- 29 Mayıs 2021
- 13.163
- 85.322
- 36
-
- Konu Sahibi morciveert
- #41
kaynananız yalnız alt katınızda yaşıyor, 60lı yaşlarda ve okuma yazması yok. Eşiniz onun tek oğlu. Annesi ile sorunlar yaşadığınızda hep sizi savundu ama bir yönden de asla annesine yalnız olduğunu hissettirmedi. Vardiyalı calısıyor sabah eve geldiğinde siz işte olduğunuz için annesinde yiyip eve öyle çıkıyor uyumaya. Diğer vardiyasında da aynı şekilde uyanıyo siz işte olduğunuz için annesine gidiyor yemeğe. Sadece gündüz vardiyasında berabersiniz akşam yemeğinde. Kadının sizle yaşadığı sorunlardan sonra pek takılmıyor ve hiç bir şey olmamış gibi davranıyor. Onu yok sayamıyorsunuz çünkü her bakımdan market faturalar vs olsun eşinize muhtaç birisi. Eşiniz sizi asla ona karşı ezdirmedi. Bu durumda yine de siz yokken eşinizin orda kahvaltı yapmasını anlayışla karşılayabilir miydiniz? Yani bu durum eşinizin evliliğe alışmamış annesine bağlı olduğunu mu gösterir? Annesi dışında hiç bir sorununuz yok. Her kavganızın uç noktası kaynananız oluyor bir şekilde. Hiç bir şey yapmasa bile. Kadın size karşı oy kuzum oy yavrum diyor ama hiç bir zaman bunun samimiyetini hissetmiyorsunuz. Sonuçta oğlunu sevdiği için sizi seviyor, daha doğrusu katlanmak zorunda kalıyor. Bu vardiya durumlarında eşiniz aşağıda kahvaltı yapması durumunda kaynananız sürekli bu hafta oğluşumla kahvaltı yapacağız onun sevdiği kahvaltılıklardan alacağım vs diye size göndermeler yapıyor. Ama eşiniz asla bu göndermeleri kabul etmiyor. Ona göre annesinin tarzı bu. Ve sizi çok sevdiğini düşünüyor.
Bir yere gitseniz bir akşamlığına, geldiğinizde sizi kapıda karşılıyor çok özledim diyerek. Bu gitmelerde yatılı gitmeler değil yanlış anlaşılmasın. Kapıda beklemese bile eşiniz uğramak istiyor çünkü annesi ya tüpü açık bırakır kontrol etmesi gerekir ya söyleyecek şeyleri vardır annesine uğramadan ona yalnızlığını hissetirmek istemediği için hadi anneme uğrayalım der. Bir beş dk lık da olsa. Ama bu beş dklık bile gitmeler size batar. Çünkü siz ordayken eşinizle ne konuşsanız ay noldu ne ne ne diye sorar meraklıdır. Kendisi de bunu kabul eder zaten. Sevmek zorunda değilsiniz bir insanı evet ama katlanmak zorunda mısınızdır? Çok kötü şöyle kötü böyle kötü bi insan diyemeyiz ama onun o merakı oğlunu siz yanınızdayken yalayıp öpmesi herşeye karışması. Bunlar önüne nasıl geçilebilinir?
Bir yandan da kendisine acıyorsunuz. Yalnız. Hiç kimsesi yok. Telefonu yok onun bi tvsi var. Akrabası gelmez, komşuluk ilişkileri yok, eşinden çok çekmiş zamanında. Vicdanınız sızlıyor bir noktada. N’apardınız?
