- 12 Temmuz 2006
- 687
- 23
- 52
*Beni seviyor musun?*
- Beni seviyor musun?
- Hayır
- Söyle, seviyorsun beni...
- Hayır sevmiyorum.
- Beni seviyor musun?
- Hayır.
- Beni seviyor musun
dedim?
- Evet seviyorum.
- Yalannnn...
Bu diyaloğu hatırladınız mı? Hani Kadir İnanır ile Serpil
Çakmaklı
arasındaki meşhur diyalog... (Filmin ismini hatırlayamadım.)
Kabul etmek lazım, bazen böyle saçma bir soruyu
sorabiliyoruz.
Bu tür diyaloglarla büyüdüğümüz için midir nedir, hiç
utanmayız hem de...
Oysa çok
gereksizdir.
Çünkü hiçbir cevap tatmin edici değildir.
Yanıt "evet" de "hayır" da olsa, ikisine de inanmayacağımızı bile
bile
sorarız.
Aslında genelde sevilmeyen taraf sevilene sorar
bunu...
Bu da ayrılığa giden yolun başlangıç noktalarından biridir ya...
Yine de sorulur işte...
Sorulur da, cevaplar
nasıl olur?
İşte size lafmacun.org'dan birkaç örnek...
***
- Ayten... Şimdi gözlerimin içine bak ve bana doğruyu söyle. Beni
gerçekten
seviyor musun?
- Ay "Hayır" dedik
ya Fuat!
- Gözlerini kaçırıyorsun,
Ayten...
- Fuat saçmalama! Lütfen beni bi daha arama!
- Gözlerin öyle demiyor ama... Başka bir şey diyor. "Ne aramıyon
hayırsız"
türü şeyler...
- Fuat ben evleniyorum.
- Kabul ediyorum Ayten. Cevabım, evet...
- Seninle değil be manyak, başkasıyla...
- Ayten senin ağzın ne diyor? Ağzına mı inanayım, gözlerine mi
inanayım
Ayten? Gözlerine mi inanayım, ağzına mı ...ayım? Anlamıyorum...
Gözlerini
ağzıma mı
alayım, naapayım?
- Salı günü düğün.
Beklerim, gel.
- Ayten... Neyin olarak geleyim Ayten? Annen
olarak mı geleyim?
***
- Beni seviyor musun?
- Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim.
- Ferit beni sevme
ihtimalinin içine...
- Sinirlenince çok güzel oluyorsun.
***
- Tarık, beni seviyor musun?
- Hayır...
- Aaa, niye?
- Severim sevmem, keyfimin kâhyası mısın?
- Hayır, sevgilinim...
- Şunu ikide bir hatırlatmasan diyorum!
- Allah
belanı versin!
***
- Beni seviyor musun?
- Yoo...
Hah hah haaa... Nerden çıkardın. Senin neyini seveyim gudubet
kadın...
- Ben de sandım ki...
- Sen beni seviyor
musun peki?
- Yoo... Onu nereden
çıkardın?
- Eee... Biz niye burda konuşuyoruz yarım saattir?
- Ee öylese defolup gidelim ikimiz de.
- Hadi gidelim...
***
Ne gülüyorsunuz?
Sanki siz sorduğunuzda daha mı manalı oluyor?
Sanki sizin cevaplarınız
daha mı az komik?
Bir daha düşünün...
Belki soruyu değiştirmek
lazım: "Beni seviyor musun?" yerine biraz daha hafifini mi kullansak?
Mesela;
"Beni beğenmiyor
musun? Beğensen
süpper olurdu..."
- Beni seviyor musun?
- Hayır
- Söyle, seviyorsun beni...
- Hayır sevmiyorum.
- Beni seviyor musun?
- Hayır.
- Beni seviyor musun
dedim?
- Evet seviyorum.
- Yalannnn...
Bu diyaloğu hatırladınız mı? Hani Kadir İnanır ile Serpil
Çakmaklı
arasındaki meşhur diyalog... (Filmin ismini hatırlayamadım.)
Kabul etmek lazım, bazen böyle saçma bir soruyu
sorabiliyoruz.
Bu tür diyaloglarla büyüdüğümüz için midir nedir, hiç
utanmayız hem de...
Oysa çok
gereksizdir.
Çünkü hiçbir cevap tatmin edici değildir.
Yanıt "evet" de "hayır" da olsa, ikisine de inanmayacağımızı bile
bile
sorarız.
Aslında genelde sevilmeyen taraf sevilene sorar
bunu...
Bu da ayrılığa giden yolun başlangıç noktalarından biridir ya...
Yine de sorulur işte...
Sorulur da, cevaplar
nasıl olur?
İşte size lafmacun.org'dan birkaç örnek...
***
- Ayten... Şimdi gözlerimin içine bak ve bana doğruyu söyle. Beni
gerçekten
seviyor musun?
- Ay "Hayır" dedik
ya Fuat!
- Gözlerini kaçırıyorsun,
Ayten...
- Fuat saçmalama! Lütfen beni bi daha arama!
- Gözlerin öyle demiyor ama... Başka bir şey diyor. "Ne aramıyon
hayırsız"
türü şeyler...
- Fuat ben evleniyorum.
- Kabul ediyorum Ayten. Cevabım, evet...
- Seninle değil be manyak, başkasıyla...
- Ayten senin ağzın ne diyor? Ağzına mı inanayım, gözlerine mi
inanayım
Ayten? Gözlerine mi inanayım, ağzına mı ...ayım? Anlamıyorum...
Gözlerini
ağzıma mı
alayım, naapayım?
- Salı günü düğün.
Beklerim, gel.
- Ayten... Neyin olarak geleyim Ayten? Annen
olarak mı geleyim?
***
- Beni seviyor musun?
- Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim.
- Ferit beni sevme
ihtimalinin içine...
- Sinirlenince çok güzel oluyorsun.
***
- Tarık, beni seviyor musun?
- Hayır...
- Aaa, niye?
- Severim sevmem, keyfimin kâhyası mısın?
- Hayır, sevgilinim...
- Şunu ikide bir hatırlatmasan diyorum!
- Allah
belanı versin!
***
- Beni seviyor musun?
- Yoo...
Hah hah haaa... Nerden çıkardın. Senin neyini seveyim gudubet
kadın...
- Ben de sandım ki...
- Sen beni seviyor
musun peki?
- Yoo... Onu nereden
çıkardın?
- Eee... Biz niye burda konuşuyoruz yarım saattir?
- Ee öylese defolup gidelim ikimiz de.
- Hadi gidelim...
***
Ne gülüyorsunuz?
Sanki siz sorduğunuzda daha mı manalı oluyor?
Sanki sizin cevaplarınız
daha mı az komik?
Bir daha düşünün...
Belki soruyu değiştirmek
lazım: "Beni seviyor musun?" yerine biraz daha hafifini mi kullansak?
Mesela;
"Beni beğenmiyor
musun? Beğensen
süpper olurdu..."