- 8 Haziran 2012
- 5.278
- 1.437
- 248
- Konu Sahibi AngryPenguin
- #1
İktidarlar gelir geçer ama sisteme inancın kaybolmaması lazım. Şimdi yaşadığımıza benziyor bu da. Hukuk ve seçim kurumuna inanç kaybolduğu anda bitip gittiniz.
Sercan Bey siz aslen ne iş yapıyorsunuz? Hukukçu musunuz?
- Yönetim danışmanlığı yapıyorum. Ama çiftçi diye tanıtıyorum kendimi. Çünkü iki senem köyde geçti. 2009-2011 arası domates, biber, brokoli ürettim İzmir’de bir köyde. Tarımla alakalı kendi şirketimi kurdum. Yaklaşık 4 aydır sandık sayıyoruz. Şirketi son birkaç aydır kapattım iş bu noktalara gelince.
Kimin fikriydi Oy ve Ötesi’ni kurma ya da bu ihtiyaç nerden doğdu?
Hepimizin fikriydi, 8 kişilik kurucu ekipten bahsediyoruz. Hepimiz bir şeyler yapmak istiyorduk. Kesişim noktası işadamı olmamızdı. Gezi sonrası bir enerji ortaya çıktı. Millet sistemi, devrimi konuşsun biz daha kısa vadeli hedef koyalım dedik. 30 Mart 2014 yerel seçimde sandığı hedef koyduk. 3 hedefle yola çıktık: 1. Oy ver kampanyası, 2. Bilinçli oy kullanma. Adayları tanıyor muyuz, iki kelimeyi yan yana getirebiliyor mu? Sorulara somut cevap verebiliyor mu? 3. Sandıklara sahip çıkmak.
Galiba en çok 3. kısma ağırlık verildi.
Biz bu işe 8 kişi başladık. Aralık sonunda 100 kişi olduk. 1000 kişiye ulaşınca hem viral yayıldı hem de iyi yönettik bu süreci. Sivrilmedik, partiler üstü duruşu koruduk, kimseden para kabul etmedik.
Sizi buraya ne götürdü peki? Siz de mi geçmişte oyların çalındığı hissine sahiptiniz? Bir sivil toplum örgütü kuralım bu örgüt bu olsun fikri mi vardı?
Ülkede her şeyi tartışabilmeliyiz diye düşündük, iktidarlar gelir geçer ama sisteme inancın kaybolmaması lazım. Şu an yaşadığımıza benziyor bu da. Hukuk ve seçim kurumuna olan inanç kaybolduğu anda bitip gittiniz. Ondan sonra kimin seçildiği de önemli değil zaten. Bununla ilgili tek bir soru işareti varsa eğer bu soru işaretini ortadan kaldırabilecek tek şey partizan, taraf olmayan birinin veya tarafsız bir sivil inisiyatifin gözlemidir. Seçimden kimin önde çıktığından çok seçimin adam gibi yapılması çok önemliydi.
İstanbul’da mı çalıştınız sadece?
-Evet sadece İstanbul’da çalıştık ve çok eleştiri aldık. Ama ilk defa yaptığımız için kaynağımız yok. Harcamaları cebimizden yapıyoruz. Şimdi model oturdu. Yaymak daha kolay.
Oy ve Ötesi nereye gidecek? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı şey olacak mı?
-Yerel seçimlerde vizyona yeteri kadar zaman ayıramadık. Ama birkaç bir şey belli. O kadar çok gönüllü var ki ortada bu işi sadece sandık gözetmenliğiyle kısıtlı tutmak çok doğru değil. Sivil toplum olarak Oy ve Ötesi’nin el atabileceği çok şey olmalı.
Siz AKP’nin karşısında duran sosyal demokratmışsınız gibi algılandınız. Öyle misiniz yoksa vatandaşın her oya sahip çıkmasını mı destekliyorsunuz?
