Bir ocağa daha ateş düştü!

AngryPenguin

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2012
5.378
1.437
248
Konya'da 18 yaşındaki maden işçisi göçükte can verdi

Konya'nın Beyşehir İlçesi'nde barit çıkarılan bir ocakta meydana gelen toprak kayması sonucu 18 yaşındaki Tunahan Gürocak yaşamını yitirdi, amcasının oğlu Ali Gürocak yaralandı.

Beyşehir'in Limen bölgesinde özel bir firmaya ait barit ocağında bugün meydana gelen toprak kayması sonucu iş makinelerinin üzerine kaya parçaları düştü. Bu sırada iş makinesinde bulunan Tunahan Gürocak yaşamını yitirdi. Diğer iş makinesinde bulunan amcasının oğlu 23 yaşındaki Ali Gürocak yaralandı.
http://www.haberturk.com/gundem/haber/948676-bir-ocaga-daha-ates-dustu
 
allah ailelerine sabırlar versın. insanlar bu konuyu en fazla 2 hafta daha konusacak ve herkes hayatına devam edecek
ama o ınsanların aileleri ömür boyunca bunu unutmayacak ve hep yas tutacaklar
ateş düştüğü yeri yakıyor.
 
Allah sabır versin ama ben bir şey merak ediyorum neden böyle kötü bir olay olduğunda devamı da geliyor? Birkaç hafta önce çocuk ölümleri çok sık haber oldu şimdi de maden kazaları art arda geliyor :44:
 
Allah sabır versin ama ben bir şey merak ediyorum neden böyle kötü bir olay olduğunda devamı da geliyor? Birkaç hafta önce çocuk ölümleri çok sık haber oldu şimdi de maden kazaları art arda geliyor :44:

Algı da seçicilik artıyor aslında Soma öncesinde de oluyordu ama 1-2 kişi olunca üstünde durulmuyordu malesef
 
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin yazılı, görsel, dijital basın ve emek-meslek örgütleri ve işçilerden gelen bilgiler doğrultusunda 2013 yılında en az 1235 işçi yaşamını yitirdi.

Rapora göre ölen işçilerden 103'ü kadın 1132'ü erkek işçiydi. İşçilerden 59’u çocuktu, 22’si göçmendi.

Şehirde İstanbul başı çekerken, en çok ölüm inşaat sektöründe yaşandı. Ancak ölüm nedenlerinde trafik kazası başı çekti, 433 işçi yollarda öldü. Mayıs ayıyla birlikte mevsimlik işçilik artmaya başladığı için ölümler de bu aydan itibaren artmaya başladı.

59 çocuk işçi

Yaşa göre dağılım şöyle:

14 yaş ve altında 18 çocuk işçi; 15-17 yaş arasında 41 çocuk/genç işçi; 18-27 yaş arasında 249 işçi; 28-50 yaş arasında 594 işçi; 51 yaş ve üstünde 189 işçi ve yaşı bilinmeyen 144 işçi.

Mayısta artmaya başlıyor

Aylara göre dağılım şöyle:

Ocak 81, Şubat 60, Mart 74, Nisan 74, Mayıs 114, Haziran 104, Temmuz 120, Ağustos 130, Eylül 124, Ekim 113, Kasım 129 ve Aralık 112.

İnşaat ilk sırada

İş kollarına göre dağılım şöyle:

İnşaat, Yol 294; Tarım, Orman 198; Taşımacılık 131; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema 95; Madencilik 93; Metal 79; Belediye, Genel İşler 62; Enerji 44; Tekstil, Deri 36; Savunma, Güvenlik 36; Konaklama, Eğlence 24; Gıda, Şeker 23; Çimento, Toprak, Cam 22; Petro-Kimya, Lastik 19; Ağaç, Kağıt 19; Gemi, Tersane, Deniz, Liman 18; Sağlık, Sosyal Hizmetler 15; Basın, Gazetecilik 7; İletişim 4 ve işkolu belirlenemeyen 16 işçi.

En çok yollarda ölüm var

Nedenlerine göre dağılım şöyle:

Trafik, Servis Kazası nedeniyle 433; Ezilme, Göçük nedeniyle 222; Düşme nedeniyle 189; Patlama, Yanma nedeniyle 79; Elektrik Çarpması nedeniyle 79; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 60; Nesne Düşmesi, Çarpması nedeniyle 33; Kesilme, Kopma nedeniyle 11 ve diğer nedenlerden dolayı (kalp krizi, intihar, yıldırım düşmesi, saldırı vb.) 129 işçi.

İstanbul ilk sırada

Şehirlere göre dağılım şöyle:

İstanbul’da 96, İzmir’de, Antalya’da 46, Bursa’da 45, Şanlıurfa’da 44, Muğla’da 41, Manisa’da 40, Zonguldak’ta 38, Kocaeli’nde 37, Adana’da 36 ve Samsun’da 31 işçi.

Geçen sene en az 861 ölüm

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin 2012 raporuna göre, en az 861 işçi hayatını kaybetmişti. Ölümler yine en fazla İstanbul'da ve inşaat sektöründeydi.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ise 2012 yılında 745 işçinin öldüğünü açıklamıştı. SGK, 2013 raporunu yıl sonuna doğru açıklayacak.

Sorumlular cezalandırılmalı

Raporda şu talepler dile getirildi:

* İş yasaları tüm çalışanları kapsamalı.

* İşyeri içinde veya dışında; çalışırken, işe gelip giderken, barınırken, beslenirken, yani “iş süreçlerinin bütününde” yaşanan ölümler iş cinayeti olarak kabul edilmeli.

* Meslek hastalıklarının gizlenmesinden vazgeçilmeli ve tespit eden/önleyen bir yaklaşım hayata geçirilmeli.

* İşçi sağlığı talebi ile iş güvencesi ve asgari ücret mücadelesi birbirinden ayrılamaz.

* İş cinayetlerinin sorumluları devlet ve sermaye. Yaşanan her işçi ölümünde adalet sağlanmalı ve sorumlular en ağır biçimde cezalandırılmalı.
http://bianet.org/bianet/toplum/152773-2013-te-1235-isci-oldu
 
Allah ım bu nedir ya yeter yaaaa yeterrrrrrrrrr
bu ne ihmalkarlık aklımdan gecenleri sölenirsem banlanmak ne kelime siteden kovulurum resmen
 
Allah sabır versin geldi mi felaketler üst üste gelirmiş
Angry'ninde dediği gibi algıda seçicilik oluyor, aslında ne yazık ki iş kazaları hep oluyor, madenciler, inşaat çalışanları hep ölüyordu((

Ölen birkaç kişi olunca vah vah Allah sabır versin deyip geçiyoruz, Soma'da yaşananlar gibi toplu kayıplarımız olunca tepkilerimizde büyüyor, her kayıp bizim için acı, ihmaller olduğu gerçeği de kabul edilmeli.

İş ve işçi güvenliğimiz yok işte, öldükten sonra ailelere maaş bağlansa, ölenler şehit ilan edilse değeri var mı?

İnsan ister istemez yabancı ülkelerle kıyaslıyor kendini, birtakım yasalar, denetlemeler olabilir fakat belli ki yeterli değil, neden kabul edilmiyor? Yeterli olsa bunca ölüm yaşanır mı?

İnsan şöyle çevresine bakınca bile görüyor, bir inşaata gözünüz takılıyor, çalışan işçilere bakıyorsunuz, adamların kafasında baret yok, bilmem kaç katlı inşaatın tepesine çıkmış bir güvenlik halatı yok, sigortası yok, soruyorsun ağabey neden canını hiçe sayıyorsun tehlikeli değil mi diye, cevap veriyor ne yapayım ekmek parası, ben çıksam yerime başkasını alırlar, işsiz kalırım kiramı, çocukların harçlığını kim verir?


İnsanlar ekmek parası için mecbur kalıyor, kolay mı bu zamanda ev geçindirmek, çoluk çocuk bakmak.
Uzaktan davulun sesi hoş geliyor, resti çeksin gitsin şikayet etsin deniyor ama insanlar işsiz kalmaktan korkuyor, işsiz kalırlarsa tekrar iş bulmaları kolay değil, işverenler işsizler gelsinde iş vereyim diye beklemiyorlar.

Çok uzun zamandır bu devran böyle gelmiş böyle gidiyor, kader mi? Elbette değil, işte tam bu noktada siyasilerimizi eleştiriyoruz, sizler yıllardır başımızdasınız, büyüğümüz, koruyup kollayanımız, haklarımızı savunan olarak bildik belledik sizleri, bu zamana kadar süreklilik arz eden üst üste seçim kazanan siyasi sayısı parmakla sayılacak kadar az, süreklilik demek birşeyleri düzeltmek için zaman ve imkan demektir, daha öncekiler 4-5 yıl başımızda oluyor, belki bir adım atacak oluyorlar ama sonraki hükümetler bu adımların devamını getirmiyordu.

Halkız biz, içimiz acıdığında, bir sorunumuz olduğunda kimin kapısını çalacağız? Kime diyeceğiz şu şu eksiklerimiz var, biz şundan muzdaribiz diye?
Denetlemeler eksikse, işçilerin güvenliği, sağlığı ihmal ediliyorsa, ortada bir ihmal varsa kime diyeceğiz ne olur şunların üstüne gidin, bizi koruyup gözetin diye?

Şu yazdıklarımdan hangisi karalama, hangisi haksız, hangisi hayal mahsulü?

İçimin acıması, ölenlere üzülmem için Soma'lı bir madencinin karısı, kızı, anası olmam gerekmiyor, vicdanımın, yüreğimin sızlaması, artık dur deyin, gerekli tedbirleri alın demek için bir yakınımı kaybetmem gerekmez.

Lütfen artık işçi ölümlerine, kalıcı hasar bırakan yaralanmalara dur deyin, bu mümkün biliyorum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…