- 24 Eylül 2013
- 1
- 0
- 34
- Konu Sahibi nilinannesi
- #1
İçimi dökmek ve tarama testlerine kafayı takan anneleri bir nebze olsun rahatlatmak için yazıyorum
Kızımıza hamile kaldığım gün inanılmaz sevinmiştik. Aslında beklediğimizi söyleyemem ama eve bir bebeğin gelme duygusu bile yeterdi. Hemen gidip Samsun Özel Anadolu Hastanesinde test yaptırdık. O kadar heycanlıydık ki test sonucunun geç çıkacağını söyledikleri için başka bir cliniğe gidip orada da test yaptırdık. pozitif sonucun heycanıyla bir maceraya başladığımızı biliyor ama ilk test maceramızın başladığımızdan haberimiz yoktu.
İlk aylar gayet güzeldi arkadaş çevremizden bulunduğumuz yerdeki en iyi doğum uzmanlarını sorduk araştırdık ve sonra Samsun Anaklinik Hastanesinde Dr. Nur Öztürk'le tanıştık. ( Burada verdiğim kurum ve dr isimlerini hiç saklamıyorum çünkü yaşadığımız olayları inkar etmeyeceklerini bunların normal prosedür olduğunu ve bu süreçte yaşanabileceğini söylüyorlar. )
Evet Nur Hanım'a eşimle gitmiştik gayet iyi davrandı. Bizi tek düşündüren Hastanenin donanımının yeterli olup olmamasıydı ama eşimin normal doğum yapmak istemsinden ve bu hastanenin de normal doğum yapma konusunda daha tecrübeli doktorlara sahip olması nedeniyle kararımızı verdik. İlk bebeğimizi beklediğimizden biraz acemiydik ve bize Doktorların her söylediklerini yapıyorduk.
11. haftada 2 li tarama testi zamanı gelimişti ve bu test çocuğumuzun Down Sendromlu olup olmayacağını belirleyen bir testmiş. Bu testlerin yapılmamasını aklımıza bile getirmediğinden sorgulamadan ne işe yaradığını bilmeden tüm testleri yaptıracaktık ta ki benim yoğun olduğum ve ofisten çıkamadığım bir gün eşimin 2 li tarama testi sonucunu aldığı güne kadar. 11.Haftadan sonra bizim hayatımız kabusa döndü. Çünkü 2li tarama testi sonucu 1/328 çıkmıştı yani referans aralığından fazla olmasına rağmen (1/250) Dr. Nur ÖZTÜRK bize amiyosentezi önerdi. Hatta bana eşinle görüş ve kararını ver lütfen ondan saklama demişti. Ben günlerce ağladım ve eşim her gece internetten araştırmalarla sabahladı .
Referans aralığından fazla olmasına rağmen anne sıvısını almak istemesi bize saçma gelmişti sonuçta o bir referans aralığıydı ve amiyosentezin de sıfır riskli olmadığını öğrenmiştik. Yani eğer bebekte bir sorun yoksa bile sıvı alırken bebeğe bir zarar verebilirlerdi.
Neyse artık başka bir hastanede de aynı testi yaptırmamız gerekiyordu ve tavsiye üzerine Samsun Medicana Hastanesine gittik Dr. Hatice Yağmurkaya Balkayla tanıştık. Aynı test için kan verdik kan alan görevli leş gibi önlüğü ve işi bilmez hareketleriyle bizi iyice çileden çıkarttı zaten gergin olduğundan daha kan verdikten hemen sonra bile ağladım ve testin sonucunu 10 gün sonra öğrenebileceğimizi öğrenip evin yolunu tutuk.
10 gün sonra Medicana'dan biri aradı ve test sonuçlarımızın çok kötü olduğunu mutlaka hastaneye gitmemiz gerektiğini söyledi ve biz de apartopar hastaneye gittik test sonucumuz 1/16 çıkmıştı yani bebeğimizin artık down sendromlu olduğu nerdeyse kesinleşmişti.
Hatice Hanım bu aşamada bizi çok rahatlattı. Bu testlerin kesinlikle belirleyici olmadığını ihtimaller üzerine karar verilemeyeceğini söyledi. Kendi de böyle bir sorun yaşadığı zaman amiyosentez için Ankaraya Prof. Dr. Lütfü Önderoğluna gitmemizi tavsiye etti. Sorunlu gebelikler alanında uzmanmış. Daha hastaneden çıkmadan Ankaradan randevu aldık ve hemen Ankaraya gittik.