8 kişi içinde kimin hangi partiye oy verdiğini sormadık, parti olarak kimseyi değerlendirmiyoruz. Gönüllülerimize de hiçbir zaman sormadık neyin karşısındayız diye. Şeffaflık ve demokrasi etrafında birleşmiş bir platform olarak, tabii ki özgürlüklerin kısıtlanmasının ve anti-demokratik uygulamaların karşısındayız.
Pazar gününün en garip olayı neydi size intikal eden?
Sandık kurulu başkanlarının keyfi uygulamalarıydı. 8 kişilik çağrı merkezi kurduk ve iki günde 5 bin çağrı geldi. 5 bin telefonun içinde 4 bin 999 farklı kombinasyon vardı. Bir tanesi müşahitleri içeri almadı bir tanesi zarfları hazır getirmiş normalde orada mühürlemesi lazım. Bir tane olacağına iki mühür var, biri zarfın üzerine evet damgası basmış, Allahlık bir süreç…
Yaptığınız gözlemlere bakarsak İstanbul’un sonucu değişmeyecek değil mi?
Biz iki şey gözlemledik, bir sandık başında olanlar, sandık kurulunun inisiyatifinde olanlar. Yasa dışı uygulamalar, bilinçli ya da eksik uygulamaların sonuca nasıl etki edeceği… Bunlar sayıya dökülebilecek şeyler değil. Ama ikinci tarafında, sandıklar kapandıktan sonra sonuçların YSK’ya girişi tarafında bir şey değişmeyecek gibi duruyor. YSK’nın açıkladığı sonuçla gönüllülerimizin topladığı tutanaklar tutmuyor. Kaydırmalar yapılmış, 3 oraya 5 buraya yazılmış ama o kadar az ki bu sayılar 10 milyonun içinde 10 bin gibi sapma var. Bu da doğal.
Seçimlerden sonra özellikle Twitter ve sosyal medyada şöyle bir algı ve duygu yayılımı var. Bu seçimler hileli, tutanaklarla oynanmış.
Tutanakların sisteme giriş tarafında hakikaten bir şey olduğunu düşünmüyoruz. Olmaması gerekir ama böyle hatalar var. Tutanakların kendileri allak bullak. YSK’nın yayımladığı sayıların içinde bile. 32 bin tane sandığın sonucunu yayımlamışlar 2 bin tanesinde toplam tutmuyor. Bu noktada artık Türkün matematikle imtihanı diyoruz. Evet bir Tutarsızlık var ama bu sistematik hileli sonucu manipüle etmeye yönelik bir şey değil.
Yıllarca Türkiye’de oylar yakıldı dendi, faso fiso der inanmazdım.
Oyun yakılması zaten mevzuatta var. Bir sandıktan kullanılması gerekenden fazla oy çıkarsa, sandık kurulu başkanı sandıktan rastgele fazla olan oyları seçip yakmak zorunda. Yakıldı dendikleri tahmin ediyorum onlardır. Yoksa siz zarf yakarak bir şeye ulaşamazsınız. İstanbul için Ümraniye’de bir okulda tuvalette yakılmış oylar bulundu. Seçmen sayısından fazla oy çıktıysa bu normal.
Bu seçim sistemi ilk defa hissettim ki biraz ilkeldi. Oyların kaybolması durumu söz konusuydu
Sistem kendi içinde çok ilkel değil, uygulama konusunda sıkıntılar var. Elektronik sisteme geçmediğimiz sürece sistem bu. Sistemdeki sıkıntı takip destek mekanizmasının dengeli olmadığı zaman ortaya çıkıyor.
1923 yılında kurulmuş CHP, kaç yıllık parti neredeyse asıra denk gelecek. Oy ve Ötesi’nden tutanak istiyor Twitter’da.
