befin / Kendi Şiirleri

Senin doğru zamanların benden çok öncelerde kalmış sevgilim. Ben hep yanlış
zamanlara mecburum şimdi.

Kış güneşine aldanıp açan çiçekler gibi mevsimsiz solacak olsa da sana olan
aşkım, inadına seviyorum seni. Yalancı sıcağını seviyorum sevgilim. Zarar
göreceğimi bile bile. Sonunda solacağımı bile bile seviyorum seni. Sana açıyorum
yüreğimi, biliyorum ki güneşin umurunda değildir mevsimsiz açan çiçek. Ben yine
de açıyorum yüreğimi. Umurunda olmasa da, Seviyorum seni.

Alev alev yanıyorum
Buzlarım çözülüyor aşka
Gardım düşüyor, tutamıyorum
Korkuyorum bakışların çarpınca bana

Biliyorum ki sonum olacaksın.
Korkuyorum ki sonum olacaksın.
İstiyorum ki son'um olasın.
İlk'im olduğun gibi, Son'um olasın.

Senin doğru zamanların çoktan harcanıp gitmiş sevgilim. Senin suçun değil bana
yanlış zamanlarda gelmen. Yada benim sana gelmem en yanlış zamanında.
Zamanlarımız uymasa da, benim için erken olan sana geç kalmış olsa da seviyorum
seni.

Alev alev yandığım doğru
Küllerinden doğar mıyım sana doğru
Kendimi arıyorken olmaktan korktuğum Yerdeyim
Sendeyim

Hep doğru zamanda doğru yerde olur diye düşünürdüm aşkı. Oysa ben aşkı
bulduğumda yanlış zamanındaydım hayatının ve en yanlış yerinde. Düşündüğün gibi
yaşanmasa da hayat, seviyorum seninle hayatımı. Sen ve hayatım. Aynı anlamı
taşımaya başlasa da, sensizlik hayatımın sonu olacak olsa da;
Al beni
Ne
Yaparsan
Yap!..

Al beni
Ne
Yaparsan
Yap!..
 
Kelimelerim kan revan içinde.
Yüreğim yorgun, gözlerim solgun.
Notaları öksüz bir şarkı gibi
Ağlıyorum bulutların koynunda..
Ve kimseler görmesin diye,
Gözyaşlarımı kaldırımlara siliyorum..
Mürekkebimle yıkamıyorum
Hasretinin karanlık duvarlarını...

Gözlerimi kapattım geceye.
Şiirlerimi hecelerinden vurup
Toprağın beyaz sayfalarına uzanıyorum.

Bulanık sularda yıkıyorum
Kan çanağı olmuş gözlerimi.
Hasretin düşerken avuçlarıma,
Mor tonları giydiriyorum
Acıyı emen dudaklarıma.
Sessizliğe bürünmüşken sevda,
Baharlarda filizlenen taze dallardan
Darağaçları sunuyorum yüreğime.
Yokluğunu öperken dudaklarından
Pusular kuruyorum aldığım her nefese..


Oysa umuda gülümseyen bu adam
Boyun eğer miydi kanlı pusulara ?
Diz çöker miydim karakışlara ?
Ama yokluğunda
Vuslatları öper gibi,
Karanlıkları öpüyorum
Adını ezberlettiğim dudaklarımla.
 
hepsi birbirinden güzel ama ellerin bambaşka güzel geldi bana.yüreğin hep şiir tadında duygularla dolup taşsın.paylaşımın için teşekkürler..
 
Aldın omuzuna hatıraları
Yükün ağır/ yolun uzun
İşte gidiyorsun.
Geçmişin
Bir yün yumağı olmuş bakışlarında,
Bir ucu bende / düğümü sende,
Veda bile etmeden
Terkediyorsun.

Gölgen burda ama
Ulu bir çınar gibi
Uzaklardan besleniyor köklerin,
Kirpiklerinde gölgelenmiş hüzünler,
Yüreğinin acısı inmiş de dizlerine,
Yaralı bir ceylân gibi yürüyorsun.

Dönüşü olan
Bir gidiş mi bu böyle?
Yoksa terkediş mi / gizliden?
Ne ben biliyorum yanıtını,
Ne de sen .
Ağzın kilitli / bağlanmış gibi dilin
Susuyorsun....

