- 6 Mart 2012
- 17.734
- 27.913
- 49
Tarihçesi yaklaşık 15 bin yıl öncesine kadar uzanan sünnet, farklı kültürlerce ve tüm dünyada birbirinden bağımsız olarak uygulanıyor. Sünnet aslında çok basit bir işlem gibi görünse de uzman ellerde yapılması büyük önem taşıyor. Sünnet, hem cerrahi yönü hem de psikolojik yönüyle üzerinde önemle durulması gereken bir işlemdir.
Sünnetin ehil kişiler tarafından ve cerrahi işlem kurallarına uygun olarak yapılması şarttır. Sünneti yapacak kişinin uzman olması, penisin anatomi ve fizyolojisini iyi bilmesi gerekir. Sünnet esnasında gerekli cerrahi itinanın gösterilmemesi önemli komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonların başında da kanama, enfeksiyon, idrar yolları ve penise kalıcı hasarların verilmesi ile hatalı sünnetler geliyor. Sterilizasyonun tam uygulanmaması, aynı aletlerin kullanılması, cerrahi teknik konusunda yeterli bilgiye sahip olunmaması ve özellikle toplu sünnetler bu komplikasyonların görülme oranını da arttırıyor. Nitekim ülkemizde de her yıl yüzlerce çocuk sünnet sonrası komplikasyonlarla hastanelerimize başvuruyor.
Sünnetin çocuk psikolojisi üzerindeki etkileri nasıldır?
Sünnetin diğer bir önemli yönünün de çocuk psikolojisi üzerine etkileridir. Bu konuda da çocuklara ve ailelere yeterli eğitim verilemiyor. Çocuğa sünnet için ön hazırlığın yapılması ve uygun ortamlarda sünnetin gerçekleştirilmesi şarttır. Psikolojik olarak olumsuz etkilenen çocuğun, ilerideki cinsel hayatına yansıyabilecek bir takım sorunların olabileceği unutulmamalıdır” diyor.
Sünnette anestezi genel mi lokal mi olmalıdır?
Gerek cerrahi işlem olarak gerekse psikolojik etkiler açısından sünnette lokal anestezi bir an önce terk edilmelidir. Lokal anestezi genel kanının tersine genel anesteziye göre daha da risklidir. Çünkü lokal anestezik olarak kullanılan maddenin penis damarlarında spazm yaparak penisin kaybına bile sebep olması mümkündür. Ayrıca, bir çocuğa bu korku ve heyecanı yaşatmadan bir cerrahi işlem uygulamak çok daha yararlı ve çağdaştır.
Sıklığı gittikçe artan yenidoğan sünnetini öneriyor musunuz?
Sünnet ülkemizde genellikle 6-7 yaş sonrası çocuklarda yapılsa da son zamanlarda yenidoğan dönemi yapılan sünnetin sayısında artış göze çarpıyor. Cerrahi işlemin ve bakımın kolaylığı, bebekte yara iyileşmesinin çabuk olması ve psikolojik travma oluşturmaması gibi avantajları nedeniyle yenidoğan sünneti, ülkemizde de daha sık uygulanır hale gelmektedir. Yenidoğan bebek sünnet sonrası 4. günde sünneti yapan doktor tarafından görülür ve 5. günde banyo yapılabilir.
Ayrıca yine bu dönemde uyguladığımız sünnet “çan yöntemi” ile yapılan dikşsiz sünnet yöntemidir. Dolayısıyla estetik görünüş ve komplikasyonlar açısından da mükemmele yakın sonuçlar alınmaktadır. Prematüre, ailede hemofili veya diğer kan hastalığı öyküsü olan, doğuştan pipi anomalisi olan bebeklerde ve o anda rahatsızlığı olan bebeklerde yenidoğan sünneti uygulanmamalıdır. Her yaşta sünnet yapılabilmekle beraber 2-4 yaş arası çocuklarda kimlik gelişimi, ben merkeziyetçi ve uyumsuz olmaları nedeniyle zorunlu olmadıkça sünnet yapılmamalı ya da yapılacaksa kesinlikle genel anestezi altında uygulanmalıdır. Eğer yenidoğan döneminde yapılmamış ve çocuk 1 yaşını da geçmiş ise sünnet için tercih edilecek zaman mümkünse çocuk için okul öncesi zaman olmalıdır; ki bu da 6-7 yaşlarına denk gelir.
Sünnet hakkında
— Sünnetle ilgili ilk yazılı ve resimli kanıtlar ise M.Ö. 2300 yıllarındaki Antik Mısır papirüs ve duvar resimlerindedir. Burada sünnetin bir gelenek olarak uygulandığını gösteren bulgular vardır.
— Kristof Kolomb Amerika kıtasını keşfettiğinde birçok yerlinin sünnetli olduğunu görmüştür.
— Tüm dünyadaki erkeklerin ortalama % 25’i dinsel, kültürel ya da tıbbi nedenlerle sünnet ediliyor.
— Amerika’da bütün yeni doğanların % 60’ı, Güney Kore’de ise % 100’e yakını sünnet ediliyor.
— Sünnetin yararları ve gerekliliği son yıllarda yoğun olarak tartışılmaktadır. Bu tartışmalar neticesinde yayınlanan bilimsel çalışmalarda bugün net olarak elde edilen en kesin sonuçlar sünnet yapılacaksa erken dönemde yapılması gerektiğidir: çocuğun erken sünnet edilmesi idrar yolu enfeksiyonu geçirme riskini azaltıyor.
— Sünnetsiz çocukların idrar yolu enfeksiyonuna sünnetli olan gruba oranla 8 ile 15 kat fazla yakalandığı gösterilmiştir.
— 400 bin erkek bebek üzerinde yapılan çalışmalarda idrar yolu enfeksiyonu oranı sünnetsiz çocuklarda %7, sünnet olan bebeklerde ise % 0,7 olarak bulunmuştur.