemen,,o anda,o saniyede çekip almalı..Beynini kandıracam diye,sevgiyi harcamamalı.Farkına vara vara mutsuz olduğunun,günübirlik sevinçler sıkıştırıp eline,onu oyalamamalı.Sıfırı tüketip gitmek yerine,bitmek,yok olmak yerine,en güzel yerinde veda etmeyi bilmeyi...

Severkende gitmeyi bilmeli insan...Tükenmeden,tüketmeden,yarınlarını yok etmeden,sonradan pişman olmamak için,''buraya kadarmış''diyebilmeli insan...Şayet gitmezse tamamiyle biteceğini,sevmeden yaşamanın,ölmekten daha kötü olduğunu anlamalı insan!

Sevgiliyi bırakıp gitmeyi de bilmeli insan,tıpkı sevgi için savaşmayı bildiği gibi...''Yenildim,yenildin,yenildik...'' demeyi de bilmeli!!!...

Sevgiyle soluyun..


alıntıdır
 
vazgeçmeyi bilmezsen vazgeçilmez olamazsın çok güzel bir yazı emeğinize sağlık yerimseniben
 
cok sagol
cok super bi yazi
eninde sonunda gidecegin yerden zamaninda gitmedigin zaman
yikilmis bi vaziyette gidiyorsun sonunda, onursuzca
oysa zamaninda gitseydin, sapasaglam giderdin
 
kesinlikle doğru yazmışsın..
doğru yerde doğru noktada çekip gitmekde önemli elbette.
emeğine sağlık canım
 
X