CHP’nin içinde de çok iyi takip mekanizmaları kurmaya çalışan, sistematik çalışanlar da var. Özellikle CHP ilde bilişim ekibi var zaten. Ama başka bir şey eksik. Kalite bu tarafta tamam ama birilerinin gidip onu topluyor olması lazım.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/armagan_caglayan/baskici_her_seye_karsiyiz-1185130
Sercan Bey siz aslen ne iş yapıyorsunuz? Hukukçu musunuz?
- Yönetim danışmanlığı yapıyorum. Ama çiftçi diye tanıtıyorum kendimi. Çünkü iki senem köyde geçti. 2009-2011 arası domates, biber, brokoli ürettim İzmir’de bir köyde. Tarımla alakalı kendi şirketimi kurdum. Yaklaşık 4 aydır sandık sayıyoruz. Şirketi son birkaç aydır kapattım iş bu noktalara gelince.
Kimin fikriydi Oy ve Ötesi’ni kurma ya da bu ihtiyaç nerden doğdu?
Hepimizin fikriydi, 8 kişilik kurucu ekipten bahsediyoruz. Hepimiz bir şeyler yapmak istiyorduk. Kesişim noktası işadamı olmamızdı. Gezi sonrası bir enerji ortaya çıktı. Millet sistemi, devrimi konuşsun biz daha kısa vadeli hedef koyalım dedik. 30 Mart 2014 yerel seçimde sandığı hedef koyduk. 3 hedefle yola çıktık: 1. Oy ver kampanyası, 2. Bilinçli oy kullanma. Adayları tanıyor muyuz, iki kelimeyi yan yana getirebiliyor mu? Sorulara somut cevap verebiliyor mu? 3. Sandıklara sahip çıkmak.
Galiba en çok 3. kısma ağırlık verildi.
Biz bu işe 8 kişi başladık. Aralık sonunda 100 kişi olduk. 1000 kişiye ulaşınca hem viral yayıldı hem de iyi yönettik bu süreci. Sivrilmedik, partiler üstü duruşu koruduk, kimseden para kabul etmedik.
Sizi buraya ne götürdü peki? Siz de mi geçmişte oyların çalındığı hissine sahiptiniz? Bir sivil toplum örgütü kuralım bu örgüt bu olsun fikri mi vardı?
Ülkede her şeyi tartışabilmeliyiz diye düşündük, iktidarlar gelir geçer ama sisteme inancın kaybolmaması lazım. Şu an yaşadığımıza benziyor bu da. Hukuk ve seçim kurumuna olan inanç kaybolduğu anda bitip gittiniz. Ondan sonra kimin seçildiği de önemli değil zaten. Bununla ilgili tek bir soru işareti varsa eğer bu soru işaretini ortadan kaldırabilecek tek şey partizan, taraf olmayan birinin veya tarafsız bir sivil inisiyatifin gözlemidir. Seçimden kimin önde çıktığından çok seçimin adam gibi yapılması çok önemliydi.
İstanbul’da mı çalıştınız sadece?
-Evet sadece İstanbul’da çalıştık ve çok eleştiri aldık. Ama ilk defa yaptığımız için kaynağımız yok. Harcamaları cebimizden yapıyoruz. Şimdi model oturdu. Yaymak daha kolay.
Oy ve Ötesi nereye gidecek? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı şey olacak mı?
-Yerel seçimlerde vizyona yeteri kadar zaman ayıramadık. Ama birkaç bir şey belli. O kadar çok gönüllü var ki ortada bu işi sadece sandık gözetmenliğiyle kısıtlı tutmak çok doğru değil. Sivil toplum olarak Oy ve Ötesi’nin el atabileceği çok şey olmalı.
Siz AKP’nin karşısında duran sosyal demokratmışsınız gibi algılandınız. Öyle misiniz yoksa vatandaşın her oya sahip çıkmasını mı destekliyorsunuz?
8 kişi içinde kimin hangi partiye oy verdiğini sormadık, parti olarak kimseyi değerlendirmiyoruz. Gönüllülerimize de hiçbir zaman sormadık neyin karşısındayız diye. Şeffaflık ve demokrasi etrafında birleşmiş bir platform olarak, tabii ki özgürlüklerin kısıtlanmasının ve anti-demokratik uygulamaların karşısındayız.
