• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

benim gibi kötü bir evliliği sürdürmeye çelışanlar.

  • Konu Sahibi Konu Sahibi Marsupilami
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
M

Marsupilami

Ziyaretçi
sonradanyanlış bir karar oldoğuna inandığımız evliliğimizden vazgeçemedik bir türlühep bir bahanemiz vardı.
Çocuklardı bazen,bazen aile baskısına karşı çıkamama, çokça da yalnız kalma korkusuydu.
oysa tek sorun,ilişkinin bitmesini göze alma gücünü kendimizde bulamamaktı ve kaçmaktı çoğu zaman.
Kader mi bunun adı?
Değil......
korkaklık mı sorumluluk alamama mı?
çoğunlukla öyle
Gerçek şu ki çoğu kişi bir yandan sürekli şikayet ederken,değiştirmek için hiç çaba sarfetmiyor.
Ne zaman bu kadar güçsüzleştik?
ne zaman bu kadar korkak ve mutsuz yaşamayı alışkanlık halina getirdik ve bu bizi rahatsız etmeye başladı.
Kararlarımızıbile başkasının almasını bekler hale geldik.
istiyoruz ki bir sihirli el gelsin ve bizim tüm istaklerimizi bir bir yerine getirsin.
Bal kabağı son model bir arabaya dönüşsün mesela
Eşimizle olan problemleri çözemiyorsak ve çözüleceğine dair en küçük bir umudumuz kalmamışsa eğer, ayrılmak için bize güç versin
Aynı sihirli el, ayrıldıktan sonraki düzenimizi kursun
Hiçbir zaman herçekleşmeyecek bu hayalin gerçekleişmesini bekleyip duruyoruz.
Sorumluluk almak yerine hep bu hayale tutunutoruz.
Düzen bozulmasın diye mutsuz bir hayata mahkum ediyoeruz kendimizi.
Hiç kimse değil biz yapıyoruz bunu
ÇOğu zaman da mutsuzluğumuzu bir sürü şeye bağlıyoruz
Ama kendimiz dışında her şeye
Dedim ya, adına da çoğu zaman kader diyoruz
ünlü Rus yazarı Dostoyevski şöyle demiş
Kuşkusuz her şey insanın kendi elindedir.Ve insan bunların parmaklarının arasından kayıp gitmesine izin veriyorsa bunun adı korkaklıktır.Bu bir gerçektir insanınen büyük korkusu teni bir adım atmaktır.
Şİmdi yaşamınıza bir bakın.......

Başkalarını,kaderi suçlamadan daha iyisini yapabileceğimiz halde hayatınızda neleri kabullendiniz?
Mutsuzluğunuzu devam ettiren nelere boyun eğdiniz
Kahkahalar atarken , o coşkun manzaranın altındaki bulanık denizde yüzen balığıve o balığın nasıl da için için ağladığını yalnız siz bilirken kendinizi suçladığınız olmadı mı hiç?
Sorumluluğu kendi üzerinize aldığınız.?
Artık kabul edin,içinde bulunduğunuz durum kötü ise tek sorumlusu sizsiniz


O nedenle değiştirmek de sizin elinizde
Gerçekten gürül gürül akan bir nehir olmak için ne bekliyorsunuz?
Kendi hayatınızın kontrolünü elinize alabilmek bu kadar zor mu?
Her şey söyleyeceğiniz yeni bir cümle de saklı.........
Kararlarınızda saklı
Yeter ki ilk cümleyi söyleyebilin.
Can YÜceli dediği gibi
"Sırtında yumurta küfesi olmak"diye bir deyim varsır
EVET SIRTIMIZDA YUMURTA KÜFESİ VAR HEPİMİZİN
Kendi imalatımız olan küfeler
AMA EĞRETİ YAŞANMAZ Kİ BU DÜNYA DA

ÖLÜM VAR ZİRA

ÖLÜME İNAT, TUTUNMAK LAZIM

İNADINA KÖK SALMAK LAZIM


(EYLEM AKTAY ADLI BİR GAZETECİNİN YAZISINI PAYLAŞMAK İSTEDİM.)
 
güzel bir yazı hiçbir zaman hayata yeniden başlamaktan tek başıma sorumluluk almaktan korkmam hayat benim hayatım mutsuzsam yada o olay beni üzüyorsa devam ettirmem, her zamanda dediğim gibi ben hayatı geçtim o beni kovalar artık
 
Çok güzel bir yazı..Birçoğunun içinden geçen gün yüzüne çıkmamış sözler...
evet yazarın dediği gibi yapmak isteyipte yapmaya cesaret edemediklerimizin önüne hep bir neden dayayıp saklanırız altına..İstediğimiz gibi bir hayat yaşayamıyoruz belki ama istediklerimizle olmak hayatta bazı şeylerin mücadelesini vermek bizim elimizde..İstemediği halde kötü bir evliliği sürdürmek ne kadar acıdır eminim. Allah kimseyi bu noktalara getirmesin..Keşke hayatta biraz daha mücadeleci olsak....