Lütfü Bey hikayemizi dinledikten sonra hemen muayeneye aldı. Yaklaşık 45 Dakika sürdü ben artık kesin bir sorun var diye düşünmeme rağmen Lütfü Bey bize bence gayet normal bir bebek sadece barsak parlaklığı gördüm ama o da anne yol yüzünden kanama görmüş bu da doğal dedi.
Elimizdeki testlerin kontrolsüz labratuarlarında yapıldığını hatta gebeliğin yanlış hesaplanmasından dolayı erken yapıldığını bu sonuçlara göre hiçbirşey yapamayacağını söyledi. Sonra bizden kontrollü bir labratuarda yeniden test yaptırmamız istedi. Biz de aynı gün Düzey Labratuarına kan verdik. Kan verirken de öncesinde de gerçekten işlerini doğru yaptıkları aşikardı. Labratuardan 10 gün sonra yanıt alacağımızı sanırken bize haftasonuna denk geldi o nedenle 2 bekletecelerini söyleyip özür dilediler. Biz sevinsek mi üzülsek mi bilemedik.
Pazar gecesi test sonuçları mail adresime geldi. Tabi ben önce maili sadece bilgilendirme maili sandım yani 2 günde sonuç çıkması imkansızdı Samsunda yaptırdığımız bu test her iki hastanede de 10 gün sürmüştü. Maili açtığımda gözlerime inanamadım test sonucu 1/6700 çıkmıştı yani bebeğimiz down sendromlu değildi.
Ben aslında buraya kadar yaşadığımız sorunları yazarken bebeğimizin özürlü olsa da dünyaya getireceğimizi söylemedim. Akıllara şu soru gelebilir o zaman neden test yaptırdınız? İşte bu sorunun cevabını ben sadece acemilik diyebilirim.
Down Sendromu olacağını düşündüğümüz bebeğimiz bugün 4 aylık ve canvar gibi. Bizim bu konuda öğrendiğimiz çok önemli bir şey var: UZMANLIK Dr. Nur Hanıma biz Ankaraya gideceğimizi ve Lütfü Beyle görüşüceğimizi söylediğimizde Nur Hanım bize hiç boşuna para harcamayın o testler bir işe yaramaz test sonucu açık gidin sıvı aldırın dedi. Çünkü Nur Hanım kendi hastanesinde yapılan teste çok güveniyordu.
Halbuki o testi yapmak için aldıkları kan günlerce dolapta bekletilip kuryelerle başka bir yere gönderiliyordu ve bu sonuçlara bakıp amiyosentez gibi daha riskli bir yöntemi seçmek cinayetti. Ama Nur hanım onu bir bebek gibi görmüyordu o Nur Hanım için bir fetüstü.
Hatice Hanım bize Lütfü Beyi önermeseydi biz Ankarada bu kibar doktorla görüşemeyecek ve gerçekten tıp alanında uzmanlığın ne olduğunu belkide anlayamacaktık. Lütfü bey bize amiyosentez de önerebilir ve bizden daha fazla para kazanabilirdi ama yapmadı bize bence dedi bu bebekte bir şey yok. Bunu demek uzmanlıktır. Ben artık Nur Hanımı Dr olarak değil ebe olarak görüyorum.
Bir doktoru Doğum uzmanını yapan şey hamileyken şunu ye bunu yeme kilona dikkat et diyebilmesi ve karnına sürdüğü cihazla bebeğin kalp atışlarını dinlemesi ya da test sonuçlarını yorumlayabilmesi midir?
Sonuç olarak kesinlikle test sonuçlarına özellikle kontrollü labratuarlarda yapılmamış test sonuçlarına güvenmeyin. Beyaz önlük giymiş her diplomalının da sizi korkutmasına izin vermeyin.
Sadece kazanacağı parayı düşünen Özel hastaneler cihazlarını kalibrasyona yollamıyor. Bu nedenle yaptığınız testler kalibrasyonu yapılmayan cihazlarda yapılıyor.
Amiyosentezin kesin sonuç vermesi (ki öyle birşey yok) yanında getirdiği riskleri maalesef sıfırlamıyor. Hergün yüzlerce anne bilmese de çocuklarını amiyosentez yaptırdığı için sıvı azalmasından kaybediyor.
Hastalarını sadece müşteri olarak gören hastaneler sizin psikolojinizi asla düşünmüyorlar. Kanlarınız günlerce bekletilebiliyor bu da kanınızın bozulmasına ve test sonuçlarının yanlış çıkmasına neden oluyor.
