ARAFTA YARGILIYORUZ KENDİMİZİ
Usul usul serilirken denize yakamoz
Kadehlerimizde deme bıraktık düşlerimizi
Kırıyoruz bugün hayat mektebini
Zaman hafızamı törpülüyor,
Dökülüyor göğümüze iliştirdiğimiz yıldızlar,
Onulmaz sancıdır sol yanımıza,
Kırılıp dökülen hayatlar.
Neden? Dudağımızda iğreti duruyor gülümsemeler,
İnatla kirpiklerimize asılırken damlalar,
Bu yersiz üşüme,
Bir bardak kadehte kopan bu fırtınalar!
Neden?
Sürgün ettik gökyüzümüzü engin denizlere,
Gözlerimize sığınan çocuğu sürgün ettik,
Şimdi Araf’ta yargılıyoruz kendimizi,
Ağladıkça adımlıyoruz sıratı,
Ve yaşadıkça öğreniyoruz acılara katlanmayı.
Masamızda meze gece, kumsal ve ışıklar,
Yabancılaşıyor ruhumuz git gide,
İçimizdeki nadanı evcilleştiriyoruz,
Susmayı öğretiyoruz dilimize,
El değmemiş yarınlarımıza düşürüyoruz,
Dünlerimizin karanlık gölgesini,
Şerefe dostum!
Şerefine saadete gebe günlerimizin!...
Gülbeyaz Sarıoğlu
İkibinonbirin/birinciayının/yirmiyedincigünü