Bir Zamanlar 'Tahıl Ambarı' Olan Türkiye Buğday İthal Edecek, Peki Neden?

Türkiye, sahip olduğu toprak, su kaynakları ve iklim şartlarından dolayı tarım potansiyeli yüksek bir ülke. Buğdayın atasının bu topraklarda, ilk olarak Göbeklitepe eteklerinde yetiştiği biliniyor. Ekolojik zenginlik bakımından dünyanın sayılı ülkelerinden birinde yaşıyoruz. Ancak geçtiğimiz günlerde Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisi'nin Avrupa Birliği'nden toplam 230 bin ton buğday alımı için uluslararası ihale açtığını duyurması dikkatleri çekti. Nasıl olur da ekmek, makarna gibi ürünlerin ham maddesi olan buğday üretimi Türkiye'nin en önemli tarımsal faaliyetleri arasında yer alırken, ithalatı her geçen yıl artıyor?
Bu ihale duyurusu ile birlikte ülkemizin düşündüren tarım bilançosuna şöyle bir bakmak gerekiyor...
"Tarım ve gıda sektörü açısından 2016 zor bir yıl oldu"



2016 tarım analizinde şöyle diyor İrfan Donat:

"Tarım ve gıda sektörü açısından 2016 zor bir yıl oldu. Bir tarafta artan jeopolitik riskler, öte yanda beklenmedik ekonomik ve politik gelişmeler zaten kırılgan yapıdaki sektör açısından bilinmezlikleri artırdı.

Birleşmiş Milletler’in “Dünya Bakliyat Yılı” ilan ettiği 2016’da bakliyat tarafında dışa bağımlılık devam etti. Yerli üretim yetmeyince Kanada’dan Meksika’ya ABD’den Etiyopya’ya kadar birçok ülkeden nohut, mercimek, kuru fasulye ithal etmeyi sürdürdük"

TMO 230 bin ton yüksek kaliteli buğday ithal edecek


TMO’dan yapılan açıklamada, “Üst kalite buğday fiyatlarını dengelemek amacıyla Kuruluşumuzca 13.01.2017 günü AB menşeli yüksek kalite ekmeklik buğday ithalat ihalesi yapılacak olup limanlarımızdan un sanayicilerine bekletilmeden satılacaktır” denildi.

Türkiye, artık her yıl 4 milyon ton düzeyinde buğday ithal eden bir ülke konumunda.

Son 27 yılda 4 milyon hektarlık tarım alanı yok oldu...


Tohum pazarının yüzde 70’i yabancı firmaların kontrolünde.

2003 – 2015 döneminde Türkiye, tarım ve gıda ithalatı için yabancı ülkelere milyarlar harcadı.

Baklagillerin anavatanı olan Türkiye, tüm baklagil ürünlerinde ithalatçı oldu.



Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Özden Güngör anlatıyor:

"Türkiye; Rusya, Almanya, Fransa, Ukrayna’dan buğday, İngiltere ve Hırvatistan’dan arpa, Gürcistan’dan saman, ABD, Yunanistan, Türkmenistan ve Hindistan’dan pamuk, Arjantin’den soya, ABD, Arjantin ve Brezilya’dan mısır, ABD Vietnam, İtalya ve Tayland’dan çeltik ve pirinç, Etiyopya, Bangladeş, Mısır ve Çin’den kuru fasulye, Kanada’dan nohut ve yeşil mercimek, ABD, Ukrayna ve Kanada’dan bezelye ithal eder hale geldi."

Son 10 yıl ortalamasında, Türkiye’nin bitkisel yağ ihtiyacının yaklaşık yüzde 70’i ithal tohum ve ham yağdan karşılandı.

CHP PM Üyesi Bursa Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Orhan Sarıbal'ın analizinden:

“Türkiye’de ayçiçeği yağı tüketimi yıllık yaklaşık 650 bin tondur. Ancak yerli üretimden elde edilen ayçiçeği yağı yıllık yaklaşık 400-450 bin ton olmaktadır. Ortaya çıkan bu açık ithalatla karşılanmaktadır. Bu nedenle ayçiçeği, ülkemizin önemli ithal kalemlerinden biri olup, Türkiye, Avrupa Birliği’nden sonra en büyük ithalatçı ülke konumundadır."


2016 yılında tarım sektöründe son 20 yılın en sert düşüşü yaşandı.




Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2009 bazlı “yeni” milli gelir serisini 12 Aralık 2016 tarihinde yayımladı.

Buna göre Türkiye ekonomisi, 2016 yılının Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını içeren üçüncü çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 daraldı. Tarımda ise son 20 yılın en sert düşüşü yaşandı. Tarım sektörü ise birinci ve ikinci çeyreklerde yüzde 5,6 küçülürken; yılın 3. çeyreğinde yüzde 7,7 küçülme ile rekor kırdı. Buğday rekoltesi önceki yıla göre 2 milyon tondan fazla gerileyerek 20 milyon 500 bin tona düştü.

Finali sosyal medyadan derlediğimiz yorumlarla yapalım

https://o nedio.com/haber/bir-zamanlar-tahil-ambari-olan-turkiye-bugday-ithal-edecek-peki-neden-750845

Kaynaklar: Gıda Hattı, CHP PM Üyesi Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal; Meclis’te düzenlediği basın açıklaması, TÜİK, Tarım Analiz

yerli ve milli diye diye tribünlere oynanacağına gerçekten yerli ve milli değerlerimize sahip çıkılsa, biz tohumu neden ithal ediyoruz yaw

Simdi yazıyı baştan sona okudum ve neden ithal ettiğimiz konusunda mantıklı hiçbir açıklama göremedim.

Ciftciye destek vereceksin, gemilerin değil traktore konulan mazotun fiyatını dusureceksin, aradaki komisyonculara bir dur diyeceksin....Topraklarımız zaten tarıma elverişli topraklar kendimiz ekip kendimiz bicecegiz işte bu kadar basit.Üstelik elin Gdo lu ürünlerini yemeyecegiz.

İslerine öyle geliyor ve basite kaciyorlar,20-40 sene önce bu topraklarda tarım oluyordu da şimdi ne değişti? Toprak aynı toprak, çiftçi aynı çiftçi,doğa herzaman ki aynı görevini yapıyor yağmur yine yağıyor güneş yine açıyor, sorun ne?

İthal kuru fasülye kokusu iğrenç ve kabuğu kalın tadıda iğrenç
satın almıyorum !
Mercimek çorbasındanda tiksindik
acaip ağır bir tadı var , damak tadıma uymuyor ,yemiyorum bu aralar,
ithal pirünçten uzak duruyorum onun yerine osmancık kullanıyorum ,
mexiko nohutuda kocaman saman gibi yerli olanı satın alıyorum daha lezzetli
yeşi mercimeğin yerlisini bulamadım

hani her tv ye çıktığında, anadolunun bize bahşetmiş olduğu nimetler, yok hibrit tohumun zararları diye anlatıp duran cumhurbaşkanı baş danışmanı saraçoğlu bu konularda mecliste neye ön ayak oldu hangi çalışmalara acaba?