Bir Kedinin Günlüğünden (1) :D

M e g

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
27 Kasım 2008
72.780
118.855
Zorunlu Birliktelik - Erol Onur

Tamam, iyi, hoş da benim burada ne işim var? Tanımam etmem ki bu kadını yaa… niye bırakıyosunuz beni bu kadının evine?
Deniz, güneş, kumsal gibi hoş açılımları olan tatil olayı gündemde galiba yine..
Nefret ediyorum şu yaz günlerinden yaa… Kıl oluyorum yani… Şimdi diyeceksiniz ki sen zaten kılsın… Yok onlar tüy… Mecazi olarak kılım yani…
Bizi yanınıza yakıştıramıyonuz mu len tatil beldelerinizde?
Bizim hakkımız yok mu mehtaba karşı, deniz kenarında yemek yemeye?
Deniz mahsülleri istemez mi benim canım ?
Rakınızdan içemesem de mezelerinizden hoşlanabilirim…
Bi balık yemeye bile götürmediniz boğaza, bu yaşıma kadar !
Size “miyav” diyorum, başka da bişey demiyorum…

Kutsal aile bütünlüğünü zedeliyosunuz siz. Zaten sabah çıkıp akşam geliyosunuz, bütün dünyam 4 duvar olmuş. Tatile giderken de arkadaşa şutlanıyoruz… Hayır bir değil iki değil. Kıl oluyorum ben bu yaz aylarına…
Zaten bi doktoruma giderken koyarlar beni bu aptal sepetin içine, bi de tatile giderlerken şutlanacağım yere götürürken.. Bi nevi portatif hücre... Sepete de kılım… Her şeye kılım bugün, tatile gidemiyorum diye…

Aha bu nee…. Demek bu evde de bi kedi varmış… Tabi bu aptal şeyin kedi diye adlandırılabilmesi için bir hayli revizyondan geçmesi gerekir ama… Şuna bak şuna, bi de fiyonk takmış boynuna. Kedilerin yüz karası…. Hani Kedivole diye program olsa, o programın pamuk dinçöz’ü olur bu.. Bu kokoşlamı geçiricem ben şimdi on beş günümü?

Bak bak bak nasıl geliyo yalaka yalaka… Yuh bee. Bunu görse kedi tanımlamalarını değiştirir insanoğlu bee… Gururlu, asil, özgür, nankör kavramlarını bir günde çöpe gönderip, yalaka, yumuşak, sadık gibi abuk subuk sıfatları başımıza bela eder, bu kediye benzeyen mahluk…
Dur bi tıslıyim de bulaşmasın bana… tıs len tıs… bak hala geliyo… Tıslamayı bi sevgi sözcüğü zanneden, dünyanın en aptal kedisiyle karşı karşıyayım… Tamam öyle olsun, tırnaklarımızı içine çekip, narin bedenine zarar vermeyecek bir pati atma olayına girelim de, ilk günden patimizi kana bulamayalım.
Hımmm gözleri güzelmiş… Patiyi yiyince büyüyüp pörtleyen gözleri ayrı bir anlam kattı yüzüne… Hayatın sillesini yememiş, türümüzün binde birlik kısmıyla karşılaşmış bulunuyorum. Bu oje falan da sürüyodur kesin tırnaklarına…
Ben sana hayatın gerçeklerini öğretirim, şu sahiben bi kaybolsun da ortalıktan.
Bana reva gördüğünüz ortamı görüyosun di mi, kendini sahibim sanan yaratık?

Len ne özür diliyon kediden, patiyi atan benim özür diliyom mu, allahın yalakası…
Tabi mecburi hizmet gibi bişey bu, beni bırakacak ya, yalıyo… Yalama bize özgü bişey değil yani, insanoğlu daha çok yapıyo bu eylemi, ama kendini temizlemek için diil tabi ! İlginç bi yaklaşım örneği !
Bizim gibi onurlu, gururlu, dik durabilseydiniz kutsal kitaplarınıza bile gerek kalmazdı… Ama nerdeee, ruhlarına işlemiş yalakalık ! Bu kedimsi şeyi de kendinize benzetmişsiniz.
Ben bu evde 15 günü nasıl geçirecem yaa?
Onurlu geçmişimi korumak adına sokaklara dökülmeli, alemlere dalmalıyım… Böyle onursuz yaşamaktansa “benim meskenim sokaklardır” dizeleri daha uygun..
“Aç kollarını sokak baba ben geliyorum…” diyerek yüreğimin götürdüğü yere gitmeliyim… Bir kedi gibi hür, sokak kedileri gibi kardeşçesine…

Her zaman söylemişimdir, türümüzün onurlu geçmişini korumak için sokak kedileri şaaart…

1. bölümün sonu :)

alıntıdır..
 
X