Bergamot

right19

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
30 Ekim 2008
347
2
Bergamot ağacı ve meyvesi
Bergamot ağacı, bugün bütün dünyada tanınan Turunçgiller ailesinden (familyasından) olup bir ılıman ülke bitkisidir. Uluslararası botanik sınıflandırmada “Rutacea” familyasının “citrus” türünden olup “Citrus aurantium subsp. Bergamia” olarak isimlendirilir.

Bergamot ağacı, boyu, büyüklüğü, yapraklarının şekli, çiçeklerinin rengi ile diğer turunçgillere ve özellikle limona benzer. Bergamot ağacı kimilerine göre turunç ile limonun, kimilerine göre turunç ile acı limonun melezidir. Nisan -mayıs aylarında güzel kokulu çiçek açar. Bergamot meyvesi, armut biçiminde, yeşilimsi sarı renkli kendine has güzel bir kokusu olan kabuğa sahiptir. Meyvesi sarı renkli olup ekşidir, her bir meyvede uçuk sarı renkteki beş altı çekirdek bulunur. Dış kabuğu, iç kabuğu ve etli kısmı limona benzer; daha acıdır fakat daha hoş ve değişik bir kokuya sahiptir.

Turunçgillerin hepsinin anavatanın Çin toprakları olduğu yazılır. M.S. 1000 yıllarında bu ağaçlar Çin’den Doğu dünyasına tanıtılmış, oradan da tüccarlar tarafından Akdeniz bölgesine getirilmiştir. Turunç türlerinden biri olan bergamot ağacı da bu yolla Doğu ülkelerine taşınmış, orada yetiştirilmiş, kullanılmıştı. Avrupa’ya tanıtımı da aşağıda anlatılacağı gibi Bergama’dan oldu. 16. yüzyıldan itibaren Avrupa’da tanınan bergamot 18. yüzyıldan itibaren özellikle Güney İtalya’da yetiştirildi ve bugün hâlâ bu ülkenin güneyindeki Calabria Eyaleti (İtalya’nın güneyinde çizmenin en alt kısmına verilen ad) bergamot üretiminin en önemli merkezidir.
Bergamot’un Bergama’dan tanıtılması
Bergamot bütün Avrupa dillerinde hemen hemen aynıdır. Şöyle ki,
İngilizce bergamot, bergamot orange,
Fransızca bergamote, bergamotier,
İtalyanca bergamotto,
Almanca Bergamottenbaum
İspanyolca’da bergamota denir.

Bergamotun kullanıldığı yerler ve faydaları
Bugün dünyada bergamot özellikle güzel kokusu için kullanılır. Bergamot meyvesinin dış kabuklarının sıkılması ile elde edilen “bergamot yağı = oleum bergamiae” parfümeri, koku sanayiinde özellikle kolonya yapımında, ilaç, kozmetik ve meşrubat sanayiinde kullanılır. Meyvesinin kabuğundaki esanslı yağın niteliğinden dolayı ticari amaçla yetiştirilir. Yetiştirildiği başlıca ülkeler İtalya, Fildişi kıyısı ve Gine’dir. (Türkiye’de Akdeniz ve Eğe bölgesinde çok az miktarda kalmış, Bergama’da da yeni yetiştirilmeye başlanmıştır.)

Bergamot ağacı ve özellikle meyvesi Osmanlı tıbbına göre pek çok şekilde kullanılırdı. Bergamot meyvesi Osmanlıca yazılan tıp kitaplarında “ağaç kavunu, turunç, narenç” isimleriyle yer alıyordu. Tıp kitaplarının tedavi kısımlarında bergamot yani ağaç kavunu olarak; çiçeği, meyvesi, meyve kabuğu, meyve çekirdeği ile ayrı ayrı ilaç olarak tıbbi kullanım alanı vardı.

Bu bilgileri özetleyecek olursak; bergamotun güzel kokusunun ilaç olarak kullanılmasıyla başlayabiliriz. Bergamot çiçeğini ve meyvesini koklamak salgın hastalıklarda önleyici olarak önemliydi. Bir yerde çıkan ve hızla yayılan salgın hastalık zamanında (veba günlerinde) hastalanmamak için meyve ve çiçeği koklamalıydı. Bergamotun kokusundaki etki salgın hastalıklarda çok faydalı olup, hastalığın zararlarını dağıtıp, uzaklaştırırdı. Bu sebepten evlerde bulundurulması tavsiye ediliyordu.

Bergamotun meyvesinden yapılan macunlar (reçeller) ve şuruplar çok kullanılıyordu. Bergamotun reçeli veya şurubu yemekleri hazmettirici olarak mideyi kuvvetlendirici, karın ağrılarını teskin edici, mide bulantılarını giderici, sindirime yardımcı etkili idi. Tıp kitaplarında bu şurupların nasıl hazırlanması gerektiği anlatılır.

Bergamot ağacının yaprağını çiğnemek, ağızdaki istenmeyen kokuları giderici etkisinden dolayı çok kullanılıyordu. Bu etkisi bütün tıp kitaplarında tavsiye edilir.

Bergamot meyvesinin tohumu özellikle çok önemli bir ilaçtır. Bergamot meyvesinin tohumları toplanır, kurutulur ve saklanırdı. Zehirlenmelerde, tüm zehirli hayvanların sokmasında bu tohumlar ezilir ve su ile içilirdi. Zehirlenmelerdeki faydalı etkisi bütün Osmanlı hekimlerince kabul edilip, kullanılması tavsiye edilmektedir. Eskiden tabiatın içinde yaşayan insanların zehirli hayvan sokmalarına karşı aldıkları tedbirlerden ilki “tiryak” denen hazırlanmış ilaç ve ikinci sırada da “küçük tiryak” denen bu tohumlardı.

Bu ilaçlar uzun yıllar denenmiş, uygulanmış, hekimlerin süzgecinden geçmiş ve kitaplarda yerini almıştı. Sadece hastanın yararı için çalışan hekimler bu ilaçların faydasını anlatmışlar, imkanı olanlar da bahçelerinde yetiştirerek hem kendilerine hem de çevrelerindekilere faydalı olmuşlardı.

Kimyasal ilaçlardan sonra doğaya dönen tıp araştırmacıları elbette bu etkiyi de fark edecekler. Bizler de Bergama’ya uğradığımızda veya oralardan geçerken bergamotun isim vatanını fark etmeliyiz.
 
X