Üçüncü kişi olarak yazdım. Kendinizi benim yerime koymanızı istedim sizden. Bunlar aşılabilecek şeylermidir? Eşimi görümcemi çok seviyorum, hep arkamdalar hep arkamda durdular. Ama eşimin annesi neticede onu koruduğu zamanlar çok oluyor. Haklıda çünkü ben artık annesinin en ufak şeyini bile kafama takıp eşimle tartışır oldum. Orda kahvaltı yapmasını istemiyorum. Ama o beni anlamıyor. Kadın seviniyor ne olacak sana iş çıkmıyor neden böyle düşünüyorsun diyor. Kıskançlık yaptığımı söylüyor. Sizce ben kıskançlık mı yapıyorum? Nasıl düzeltebilirim kendimi.. Kendimi suçluyorum çünkü bazen saçma şeyleri de sorun ediyorum. Yorumlarınızı bekliyorum..
Siz yokken annesiyle kahvalti yapmasinin nesi kotu? Ben olsam asagida annem tekse ben de teksem anneme inerim beraber yerim yemegimi. Bunun icin esim benimle kavga edemez. Kendinizi suclamakta haklisiniz. Dusunceniz cok yanlis cunku.kaynananız yalnız alt katınızda yaşıyor, 60lı yaşlarda ve okuma yazması yok. Eşiniz onun tek oğlu. Annesi ile sorunlar yaşadığınızda hep sizi savundu ama bir yönden de asla annesine yalnız olduğunu hissettirmedi. Vardiyalı calısıyor sabah eve geldiğinde siz işte olduğunuz için annesinde yiyip eve öyle çıkıyor uyumaya. Diğer vardiyasında da aynı şekilde uyanıyo siz işte olduğunuz için annesine gidiyor yemeğe. Sadece gündüz vardiyasında berabersiniz akşam yemeğinde. Kadının sizle yaşadığı sorunlardan sonra pek takılmıyor ve hiç bir şey olmamış gibi davranıyor. Onu yok sayamıyorsunuz çünkü her bakımdan market faturalar vs olsun eşinize muhtaç birisi. Eşiniz sizi asla ona karşı ezdirmedi. Bu durumda yine de siz yokken eşinizin orda kahvaltı yapmasını anlayışla karşılayabilir miydiniz? Yani bu durum eşinizin evliliğe alışmamış annesine bağlı olduğunu mu gösterir? Annesi dışında hiç bir sorununuz yok. Her kavganızın uç noktası kaynananız oluyor bir şekilde. Hiç bir şey yapmasa bile. Kadın size karşı oy kuzum oy yavrum diyor ama hiç bir zaman bunun samimiyetini hissetmiyorsunuz. Sonuçta oğlunu sevdiği için sizi seviyor, daha doğrusu katlanmak zorunda kalıyor. Bu vardiya durumlarında eşiniz aşağıda kahvaltı yapması durumunda kaynananız sürekli bu hafta oğluşumla kahvaltı yapacağız onun sevdiği kahvaltılıklardan alacağım vs diye size göndermeler yapıyor. Ama eşiniz asla bu göndermeleri kabul etmiyor. Ona göre annesinin tarzı bu. Ve sizi çok sevdiğini düşünüyor.
Bir yere gitseniz bir akşamlığına, geldiğinizde sizi kapıda karşılıyor çok özledim diyerek. Bu gitmelerde yatılı gitmeler değil yanlış anlaşılmasın. Kapıda beklemese bile eşiniz uğramak istiyor çünkü annesi ya tüpü açık bırakır kontrol etmesi gerekir ya söyleyecek şeyleri vardır annesine uğramadan ona yalnızlığını hissetirmek istemediği için hadi anneme uğrayalım der. Bir beş dk lık da olsa. Ama bu beş dklık bile gitmeler size batar. Çünkü siz ordayken eşinizle ne konuşsanız ay noldu ne ne ne diye sorar meraklıdır. Kendisi de bunu kabul eder zaten. Sevmek zorunda değilsiniz bir insanı evet ama katlanmak zorunda mısınızdır? Çok kötü şöyle kötü böyle kötü bi insan diyemeyiz ama onun o merakı oğlunu siz yanınızdayken yalayıp öpmesi herşeye karışması. Bunlar önüne nasıl geçilebilinir?