Sıkışmış avuçlarına hatıralarımız,
Benden birşeyler karışmış bedenine,
Dudaklarında sıcaklığım var,
Göğsünde yorgunluğum,
Bir parçam ellerinde,
Gözlerinde bir yanım,
Götürüyorsun sana tutsak yüreğimi,
Beni burda
Eksik bırakıyorsun.

Dalımda kuşlar sustu
Esmiyor rüzgârlarım,
Çiçeklerim gizlendi taç yapraklarına,
Çünkü sen
Güneşimi yanında götürüyorsun.

Damarlarımda alıp veriyor fırtına, tipi,
Sana giden yollar kapandı kardan,
Yüreğim soğudu gidişinle,
Suyu çekildi ağaçlarımın,
Giderken
İçimdeki baharımı da öldürüyorsun.

Gidiyorsun işte uzaklara,
Ölüme eş ayrılığa gidiyorsun.
Sesin ölgün / bakışların sönük,
Ellerin soğuk
Üşüyorsun.

Gitme
Dönüşü belli olmayan yolculuğa,
Belki açmaz uzaklarda tomurcukların,
Adın söylenmez ağızlarda
Güllerin kokmaz / ırmakların kurur,
Dilinde kırılır belki
Sevgi dolu sözcükler,
Buralara gelmez çağrıların
Biliyorsun.

Gidiyorsun işte,
Bağrını açmadığın rüzgârlarda sürükleniyorsun.
Üzerinden geçmediğin sular,
Akşamları
Üzerine bulut çöken hüzünlü dağlar
Yabancı sana,
Anlasana!
Beni burda,
Kendini
Bilmediğin dağlar ardında
Yalnız bırakmasana.

Kâmuran ESEN
 
ismimi unuttuğun zamanlardı
kimbilir../.belki de sadece ismimi
kaç gece uykusuz kaldı düşlerim
yarı uyanık sarıldım bende bıraktığın kelimelerine
kimbilir../..bilebilir..?
hem de bir çok gece

beni anladığını sandığım bir sen vardı oysa
beni herkesden çok duyumsadığını sandığım
özgeleceğim vardı mesela,
özgeçmişim değil
nasıl da uzaklaşıyorum senden../..utanarak
ama../..tahmin edemeyeceğin kadar../..sıkılarak
beni bağışla diyemem sana
diyemem yüreğimi ben yangınlara attım
sensin beni senden ayrı tutan
beni suskunluğunla../..sen kaçışlara attın

kelimeleri araladığımda,
gözlerimi alan her boşlukta ayrılık yatıyor
ayrılık çıkıyor karşıma../..yazmak istemediğim her satırda
bir zaman geliyor,
unutmalıyım diyorum
unutmalıyım avuçlarımda biriken gözyaşlarını
uzaklar hep uzak kalıyor sevdaya
biraz daha uzaklaşırsam,
sol yanım hep uzak düşecek sevdana..

ne kadar ayrı kaldın oysa yazmaktan
bir doğum günü geçti bu yalnızlıkta
kimbilir kaç gece yağmurlar birikti kirpiklerimde
kimbilir kaç gece../..sen hiç bilmedin
bir düşünce var ki kemiriyor beynimi
belki de hiç bilmek istemedin
ne güller geldi../..ne sevgi dolu telefonlar
oysa istediğim bir tek sendin../..yetişemedin..

eskiden sen baktığında görebiliyordum düşlerimi
şimdi../..kim gözlerime baksa,
sensizliğin intihar sahnelerinde buluyor kendisini
sen hiç bir çift gözün içinde öldürüldün mü..?
ben senin gözlerinde şahadet getiriyorum../..dudaklarıma akıt nefesini

oysa umarsızlığından taşıyor bekleyişlerim
nasıl bir bıçak gibi kesip atabilirim..?
-miş’li geçmiş zamanların küllerinde şehvetimiz var
sabret diyorsun../..sabrediyorum lakin,
her gün artan acılarımda../..senin mutlak parmağın var
susmaktan bıkmayan bir ben../..bir daha olmayacak diyebilir misin.?
bende tutunduğun yer kadar../..benim de tutunmaya ihtiyacım var..

ismimi unuttuğun zamanlardı
kimbilir../..belki de sadece ismimi
kaç gece sığındım bende bıraktığın sözlerine
yarı üşür bir halde küfürler yağdırdım../..rüyalarımın kesilişine
kimbilir../..bilebilir..?
hem de her gece

hatırlayabildiğim
senden daha çok sevilmem
daha çok ben../..içimden..
şimdi aynaya son kez bak kendin için
göreceğin yüz../..sende bıraktığım son eserim..
 