ama fazlada üzülme hayat bitiyor bigün

ayrilikdan kacilmiyor

hem cok zor hemde cok kisa bir macera ömür

ömür imtihamla bitiyor
 
Evet evet anlattıklarınız harika..gelelim diğer yüzüne ...elime bir kağıt kalem alıp kazanacaklarımı ve kaybedeceklerimi yazdım...anlatayım size..ve lütfen yorum yapın sonra bana cevabınız olsun emi..
Ben kendi hayatımı örnekliyeyim size...Okul yıllarında deli gibi aşık olup ailemin istememesine 9 yıl direnmelerine rağmen sevdiğim adamla evlendim.Varlıklı bir ailenin kızı olmama rağmen hiç tatmadığım ekonomik sıkıntılar yaşadım..aslında güçlü bir kişiliğe sahip tuttuğunu koparan biri olarak tanınınırm.Hiç kimse size anlattığım bu zayıflıklarımı bilemez eşim ve ailem bile..belkide yoruldum bu güçlü gözükme modundan.neyse..Ben şimdi düşünüyorum boşansam neler kaybederim..Küçük bir ilde yaşıyorum...en önemlisi ayrıldığımda saygınlığımı yitiririm..boşanmış damgası yiyeceğim ya...eşim dış görünüş olarak sessiz sakin bir insanı psikolojisini bozacak sinsi bir yapısı var.Çevresinde takdir edilen ağırbaşlılığı ile tanınan biri..ben ise bakımlı ..hareketli...neşeli..vurdum duymaz gibi gözüken ...yani güçlü kadının etkisinde ezilen bir erkek modunda dıştan görünüş.
Kaybedeceklerim--Saygınlığım--eşi sessiz sakin di diye suçlunun ben olacağımı--tatillere tek gidemiyeceğimi---kesinlikle istemiyorum ama bir daha evlilik şansımın olamıyacağı--eskisi gibi arkadaşlarıma gidemiyeceğimi (Kıskançlık vs)---şuan her türlü sosyal etkinliklere girip çıkıyorum ozaman yapamıyacağım---ve benim için her şeyden en en en önemlisi parçalanmış bir ailenin çocuklarını yetiştirmek korkusu..onlara bunları yaşatmak onları üzmek korkusu...bir kız veya oğlan evleneceği vakit bile ayrılmış mutsuz bir ailenin çocuğu olmaz denildiğini çok gördüm duydum...aynı şeyler çocuklarım içinde düşünülecektir.Ayrılacağım vakti başıma bunlar gelecek şuan aklıma gelenler bunlar tabiki...bunun yanında ...maddi olarak hiç bir sıkıntım olmayacaktır ama...yaşanacaklar benim için çook çok kötü..
Boşanmazsam neler yaşarım veya yaşıyorum...Çocuklarım yanımda çok şeyin farkında değiller...bakıyorum beraber olmamızdan mutlu ve huzurlular...çok çok eşim aylarca bana veya çocuklara küsse de alıştık artıkbiz......internette çok vakit geçirip bizi ihmal etmesine alıştık...ne yaparsa yapsın yine akşam eve geliyor ya...çocuklar ve çevre bunu biliyorlar ya...Ben geceleri ağlayıp için için sızlansamda kimse görmüyor bilmiyor...kendimi mutlu etmek vakit geçirmek için zamanlar bulmaya çalışıyorum..Ben bunlara hep alıştım artık...duygularımı kaybettim zaten...ne olacak ki ...anlık zevkler de olmayı versin hayatımda...Eşimle kardeş kardeş aynı evde yaşasam ama çocuklarım mutlu ve huzurlu olsa yeter bana ....Ben zaten güçlü kadınım herşeyin üstesinden gelirim ...varsın yanımda iken özlediğim ...ailemi elimin tersiyle itip...sevdiğim için her türlü fedakarlığı yapıp şoklar yaşamışım ....olsun hiç önemli değil...kadınlığımı gömdüm bende ...benim için çocuklarım ÇOCUKLARIM...değmezmi bu dünya tatlısı çocuklar için...