Bir yandan da kendisine acıyorsunuz. Yalnız. Hiç kimsesi yok. Telefonu yok onun bi tvsi var. Akrabası gelmez, komşuluk ilişkileri yok, eşinden çok çekmiş zamanında. Vicdanınız sızlıyor bir noktada. N’apardınız?
Üçüncü kişi olarak yazdım. Kendinizi benim yerime koymanızı istedim sizden. Bunlar aşılabilecek şeylermidir? Eşimi görümcemi çok seviyorum, hep arkamdalar hep arkamda durdular. Ama eşimin annesi neticede onu koruduğu zamanlar çok oluyor. Haklıda çünkü ben artık annesinin en ufak şeyini bile kafama takıp eşimle tartışır oldum. Orda kahvaltı yapmasını istemiyorum. Ama o beni anlamıyor. Kadın seviniyor ne olacak sana iş çıkmıyor neden böyle düşünüyorsun diyor. Kıskançlık yaptığımı söylüyor. Sizce ben kıskançlık mı yapıyorum? Nasıl düzeltebilirim kendimi.. Kendimi suçluyorum çünkü bazen saçma şeyleri de sorun ediyorum. Yorumlarınızı bekliyorum..
Annesi ile zamanında cok sorunlar yaşadım. Yüzüme karşı arkamdan söylediği çok laflar oldu. Onlarla ilgili çok konu açtığım için tekrar oralara girmek istemedim. Bir şekilde unutuldu çünkü. Ama onlardan sonra böyle oldum ben.
Kadını tanımıyorum ama üzüldüm onun adına,kendi evladına hazırladığı yemek bile batmış elin kızına.Ayrıca tabikide sizi oğlu için sevecek siz onun öz çocuğu falan değilsiniz kimse kimseyi koşulsuz sevmiyor ailesi dışında.Siz evdeyken yaptığınız yemeği yemeseydi veya sürekli sizi de oraya taşısaydı annemde yiyelim diye size hak verebilirdim ama sizi bırakıp yaptığı bişey yok.İşten gelen insan yorgunluğuyla hazır yemek varken neden kendi hazırlasın ? hem kadın yaşlı geleni gideni de yokmuş pek oğlu nefes oluyordur işte ona.kaynananız yalnız alt katınızda yaşıyor, 60lı yaşlarda ve okuma yazması yok. Eşiniz onun tek oğlu. Annesi ile sorunlar yaşadığınızda hep sizi savundu ama bir yönden de asla annesine yalnız olduğunu hissettirmedi. Vardiyalı calısıyor sabah eve geldiğinde siz işte olduğunuz için annesinde yiyip eve öyle çıkıyor uyumaya. Diğer vardiyasında da aynı şekilde uyanıyo siz işte olduğunuz için annesine gidiyor yemeğe. Sadece gündüz vardiyasında berabersiniz akşam yemeğinde. Kadının sizle yaşadığı sorunlardan sonra pek takılmıyor ve hiç bir şey olmamış gibi davranıyor. Onu yok sayamıyorsunuz çünkü her bakımdan market faturalar vs olsun eşinize muhtaç birisi. Eşiniz sizi asla ona karşı ezdirmedi. Bu durumda yine de siz yokken eşinizin orda kahvaltı yapmasını anlayışla karşılayabilir miydiniz? Yani bu durum eşinizin evliliğe alışmamış annesine bağlı olduğunu mu gösterir? Annesi dışında hiç bir sorununuz yok. Her kavganızın uç noktası kaynananız oluyor bir şekilde. Hiç bir şey yapmasa bile. Kadın size karşı oy kuzum oy yavrum diyor ama hiç bir zaman bunun samimiyetini hissetmiyorsunuz. Sonuçta oğlunu sevdiği için sizi seviyor, daha doğrusu katlanmak zorunda kalıyor. Bu vardiya durumlarında eşiniz aşağıda kahvaltı yapması durumunda kaynananız sürekli bu hafta oğluşumla kahvaltı yapacağız onun sevdiği kahvaltılıklardan alacağım vs diye size göndermeler yapıyor. Ama eşiniz asla bu göndermeleri kabul etmiyor. Ona göre annesinin tarzı bu. Ve sizi çok sevdiğini düşünüyor.