Son olarak Prof.Lütfü Önderoğluna tekrar teşekkür ediyorum.
Kızımıza hamile kaldığım gün inanılmaz sevinmiştik. Aslında beklediğimizi söyleyemem ama eve bir bebeğin gelme duygusu bile yeterdi. Hemen gidip Samsun Özel Anadolu Hastanesinde test yaptırdık. O kadar heycanlıydık ki test sonucunun geç çıkacağını söyledikleri için başka bir cliniğe gidip orada da test yaptırdık. pozitif sonucun heycanıyla bir maceraya başladığımızı biliyor ama ilk test maceramızın başladığımızdan haberimiz yoktu.
İlk aylar gayet güzeldi arkadaş çevremizden bulunduğumuz yerdeki en iyi doğum uzmanlarını sorduk araştırdık ve sonra Samsun Anaklinik Hastanesinde Dr. Nur Öztürk'le tanıştık. ( Burada verdiğim kurum ve dr isimlerini hiç saklamıyorum çünkü yaşadığımız olayları inkar etmeyeceklerini bunların normal prosedür olduğunu ve bu süreçte yaşanabileceğini söylüyorlar. )
Evet Nur Hanım'a eşimle gitmiştik gayet iyi davrandı. Bizi tek düşündüren Hastanenin donanımının yeterli olup olmamasıydı ama eşimin normal doğum yapmak istemsinden ve bu hastanenin de normal doğum yapma konusunda daha tecrübeli doktorlara sahip olması nedeniyle kararımızı verdik. İlk bebeğimizi beklediğimizden biraz acemiydik ve bize Doktorların her söylediklerini yapıyorduk.
11. haftada 2 li tarama testi zamanı gelimişti ve bu test çocuğumuzun Down Sendromlu olup olmayacağını belirleyen bir testmiş. Bu testlerin yapılmamasını aklımıza bile getirmediğinden sorgulamadan ne işe yaradığını bilmeden tüm testleri yaptıracaktık ta ki benim yoğun olduğum ve ofisten çıkamadığım bir gün eşimin 2 li tarama testi sonucunu aldığı güne kadar. 11.Haftadan sonra bizim hayatımız kabusa döndü. Çünkü 2li tarama testi sonucu 1/328 çıkmıştı yani referans aralığından fazla olmasına rağmen (1/250) Dr. Nur ÖZTÜRK bize amiyosentezi önerdi. Hatta bana eşinle görüş ve kararını ver lütfen ondan saklama demişti. Ben günlerce ağladım ve eşim her gece internetten araştırmalarla sabahladı .
Referans aralığından fazla olmasına rağmen anne sıvısını almak istemesi bize saçma gelmişti sonuçta o bir referans aralığıydı ve amiyosentezin de sıfır riskli olmadığını öğrenmiştik. Yani eğer bebekte bir sorun yoksa bile sıvı alırken bebeğe bir zarar verebilirlerdi.
Neyse artık başka bir hastanede de aynı testi yaptırmamız gerekiyordu ve tavsiye üzerine Samsun Medicana Hastanesine gittik Dr. Hatice Yağmurkaya Balkayla tanıştık. Aynı test için kan verdik kan alan görevli leş gibi önlüğü ve işi bilmez hareketleriyle bizi iyice çileden çıkarttı zaten gergin olduğundan daha kan verdikten hemen sonra bile ağladım ve testin sonucunu 10 gün sonra öğrenebileceğimizi öğrenip evin yolunu tutuk.
10 gün sonra Medicana'dan biri aradı ve test sonuçlarımızın çok kötü olduğunu mutlaka hastaneye gitmemiz gerektiğini söyledi ve biz de apartopar hastaneye gittik test sonucumuz 1/16 çıkmıştı yani bebeğimizin artık down sendromlu olduğu nerdeyse kesinleşmişti.
Hatice Hanım bu aşamada bizi çok rahatlattı. Bu testlerin kesinlikle belirleyici olmadığını ihtimaller üzerine karar verilemeyeceğini söyledi. Kendi de böyle bir sorun yaşadığı zaman amiyosentez için Ankaraya Prof. Dr. Lütfü Önderoğluna gitmemizi tavsiye etti. Sorunlu gebelikler alanında uzmanmış. Daha hastaneden çıkmadan Ankaradan randevu aldık ve hemen Ankaraya gittik.