Sevdiğiniz için ailenizi herkesi göze alıp evlenip sonradan mutsuz olmak bu dünyada tek değilim ve her kadın az cok buna benzer şeyler yaşıyor hep dısarıya karsı mutlu gibi görunmek aslında içinizde fırtınalar kopar bunu sizden başkası asla bilmez ve bunlara baskaldırıp bıtırmeye kalkdıgınızda karsınıza cıkan bir suru problem ve en onemlısı cocuklar arada olan onlara olur sırf onlar mutlu olsun diye olmayan bir yuvayı varmış gibi göstermeye ayakta tutmaya çalışmak hangisi dogru acı cekerken mutluluk oyunu oynamakmı yada tum gerceklerle yüzleşmekmi yazınızı okurken cok duygulandım bazı tarafları sankı benı anlatıyordu ben kendı dogrum ugruna cevremdeki herkesi kaybettim kalabalık içinde yalnızım
 
Kaybedeceklerim--Saygınlığım--eşi sessiz sakin di diye suçlunun ben olacağımı--tatillere tek gidemiyeceğimi---kesinlikle istemiyorum ama bir daha evlilik şansımın olamıyacağı--eskisi gibi arkadaşlarıma gidemiyeceğimi (Kıskançlık vs)---şuan her türlü sosyal etkinliklere girip çıkıyorum ozaman yapamıyacağım---ve benim için her şeyden en en en önemlisi parçalanmış bir ailenin çocuklarını yetiştirmek korkusu..onlara bunları yaşatmak onları üzmek korkusu...bir kız veya oğlan evleneceği vakit bile ayrılmış mutsuz bir ailenin çocuğu olmaz denildiğini çok gördüm duydum...aynı şeyler çocuklarım içinde düşünülecektir.Ayrılacağım vakti başıma bunlar gelecek şuan aklıma gelenler bunlar tabiki...bunun yanında ...maddi olarak hiç bir sıkıntım olmayacaktır ama...yaşanacaklar benim için çook çok kötü..




ben bunların hepsini yalnız yanımda eş olmadanda yapabiliyorum.hayatı yaşamak tatmak için illede yanımızda bir eş olması gerekmez. ama sende diğer annelerin yaptığı gibi çocuklarının hayatı için kendi hayatından ödün veriyorsun haklısında belki,yani sende çocukların için kötü bir evliliğe katlanıyorsun ben yaparmıydım asla çünkü kötü giden bir evlilikte çocuklarda mutsuz olacaktır hissederler,bunlar benim acizane fikirlerim ,allah herkese yuvalarında mutluluk nasip etsin
 
bir evlilik düşünün,12-13 yıllık,çocuk da olan,zamanında büyük bir aşk evliliği yapılmış bir evlilik

günümüzün çoğu evliliği gibi zamanla aşk kalmamış,sevgi var aslında ama saygı her tartışmada biraz daha azalmış
çocuk için,kadının ekonomik özgürlüğü yok diye ya da toplum baskısından gibi sığınılan fakat gerçek nedeni cesaretsizlik olduğu için sürdürülmeye çalışılan bir evlilik
çeşitli sebeplerle tartışılır kısa bir süre sonra kadın barışmak için adım atar,öyle ki öpmek falan ister ortamı yumuşatmak için erkek barışmaz,yatakları da ayırır,iki kelime zor konuşur olurlar zaten akşama kadar evde yoktur erkek kadın biraz zaman tanır tekrar yaklaşmayı dener erkek yine istemez kadın artık küsen erkekten nefret ediyordur,kadın zaten baştan yapmıştır hatayı hep barışan ilk adım atan olmakla erkek öyle alışmıştır sanki roller değişmiştir küsen,naz yapan erkek olmuştur hep
kadının zoruna gider tüm bunlar kadınlığını hissetmek,güzel sözler duymak,eşine nazlanmak istemektedir ama eşinden ona fırsat gelmez
bu arada kadını nazlandıran,ona iltifatlar eden,yüreğini ısıtmaya talip olanlar çıkar kadın birine kapılır eşini de sevmekte üzmek istememektedir ama eşi onu duygusal zaman zaman da cinsel tatminden uzaklaşmaktadır kendince ceza veriyordur kadına ama bir kısırdöngüye girmişlerdir işte

erkekse her geçen gün uzaklaşıyordur kadın da artık pes etmiştir eşini barıştırmaya uğraşmayacaktır aynı evi paylaşan iki ev arkadaşı gibi olmuşlardır zorunlu olmadıkca konuşmayan,ayrı odalarda uyuyan,sohbet dahi etmeyen:(
çok iyi bir insandır,çok iyi bir babadır erkek eşiyle arası iyiyken iyi de bir kocadır hiçbir şeyini eksik etmez maddi anlamda ve eşini aldatacak bir erkek de değildir zaten araları iyi ise cinsel sorunları da yoktur
ama kadındır işte duygusal açlığı vardır
ve yorulmuştur artık nereye kadar dayanabilecektir?
çocuk da olumsuz etkilenmektedir olanlardan
 
Çocuklar huzursuz bir ortamı hemen farkeder aslında biliyormusunuz?
Siz farkında değiller sanmayın sakın ola ki..
Aslında en doğrusu her iki tarafında çok mutlu olduğu bir evliliği devam ettirmek.
Ama arkadaşımızın yazdığı ayrılık durumları ne yazıkki yaşanacak şeyler.
Öte yandaysa huzur var ..
Evine girdiğinde huzura ulaşacağın bir seçim var,dışarısı çok çetin savaşlarla geçsede..
 
Back
X