• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

berfinbilgen / Kendi iirleri

berfinbilgen

Guru
Kayıtlı Üye
17 Mayıs 2007
3.156
24
318
İstanbul
Bügün papatyalar topladım senin için ,güneşin doğuşunu izledim

Gökyüzünü izledim, sensizliğin sessiz hıçkırıyla haykırdım dağlara

Umutlar tükenmeden çaresiz bekledim seni, ama sen bilmedin ne fayda

Sensiz kalmayı kaldıramıyor yüreğim özlemim büyüdükçe büyüyor içimde

Ben yine aynı yollardan yürüyorum yine gözlerim ıslanıyor yoksun diye.

Ben yine her şeye rağmen yaşıyorum,belki sensiz, belki çaresiz

Sen bana kaçılmayacak kadar yakın Tutulamayacak kadar uzak yerlerdesin

Sıçrayarak uyanıyorum geceleri yine rüyamda sensin ama sen bunu hiç bilmeyeceksin

Tekrar gözlerimi kapatıyorum,dönüp duruyorum sabaha kadar yine güne yorgun uyanıyorum

Gözlerine dalmak ve sevdiğimi haykırmak istiyorum sesim kısılana dek

Şimdi yanımda olsa diyorum deniz kenarında yürüsek el ele dalgalarla konuşsak beraber.

Beraber yürüsek yağmur yağsa üzerimize ıslansak,üşüsek,sarılsak birbirimize ama yoksun işte.

Bu gecede sensiz geçecek yine deniz kenarında yine yalnızım yine sensiz yine çaresiz.

Yine tek başınayım deniz kenarında şehir ışıkları dans ediyor yine denizin üzerinde

Şimdi yanlızlığın tam ortasındayım yine çaresiz.
 
Seni sevdim hiç sonumu düşünmedim
Yaktın gülün bile acıymış be aşkım
Katlandım derde seni sende düşledim
Son arzum sensiz asla olmaz be aşkım

Seni sevdim hiç sonumu düşünmedim

Hasret bıraktın özlem zor be aşkım
Bıraktın beni dilimden düşürmedim
Canım çıkmaz seni görmeden be aşkım

Seni sevdim hiç sonumu düşünmedim
Beni öldürdün inan ölüyüm aşkım
Hasretin gibi yakıyor gülmedim
Dön gel üzülürüm aglarım gel aşkım

Seni sevdim hiç sonumu düşünmedim
Ayrılık yok tu hesapta sevdim aşkım
Senin ugrunda candan kendimden, geçtim
Nefesim dinmez seni görmeden aşkım
 
Halbuki geldim! ..
Ordayım, iyi bak;
uzanıver içine,
tut elimden al beni! ..

Uzakta mı sanıyorsun?
Değilim...
Uzakta mı sanıyordun?
Değildim!

Orda idim! ..
Yüzün avucumdaydı,
ve sarı kanatların savrulup sürtünüyordu parmaklarıma...
Ve dünya yeşile kesmişti yıldızların altında! ..
Şehir, ve şehrin göğü,
ve bir nehr'olup akan zaman üstündeki şavkı bütün ışıkların;
Yeşildi, ve yemyeşildi...

İçim dökülüyordu gözlerine;
En yükseklerden! ..

Bir orman gölü gibiydi gözlerin, uzuun sazların arasında;
Işıltılı...
Deriin ormanların, yağmura doymuş dallarındaki her rengi yansıtan göllere benzeyen bu gözler, "koyu yeşil" oluyordu;
Kapanmak için beni beklerken, dudakların!..

Sen, akmaya hazır gözlerinle gözlerken beni...
Ben, gözlerine dökülüyordum!

Şimdi ben...
Nice dağlardan yuvarlanıp, sana dolduktan sonra... Açsan bile kapılarını, nereye gideyim; kanatsız bir kuş gibi?..
Kafesimsin!..

Ve nefesimsin; uzaklaşamadığım... Tuttuğum...
İçimde tuttuğum!

Uzakta mı sanıyorsun?
Değilim...
Uzakta mı sanıyordun?
Değildim!
Ve uzakta mı sanacaksın hep beni?..

Halbuki ben; uzakta olmayacağım!..

