Bazı İnsanlardan Tiksiniyorum.

Ben normalde tüm hayvanlardan çok korkan tırsak bir hatunum ancak çocuk sahibi olduktan sonra sırf onlar hayvanlara yaklassin onları sevsinler diye bu korkumu yendim.

Şimdi nerede bir kedi köpek görseler koşup severler asla yerdeki karıncaya bile zarar vermezler.biz nasıl isek onlar da öyle yetişiyor.
 
Hayır yani ne kazandın kopartınca?
Şimdi çok misafir gelmiyor ama bekarken çoluklu çocuklu aileler gelirdi annemlere, benim kuşlar olunca oynamak isterlerdi. Çocuk dediğim de 2 yaşında bebek değil yani gayet eğriyi doğruyu bilecek yaşta. Olur da kafeslere vururlarsa bir güzel sıkıştırırdım bir daha yaklaşamazlardı. Şımarık çocuklar yüzünden kuşum korkup kafes tellerine çarpa çarpa kanadını kanatmıştı. Ben böyle kımıl zararlısı çocuklar yetiştireceğime hiç yetiştirmemeyi tercih ediyorum.

bize de gelip Leydiciğin kuyruğunu çekerlerdi. yavrum da bilmezdi hiç ısırma falan vıyaklardı dururdu. anaları da evladım çekme canı yanar demezdi.
ben de gider çocukların saçını sertçe çeker "bak onun da canı yanıyor, çekme bir daha" derdim, anları bişeycik diyemezdi.
benim çocuğum da bir hayvana zarar verirse kısasa kısas yöntemiyle öğretebilir isteyen.


Ben normalde tüm hayvanlardan çok korkan tırsak bir hatunum ancak çocuk sahibi olduktan sonra sırf onlar hayvanlara yaklassin onları sevsinler diye bu korkumu yendim.

Şimdi nerede bir kedi köpek görseler koşup severler asla yerdeki karıncaya bile zarar vermezler.biz nasıl isek onlar da öyle yetişiyor.
bizim yazlıkta çok köpek var,
bir çocuk köpekten korktu 4-5 yaşlarında eline taş aldı atmak istedi, annesi hemen "atma sakın, birisi bana taş atsa sen ağlayıp üzülmez misin, yazık onun da canı yanar, yanından yavaşça geç, bir şey yapmaz" dedi.
çocuk böyle yetiştirilir.
hayvana eziyet öğreterek değil.
seni de tebrik ederim. bilirim kedi köpek korkusunu yenmek ne kadar zordur. içinden kedi fırlayacak diye çöp tenekesinin yanından geçemeyen arkadaşım var.
 
Of tam benim konum
bizim burda hayvanlara eziyet edildiği kadar hiç bir yerde edilmiyor sanırım
birini ikisini biz kurtardık diyelim peki ya diğerleri
bir semtteki veya mahalledeki hayvan korkmiyorsa insanlardan kacmiyorsa işte oradaki insanlar merhametli insanlardir
taslamak boncuk tabancası ile kovalamak tekmelemek ki hem de ne tekme hepsi var
yakmak falan bir sürü işkence

Özellikle yaz aylarında çocuklara oyuncak gibi civciv alıp açlıktan soğuktan öldürenler onları boyayayanlar
makatindan sert cisim sokanlar bile var
ve ben düşündükçe delirirecek gibi oluyorum
kaçını kurtarabiliriz kaçını görebiliriz ki
 
bize de gelip Leydiciğin kuyruğunu çekerlerdi. yavrum da bilmezdi hiç ısırma falan vıyaklardı dururdu. anaları da evladım çekme canı yanar demezdi.
ben de gider çocukların saçını sertçe çeker "bak onun da canı yanıyor, çekme bir daha" derdim, anları bişeycik diyemezdi.
benim çocuğum da bir hayvana zarar verirse kısasa kısas yöntemiyle öğretebilir isteyen.



bizim yazlıkta çok köpek var,
bir çocuk köpekten korktu 4-5 yaşlarında eline taş aldı atmak istedi, annesi hemen "atma sakın, birisi bana taş atsa sen ağlayıp üzülmez misin, yazık onun da canı yanar, yanından yavaşça geç, bir şey yapmaz" dedi.
çocuk böyle yetiştirilir.
hayvana eziyet öğreterek değil.
seni de tebrik ederim. bilirim kedi köpek korkusunu yenmek ne kadar zordur. içinden kedi fırlayacak diye çöp tenekesinin yanından geçemeyen arkadaşım var.
Ha işte o arkadasin benim :)) ama şimdi Kedilere köpeklere hatta köye gittigimizde ineklere bile gidip Merhaba diyoruz :)))))
 