Simdi artik nereye biraksan kendini..Orada öykü oluyor..

Arasindan gecerken hayatimin../Orta yerinde durdum..

…..
Öykünün neresinden tuttugumu degil, neresinden biraktigimi, bu öksüzlügün hangi anlamsizligindan yola cikipta alkis aldigimi, beni hangi unutulmus bir kösesinde bu dünyanin bilinmez adresinde sakliyor gibi geliyorsa da hersey../ Ben unutulmayan bir sarkiyi mirildaniyorum icimden..

Siirin yazildigi tarafindan okunmasi gibi birsey. Kelimelerin bes para etmezligi../ Düslerimi sinsice calan yürek../Degistir ismimi..Bir piyano tusundan, yakamoz beklentisine degin sabirsizca..Ne kaldiysa geriye..Ne kalacaksa..

Yazilmis kendimden zamaninda../

Gün karartısında baksan,/
Bakış atsan hani,
Yüzüm olmayan gölgene,
Dinlemektir içten içe,
Yapabildiğim,
Dıştan ağlama duvarı,/Aynalardır sahipsizliğim,
Beceri travması,/Geçirten tarihine,/Anlam dengi,
Mührünü basar kimsesizliğim…

Basilmis bir mührün hükmü yoktur artik. Kendi cümlelerime katabildiklerim adina alnimda tasidigim mühürlerin eskisi olmak etkisiyle. /Icinde bulundugum bir haritanin uzakligi kadar yasiyorum herseyi. /Uzaktan ama eskizsiz../Uzaktan ama eksiksiz.. Anlamadigim kadar bildigimden olsa gerek..Fotograf dilsizligini..

Bir vardim..Bir yoktum../Aksayan taraflarimdan hizla gecip giden bir zaman oturuyordu icimde..Icimde bir yerlerde adressiz, bir bacagi kirik bir iskemlede.. Savrukca montajlanmis bir sekilde. Sonunu belirleyemedigim.. Kollektif bir tutarsizligi delip gecen, ve kücük bir adayi binlerce kez tavaf edercesine../ Suskun tavirsizligim.. Önünü alamadigim bir patavatsizliktan dünyaya düserek..Bir vardim..Bir yoktum..Bir olamadim yani..

Gözümün önünden gelip gecen her senaryonun bos kahraman takintilari, promosyon arayislari, vitrin cambazliklari, taklitler, taktikler.. Sivilasmis bir modellemenin katisiksiz piyonistleri.. Orkestra suskun, stüdyo bos, sahnede itile kakila yerlerini alan kopya mucitler../ Bir cift gözün, sadece cok isteyerek degil..

Belki de istenmeden gecikmisligi hayatina dair../Olmak bu degil.. Olamamak istenildigi gibi..Bircok yalanin iyi secilmis bircok dogrudan olustugunu anlamamak gibi birsey..Kendi filmimden ayriliyorum kisacasi../Oynamadigim günlerin hatirina..

Bakiyorum da, en cok Ask`tan yoruluyor insan.. Ayriliktan ve acidan sonra..Ve yoruldugu kadar kosuyor pesinden kendinin.. Yaziyor bir de../Bir olamadan..Düsüyor Bir`e varamadan.. Nedense..?

Simdi artik nereye biraksan kendini../Orada öykü oluyor../
Hic okunmamis bir öykü..
Hic baslanmamis../
 
Yani ben umudum.