Bak, gene geldim.
Ordayım işte...
Uzanıver içine, tut elimden; al beni!.
 
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?

Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?

Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?

Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?

Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?

Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
 
Seninle paylaşmak uykularda en büyük günahları
Seninle uyanmak nice çılgın gecelerden sonra

Alır götürür beni kokun uzaklara en uzaklara
Ağzın dudaklarımda ıslak bir güldür sabahları


Tenin çekiyor beni tenin tutmuş saclarımdan
Afrikalı kölenim senin, esirinim, mecburunum
Gözlerin değmese gözlerime kahrolurum
Olurum çekersen ellerini avuçlarımdan

Donsun başım tutuşsun damarlarımda kanım

Gel otur yanı başıma erişilmez kadınım

Yum iri gözlerini, devir kirpiklerini

Ser önüme bir hazine gibi güzelliklerini

Sana en muhtaç olduğum su anda gel
Yasamak olsan da gel, ölüm olsanda gel
 
Besbelli ölümüm sabahleyindir
İlk ışık korkuyla girerken camdan,
Uzan,başucumda perdeyi indir,
Mum olduğu gibi kalsın akşamdan.

Sonra koş terlikle haber vermeye,
Kiracım bu sabah can verdi diye,
Üç beş kişi duysun ve belediye,
Beni kaldırmaya gelsin odamdan.

Evden çıkar çıkmaz omuzda tabut,
Sende eller gibi adımı unut,
Kapımı birkaç gün için açık tut,
Eşyam bakakalsın diye arkamdan.

Ahmet Kutsi Tecer
 
Sen Üzülme
Yıkılan bir dünyanın
En acı feryadıyım
Gitmenin yollarında
Çaresiz isyandayım

Sen üzülme
Ben çeker giderim buralardan
Sen üzülme
Ben kahrolurum senin yerine
Sen üzülme
Yeterki sen üzülme

Dön arkanı sevdiğim
Neolur ben giderken
Sakın bakma yüzüme
Bakmaki kahrolupda üzülme

Sen üzülme
Ben çeker giderim buralardan
Sen üzülme
Ben kahrolurum senin yerine
Sen üzülme
Yeterki sen üzülme

Sen üzülme
Ben akıtırım gözyaşlarımı içime
Sen üzülme
Ben kanatırım kalbimi senin yerine
Sen üzülme
Ben ağlarım senin içinde
Yeterki sen üzülme
 
çıldırmıştı güz
eylül esiyordu yapraklar
ben
tarihin misafiriydim
insanlığın, hiçe sayıldığı zamanlarda

yapraklar soluyordu
yaz baharında
güz baharında
nazik
ve çocuğumsu
yeşil yapraklar dökülüyordu
benim sonbaharımdan

eylül eserdi baharlardan
daha çağlaya hazırlanmadan
koparıldılar dallarından
kayısı kıvamında çiçekler
koparıldılar
eylül şafaklarında

günlükler kan lekesi
kurşunlar sağanak
ve hava ağır
kent
küf kokuyor
kalleş bir gecenin şafağında

global patentli ajans
altın tabaklar içinde
bir jest sunuyordu
bir siyasinin amerikan günlüğüne

Tarih
çizik plak misali
ben ise hüzünlere gebeyim

bugün
on gül açıyor
on gül batıyor
benim günlüğümde
2000
 
Bülbül ne yatarsın bahar erişti
ulu sular göl olduğu zamandır
kat kat olup gül yaprağa karıştı
yine bülbül kul olduğu zamandır

yine bahar oldu, açıldı güller
figana başladı yine bülbüller
başka bir hal olup açtı sümbüller
aşıkların del' oldugu zamandır

yine bülbül bilir gül'ün halinden
yeter ,deli oldum yarin elinden
aşıp aşıp gelir yayla belinden
yardan bize gel olduğu zamandır

yine geldi türlü baharlar bağlar
bülbül figan edip kamuyu daglar
türlü çiçeklerle bezenmiş dağlar
ulu dağlar yol olduğu zamandır


meyve vermez oldu gönül bağlarım
aklıma geldikçe durmaz ağlarım
gözüm yaşı sel olduğu zamandır
 
Back