Bilgi eksikliğimden soruyorum, lütfen yanlış anlamayın, hayvanları bu kadar seven bir insan onları neden kısırlaştırır. Neden doğalarında olan bir şeyi ellerinden alır.
çünkü ev bahçelik. eğer kısırlaştırmasaydık daha 1 yaşını doldurmadan hamile kalırlardı, tıpkı insanda olduğu gibi kedilerde de erken doğum yaş kısaltır ve tehlikelidir.
üstelik erkek kedileri de kısırlaştırdım, çünkü sokakta yeterince kedi var ve yeterince kedi insandan eziyet görüyor.
eğer apartman dairesi olsaydı, yavrulamaları benim tercihim olurdu, en azından bir kez. ama bunu tercih etmeyip sokaktan aldığı kediyi kısırlaştıran insanları da anlıyorum. çünkü sokaktan alınan kedi cins değildir, doğan hayvanı sahiplendirdikten sonra o hayvanın sokağa salınmayacağından %100 emin olamazsınız.
mesela tekir İran kedisi gibi pahalı bir ırk değildir. dolayısıyla ilk sevimliliği geçtikten sonra çok rahat sokağa atılabilecek! bir türdür çünkü sokakta bir sürü var.
o yüzden insanlar kısırlaştırma yolunu tercih ediyor. ben de
 
Evet, insanların bir kısmından tiksiniyorum.
mesela kendi halinde sokakta dolaşan bir kediye taş atan insanlardan tiksiniyorum. bugünkü derdim bu. kedim şu anda yuvasına sığındı ve dışarı çıkamıyor.
ev balkonlu, anneleri sokak kedisiydi ve biz de özgür olsunlar diye sokağa gidip gelmelerine hiç müdahale etmedik. sabah uyanırlar mamalarını yerler sonra çıkar bir iki saat sokakta arkadaşlarıyla takılırlar sonra gelirler zaten sıcak da basmıştır uyurlar, tekrar mama yer sokağa çıkarlar, gece olunca da uyumaya gelirler.
ama Şaziment bu sabah erkenden dışarı çıktı ve geri geldiğinde saat akşam 9'du, karşıdaki bahçede oturdu ve bizim balkona bakarak miyavladı.
Çünkü ayağı şişmişti ve üst kata çıkamıyordu. aldık eve getirdik hayvan bütün gün sokakta olduğunda deli gibi acıkmıştı, mamaya saldırdı, 2 defa mama yedi aç kalma korkusuyla.
sonra aldık veterinere götürdük, kırığı yokmuş, ağrı kesici bir fısfıs verdi ve yolladı ama Şaziment eve gelince topallayarak yuvasına girdi. kardeşi oynamak istiyor ama ondan bile kaçıyor.

insanlar tamamen savunmasız bir canlıya nasıl zarar verebiliyorlar. bunlar benim elimde doğdu, anneleri hepsini besleyebilsin diye neler yaptım. kardeşler birbirilerini itti uyurken ben üşümesinler diye koynumda uyuttum. veterine gittim kısırlaştırdım, ağrıları oldu, sızlandılar, onlarla bir sabahladım.

anneleri aldı taşıdı, komşunun bahçesine götürdü onları bebekken kocaman ağızlı hortumla su tuttular uyuyan bir aylık bebeklerin üzerine. evde kedi kafesi yoktu, yavruları bezlerin, havluların içine sarıp apartopar veterine götürdük bir şey olmasın diye, biri nefes alırken zorlanıyordu.
doğdukları günden beri su tutan oldu, taş atan oldu.
baktık ki olmayacak eve aldık, biz sahiplenince biraz kesildi. ne de olsa onlar artık "mal"dı, sokaktaki sahipsiz bir kediye eziyet ettikleri gibi eziyet edemediler.

ama yine de çocuğu kediden korkan anneler "taş at, geç" diye akıl! veriyorlar çocuklarına. ne yalan söyleyeyim o çocuklara değil ama annelere taş atmak da benim içimden geçiyor, yapmıyorum.

nasıl bu kadar acımasız olabiliyor insan. aklım tutuluyor. hiç mi bir canlıyı sevmedin hayatında? hiç mi canın yanmadı?