Bir yere gitseniz bir akşamlığına, geldiğinizde sizi kapıda karşılıyor çok özledim diyerek. Bu gitmelerde yatılı gitmeler değil yanlış anlaşılmasın. Kapıda beklemese bile eşiniz uğramak istiyor çünkü annesi ya tüpü açık bırakır kontrol etmesi gerekir ya söyleyecek şeyleri vardır annesine uğramadan ona yalnızlığını hissetirmek istemediği için hadi anneme uğrayalım der. Bir beş dk lık da olsa. Ama bu beş dklık bile gitmeler size batar. Çünkü siz ordayken eşinizle ne konuşsanız ay noldu ne ne ne diye sorar meraklıdır. Kendisi de bunu kabul eder zaten. Sevmek zorunda değilsiniz bir insanı evet ama katlanmak zorunda mısınızdır? Çok kötü şöyle kötü böyle kötü bi insan diyemeyiz ama onun o merakı oğlunu siz yanınızdayken yalayıp öpmesi herşeye karışması. Bunlar önüne nasıl geçilebilinir?
Bir yandan da kendisine acıyorsunuz. Yalnız. Hiç kimsesi yok. Telefonu yok onun bi tvsi var. Akrabası gelmez, komşuluk ilişkileri yok, eşinden çok çekmiş zamanında. Vicdanınız sızlıyor bir noktada. N’apardınız?
Üçüncü kişi olarak yazdım. Kendinizi benim yerime koymanızı istedim sizden. Bunlar aşılabilecek şeylermidir? Eşimi görümcemi çok seviyorum, hep arkamdalar hep arkamda durdular. Ama eşimin annesi neticede onu koruduğu zamanlar çok oluyor. Haklıda çünkü ben artık annesinin en ufak şeyini bile kafama takıp eşimle tartışır oldum. Orda kahvaltı yapmasını istemiyorum. Ama o beni anlamıyor. Kadın seviniyor ne olacak sana iş çıkmıyor neden böyle düşünüyorsun diyor. Kıskançlık yaptığımı söylüyor. Sizce ben kıskançlık mı yapıyorum? Nasıl düzeltebilirim kendimi.. Kendimi suçluyorum çünkü bazen saçma şeyleri de sorun ediyorum. Yorumlarınızı bekliyorum..
Kusura bakmayın çok kötü kalplisiniz,siz evde yokken orada kahvaltı etmesini neden sorun eder ki insan?Bunu anlamak mümkün değil.Herkes kalbinin ekmeğini yer emin olun.kaynananız yalnız alt katınızda yaşıyor, 60lı yaşlarda ve okuma yazması yok. Eşiniz onun tek oğlu. Annesi ile sorunlar yaşadığınızda hep sizi savundu ama bir yönden de asla annesine yalnız olduğunu hissettirmedi. Vardiyalı calısıyor sabah eve geldiğinde siz işte olduğunuz için annesinde yiyip eve öyle çıkıyor uyumaya. Diğer vardiyasında da aynı şekilde uyanıyo siz işte olduğunuz için annesine gidiyor yemeğe. Sadece gündüz vardiyasında berabersiniz akşam yemeğinde. Kadının sizle yaşadığı sorunlardan sonra pek takılmıyor ve hiç bir şey olmamış gibi davranıyor. Onu yok sayamıyorsunuz çünkü her bakımdan market faturalar vs olsun eşinize muhtaç birisi. Eşiniz sizi asla ona karşı ezdirmedi. Bu durumda yine de siz yokken eşinizin orda kahvaltı yapmasını anlayışla karşılayabilir miydiniz? Yani bu durum eşinizin evliliğe alışmamış annesine bağlı olduğunu mu gösterir? Annesi dışında hiç bir sorununuz yok. Her kavganızın uç noktası kaynananız oluyor bir şekilde. Hiç bir şey yapmasa bile. Kadın size karşı oy kuzum oy yavrum diyor ama hiç bir zaman bunun samimiyetini hissetmiyorsunuz. Sonuçta oğlunu sevdiği için sizi seviyor, daha doğrusu katlanmak zorunda kalıyor. Bu vardiya durumlarında eşiniz aşağıda kahvaltı yapması durumunda kaynananız sürekli bu hafta oğluşumla kahvaltı yapacağız onun sevdiği kahvaltılıklardan alacağım vs diye size göndermeler yapıyor. Ama eşiniz asla bu göndermeleri kabul etmiyor. Ona göre annesinin tarzı bu. Ve sizi çok sevdiğini düşünüyor.
