Kalabalık bir ortamdaydım, sesi kısık ekranda bir ara Nurgül Yeşilçay gözüme çarptı; Funda Arar’la göbek atıyordu. "İki gün önce babası ölmedi mi?" diye birbirimize baktık.
Sonradan öğrendim, Nurgül Yeşilçay eşi Cem Özer’in ilk programına destek olmak için sürpriz yapıp stüdyoya gelmiş.
Konuklar ve Cem Özer de, Nurgül’ün taze acısına rağmen bu büyük jestine program boyunca övgüler düzmüşler.
Bu sahneleri görünce bir kez daha anladım ki; "Show must go on" bir büyük popüler kültür aldatmacasıdır.
Bu lafa tiyatrocular bayılır.
"Annemin cenazesinden gelip sahneye çıktım, perde asla kapanmaz"...
"Kocam ölmüştü, gözyaşlarımı içime akıtarak oynadım" gibi laflar ederler.
İnsanlar ve medya da, gerçekte acımasız olan bu duruma "ne büyük sanatçı" diye yıllardır alkış tutar...
Neymiş, "Şov devam etmeliymiş"...
Hadi oradan canım!
Kasap bile dükkanını "cenazemiz var" yazısı yapıştırıp kapatırken, duyarlılık abidesi sanatçıların ölüm karşısındaki duyarsızlıkları, şova devam etmeleri, perdeyi kapatmamaları nasıl bir ruh halidir?
İnsan hayatında öyle anlar olur ki, bırakın şovu hayat devam etmez.
Sorarım size;
Bir tiyatrocu, biletleri satılmış, hatta seyircisi koltuklara oturmuş bir oyuna çıkıp, "Beni affedin, çok yakınımı kaybettim ve bu gece yokum" dese...
"Lanet olsun senin gibi bir oyuncuya" tepkisiyle mi karşılaşır, yoksa hayatının bu en büyük oyunu ayakta mı alkışlanır?..
Ama yok, onlar "Bakın ne büyük oyuncu" ispatı için, "Şov devam etmeli" aldatmacasına kandıklarından, alkışlanmak için inadına sahneye çıkarlar.
İşte Nurgül Yeşilçay’ı da gece boyu programda alkışlamışlar...
O da en insani acısını bile, reytinge kurban etmiş.
Kocasının programı izlensin diye, babasının çarşamba günkü cenazesini unutup, cuma günü Funda Arar’la göbek atmış.
Bazen şov devam etmez arkadaşlar.
Etmemeli!
Cengiz Semercioğlu