sonra da şaşırıyoruz, dünyada neden bu kadar vahşet var?

insandan daha zalim, daha vahşi bir tür gördünüz mü? kasten, bilerek, isteyerek, beslenme ya da kendini koruma güdüsünün dışında bir canlıyı sırf zevk uğruna katleden başka bir canlı biliyor musunuz?

doğayı talan ediyoruz, denizleri, dereleri, gölleri kurttuk, yakında içmek için su bile bulamayacağız.

doğanın bir parçası olduğumuzu unuttuk, ona borçlu olduğumuzu unuttuk. Dünya bize aitmiş gibi davranıyoruz.

hayvanların doğal alanlarını gaspettik. Kediyi köpeği, atı, kendi çıkarımız için evcilleştirdik, şimdi de onları yokluğa mahkum ediyoruz, işkence ediyoruz. onlara bakmak ve tahammül etmek zorundayız.

etçil hayvan vardır, otçul hayvan vardır, hepçil hayvan vardır hatta leşçi hayvan bile vardır ama çöpçü hayvan yoktur. ama insanoğlu sayesinde artık var.

ben sokakta çöpten yemek bulmaya çalışan kemikleri birbirine geçmiş muhtemelen o kışı çıkaramayacak bir köpek gördüğümde içim acıyorken insanlar onlara nasıl eziyet edebiliyor aklım almıyor.

gerçekten bazı insanlardan tiksiniyorum. böyle insanların yaşıyor ve yaşayacak olması, bir canlıya eziyet ederken hiç azap duymaması benim için bir dert, içime bir dert.

Hamiş: gelecek eleştiridir illa ki; aç çocukların olması, açlıktan çocukların ölmesi de benim içime dert.
ama bu gece başka bir şeyi dert ediyorum kendime.
okurken kendımı gordum..benımkı daha ılerı boyutta artık bu hıssıyata sahıp olmak benı cok secıcı yaptı selam bıle vermıyorum ılıskımı kesıyorum boyle ınsanlardan bende tıksınıyorum
Dunya cekılmez bır halde benım gozumde..
heryerde acımasızlık merhametsızlık ..
en cok da kendı aılem basta olmak uzere ,Cocuk coluk aclıkla mucadele edıyor gıt onlara acı...Bu ne demek nasıl bır zıhnıyet ben anlayabılmıs degılım
 
Bilgi eksikliğimden soruyorum, lütfen yanlış anlamayın, hayvanları bu kadar seven bir insan onları neden kısırlaştırır. Neden doğalarında olan bir şeyi ellerinden alır.

Mama ve sevgi gördüğüne bu kadar sevinecek hallere düşmesinler diye...

 
Of tam benim konum
bizim burda hayvanlara eziyet edildiği kadar hiç bir yerde edilmiyor sanırım
birini ikisini biz kurtardık diyelim peki ya diğerleri
bir semtteki veya mahalledeki hayvan korkmiyorsa insanlardan kacmiyorsa işte oradaki insanlar merhametli insanlardir
taslamak boncuk tabancası ile kovalamak tekmelemek ki hem de ne tekme hepsi var
yakmak falan bir sürü işkence

Özellikle yaz aylarında çocuklara oyuncak gibi civciv alıp açlıktan soğuktan öldürenler onları boyayayanlar
makatindan sert cisim sokanlar bile var
ve ben düşündükçe delirirecek gibi oluyorum
kaçını kurtarabiliriz kaçını görebiliriz ki
çocukken bütün arkadaşlarım pazardan civciv alırdı. ben de istemiştim, hayvanları seviyorum ya.
annem almamıştı, ben ağlayınca da " seni benden ayırsalar, alsalar boyasalar, sonra da seni güzelce besleyemeyecek olan bir çocuğa verseler, sen de bu yüzden ölsen, ister miydin?" demişti.
annem böyle konularda hep açık sözlüydü, çocukların ölümü de hastalığı da bilmesi gerektiğine inanır.
bilmem ne kadar doğru bir davranış pedagojik olarak ama bende işe yaramıştı.
dediğin gibi bir sokakta hayvanlar insanlardan kaçmıyorsa orada merhametli insanlar yaşıyordur.
yazık.
 