Yani ben umudum,
Yani bilinen bir hayat,
Bilinen bir hayatta,
Açıklaması olmayan bir yolculuktum,
Belki taşıyacaktı,belki yaşayacaktı içimde aşklar,
Oysa ben hala aşkına pembe yanaklı bir çocuktum,
Çocukluktum yani,
Toprağın,
Tozun,
Rüzgarın ardına saklanan,
Sevdalarına sabah dokunuşlarını hapseden,
Bir suçluluktum,
Yani ben,
Bildiğin,
Umuttum,
Hasret kurgusu yaşayan buluşmalarda,
Avuçlarına,
Gözyaşı taşıyan yaralı bir kuştum,
Yüreği elinde binlerce beden arasında,
Bir sana,
Bir sende beni yaşayan aşkına tutulmuştum,
Yani gözlerin,
Yani ellerin,
Yani gecelerce sevdalısına ağlayan bütün özlemlerin,
Geride bıraktığı zamanlarına,
Çocukluğumdan koşturmuştum,
Ben umut,
Bilinen bir hayat,
Bilinen bir hayatta,
Bilmediğin bir mutluluktum...
 
Şimdi bana dokunuşların kaldı.
Gittin, ama hala tenimde ellerin.
Küçük bir çocuk gibi dizlerinde,
defalarca öpülmeyi özledim.
alıntıdır..


Befıncım eline emegıne saglık..paylasımın için teşekkür ederimmm canımma.s.:1hug:
 
Biliyorum, konuşacak bir şeyimiz kalmadı, paylaşacak hiçbir şeyimiz yok ortada. Yine de yüreğimden, gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum. Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım, sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum. Cümlelerimi kısalttım, kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen evlat dudaklarımda. Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olmadım gurursuz ama umutlu ve sabırlı hasretine. Anlık hayaller anlık mutluluklara gebe kalıyor..bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum...imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor. Bir çocuk gibi, isteklerimi bastıramıyorum. Çalmayan telefonuma elim gidiyor, sana hala bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum. Bende olan seni hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini, anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum. İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum..! Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı. Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım anılarım dışında. Isınabilmek için onlara sarılıyorum. Anlamsız ve cevapsız sorular hınzırca sırıtıyor, ben görmemeye çalışıyorum. Göz yaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana. Gittin..belki de hiç gelmemiştin, ben geldiğini sandım. Ayak uyduramadım yorgunluğuna. Dudaklarına, düşlerindeki öpüşü konduramadım. Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın dokunuşlarında kendini bulan. Ama en çok da imkansızın oldum, hırçınlığın, yirmi yaşın, gecikmişliğin...Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum. İnanamadığın, yenemediğin, üzerinden atlayamadığın korkuların oldum. Ağladığın, bağırdığın ya da sustuğun isyanın oldum. Aşk pazarında harcadığın mevsimler oldum, sessizce boşalan gözyaşların,birikmişliğin oldum. Son ses dinlediğin bir şarkının nakaratı oldum, dilinin ucuna gelip de söyleyemediğin kelimeler, ister istemez yaşadığın talihsizlikler oldum. Yüreğindeki kadın ben olmak isterken, yüreğine sığınan ve tozlanacak olan bir anı oldum. Hak etmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken belki de hiçbir şeyin oldum. Söylesene, ben gerçekte senin neyin oldum...? Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim. Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim..? Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda. Sadece bir mevsim yaşanan ama bir ömür gibi gelen aşk...Kalbime henüz söylemedim gittiğini. Öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum. Seni hala benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum. Gittin...sevdamın öksüzlüğüne alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi. Suskunluğun en büyük silahındı, suskunluğunla vurdun beni. Ben alışkınım kendi yaralarımı kendim sarmaya. Asıl acı olan ve kanatan unutulmak aslında. Söylesene, unutulmak kime yakışıyor..? Unutan sen olsan da, sana bile yakışmıyor..Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor. Görüyorsun işte, aşka ve sana ihanet etmiyorum ben, ki kırgınlığım aşka.Sen üstüne alındın...Bir sonbahar’da, güneş hala daha ısıtırken bedenimi seni çıkarttı karşıma. Sen “bitti” dediğinde yağmur yağıyordu, aşkın canı sıkıldı, seni aldı...

p.onay
 
GÜNAYDINIM’ sın...