Bir yere gitseniz bir akşamlığına, geldiğinizde sizi kapıda karşılıyor çok özledim diyerek. Bu gitmelerde yatılı gitmeler değil yanlış anlaşılmasın. Kapıda beklemese bile eşiniz uğramak istiyor çünkü annesi ya tüpü açık bırakır kontrol etmesi gerekir ya söyleyecek şeyleri vardır annesine uğramadan ona yalnızlığını hissetirmek istemediği için hadi anneme uğrayalım der. Bir beş dk lık da olsa. Ama bu beş dklık bile gitmeler size batar. Çünkü siz ordayken eşinizle ne konuşsanız ay noldu ne ne ne diye sorar meraklıdır. Kendisi de bunu kabul eder zaten. Sevmek zorunda değilsiniz bir insanı evet ama katlanmak zorunda mısınızdır? Çok kötü şöyle kötü böyle kötü bi insan diyemeyiz ama onun o merakı oğlunu siz yanınızdayken yalayıp öpmesi herşeye karışması. Bunlar önüne nasıl geçilebilinir?
Bir yandan da kendisine acıyorsunuz. Yalnız. Hiç kimsesi yok. Telefonu yok onun bi tvsi var. Akrabası gelmez, komşuluk ilişkileri yok, eşinden çok çekmiş zamanında. Vicdanınız sızlıyor bir noktada. N’apardınız?
Üçüncü kişi olarak yazdım. Kendinizi benim yerime koymanızı istedim sizden. Bunlar aşılabilecek şeylermidir? Eşimi görümcemi çok seviyorum, hep arkamdalar hep arkamda durdular. Ama eşimin annesi neticede onu koruduğu zamanlar çok oluyor. Haklıda çünkü ben artık annesinin en ufak şeyini bile kafama takıp eşimle tartışır oldum. Orda kahvaltı yapmasını istemiyorum. Ama o beni anlamıyor. Kadın seviniyor ne olacak sana iş çıkmıyor neden böyle düşünüyorsun diyor. Kıskançlık yaptığımı söylüyor. Sizce ben kıskançlık mı yapıyorum? Nasıl düzeltebilirim kendimi.. Kendimi suçluyorum çünkü bazen saçma şeyleri de sorun ediyorum. Yorumlarınızı bekliyorum..