çünkü ev bahçelik. eğer kısırlaştırmasaydık daha 1 yaşını doldurmadan hamile kalırlardı, tıpkı insanda olduğu gibi kedilerde de erken doğum yaş kısaltır ve tehlikelidir.
üstelik erkek kedileri de kısırlaştırdım, çünkü sokakta yeterince kedi var ve yeterince kedi insandan eziyet görüyor.
eğer apartman dairesi olsaydı, yavrulamaları benim tercihim olurdu, en azından bir kez. ama bunu tercih etmeyip sokaktan aldığı kediyi kısırlaştıran insanları da anlıyorum. çünkü sokaktan alınan kedi cins değildir, doğan hayvanı sahiplendirdikten sonra o hayvanın sokağa salınmayacağından %100 emin olamazsınız.
mesela tekir İran kedisi gibi pahalı bir ırk değildir. dolayısıyla ilk sevimliliği geçtikten sonra çok rahat sokağa atılabilecek! bir türdür çünkü sokakta bir sürü var.
o yüzden insanlar kısırlaştırma yolunu tercih ediyor. ben de
Keşke bilebilseydik, bunu ister ve tercih ederlermiydi diye. Zira onlara verdiğimiz zararlardan belki de birisi; bu yolla bizler tarafından yapılıyor. Hep kafamı kurcalamıştır, bu kısırlaştırma muhabbeti, neredeyse her hayvan sahibi kısırlaştırma yoluna gidiyor. Kısırlaşınca cinsel istekleri de gidiyor mu acaba. Yoksa sadece yavrulama mı olmuyor?
 
Bu devirde insanlar insanların gözünün yaşına bakmıyor öz çocuğuna eziyet edip öldürenler var.

bu yüzden hayvanlara yapılan işkenceler beni şaşırtmıyor öyle acımasız vicdansız insanlarla dolu ki etrafımız

ve çoğu çekirdekten yetişiyor aileleri insanlara olan saygıyı öğretmemişken

hayvanlara doğaya olan saygıyı öğrenmemeleri çok normal:KK11:
 
Bir de devletimiz var her sene ihale açıp nesli tükenmekte olan hayvanları vurduran. Şaka gibi değil mi en çok parayı veren gidip hayvanları vurma hakkı elde ediyor..
 
Hayir eline ne gecti o kediye zarar verince? Boyu mu uzadi s.refsizin? Egosunu mu tatmin ediyo? Guc gosterisi mi yapiyor? Pislik iste baska bir sey degil.
 
Keşke bilebilseydik, bunu ister ve tercih ederlermiydi diye. Zira onlara verdiğimiz zararlardan belki de birisi; bu yolla bizler tarafından yapılıyor. Hep kafamı kurcalamıştır, bu kısırlaştırma muhabbeti, neredeyse her hayvan sahibi kısırlaştırma yoluna gidiyor. Kısırlaşınca cinsel istekleri de gidiyor mu acaba. Yoksa sadece yavrulama mı olmuyor?
kısırlaştırılmamış sokak kedilerinin ortalama ömrü 2 yılın altındadır. kedi ve köpeklerde cinsellik üreme amaçlıdır yani insan gibi arzu duyma özellikleri yoktur (varsa da hiçbir yerde okumadım, bilmiyorum) dolayısıyla sokakta bir kedi ya da köpek gördüğünüzde kısırlaştırmaktan çekinmeyin, ömrünü uzatırsınız.
örneğin trafik kazalarına uğrayan köpeklerin %85'i kısırlaştırılmamış olanlardır, kısırlaştırılmamış özellikle erkek köpek kızgındır, bu sebeple hem arabalara atlar hem de eş ararlar. bu arada da trafik kazalarına uğrarlar.

üstelik ne yazık ki kedi ve köpeği evcilleştirerek asırlar önce doğalarına geri dönülmez bir şekilde müdahale ettik. artık onları evlerimize, bahçelerimize almak ve üremelerini sağlıklarına en uygun koşullarda sağlamaktan başka bir çaremiz yok.
düşünün kısırlaştırmadığınız bir kedi yılda tam 4 kez kızgınlık dönemine girer. bir batında en az 3 yavru ki ortalaması 5tir, doğurursa yılda yaklaşık 20 yavru yapar.
sizce 20 yavruyu sokağa salmak mı, yoksa anneyi kısırlaştırarak doğasına müdahale etmek mi?
 