Fecri aydınlatan sözlerimsin sen...Karanlığın odalarına süzme ışıktır gözlerin..Ceplerinde hüzün taşıyan adamın avuçlarında sakladığı mavi bilyelerin içinde yaşayan can...Sen perdelerime düşen günaydınımsın..Sen yarım yamalak sözlerimin tamamlandığı yersin...Durma oralarda, gecemi gündüze çeviren kadın..Günebakan çiçekleri gibi yüzünü bana çevir..Soluğunu rüzgar, suskunluğunu bahar yaptım kendime..Gözlerinin sağnaklarındayım bulut bulut düşüyorum Yeşil Cennetin kuruyan topraklara...Kalem oluyorsun yüreğimde demlenen...Kahverengi gözlerim gibi kahve gözlerinle ısık dağıtıyorsun şehrime..Alnıma vuran ışıksın..Cünkü sen günaydınım, sen benim yaşamımsın sabahıma kanatlanan...

AYDINLIĞIM’sın....

Cemaline sinen nurlu gözlerine esir düşüm ben..Esrik bir rüyayım karanlıktan aydınlığına saçılan..Tut sevgili..Mihrabına al beni..Gökyüzüne kanatlandır beni.Kutsa beni yüreğinle..Kutsal mabedinde yaşamama izin ver...Duam olsun nefesin..Nefesim olsun gözlerin..Katılaşmış karanlığımı erit yüzünde soluklanan güneşle..İlmekle beni ışığına..Kollarına al cocuksu sevinçlerımi...Ört üzerimi ışığınla...Saçlarımın köklerinde doğsun gözlerin..Alnı pak sevdalara kazılsın adın..Tıpkı karanlıklarıma bırakılan aydınlık gibi...Sen hep burada kal.Gecemin sabaha gebe kalan aydınlığı ol...Kuşluk vaktim olsun sözlerin..Perdelerim seninle gülümsesin...Şehrim seninle ısınsın..Sen geleceğe yürüdüğüm yollara mevzilenmiş çiçeklerin gökyüzüne bakan yanısın...Sen pencerelerime süzülmüş apaydınlığımsın....


YOLLARIM’sın....

Umutsuzlukta kaybettiğim yılların geleceğe giden zamanısın sen..Tozlu yollarımsın sana uzanan...Adımlarımsın bastığım her izinde adını sayıklayan...Rüzgar koynumda sana geliyorum..Dudaklarımda senin en sevdiğin şarkı....Bir de bohçamda sevgi azığım...Kilitledim geçmişimi karanlığa...Ben sana koşuyorum..Hem de yalınayak...Bilirim ki yollardaki dikenlerin çıplak ayaklarımın kanamasından korkarsın sen...Dudaklarınla öpme sakın yollarıma serilmiş dikenleri..Bırak kanasın ayaklarım....Yollarımsın bâd- ı saba ile yıkanmış..Bulut bulut gölgelerinde ilerlediğim varlığının bayram arifesindeyim.. Sana kavuşmak, bir bayram sabahı... Toprak yağmuru sağarken dudaklarıyla sen benim vuslatımsın hasretin omuzlarına vurulmuş...Sen benim yollarımsın adınla onurlandırılmış..Gözlerini mavi ufuklara çevir..Toz bulutuyla sana gelmekteyim...Ellerimde mavi bilyelerim nefes nefese sana koşuyorum .Bekle beni..Daraldı zaman..Yaz yağmuru kadar mesafem kaldı sana..Geliyorum....Kaybolan yılların cilasız zamanlarından senin için yollara koyuldum..Zamansızlığın patikalarını geçmişken bir dağ kaldı aramızda...Üzüm bağlarından geliyorum sana..Az kaldı sevgili..Yollarımsın, adımlarıma ömür diye sunulmuş...


SABRIM’ sın..

Acıya minnet eden bir cocuğun ellerine tutuşturulmuş ekmek gibi bereketli yüzün..Su gibi aziz, hayat kadar elzem ve nefes kadar sonsuz bir cansın sen...Akşam kuytularında yalnızlığın ayak dibinde düşmüş benliğimin gözlerinde tekrar hayatı kazanmasıydı..Takâtim, dayanağım, sabrımsın sen..Soğuk ve yapay cocuklarla bastırılmamış cocuksu düşlerimin yeniden sabırla örülüşüydü yüzündeki tebessümler..Ezberimsin. evvelim , ezelim ve ebedimsin...Sebebim, nefesim ve ahirim..Sen, çaresizliğin ayak uçunda demlenen yüreğime armağan edilen sonsuzluk hediyesi..Sen, göğsümde taşıdığım eşsiz paye...Sen benim acıya dayanma gücüm, sen benim yüreğime işlenmiş sabrımsın...


