- 6 Mart 2012
- 17.734
- 27.908
- 49
Yazın gelmesiyle beraber, sıcak ve nemli günler de başladı. Bu günlerde hem kendimiz, hem de çocuklarımız için çeşitli önlemler almamız gerekiyor. Aşırı sıcaklarda sıcak krampları, sıcak bitkinliği ve sıcak çarpması gibi sonuçları ciddi olabilen durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. Ayrıca güneş ışınlarının zararlı etkileri ve güneş yanıkları da bu aylarda karşımıza çıkan önemli sorunlar arasında…
Sıcak çarpması; aşırı sıcağa maruz kalma sonucu ısının vücutta depolanmasıdır. Vücudun, ateşi denetleme mekanizması bozulmuştur ve oldukça tehlikeli sonuçları olabilir. Bunun sonucu olarak kramplar, aşırı halsizlik ve baygınlık görülebilir. Bazen de sıcak çarpmasının etkileri acil girişim gerektirecek boyutlarda olabilir.
Çocuğunuzu otomobilde asla yalnız bırakmayın!
Genellikle 50 yaş üstü kişilerde sık olmasına rağmen sağlıklı çocuklarda da sıcak çarpması gelişebilir, özellikle yeni doğanlar vücut ısılarını ayarlamakta yetersiz kaldıkları için, ortam sıcaklığının artmasıyla vücut ısılarında artma görülür. Kistik fibrozlu çocuklar, sıcakta otomobilde bırakılan çocuklar ve doğuştan terleme bozuklukları olanlar bu açıdan riskli grupta bulunurlar.
Sıcak bitkinliği ile sıcak çarpmasını birbirine karıştırmamak gerekir. Sıcak bitkinliği yavaş yavaş kendini gösterirken, sıcak çarpması aniden ortaya çıkar. Sıcak bitkinliğinde vücut ısısı 40 derenin altındadır, terleme vardır, bulantı, kusma, baş ağrısı ve huzursuzluk olabilir. Sıcak çarpmasında ise ateş 40 derecenin üzerine çıkar, cilt sıcak ve genellikle kurudur, şiddetli baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, kusma ve ishal olabilir.
Sıcak kramplarında dinlenme, sıvı ve gıdalarla tuz alımı önerilir. Sıcak bitkinliğinde hastanın ağızdan veya damar yolundan sıvı alımının sağlanması, hastanın serin ve havadar bir yere alınması gerekir. Sıcak çarpmasında acilen hastaneye ulaşım sağlanmalı, üzerindeki giysilerin çıkarılarak ve hatta hastanın buz torbalarıyla soğutularak hiperpireksi dediğimiz ateş yükselmesi durumunun düzeltilmesi gerekir. Yaşamsal fonksiyonların devamı için tedavi hastanede devam etmelidir.
İnce, açık renkli, ter emici kıyafetler giydirin
Özellikle çocuklarda sıvı kayıpları; vücut yüzey alanlarının genişliği ve ciltlerinin inceliği nedeniyle erişkinlere göre daha fazladır. Bu nedenle sıcak ve nemli günlerde sıvı alımını arttırmak önemlidir. Çocukların giysilerini de terletmeyecek şekilde seçmemiz gerekir. Birçok aile, çocuklarını üşümesin diyerek kat kat giydirdiği için; terlemeye, dolayısıyla sıvı kayıplarına ve klimalı ortamlara girdiklerinde ise hastalanmalarına neden olmaktadır. Oysa ince ve açık renk giysiler güneşten yanmasını ve terlemesini engelleyecektir.
Sıvı kayıpları, tıp literatüründe dehidratasyon olarak adlandırılmaktadır. Dehidratasyon; sıvı kaybının miktarına göre hafif-orta ve ağır olarak derecelendirilmektedir. Vücut ağırlığının yüzde 2,5-5 arası azalması hafif, yüzde 5-10 arası azalması orta, yüzde 10’dan fazlasının azalması ise ağır dehidratasyon olarak adlandırılır. Yetersiz sıvı alan, aşırı terleyen çocuklarda yaz aylarında bağırsak enfeksiyonlarının da artmasıyla kusma ve ishal de varsa sıvı kayıpları aşırı miktarlara ulaşabilir.
Bebeklerde sıvı kaybına karşı dikkatli olun, bebeğinizi iyi izleyin
Susuzluk hissi, huzursuzluk ya da halsizlik, nabız ve solunum hızının artması, küçük çocuklarda bıngıldak çöküklüğü, gözyaşı miktarında azalma, ağız ve dilde kuruluk, idrar miktarında azalma ve karın cildi elastikiyetinin azalması dehidratasyonun belirtileridir.
Anne ve babaların bu konuda dikkatli olmaları çok önemlidir. Aşırı sıvı kayıplarında bilinç düzeyinde bozulma ve baygınlık görülebilir. Bu kişilerin mutlaka hastaneye başvurmaları, kaybettikleri sıvının yerine konulması çok önemlidir. Vücut sıvısı kayıplarının yanında, kandaki elektrolit (sodyum-potasyum) ve asit-baz dengesinde bozulma da olabilir.
Güneş kremi sürmeden sokağa çıkarmayın!
Yine yaz aylarında güneşin zararlı ışınlarından ve güneş yanıklarından korunmak da çok önemlidir. Güneşin yoğun olduğu öğle vakitlerinde direkt olarak güneşe maruz kalmaktan kaçınmak korunmanın birinci şartıdır.
Ayrıca güneşten korunmak için piyasada çeşitli güneş koruyucular bulunmaktadır. Normal ciltli bir kişide, minimum SPF denilen güneş koruma faktörü 15 olmalıdır. Daha yüksek SPF değerleri ise UVB denilen güneş yanıklarına asıl sebep olan ışınlardan korunmamızı sağlar.
Çocukların ciltleri genellikle ince ve açık renk olduğundan en az 30 koruma faktörlü güneş koruyucuları kullanılmalıdır. Güneş kremleri güneşe çıkmadan en az 30 dk. önce sürülmelidir ki, cilt tarafından emilebilsin. Güneş koruyucu kremler aynı zamanda ciltte çil ve ben gibi lekelerin oluşumunu da önlemektedir. Yine de tüm zararlı ışınlardan güneş koruyucularla tam olarak korunmak mümkün olmayabilir. Bu nedenle şapka ve giysilerin kullanımı da önemlidir.
Akut güneş yanığı denilen durum daha çok UVB denilen güneş ışınlarıyla olmaktadır. Güneşe maruz kalan bölgede 6-12 saat sonra ortaya çıkan kızarıklık, hassasiyet, ödem ve su toplaması ile kendini gösterir. Bunlara soğuk kompres yapılması, bölgesel streoidli kremlerin kullanılması ve ağızdan ateş düşürücülerin verilmesi yeterli olur.
Çocukların ciltleri genellikle ince ve açık renk olduğundan en az 30 koruma faktörlü güneş koruyucuları kullanılmalıdır. Güneş kremleri güneşe çıkmadan en az 30 dk. önce sürülmelidir ki, cilt tarafından emilebilsin.