Evet, insanların bir kısmından tiksiniyorum.
mesela kendi halinde sokakta dolaşan bir kediye taş atan insanlardan tiksiniyorum. bugünkü derdim bu. kedim şu anda yuvasına sığındı ve dışarı çıkamıyor.
ev balkonlu, anneleri sokak kedisiydi ve biz de özgür olsunlar diye sokağa gidip gelmelerine hiç müdahale etmedik. sabah uyanırlar mamalarını yerler sonra çıkar bir iki saat sokakta arkadaşlarıyla takılırlar sonra gelirler zaten sıcak da basmıştır uyurlar, tekrar mama yer sokağa çıkarlar, gece olunca da uyumaya gelirler.
ama Şaziment bu sabah erkenden dışarı çıktı ve geri geldiğinde saat akşam 9'du, karşıdaki bahçede oturdu ve bizim balkona bakarak miyavladı.
Çünkü ayağı şişmişti ve üst kata çıkamıyordu. aldık eve getirdik hayvan bütün gün sokakta olduğunda deli gibi acıkmıştı, mamaya saldırdı, 2 defa mama yedi aç kalma korkusuyla.
sonra aldık veterinere götürdük, kırığı yokmuş, ağrı kesici bir fısfıs verdi ve yolladı ama Şaziment eve gelince topallayarak yuvasına girdi. kardeşi oynamak istiyor ama ondan bile kaçıyor.

insanlar tamamen savunmasız bir canlıya nasıl zarar verebiliyorlar. bunlar benim elimde doğdu, anneleri hepsini besleyebilsin diye neler yaptım. kardeşler birbirilerini itti uyurken ben üşümesinler diye koynumda uyuttum. veterine gittim kısırlaştırdım, ağrıları oldu, sızlandılar, onlarla bir sabahladım.

anneleri aldı taşıdı, komşunun bahçesine götürdü onları bebekken kocaman ağızlı hortumla su tuttular uyuyan bir aylık bebeklerin üzerine. evde kedi kafesi yoktu, yavruları bezlerin, havluların içine sarıp apartopar veterine götürdük bir şey olmasın diye, biri nefes alırken zorlanıyordu.
doğdukları günden beri su tutan oldu, taş atan oldu.
baktık ki olmayacak eve aldık, biz sahiplenince biraz kesildi. ne de olsa onlar artık "mal"dı, sokaktaki sahipsiz bir kediye eziyet ettikleri gibi eziyet edemediler.

ama yine de çocuğu kediden korkan anneler "taş at, geç" diye akıl! veriyorlar çocuklarına. ne yalan söyleyeyim o çocuklara değil ama annelere taş atmak da benim içimden geçiyor, yapmıyorum.

nasıl bu kadar acımasız olabiliyor insan. aklım tutuluyor. hiç mi bir canlıyı sevmedin hayatında? hiç mi canın yanmadı?

sonra da şaşırıyoruz, dünyada neden bu kadar vahşet var?

insandan daha zalim, daha vahşi bir tür gördünüz mü? kasten, bilerek, isteyerek, beslenme ya da kendini koruma güdüsünün dışında bir canlıyı sırf zevk uğruna katleden başka bir canlı biliyor musunuz?

doğayı talan ediyoruz, denizleri, dereleri, gölleri kurttuk, yakında içmek için su bile bulamayacağız.

doğanın bir parçası olduğumuzu unuttuk, ona borçlu olduğumuzu unuttuk. Dünya bize aitmiş gibi davranıyoruz.

hayvanların doğal alanlarını gaspettik. Kediyi köpeği, atı, kendi çıkarımız için evcilleştirdik, şimdi de onları yokluğa mahkum ediyoruz, işkence ediyoruz. onlara bakmak ve tahammül etmek zorundayız.

etçil hayvan vardır, otçul hayvan vardır, hepçil hayvan vardır hatta leşçi hayvan bile vardır ama çöpçü hayvan yoktur. ama insanoğlu sayesinde artık var.

ben sokakta çöpten yemek bulmaya çalışan kemikleri birbirine geçmiş muhtemelen o kışı çıkaramayacak bir köpek gördüğümde içim acıyorken insanlar onlara nasıl eziyet edebiliyor aklım almıyor.

gerçekten bazı insanlardan tiksiniyorum. böyle insanların yaşıyor ve yaşayacak olması, bir canlıya eziyet ederken hiç azap duymaması benim için bir dert, içime bir dert.