Lütfü Bey hikayemizi dinledikten sonra hemen muayeneye aldı. Yaklaşık 45 Dakika sürdü ben artık kesin bir sorun var diye düşünmeme rağmen Lütfü Bey bize bence gayet normal bir bebek sadece barsak parlaklığı gördüm ama o da anne yol yüzünden kanama görmüş bu da doğal dedi.
Elimizdeki testlerin kontrolsüz labratuarlarında yapıldığını hatta gebeliğin yanlış hesaplanmasından dolayı erken yapıldığını bu sonuçlara göre hiçbirşey yapamayacağını söyledi. Sonra bizden kontrollü bir labratuarda yeniden test yaptırmamız istedi. Biz de aynı gün Düzey Labratuarına kan verdik. Kan verirken de öncesinde de gerçekten işlerini doğru yaptıkları aşikardı. Labratuardan 10 gün sonra yanıt alacağımızı sanırken bize haftasonuna denk geldi o nedenle 2 bekletecelerini söyleyip özür dilediler. Biz sevinsek mi üzülsek mi bilemedik.
Pazar gecesi test sonuçları mail adresime geldi. Tabi ben önce maili sadece bilgilendirme maili sandım yani 2 günde sonuç çıkması imkansızdı Samsunda yaptırdığımız bu test her iki hastanede de 10 gün sürmüştü. Maili açtığımda gözlerime inanamadım test sonucu 1/6700 çıkmıştı yani bebeğimiz down sendromlu değildi.
Ben aslında buraya kadar yaşadığımız sorunları yazarken bebeğimizin özürlü olsa da dünyaya getireceğimizi söylemedim. Akıllara şu soru gelebilir o zaman neden test yaptırdınız? İşte bu sorunun cevabını ben sadece acemilik diyebilirim.
Down Sendromu olacağını düşündüğümüz bebeğimiz bugün 4 aylık ve canvar gibi. Bizim bu konuda öğrendiğimiz çok önemli bir şey var: UZMANLIK Dr. Nur Hanıma biz Ankaraya gideceğimizi ve Lütfü Beyle görüşüceğimizi söylediğimizde Nur Hanım bize hiç boşuna para harcamayın o testler bir işe yaramaz test sonucu açık gidin sıvı aldırın dedi. Çünkü Nur Hanım kendi hastanesinde yapılan teste çok güveniyordu.
Halbuki o testi yapmak için aldıkları kan günlerce dolapta bekletilip kuryelerle başka bir yere gönderiliyordu ve bu sonuçlara bakıp amiyosentez gibi daha riskli bir yöntemi seçmek cinayetti. Ama Nur hanım onu bir bebek gibi görmüyordu o Nur Hanım için bir fetüstü.
Hatice Hanım bize Lütfü Beyi önermeseydi biz Ankarada bu kibar doktorla görüşemeyecek ve gerçekten tıp alanında uzmanlığın ne olduğunu belkide anlayamacaktık. Lütfü bey bize amiyosentez de önerebilir ve bizden daha fazla para kazanabilirdi ama yapmadı bize bence dedi bu bebekte bir şey yok. Bunu demek uzmanlıktır. Ben artık Nur Hanımı Dr olarak değil ebe olarak görüyorum.
Bir doktoru Doğum uzmanını yapan şey hamileyken şunu ye bunu yeme kilona dikkat et diyebilmesi ve karnına sürdüğü cihazla bebeğin kalp atışlarını dinlemesi ya da test sonuçlarını yorumlayabilmesi midir?
Sonuç olarak kesinlikle test sonuçlarına özellikle kontrollü labratuarlarda yapılmamış test sonuçlarına güvenmeyin. Beyaz önlük giymiş her diplomalının da sizi korkutmasına izin vermeyin.
Sadece kazanacağı parayı düşünen Özel hastaneler cihazlarını kalibrasyona yollamıyor. Bu nedenle yaptığınız testler kalibrasyonu yapılmayan cihazlarda yapılıyor.
Amiyosentezin kesin sonuç vermesi (ki öyle birşey yok) yanında getirdiği riskleri maalesef sıfırlamıyor. Hergün yüzlerce anne bilmese de çocuklarını amiyosentez yaptırdığı için sıvı azalmasından kaybediyor.
Hastalarını sadece müşteri olarak gören hastaneler sizin psikolojinizi asla düşünmüyorlar. Kanlarınız günlerce bekletilebiliyor bu da kanınızın bozulmasına ve test sonuçlarının yanlış çıkmasına neden oluyor.
Son olarak Prof.Lütfü Önderoğluna tekrar teşekkür ediyorum.