Pazar gününün en garip olayı neydi size intikal eden?
Sandık kurulu başkanlarının keyfi uygulamalarıydı. 8 kişilik çağrı merkezi kurduk ve iki günde 5 bin çağrı geldi. 5 bin telefonun içinde 4 bin 999 farklı kombinasyon vardı. Bir tanesi müşahitleri içeri almadı bir tanesi zarfları hazır getirmiş normalde orada mühürlemesi lazım. Bir tane olacağına iki mühür var, biri zarfın üzerine evet damgası basmış, Allahlık bir süreç…
Yaptığınız gözlemlere bakarsak İstanbul’un sonucu değişmeyecek değil mi?
Biz iki şey gözlemledik, bir sandık başında olanlar, sandık kurulunun inisiyatifinde olanlar. Yasa dışı uygulamalar, bilinçli ya da eksik uygulamaların sonuca nasıl etki edeceği… Bunlar sayıya dökülebilecek şeyler değil. Ama ikinci tarafında, sandıklar kapandıktan sonra sonuçların YSK’ya girişi tarafında bir şey değişmeyecek gibi duruyor. YSK’nın açıkladığı sonuçla gönüllülerimizin topladığı tutanaklar tutmuyor. Kaydırmalar yapılmış, 3 oraya 5 buraya yazılmış ama o kadar az ki bu sayılar 10 milyonun içinde 10 bin gibi sapma var. Bu da doğal.
Seçimlerden sonra özellikle Twitter ve sosyal medyada şöyle bir algı ve duygu yayılımı var. Bu seçimler hileli, tutanaklarla oynanmış.
Tutanakların sisteme giriş tarafında hakikaten bir şey olduğunu düşünmüyoruz. Olmaması gerekir ama böyle hatalar var. Tutanakların kendileri allak bullak. YSK’nın yayımladığı sayıların içinde bile. 32 bin tane sandığın sonucunu yayımlamışlar 2 bin tanesinde toplam tutmuyor. Bu noktada artık Türkün matematikle imtihanı diyoruz. Evet bir Tutarsızlık var ama bu sistematik hileli sonucu manipüle etmeye yönelik bir şey değil.
Yıllarca Türkiye’de oylar yakıldı dendi, faso fiso der inanmazdım.
Oyun yakılması zaten mevzuatta var. Bir sandıktan kullanılması gerekenden fazla oy çıkarsa, sandık kurulu başkanı sandıktan rastgele fazla olan oyları seçip yakmak zorunda. Yakıldı dendikleri tahmin ediyorum onlardır. Yoksa siz zarf yakarak bir şeye ulaşamazsınız. İstanbul için Ümraniye’de bir okulda tuvalette yakılmış oylar bulundu. Seçmen sayısından fazla oy çıktıysa bu normal.
Bu seçim sistemi ilk defa hissettim ki biraz ilkeldi. Oyların kaybolması durumu söz konusuydu
Sistem kendi içinde çok ilkel değil, uygulama konusunda sıkıntılar var. Elektronik sisteme geçmediğimiz sürece sistem bu. Sistemdeki sıkıntı takip destek mekanizmasının dengeli olmadığı zaman ortaya çıkıyor.
1923 yılında kurulmuş CHP, kaç yıllık parti neredeyse asıra denk gelecek. Oy ve Ötesi’nden tutanak istiyor Twitter’da.
CHP’nin içinde de çok iyi takip mekanizmaları kurmaya çalışan, sistematik çalışanlar da var. Özellikle CHP ilde bilişim ekibi var zaten. Ama başka bir şey eksik. Kalite bu tarafta tamam ama birilerinin gidip onu topluyor olması lazım.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/armagan_caglayan/baskici_her_seye_karsiyiz-1185130
Son düzenleme: