Bir köşe yazarının anlatımından gazetelere çıkmış bir aşk hikayesi

Calma

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
18 Temmuz 2007
861
5
Sevdiğin kadın, her şeyindir


BUGÜNKÜ gibi uydu destekli elektronik yön bulma aygıtlarının olmadığı tarihlerde insanlar yollarını, yönlerini "her zaman orada olan" gök cisimlerine bakarak bulurlardı.

Güneş, Ay ve Kuzey Yıldızı... Bunların hareketlerini bilen, dilinden anlayan bir insan için ne denizde kaybolmak söz konusu olurdu, ne çölde kendi izinin etrafında dönüp durmak.

Yaşam, buna göre planlanır, buna göre izlenirdi.

Biraz da bu yüzden bir kadına áşık olmayı, eski tarihlerde yaşayan insanların Güneş, Ay ve Kuzey Yıldızı’na bağlı olmalarına benzetirim.

Öyle bir ilişkidir bu çünkü.

Yaşamınızı ona göre planlar, onun işaret ettiği yönde hareket etmeye çalışırsınız.

Hayatınızın merkezinde öyle bir çekim gücü oluşturur ki o olmadan yönünüzü bulamazsınız.

O olmazsa, büyük bir boşluğun içine düşer, şaşkın şaşkın etrafınıza bakar, kalırsınız.

Güneşiniz yoktur ki önünüzü aydınlatsın, ayınız yoktur ki havanın nasıl olabileceğini bilip, tedbirinizi alabilesiniz, kuzey yıldızınız yoktur ki yönünüzü bulabilesiniz.

Bunu bütün áşıklar iyi bilir.

O çok özel kadının bir gülüşü, gamzesinin bir kıvrımı, saçının küçük bir dalgalanması, omuzlarının naif silkinişi áşığın dünya üzerindeki konumunu belirler.

O olmadığı zaman anlarsınız, yokluğunun ne anlama geldiğini.

Fransız düşünür ve yazar Gorz’un, 82 yaşındaki eşini öldürdükten sonra intihar ettiğini gazetelerdeki haberlerde okumuş olmalısınız.

İlk bakışta bir üçüncü sayfa haberi gibi görünüyor.

Ama üçüncü sayfa cinayetlerinden çok daha derin, çok daha etkileyici bir öyküsü var bu cinayet ve intiharın.

Gorz’un 58 yıllık eşi Dorine, uzun süren ölümcül bir hastalığa yakalanmıştı. Onun daha fazla acı çekmesine gönlü razı olmayan Gorz, eşini öldürmekten başka bir çare bulamadı.

Onsuz yaşayacağı hayatın anlamsız olacağını düşündüğü için kendisini öldürmekten de çekinmedi.

Bu olaydan hemen önce, Gorz, Dorine’e, ona olan aşkını anlattığı oldukça uzun mektup yazdı.

Bu mektup, "D’ye mektup: Bir aşkın hikáyesi" isimli bir kitap olarak yayımlandı ve şu anda Fransa’da en çok satanlar listesinde.

Mektupta şöyle bir bölüm var: "Yakında 82 yaşında olacaksın. Boyun 6 santim kısaldı ve 45 kiloya kadar düştün. Ancak hálá güzelsin, zarifsin ve arzulanıyorsun. Birlikte yaşadığımız 58 yıl geride kaldı ve ben seni her zamankinden daha çok seviyorum. İçimde, göğsümün kovuğunda, sadece senin sıcak bedeninin benimkine dokunmasıyla doldurulabilecek, yiyip bitirici bir boşluk taşıyorum."

Bu son cümle, Gorz’un neden intihar ettiğini de açıklıyor.

Tamamen yitirilen bir sevgilinin ardından asla doldurulamayacak bir boşlukla yaşayabilmek belli ki ona imkánsız bir durum olarak görünmüş.

Gorz, güneşini, ayını, kuzey yıldızını kaybettiğinde içindeki boşlukta yolunu bulamayacağını iyi biliyormuş.

O güzel başın bir daha omzuna yaslanamayacağı nı anlayınca, bir insanın yaşamı boyunca üstlenebileceğ i en büyük sorumluluğa da sırtını çevirememiş.

"Aşkın ömrü üç yıldır, yok hayır beş yıldır" tartışmaları yapanlara da 58 yıl süren bu muazzam aşk, "kapak olsun"!

saglicakla

Alıntıdır
 
X