Hamiş: gelecek eleştiridir illa ki; aç çocukların olması, açlıktan çocukların ölmesi de benim içime dert.
ama bu gece başka bir şeyi dert ediyorum kendime.
Kötü insanlar kendilerine bir şey kazandırdığı için değil yapabildikleri için kötülük yaparlar. Sebepsiz yere öldüren tek canlı türü olmamız ne acıdır. Taş atanlar var ama senin gibi bakıp iyileştirenler de var. Şaziment yine de şanslıymış.
 
Kötü insanlar kendilerine bir şey kazandırdığı için değil yapabildikleri için kötülük yaparlar. Sebepsiz yere öldüren tek canlı türü olmamız ne acıdır. Taş atanlar var ama senin gibi bakıp iyileştirenler de var. Şaziment yine de şanslıymış.
Time görsen, aşağı indim gel kızım dedim, nasıl topallaya topallaya geldi :KK43: bir de merdiven çıkamadı, geldi yanımda durdu kucağıma alayım diye. kıyamam.
bir de insanlık deriz.
 
Resmen kanayan yarama parmak basmışsın. Ben ne kadar hayvanlar için delirip, onların kılına bile zarar gelmesin diye uğraşıyorsam şu apartmandaki mahalledeki insanlarda bir o kadar canavarlaşıyor.

Apartmanın bodrum katında bir kedi doğurmuştu geçen sene. Annem kesinlikle eve istemiyor, huylanıyor ama o da seviyor uzaktan uzaktan. Gider mama falan götürür hep. Neyse eve alamadık annem yüzünden. Ben gidip anne kediye mama koyuyordum, su falan koyuyordum. Hatta üstünde yatsınlar diye yumuşak şeyler indirdim. Sonra bir baktım ki eşyalarla beraber yavrularda atılmış. Ulan size ne zararı vardı el kadar hayvancıkların. Daha sonra anne kedi geldi apartmana resmen acı acı miyavlayıp yavrularını aradı. İçim parçalandı üzüntüden.

Apartman merdivenlerinden saydıra saydıra çıktım eve, umarım onları sokağa kim attıysa duymuştur. Sonra bir de kapıya yazı asmışlar apartmana kedi sokmayın diye. Aldım yazıyı da yırttım, astıkları yere bıraktım ki birinin yırttığını anlasınlar.

İnsanın insana merhamet göstermediği bir dünyada hayvanlara şefkat gösterilmesini beklemek ütopik kaçıyor herhalde. Anne babalar böyle bilinçsiz ve sevgisiz olunca onların büyüttüğü çocuklardan da hayır gelmiyor zaten. Allah nasip eder de bir çocuğum olursa onu evimde beslediğim hayvanlarla beraber büyüteceğim. Onların zararsız olduğunu, dost olduğunu en başından öğrensin. Marifetin taş atıp kovalamak olmadığını, sadece bir lokma ekmek verebiliyor olsa bile önemli olanın bir canı doyurmaya çalışmak olduğunu öğrensin. Öğrensin ki o da kendi çocuklarına öyle öğretsin.
 
ben de tiksiniyorum. bir gece annem elinde bir kediyle geldi. yoldan geçerken görmüş adam sopayla vurmak üzereymiş annem bağırmış. almış kediyi getirmiş eve. kediyi bir görseydiniz, görünce tutamadık kendimizi iniverdi yaşlarımız. kedi önünü göremeyecek kadar kötü sürekli kafası aşağıda dolanıyor. verdiğimiz yemeği yiyemiyor. minicik parçalara böldük ağzına verdik. deli dana gibi öyle döndü durdu aynı yerde onu gördük öyle perişan olduk. onu o hale getiren nasıl bir yaratıktır anlam veremiyorum. ya da diyelim kendisi o hale geldi bi şekilde, o haldeyken bile ona vurmak kadar iğrenç bir harekete kalkışan, insan diyemediğim tanımlanamayan cisme ne demeliyim! insan falan değiller, aşağılıklar. o kadar! her neyse. gece uyudu kedicik ve sabaha karşı da teslim etti canını. en azından son zamanlarını iyi geçirmesini sağlayabilmek için uğraşıp durduk. ama yaşayamadı. :KK43: ve daha böyle niceleri...
 
Malesef çok duyarsız bi topluma sahibiz. Hayvan delisi bi insan olarak sizi cok iyi anlıyorum. Onlara hayvan demek bile hakaret ediyomus gibi hissettiriyor. Kediyi köpeği taslayan insan zararsız kendi halinde sevgi bekleyen canlilarsa hayvan . Haksızlık burda başlıyor
 
Son düzenleme:
X