HAYATIM’sın...

Şeceresi hüzün olan adamın buzdan kalbine düşen hayatsın..Canıma can diye süzülen canânsın. Kanadında mutluluk olan baharlarsın sen...Gonca güllerle süslenmiş sabahların gülümsediği cansın sen.. Kaybettiklerimin ardından tek kazandığımsın..Bedeli ödenmiş acılarımı dudaklarındaki nefesle gideren şifâsın sen.. Bağrı yanmış ve susuzluktan yüreğimi kurumuş kıyılarıma dolan ve benliğimden aşıp yüreğimde çoğalan bitmez deryâsın sen..Yaralarıma kendi yarası gibi bakıp sökük yüreğimi Eyyubvâri sabırla mutluluk ekleyen, çöllerimdeki serabın tükendiğini bilip dudaklarındaki ab- ı hayat ile menzile giren Leylasın sen...Göğsümde her zaman övünç abidesi diye saklayacağım ömrü vefasın sen..Sen susuzluğuma düşen hayatsın..Bak çöllerim yeşeriyor..Dokun toprağa..Zamanın göğsünde elenmiş topraktan “ sen ” fışkırıyor bak..Dua dua filizleniyor kuru yapraklar..İçinde büyüttüğüm kız çocuğunu vakitsiz gömen adamın kuru dudaklarına sunulmuş ab- ı hayatsın...Sen benim gözlerindeki kendimi gördüğüm hayatımsın...Soluklandığımsın, nefes aldığımsın....
 


…uzaklasan kuslar görüyorum
kanatlarinda kirik hayaller…
yarim yalnizliklar …
çiglik çigliga
kayboluyor sesleri boslukta…
…mühürlü dudaklar görüyorum
söylenmesi zor gelen sözcükleri
sakliyorlar içlerinde
neleri degistireceginden habersiz
son kullanma tarihleri geçiyor daha sonra…
…kaçak bakislar görüyorum
yakalanmak ve yakalanmamak arasinda
çekimser rollerine devam etme egiliminde olan…
bakislarin gölgesinde hizlanan kalp ritmleri…
…tedirgin parmaklar görüyorum
iki kelimeyi birlestirirken enter tusuna ne kadar
uzak kaldigini anlayip, backspace’e teslim olan…
neleri degistirecegini bilmeksizin
ertelendikçe hep daha zor gelen..
…sayfalari bos defterler görüyorum
kalemlerin yazmadigi …silgilerin silmedigi ..
hiç bir nesnenin görevini yapmadigi
hallere sahit oluyorum …
ucu kirik bir kalemin bir daha
yazamayacak olusundaki aciyi hissediyorum
kalemtrasin ise yaramadigi
hiç bir nesnenin görevini yapmadigi
hallere sahit oluyorum …
…gidiyorum
yolun nereye götüreceginden habersiz
kendi yönümü çiziyorum…
…gidiyorum…
geride biraktiklarim
hata adini almadan önce
gülümseyerek baktigim onca aninin arasindan
siyrilarak …
git gide koyulan karanlikta
ben de kayboluyorum …
 
Maviymiş
Düş renginde yansıyanlar
Yakılan ateş
Umut yüklü trenlerde.
Bulutların üstünde uçuşan külmüş
Beyaza bezenmiş kar taneleri
Hayalden ibaret
Sinemaskop filmde
Kibritçi kızın hikâyesi...
 
İçine yağan yağmurlara inat, gözlerimde karşıladığın sabahları düşün… Yeni bir güne nasıl hoş geldiğini hatırla… Bedelsiz seven yüreğini sevdan uğruna kurban eden kadını gör aynalarda. Susarak özlerken ferah tuttuğun gönlünün hasretiyle sar beni yine. Ve bu sabah kahvaltını ederken şarkılar söyle, gözlerinde yanan hasretimi görmeliyim yar. Benim gözlerimde gülümsemelisin yaralı hayata…
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…