Siz kendinizi eşinizin yerine koyun (ne kadar meraklı olursa olsun) aşağıda oturan kendi anneniz olsa kahvaltıya/ yemeğe gitmez misiniz? Kocasından çile çekmiş; çevresi, akrabası olmayan bir kadın tabiki sabah akşam oğlunu bekleyecek kızının hayatını merak edecek çocukları hayırlı evlat olsun annelerinin gönlünü hoş tutsun sizin şımarıklığınızı çekeceklerine.kaynananız yalnız alt katınızda yaşıyor, 60lı yaşlarda ve okuma yazması yok. Eşiniz onun tek oğlu. Annesi ile sorunlar yaşadığınızda hep sizi savundu ama bir yönden de asla annesine yalnız olduğunu hissettirmedi. Vardiyalı calısıyor sabah eve geldiğinde siz işte olduğunuz için annesinde yiyip eve öyle çıkıyor uyumaya. Diğer vardiyasında da aynı şekilde uyanıyo siz işte olduğunuz için annesine gidiyor yemeğe. Sadece gündüz vardiyasında berabersiniz akşam yemeğinde. Kadının sizle yaşadığı sorunlardan sonra pek takılmıyor ve hiç bir şey olmamış gibi davranıyor. Onu yok sayamıyorsunuz çünkü her bakımdan market faturalar vs olsun eşinize muhtaç birisi. Eşiniz sizi asla ona karşı ezdirmedi. Bu durumda yine de siz yokken eşinizin orda kahvaltı yapmasını anlayışla karşılayabilir miydiniz? Yani bu durum eşinizin evliliğe alışmamış annesine bağlı olduğunu mu gösterir? Annesi dışında hiç bir sorununuz yok. Her kavganızın uç noktası kaynananız oluyor bir şekilde. Hiç bir şey yapmasa bile. Kadın size karşı oy kuzum oy yavrum diyor ama hiç bir zaman bunun samimiyetini hissetmiyorsunuz. Sonuçta oğlunu sevdiği için sizi seviyor, daha doğrusu katlanmak zorunda kalıyor. Bu vardiya durumlarında eşiniz aşağıda kahvaltı yapması durumunda kaynananız sürekli bu hafta oğluşumla kahvaltı yapacağız onun sevdiği kahvaltılıklardan alacağım vs diye size göndermeler yapıyor. Ama eşiniz asla bu göndermeleri kabul etmiyor. Ona göre annesinin tarzı bu. Ve sizi çok sevdiğini düşünüyor.
Bir yere gitseniz bir akşamlığına, geldiğinizde sizi kapıda karşılıyor çok özledim diyerek. Bu gitmelerde yatılı gitmeler değil yanlış anlaşılmasın. Kapıda beklemese bile eşiniz uğramak istiyor çünkü annesi ya tüpü açık bırakır kontrol etmesi gerekir ya söyleyecek şeyleri vardır annesine uğramadan ona yalnızlığını hissetirmek istemediği için hadi anneme uğrayalım der. Bir beş dk lık da olsa. Ama bu beş dklık bile gitmeler size batar. Çünkü siz ordayken eşinizle ne konuşsanız ay noldu ne ne ne diye sorar meraklıdır. Kendisi de bunu kabul eder zaten. Sevmek zorunda değilsiniz bir insanı evet ama katlanmak zorunda mısınızdır? Çok kötü şöyle kötü böyle kötü bi insan diyemeyiz ama onun o merakı oğlunu siz yanınızdayken yalayıp öpmesi herşeye karışması. Bunlar önüne nasıl geçilebilinir?
Bir yandan da kendisine acıyorsunuz. Yalnız. Hiç kimsesi yok. Telefonu yok onun bi tvsi var. Akrabası gelmez, komşuluk ilişkileri yok, eşinden çok çekmiş zamanında. Vicdanınız sızlıyor bir noktada. N’apardınız?
Üçüncü kişi olarak yazdım. Kendinizi benim yerime koymanızı istedim sizden. Bunlar aşılabilecek şeylermidir? Eşimi görümcemi çok seviyorum, hep arkamdalar hep arkamda durdular. Ama eşimin annesi neticede onu koruduğu zamanlar çok oluyor. Haklıda çünkü ben artık annesinin en ufak şeyini bile kafama takıp eşimle tartışır oldum. Orda kahvaltı yapmasını istemiyorum. Ama o beni anlamıyor. Kadın seviniyor ne olacak sana iş çıkmıyor neden böyle düşünüyorsun diyor. Kıskançlık yaptığımı söylüyor. Sizce ben kıskançlık mı yapıyorum? Nasıl düzeltebilirim kendimi.. Kendimi suçluyorum çünkü bazen saçma şeyleri de sorun ediyorum. Yorumlarınızı bekliyorum..